resim
Younès Belhanda
Takım:Al-Shamal SC
Mevki:On Numara
Yaş:34
Boy:1.75
Uyruk:Fas
  • 8175
    asistin asistini mi yoksa onun asistini mi yapıyor tartışmalarına artık son vermek gerek. ben dikkatlice izledim ve sahada neden bu kadar kilit rolde olduğunu anladım. öncelikle belhanda bir oyun kurucu ve en önemli özelliği de ne asistleri ne de asistin asistleri. onun en büyük özelliği tersten asist yapıyor.
    peki nedir bu tersten asist, biraz tarihine inmek gerek?
    futbol sacchi ile birlikte çok değişti, özellikle bloklar arasının kısa tutulması rakibe gol atılmasını zorlaştırdı ve iyi hücum pres yapan takımlar da daha zayıf takımları presle daha da sindirip oyunu kalelerine yıktılar. guardiolanın meşhur barcelonası da bunun en güzel örneği

    ancak sonra modern kontra atakların gelişmesiyle hücum oynayan ve topa sahip olan takımların zor zamanları başladı. heynkes'in bayerni ve mourinhonun real madridteki son sezonu barcelonanın pas oyununa kontralarla ciddi sekte vurdu.

    klopp'un dortmunduysa kazanmak için rakip kaleye gitmek yerine rakibi üzerine çekmeyi başardı ki dünyadaki birçok takım da artık topa sahip olmayı bıraktı. bunu en başarılı uygulayanlardan biri de favre'ın nice'iydi ki kilit oyuncu belhandaydı. onu takımın oyun kurucusu yapıp ona tersten asist görevi vererek rakipleri üzerine çekti ve kontra ataklarla goller buldu.

    peki nedir bu tersten asist yapma görevi: bu roldeki oyuncular daha takım savunmadan çıkarken en olmadık yerde topu kaptırarak takımlarının sahte kontralar yemesine sebep olurlar. bunu gören rakipler ön alan presi yapmaya başlar ve arkada boşluklar verirler. bu boşlukları değerlendiren hızlı oyuncular da goller atar. onyekuru geçen sene 20'ye yakın gol attıysa bu belhandanın kurduğu bu nefis oyun sayesinde.
  • 4024
    uefa kupasının kazanılması galatasaray taraftarına hiç iyi gelmedi. çünkü o zamandan beri hep o yıllardaki galatasaray'ı bekledik durduk. şimdi soğudu tabii, terim gittikten sonraki senelerde lucescu'nun bahtsızlığı da bu olmuştu. o zamandan beridir de tipik yiyici büyük takım taraftarı gibi hiçbir şeyi beğenmez olduk. daha da kötüsü teknoloji ilerleyip dünya futbolu herbir kişinin evine girince gerçeklerden de koptuk. belli isimlerden aşağısı tatmin etmez oldu.

    bakın bu belhanda olayı, feghouli olayı değil. 2011 yılını unutmuyorum. muslera alındığında kovaydı, felipe melo alındığında balondu, ujfalusi alındığında kasaptı, her gelene kulp takıp durdu bu taraftar. ismi olanlar hariç. aşağısı kesmedi çünkü. hadi o gelenler de bir şekilde araftaydı ama sneijder ve drogba birtakım galatasaray taraftarı için resmen put oldu. çünkü isimleri vardı bu adamların.

    hadi drogba da sneijder da bir sezon iyi iş çıkardılar, hatta drogba gelmese 2013 şampiyonluğu büyük ihtimalle kaçardı. gelgelelim sneijder son senelerinde bildiğiniz yattığı yerden tokatladı galatasaray'ın paralarını. bir allah kulu da çıkıp "birader yeter artık" diyemedi. (bu arada bu tokatlamaya açıkçası kızmıyorum. sneijder futbolu çoktan bırakmıştı da o zamanki galatasaray yönetimlerinin durumu da malum.)

    sonra dünya tarihinin en basiretsiz, yalancı ve hilebaz yönetimi olan daö yönetimi dahiyane(!) bir fikir buldu. gitti yeni alınan belhanda'ya, daha sneijder gitmeden, 10 numaralı formayı verdi. aslında bu birtakım taraftarla belhanda'nın arası o gün bir daha kapanmamak üzere açılmıştı. gerisi teferruat. o günden beridir de bu adam ağzıyla kuş tutsa o birtakım taraftarca beğenilmedi.

