bağımsız bakalım mı kendisinin durumuna?
bağımsız derken
wesley sneijder'den ve kendisinin
dursun aydın özbek ile
igor tudor'un futbol aklının transferinin ürünü olmasından bağımsız yani. doğduğu coğrafyadan, milli takımından, yaşadığı - gördüğü ülkelerden, inancından vs. ne varsa hepsini bir kenara bırakalım.
younes belhanda değil de atıyorum ismi
john doe olsun.
faslı değil
ingiliz olsun. hatta geldiğinde 10 numara değil
48 numara forma giysin (hani 10 giymese bu tartışmalar olmazdı hakkında diyecek arkadaşlar için bakın bu da).
jonn doe
galatasaray'ın oyun kurucu ihtiyacını karşılamak için transfer edilmiş.
bu arkadaşı alabilmek için galatasaray spor kulübü 30 haziran 2017'de
8 milyon euro bonservis bedeli ödemiş önceki kulübüne.
2 milyon euro da ilerleyen tarihlerde
bonus olarak ödeyip toplamda
10 milyon euro para çıkmasını taahhüt etmişiz kasamızdan.
şunu eklemek gerekir, mali durumu bitik olan bir takıma alıyoruz bu oyuncuyu. iki sezon önce
ffp'ten ceza yemişiz o kadar kötü durum. yani
10 milyon euro bir futbolcuya bonservisi için para verdiğimizde, kendisine senelik minimum
3 milyon 350 bin euro vermeyi göze aldığımızda bu futbolcudan neler beklememiz gerektiğini bir düşünün lütfen
mali durum derken bundan bahsediyorum.
neyse, john gelmiş. hoşgelmiş.
ilk maçına 13 temmuzda
avrupa ligi ön eleme maçında deplasmana çıkmış galatasaray, john çıkmamış. galatasaray adı sanı duyulmamış, kendisi çıktığında "avrupanın en büyüklerinden birisi geliyor" diye her yerde sevinç çığlıkları atmış bir takıma deplasmanda
2-0 kaybedip dönüyor. john sahada yok. ikinci maça çıkmış 20 temmuzda, 90 dakika sahada kalmış. katkısı yok, takım 1-1 berabere kalmış aynı takımla ve elenmiş.
sezon başlamış, görevi "
oyun kurucu" olarak belirlenip alınmış bir oyuncu sırtında 48 numaralı formasıyla
ofansif orta sahanın ortasında oynadığı sezonda 34 maçın 30'unda oynamış,
3 gol atıp
8 asist yapmış. 4 sarı
2 kırmızı kart görmüş. maç başı 1.3 şut denemiş.
kendisini savunan arkadaşlar "asistin asistini yapıyor, kilit pas yapıyor, her verdiği pas asist olmuyor kaçanlar oluyor" falan diyor, istatistik konuşsun. john, geçtiğimiz sezon oynadığı 30 maçta maç başına 0.8'i kısa 1.9'u uzun olmak üzere
sadece 2.7 kilit pas deniyor. maç başına ortalama zaten
38.9 başarılı kısa pas yapıyor. her maç
2 başarısız topa dokunma 2 top kaptırma olmak üzere
4 kez top kaybı yapıyor.
neyse bir şekilde sezon bitiyor, şampiyon olunuyor. taraftarın genelinin beklentisi sezon içerisinde bizi taşıması gereken john'u da biz taşıdık, bunu gönderip yerine başkasını almaya çalışalım oluyor doğal olarak.
john bir şekilde gitmiyor. artık kendisine teklif mi yok, var da kendisi mi kabul etmiyor, kulüp mü istemiyor bilinmiyor ama john kalıyor takımda.
yeni sezon başlıyor,
10 ağustos 2018 ankaragücü galatasaray maçında asist yapıyor. "acaba düzelir mi, olur mu, hocanın etkisi mi?" derken bir asist de
27 ağustos 2018 galatasaray alanya maçında alanya'ya 6 attığımız maçta yapıyor, maçın 2-0'a gelmesine bir nebze katkıda bulunuyor ve oradan maç farka gidiyor.
sonra?
1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçında skor 2-0 trabzon lehine ve
30. dakikada kırmızı karttan atılıyor. atılmadan önce üst üste iki pozisyonda birisinde pas vermiyor, diğerinde (çok şut çeken birisiymiş gibi) ceza sahasının içinde saçma bir topta
dünyanın en verimsiz rövaşatasını atıyor.
30. dakikada da atılıp gülerek çıkıyor sahadan.
atılan oyuncu nasıl olmalı biliyor musunuz?
john gibi olmamalı.
badou ndiaye gibi olmalı.