    burada belirleyici etken "galatasaray seviyesinde değil" cümlesi. bu seviyenin tanımını biri yapsa keşke. mesela belhanda yıllardır avrupa'da yokları oynayan, ekonomik durumu içler acısı olan bir galatasaray seviyesinde değil mi? acaba sizin idealize ettiğiniz galatasaray seviyesinde bir problem olabilir mi?

    yani o 2000 kadrosu da öyle ha diye oluşmadı, unutan varsa. ben çocuktum, ümit davala'ya, ar.f erdem'e, ergün penbe'ye söver dururdum o halimle, hiç sevmezdim o adamları. sürüyle hata yaparlardı maç içinde. ama bu adamların hepsinin yaptığı hataları diğer takım arkadaşları kapatırdı. bu adamların hiçbiri şu anki kadroda bulunan oyunculardan daha hatasız oynamadılar. hatta yetenek olarak şu anki kadrodan çok da farklı değildiler. onların hagi'si vardı, bunların yok. o kadro 4 senede düşe kalka ama her zaman bir kişiye bağlı kalmadan takım halinde büyüdü.

    galatasaray seviyesi dediğiniz o şey istikrarla ve kenetlenmeyle geldi. o gün de bugün gibi, benim çocuk aklımla yaptığım sövgüler o topçulara sürekli yapılsaydı ne 4 sene üst üste şampiyonluk olurdu ne uefa kupası. kötü oynardı, tugay kerimoğlu'nu küfrede küfrede yolladı bu taraftar. sonra arkasından ağladı herkes. ben söyleyeyim, tugay leş gibi oynuyordu galatasaray'da. o zamanki eleştiri neydi biliyor musunuz? "bu adamın ne işi var gaassaray'da!?!?!?"

    tugay da o zamanın jargonuyla "galatasaray seviyesinde değildi."

    elhasıl belhanda yahut zelhanda değil önemli olan. idealler yanlış. galatasaray seviyesi dediğiniz seviye avrupa'ya katıldığı onca sezon sonra dördüncü torbadan kendine yer bulabilip men edilme korkusuyla her gün endişelenen bir seviye. milan bir zamanlar gattuso - pirlo - seedorf - kaka - inzaghi - şevçenko kadrosuyla avrupa'da fırtına estiriyordu. şimdi kafadan say desek milan'ın kadrosunu kimse sayamaz.

    çünkü futbol değişti ve eski çamlar bardak oldu. galatasaray avrupa fatihi değil, avrupa fatihiydi. belki yine olur. ama öyle drogba ve sneijder'dan daha aşağı topçuları "gaassaray seviyesinde değil" diye sürekli itin tenasül uzvuna sokarak değil. belhanda da şu galatasaray'da tek bacağıyla dahi oynar. top kaptırıyormuş da bilmem neymiş de, bunlar tezvirat. o pas hatası yapıyorsa diğerleri kapatacak. diğerleri pas hatası yaptığında o kapatacak. böyle böyle takım olunacak.

    sağ bekte uğur, sol bekte ferhat'la da öyle şampiyon oluyorsun. sağ bekte capone, sol bekte ergün'le de öyle uefa kupası kazanıyorsun. arsenal'ın sol kanadında sylvinho ile overmars vardı. onlar galatasaray seviyesinde miydi acaba?
  • 2527
    8 şubat 2018 galatasaray konyaspor maçı'nda taraftarın yanlış yaptığını bir kere daha göstermiştir. göstermiştir de taraftar görmüş müdür? daha 3 gün önce gönderelim, gitsin, 5 para etmez dedikleri ve oysa bu sene takımın en yaratıcı oyuncusu olan adam çıkıp tokat gibi futbol oynamıştır.

    şunu unutmamak lazım galatasaray'a messi seviyesinde adam asla gelmeyecek. cr7'miz asla olmayacak. hagi bile her maç mükemmel oynamıyordu. futbolcu bu. yükselecek, düşecek. takımın genel oyunundan etkilenecek. ve sen onu yok etmeye değil, kazanmaya, performansını arttırmaya çalışacaksın.

    sezon başından beri feghouli'yi kaç defa gönderdik. allah sakatlık belasını bir kere daha başımıza sarmazsa ligin son periyodunda bana göre takımı taşıyan adamlardan biri olur.

    linnes'i gönderdik. konyaspor maçı'nda ne kadar iyi bir bek olduğunu gösterdi. oysa biz senelerdir adama mevkisinde hiç şans vermedik. devamlı oynarsa futbolu kimbilir nerelere gelirdi. evet farkındayım asla bir lahm olmayacak ama audi a8'iniz yok diye altınızdaki opel corsa'yı kapının önünde çürütüp kaynaklarınızı israf etmiyorsunuz değil mi?

    şimdi hedefte muslera var, gomis var. yarın maicon olur, tolga olur.

    bruma hakkında neler söylendi. adamı yok etmek için ne gerekiyorsa yaptık. ne zaman takımı taşıdı bruma, tonla "ben tükürdüğümü yalamaya razıyım adamcıkları" türedi. bu galatasaray'ın iyiliğini düşünmek değildir. bu iyi gün dostluğudur. futbolcu verdiği müddetçe çıkar sağlamaya çalışmaktır. belki de bu ülke bundan futbolcu üretemiyor. düzenin istediği kadar çarpık olsun, böyle bir nüfusun daha fazla üretmesi lazım. cefa çekmeyi bileceksin ki sefasını da süresin. biz taraftar olarak hep inekten sağar gibi süt sağmak istiyoruz. otu verelim sütü alalım diyoruz. oysa bunun baytarı var, aşısı var, hastalığı var... var oğlu var.

    göztepe selçuk şahin'le mucizeler yaratıyor. futbol bu yüzden güzel. sen elindeki kadro ile oyuncularının artı yönlerini ortaya çıkaracak ve eksik yönlerini gizleyecek futbolu yaratmak zorundasın. bunu yaratan kadro kalitesi kötü de olsa başarılı oluyor.

    senelerdir çok iyi performans veren atiba, belözoğlu, quaresma, babel, bu senenin yıldızlarından jahovic falan... bu adamları kullanmayı bilmeyen bir teknik direktörün eline ver ve performanslarını izle.

    galatasaray taraftarı artık kalender olmayı öğrenmeli. futbolun içinde kazanmak kadar kötü oynamak, kaybetmek de var diyebilmeli ve bunu sindirebilmeli. senelerdir futbola odaklandık. hem de sadece en yüzeysel şekilde. oysa kulüp içerisinde büyük çarpıklıklar yaşanıyor. korumadık galatasaray'ı. enerjimizi bunun için harcamadık. varsa yoksa en yakın çıkarın peşinden gittik. bana göre bunun oyunu 2 çuval erzak karşılığı satmaktan çok da farkı yok. kötü oynayan bir futbolcu hakkında 10 konuşuyorsa riva soygunu 1 bile konuşulmadı. 50 metre kare imar düşürdüler en yüksek teklifi veren firmayı kaçırmak için. üstelik de imarın 400.000 metre kare arttıralacağı sözü cumhurbaşkanı tarafından verilmişken. sonuç? payımız %38'den 25'e düştü. oysa bir hafta tt olsa, tepki görse, taraftar kenetlense kimse ensemize vurup lokamımızı alamayacak. federasyon bizden korkmadı, kulüpteki soyguncular bizden korkmadı, yozlaşmış siyaseti 30 milyon oy potansiyelimizle korkutamadık.

    futbolcuları azıcık rahat bırkamak gerek. futbolcunun umursamazlığından şikayet etmeden önce kendi umursamazlığımızı eleştirelim. hani arabada paraları sağa sola sallayan yiğit gökoğlan ve engin baytar'ın mesleklerine yaptıkları saygısızlık var ya... biz de aynı saygısızlığı taraftarlığımıza yapıyoruz. taraftarlık sorumluluk getirir. bir imza attılar, alacakları parayı garantilediler diye engin ve yiğit o video ile ne mesaj veriyorsa biz de aynını yapıyoruz. hiç bir sorumluluğumuzu yerine getirmeyelim, ama paraları sallar gibi kupalarla, muhteşem futbolla sağa sola hava atalım.