18 eylül 2018 galatasaray lokomotif moskova maçında atıldığını hatırlasanıza, parçaladı kendisini kenara gelene kadar.
aynı dönemde transfer edilmiş neredeyse aynı mevkilerde oynayan iki oyuncudan birisi çok sevilirken diğeri neden bugün ipe götürülmek isteniyor taraftar tarafından sizce?
trabzon dönüşü, hava alanında taraftar isyan ediyor doğal olarak. sahada kalsa belki takıma yardımcı olabilecek, belki en kötü 2-0 bitmesini sağlayabilecek en azından hiç bir şey yapmasa boş koşacak adam atılmış, taraftar haklı tepki göstermekte. john'a "olmuyor,
go home" diyor. john da
analı bacılı bir şeyler karıştırıp motherfucker falan bir şeyler işte söyleyip gidiyor.
yahu bu taraftar
2018 - 2019 şampiyonlar ligi d grubu ilk maçında bile (trabzon maçından sonradır kendisi ana bacı karıştırdıktan sonra yani) kendi sahamızda lokomotif'e karşı senden bir şeyler bekledi john! ne bekledi? takımı ileri götür, kapanan rakibi açacak pasları ver, her aldığın topu geriye dönmek yerine ileride alternatif yarat vs. ne verdin? 2 tane şut, 1 tane kilit pas, 25 başarılı 5 başarısız pas. 73 dakikada.
ne oldu? ismi john olup da 48 numara giyince verimli mi oldu?
yine aynı beyler! biz objektif bakıyoruz "belhanda gitmeli, faydalı değil takım için" derken, siz biraz objektif bakıp da "ya haklılar, istatistik falan diyoruz da istatistikleri de kötü" demeyi bir deneseniz?
tamam, yapacak bir şey yok. devre arasına kadar kaldı bu isim. duracak. fatih hoca da dedi "elimizdekilerden faydalanacağız" diye, "onları karalamayalım" vb. şeyler söyledi. tamam, haklı. ama abi halen içinizde "aha bu maç şov yapacak maçı alıp onu beğenmeyenleri susturacak" falan diyenler var ya aklınızı başınıza alın abi. belhanda ne zaman hangi takımda
hangi takıma karşı bir şov yapıp maçı almış da bugün ortam bu haldeyken porto'ya karşı üstelik geldiğinden beridir iç sahadaki veriminin bile yarısını vermediği bir deplasman maçında şov yapacak aklınız kesiyor mu bunu cidden ya?
belhanda gol atamaz, kariyeri boyunca
325 kulüp maçında 47 gol atmış hepi topu. asist belki ama deplasmanda zannetmiyorum, yapamaz. kilit pas da çok zor.
beklentilerinizi düşük tutun. devre arasında kadar kadroda isim doldurmak için en fazla yazılır
emre akbaba'nın da sakatlığı sonrasında sistem bozulmasın diye hoca tarafından belki. her maç 20-25 arası isabetli pas yapsın, takımı yakmasın,
badou ndiaye'nin atılmasına neden olduğu gibi saçma işler yapmasın, kart görmesin,
rakiple hakemle basınla taraftarla tartışmasın çıksın topunu oynasın devre arasına kadar devre arasında da bıraksın gitsin.
bu beklenti kimseyi yanıltmaz. ama "şov yapacak" diye buraya gelmeyin. şaş kaza bir maçta gol atınca, bir maçta asist yapınca "gördünüz mü nasıl yapıyormuş" diye gelmeyin. 10 numaraysa pozisyonu orada biz
wesley sneijder'i gördük, 8 numaraysa
selçuk inan'ın prime zamanını biz yaşadık. bunlar uzak geçmişler değil. ve sırf sneijder'den sonra 10 numarayı giyiyor diye bu kıyası yapmıyoruz ki, pozisyonu bu adamın biz ne yapalım yani. stoper oynuyor da biz sneijder le karşılaştırmıyoruz ki. sneijder var selçuk var yakın dönemde bunlarla karşılaştırılacak çaresiz.
umarım bu akşam
3 ekim 2018 porto galatasaray maçında benim düşük beklentim kadar oynar. umarım ilk yarı sonuna kadar öyle oynar da bu hakkındaki son eleştiri yazım olur. benim kadar kimse isteyemez bunu çünkü sürekli her platformda eleştirmekten ben yoruldum. bu beklediğim performansı versin devre arasına kadar, devre arasında gitsin kendisinden başka hiç bir beklentim yok.