    ben size spoiler vereyim. belhanda bundan sonra da kötü maçlar çıkaracak. çünkü işin doğası bu.
    mustafa kemal'in bir lafı var. " tarih tekerrürden ibarettir" diye. bu aynı hataları tekrar yapın çok normaldir manasına gelmiyor. ancak biz yanlış anlamış olmalıyız ki sürekli, bıkmadan, usanmadan aynı yanlışı tekrar ediyoruz. oysa yapılan uyarı, verilen öğüt hatalarınızdan ders alın manasına geliyor. bu defa ders alın. evet zihnimizde aydınlanma yaratacak çok büyük bir olay yaşamadık ama küçük tecrübeler de insanı eğitebilir. bu dersi almaya mecburuz. çünkü bir laf daha var, "her seferinde aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek sadece salakların işidir." diye. tabi ki kimsenin zeka problemi çekmediğinin farkındayım. oradaki "salak" ifadesi gerçek manada salaklığı değil ezoterik olarak bir çarpıklığı tasvir etmeye çalışıyor. o nedenle ben de kimseyi rencide etmeyeceği için söylemekten çekinmiyorum, salak olmayalım.
  • 8511
    hayatımda bu herifi savunan kitle kadar kanser bir topluluk görmedim. adamın sahada yaptığı bir tane iyi hareket yok, ama çenesi uf olmuşken sahaya çıkıyormuş aslan parçası. galatasaray 10 numarası ve yıllık 3 buçuk milyon euro maaş karşılığında bırakın kırık çeneyle oynamayı, iki bacağımdan vursalar sürünerek çıkarım ben o sahaya. bir de bahsettiğimiz adam defalarca takımını yalnız bırakıp sorumsuzca kırmızı kartlar görmemiş bir adammış gibi fedakarlığından falan bahsediliyor. yapıp yapabileceği en büyük fedakarlık alacaklarını bırakıp gitmektir. kaldığı her saniye bize zarardan başka bir şey kazandırmaz.
  • 3007
    tali$ka eglenilecek kiz iken, kendisi evlenilecek kizdir. belhanda mutfaga girer, börekler, çörekler açar. tali$ka, a$kim çok yorgunum, di$arda yiyelim mi, der. annen, belhanda'dan bahsederken kizim der, tali$ka'ya ise gelin. belhanda makyajsiz da güzeldir, taliscayi ise makyajsiz görsen dönüp bakmazsin bile.

    kisacasi, tali$ka ile havan olur ama belhanda ile huzuru yakalarsin.
  • 8374
    seri tam form tutarken çenesi kırıldı bu arkadaşın. ama ne oldu? fatih terim çenesi kırık, antrenman yapmamış belhanda'yı ilk 11'e alıp seri'yi kadroya bile almadı. o saatten sonra ne belhanda "formayı kaptırırım" diye korku yaşar, ne de seri forma için mücadele eder.

    sonra da işte kendini bi bok sanıp oyundan çıkınca taraftara bile küfredecek kadar kendisini dev aynasında görür tabii.
  • 12304
    hakkında verilen kararın doğru olmadığı ve futbolcunun mağdur edildiği kabul edilebilir, kendisine hak da verilebilir...

    ancak kendisi hakkında umulabilecek tek şey dün gerçekleşmiştir. galatasaray kulübünden tazminat koparması için dua ediyorsanız lütfen galatasaraylıymış gibi yapmayınız...

    (bkz: sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmek)
    (bkz: 10 mart 2021)
  • 7189
    ballon d’or sahibi luka modric’in kulüp istatistikleri:

    real madrid: 304 maç, 17 gol, 47 asist
    tottenham: 160 maç, 17 gol, 27 asist
    dinamo zagreb: 69 maç, 21 gol, 21 asist
    toplam: 533 maç, 55 gol, 95 asist

    gol katkısı: maç başına 0,28.

    milli takım: 119 maç, 14 gol, 19 asist

    gol katkısı: maç başına 0,27.

    2018 dünya kupası’nda modric’in takımı hırvatistan’ı finale taşıdığına kim hayır diyebilir? 3 sene üst üste şampiyonlar ligi şampiyonu olan real madrid’in en önemli oyuncularından olduğunu kimi reddedebilir?

    bu sorulara siz de benim gibi “kimse” cevabını veriyorsanız eğer; belhanda’nın iki senedir şampiyon olan galatasaray’ın en önemli oyuncularından olduğunu da reddedemezsiniz. reddedecekseniz de bunu gol katkısı üzerinden savunamazsınız.

    edit: işbu entry belhanda’yı modric’le kıyaslamak için değil, kendisinin istatistik üstünden gömülemeyeceğini anlatmak için girilmiştir. diyorsak ki belhanda’nın gol katkısı düşük, afedersiniz bok gibi bir futbolcu; o zaman modric’e topçu demeye utanalım.

    ha mevzu gol katkısıysa eğer, illa oradan konuşacaksak buyrun size belhanda’nın gol katkısı: https://gss.gs/W9l.png

    eğer ki takım tek pasla gol bulmuyorsa, ki bulmuyor, golü hazırlayan asist kadar asisti hazırlayan paslar da önemlidir. belhanda’nın da bu konuda en yakın rakiplerine attığı farkı görebilirsiniz. hadi eyvallah.
  • 2656
    12 şubat 2018 galatasaray antalyaspor maçı'nda gördüğü kırmızıyı emre belözoğlu her maç 7 defa görmeli. alper potuk 5. beşiktaş'ta ise bu oran en az 5 futbolcuda 3 olmalı. yani belhanda bir şeyler yapmış olabilir. ama çıkan ikinci sarı kartın anlamı bu ligin standartlarında galatasaray düşmanlığıdir.

    ama bunu geçtim...

    galatasaray taraftarını anlamıyorum. takımın son dönemdeki en büyük yatırımlarından biri bu futbolcu.
    tarihte benzer şekilde kırmızı gören tek adam da değil. mesela zidane'ın kariyerini nasıl noktaladığına bakın. fransa'ya bir dünya kupasına maloldu. ben hayatımda takımına bu kadar zararlı başka bir taraftar grubu görmedim.

    çok sevdiğiniz fatih hocanız maç sonu açıklamalarında noktayı koydu. bari ona saygınız olsun. "amacımız futbolcu cezalandırmak değil, kazanmak" dedi. belhanda bir maç oynamayacak. hepsi bu. daha yeni aleks taşçıoğlu denen adam yüzünden puan kaybettik. üzerine odaklanmamız gereken şey sistematik olarak kıyıma uğrayan bir galatasaray var.

    bakın belhanda'ya kızıyorsunuz mental olarak zayıf diye. bence galatasaray taraftarı mental olarak belhanda'dan daha zayıf. bu kadar kolay manipule olan bir insan topluluğu ben hayatımda görmedim.

    düşünsene fenerbahçe'nin bir maçta 2-3 net penaltısını vermeyecekler, maçın koca bir ikinci devresi boyunca hakem topu rakibe vermek için her ikili mücadelede aleyhine faul düdüğü çalacak ve son dakikada en yaratıcı futbolcusunu ligde örneği olmayan bir kırmızıyla oyundan atacak.

    açık söylüyorum, ortalık yıkılır.
    cumhurbaşkanı hakem hataları konusunda federasyon çalışma yapacaktır diye açıklama yapar.
    o hakem derhal klasman düşürülür.
    sezon sonunda eğer şampiyon olursak atılacak manşetten daha fazla manşet atılır.
    oğlum deli misiniz lan? :) hepi topu bir kırmızı kart gördü adam. kimi nereye gönderiyosunuz? böyle şey mi olur?
  • 8385
    - ulan be, belhanda'yı aldık.
    + hayırlı olsun abi.
    - sağol. sneijder'ı aramayız artık.
    + belhanda aslında tam bir on numara değil.
    - koskoca belhanda bu, forvetleri besler.
    + ehh, olduğu kadar diyelim.
    - olsun, şutları yeter.
    + pek şut çektiği söylenemez.
    - top tutar, takımı rahatlatır.
    + fazla top tutunca kaybediyor abi.
    - mücadele edip kazanıyordur en azından.
    + öyle koşup top kapan bir oyuncu değil.
    - belhanda bu. geride oynatırız, oyun kurar.
    + geriden oyun kuracak bir adam da değil.
    - kanatlara koyarız, akar.
    + malesef kanat oynayacak kadar hızlı da değil.
    - neyse, bir şekilde taraftara kendini sevdirir.
    + taraftarla da kapışabilir abi.

    galatasaray kariyeri tam yukarıdaki diyalog gibi seyreden futbolcu. diyalog hayal ürünüdür ama belhanda gerçek. saçmaladıysam kusura bakmayın, başka bir şekilde anlatamadım. :(
  • 9574
    22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçında kırmızı kart görüp takımını eksik bırakan,

    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı bittikten sonra dünyanın en gereksiz kavgasını çıkartıp takımından sayısız futbolcunun haftalarca ceza almasına neden olan

    23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında kırmızı kart görmesin diye oyundan çıkartılırken önde olduğumuz maçta alakasız bir hareketle kırmızı kart görüp, rakibi karşılık vermese 21 sene sonra gelen kadıköy galibiyetine mani olacak olan top tepici.

    fener maçlarını tek başına alıyor gerçekten reis helal olsun be.
  • 11922
    (bkz: 27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçı)

    aslanım benim oyuna girer girmez hemen maça katkısını sundu. kaptırdığı top gol oluyordu az kalsın.

    edit: objektif yorumları okuyunca sakince düşünüp pozisyonda hatası olmadığına karar verdim. bir futbol maçında aktif bir oyun içerisinde kendi takım arkadaşına pas veren marcao büyük hata yapmıştır. yahu sen nasıl belhanda krala 40 kişinin taşlarla sopalarla geldiğini görmez de ona pas atarsın be adam! sahada kimsenin marke etmediği 9 takım arkadaşın daha var. hemen maç sonu belhanda'dan özür dilemelidir.
  • 2438
    geldiğinden beri en iyi oyununu oynadığı falan yok adamın. element uydurmayalım yok yere.
    bakın gençlerbirliği maçındaki performansına: https://www.youtube.com/watch?v=dbwr8MF5N6Y
    bakın göztepe maçındaki performansına: https://www.youtube.com/watch?v=cYqGnO-fevI
    bakın bursaspor maçındaki performansına: https://www.youtube.com/watch?v=jF0nmCMPys8

    (bkz: younes belhanda/#2303026) şu yazımda da bazı kısımlara değinmiştim, buradan sadece bir kısmı alıntılayayım:

    --- alıntı ---

    belhanda'yı talisca- giuliano ile kıyaslayalım:

    maç başına en çok kilit pas veren- belhanda (diğerlerinin iki katından fazla)
    en çok topla buluşan- belhanda
    en çok orta açan- belhanda
    en yüksek pas isabeti- giuliano
    en çok ara pas atan- belhanda
    en çok asist yapan- belhanda
    en çok gol atan- giuliano (4'ü penaltıdan)
    en çok şut çeken- talisca
    en çok adam geçen- belhanda
    en az top kaybeden- talisca
    en çok pas veren- belhanda
    en çok top kesen- belhanda
    en çok çalan- belhanda
    en çok ikili mücadele kazanan- belhanda
    en çok top uzaklaştıran- belhanda
    en çok hava topu kazanan- talisca
    en yüksek rating: belhanda

    --- alıntı ---

    görüldüğü üzere birçok parametrede üstün olduğu gibi oyun içi katkı olarak baktığımız zaman da önde. size olarak zayıf, bir de faslı diye adamı yerden yere vuruyorlar. en çok da bizim taraftar vuruyor ha.

    temel katkıları bile çok önemli takım için:

    1) bölgeler arası geçişte müthiş bir hız ve vakit kazandırıyor takıma.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=11s : merkezden topu hücum bölgesine geçirmesi 4 saniye. (25-30 metre)

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=38s : sırf kendi koşusuyla topu 35-40 metre ileriye taşıyor. top kontrolleri, paslar, koşular dahil 8 saniye.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=1m32s : başkası olsa 20 saniyeyi bulacak top akımı, onunla tek pasta gerçekleşiyor.

    --- alıntı ---

    peki dönelim selçuk'un yaptıklarına:

    https://youtu.be/wuDOuDrBrHI?t=13s : topu kontrol ediyor, önce bir bakınıyor etrafına, ardından ileriye doğru sürüyor topu ve geriye dönüp ilk baştaki pozisyonunda duran arkadaşına pas veriyor. 6 saniye, sıfır mesafe.

    --- alıntı ---

    2) mücadele gücü açısından da büyük bir fark. bir defa belhanda yerine feghouli'yi koyunca hiçbir şeyden olmasa buradan baştan kaybediyorsun zira iki oyuncunun mücadele gücünde ciddi farklar var. yanılmıyorsam çoğu maçımızda fernando ile ve serdar- maicon ikilsiyle beraber en çok ikili mücadeleye giren oyuncumuz olmuştu. bu da direnç demek. top tekniği olarak bakılıp, fark yokmuş gibi görülüyor ama bölgesel düşününce farklar söz konusu.

    3) yaratıcılık baba. hiç umulmadık anda öyle bir pas çıkartıyor ki yoktan pozisyon üretiyoruz. arada top kaybetmiyor mu? ediyor ancak belhanda olmadan da atağa çıkamıyoruz.

    bu üç noktayla bile takım için kilit oyuncu konumunda. umarım fatih hoca hatasından döner de belhanda'yı tekrar kazanır.
  • 2635
    yaz kızım,

    sanığın faslı olması nedeniyle 5 yıl, wesley sneijder'in yerine gelmesinden 25 yıl, on numaralı formayı giymesinden 33 yıl ve suratındaki hafiften gamsız epeyce de gevşek ifadeden dolayı da 12 yıl olmak üzere toplam 75 yıl hapsine karar verilmiştir...

    belhanda'yı 12 şubat 2018 galatasaray antalyaspor maçında yediği kırmızı kart nedeniyle yerden yere vuran zihniyet, felipe melo'yu da beşiktaş maçında malum oğuzhan'lı yalandan tükürüklü pozisyonda yediği kırmızıdan dolayı yerden yere vurmalıydı. nitekim orada da futbolcumuz ''hiç yoktan'' kırmızı yemişti! yerden yere vurulmadı. veya onu geçtim, fatih hoca yahu, sen kalk milletin gözü önünde kenarda topu yere vur. olacak iş değil ki nitekim koca galatasaray'ı da 10 hafta hocasız bıraktı. bak sen haine!

    insan denen canlıda ara sıra utanma diye bir şey oluyor. melo'ya uydurma tükürükten kırmızı kart verdiklerinde sesim kısılana kadar isyan ettim bağırdım. yine melo'ya dünyada görülmemiş şekilde retweet'ten ceza verdiklerinde de sonuna kadar takımın ve oyuncunun hakkını savundum. vallahi de billahi de aklıma hiç ''yav melo sen de ne diye rakiple diyaloğa giriyorsun, yav melo sen de ne diye el alemle ilgili retweet paylaşıyorsun'' gibi şeyler gelmedi. niye gelsin yahu galatasaraylıyım, oyuncum haksız yere atılmış ceza yemiş. ortada haksızlık var anasını satayım, niye oyuncuma saldırayım?

    ama işte utanması olmayan insan ne yapıyor biliyor musunuz? bakın anlatıyorum.

    önce geliyor sene başından bu yana düşman belledikleri belhanda takımını oynadığı her maç neredeyse tek başına sırtlayınca ''ne oynadı sanki ya siz de abartmayın'' deyip vakit kazanıyor. sonra bakıyor bu belhanda ele avuca sığacak gibi değil. ne yapsın adam, elleri başında, çaresiz... hemen ''ya işte gördünüz mü yedek kalınca biraz akıllanmış'' diyerek tek şeritli yol yapıyor. o yol zamanla arabalara dar geldiğinden herhal, yumuşatılmış bir manevrayla ''iyi oynadığında övmesini de biliriz ha'' ya dönüyor iş. bunu yaparken de racon kesiyor ha, bak diyor sen zamanında bana o kadar laf yaptın al bak ben nasıl övdüm şimdi diye.

    neyse efendim, ben de diyordum son zamanlarda sözlük neden temiz diye. neden olsun, resmen pusuya yatmışlar ya. hayatımda böyle şey ne gördüm ne işittim. maç biteli on dakika falan oldu bir gireyim dedim sözlüğe. belhanda başlığında 30 mu 40 mı 50 mi paso yazılıyor. yahu durun adamın teri kurusun, adam bir soyunma odasına gitsin hiç değilse. bu ne kin bu ne öfke.

    tamam, ilk sarı kart doğru. ama ikinci sarı kartı haklı bulan varsa bence sözlüğün kapısından çıkıp gitsin. adam arkası dönük, yürüyüp giderken kırmızı kart gördü anasını satayım. yazılan yorumları da okuyan engin baytar gibi hakemi askıya aldı sanacak. bakın tekrar ediyorum, adam arkası dönük, yürüyüp giderken şak diye kırmızı kart gördü. fenerbahçe beşiktaş taraftarı olsa şu an sosyal medyanın bir numaralı gündemi barış şimşek olmuş, oyuncuya da tesislere gidip destek verilmişti. dönüp bakıyorsun bizim tarafa, belhanda kırmızıy kartı görünce yüzlerinden gülücükler saçmadılarsa, ''aha bu sneijder'in yerine gelen şerefsize sayıp sövme şansı doğdu çok güzel oldu'' demediyse, elinde ne varsa önünde ne varsa derhal bırakıp sözlüğe nefret saçmak için koşmadıysa ben de bir şey bilmiyorum.

    lafa geldi mi galatasaray taraftarı türkiye'nin en iyisi. pardon? soruyorum türkiye'de kendi futbolcusunu, formda olan futbolcusunu bu kadar değersizleştirebilen bir taraftar grubu daha var mı? yok. allah'ın ozan tufan'ına bile sahip çıktı adamlar. ki o sahip çıkmayla beraber ozan da büyük form yakalamıştı aykut kesene kadar. talisca ya... çoğu maçta yürüyecek dermanı olmamasına rağmen, yine çoğu maçta takımına zarar vermekten başka hiçbir şey yapmamasına rağmen beşiktaş taraftarı onu bağrına bastı, bugün gelinen noktada oyuncu yine formda.

    taraftar değil bugün ne giysem'in jüri üyesi sanki. bunun tekniği zayıf gitsin, şunun suratında gamsızlık var gitsin, o cezayirli gitsin, ötekinin boyu kısa gitsin, berikinin zekası yok gitsin... mancini geldi gitsin, denizli geldi gitsin, tudor geldi gitsin, terim geldi o da gitsin. gomis yaşlı gitsin, rodrigues aptal gitsin, tolga odun gibi gitsin, feghouli kontrolsüz gitsin, serdar sakatlanıyor gitsin, linnes pozisyon alamıyor gitsin, eren komisyon transferi gitsin...

    ha belhanda mı? o zaten gitsin.

    bir kere adam faslı,
    utanmadan sneijder'in yerine geldi.
    gitti sırtına on numarayı geçirdi sanki birilerine nispet(!) yapar gibi.
    sonra da kalkmış kırmızı kart görüyor. vay gamsız, vay hain!

    iki hafta sonra hakem bizi doğradığında ağlamayasınız ha. hoş belki de sevinirsiniz.

    benim için galatasaray taraftarı bugün itibarıyla ölmüştür. daha doğrusu bu kadar leş, sinsice, kin ve nefrete hatta kıskançlığa dayalı bir düzen ne kadar yaşıyor kabul edilebilirse o kadar yaşıyordur. galatasaray'ımın haklarını korumaktan aciz, hak talebini bırak isyan etmekten aciz insanların olduğu, galatasaray'ın isimlerden değil isimlerin galatasaray'dan büyük tutulduğu düzene de şu dakikadan sonra en ufak övgüde bulunmayacağım.

    türkiye'dir galatasaray.

    çok doğru...
App Store'dan indirin Google Play'den alın