• 26
    %100 yerli ve milli diye bir kavram var ya hani siyasette! onun futbol piyasasındaki hali.yani yerli olma durumunun bütün tedavi kabul etmez iç hastalıklarıyla arz-ı endam etmesinin önünün açılması gibi geliyor bana.futbola başladığından bu güne kendini mental ve mesleki cihetten yeterince geliştirememiş/gelişememiş/olmamış adamların iki sene kendi vasatını aştıkları zaman spor toplumunu gark ettikleri durum
  • 28
    son yillarda aidiyet duygusu uzerinden bile bakildiginda sinifta kalan felsefedir. buyrun bizim takim en buyuk ornek. ben melo'da elmander'de muslera'da hatta ujfalusi'de yerli futbolcularda uzun yillardir gormedigim aidiyeti gordum.

    yabanci adamin aidiyeti benim icin daha degerli. galatasarayliliga kat ettigi mesafe yerli futbolcudan daha uzun. galatasaray yerli. yerli futbolcunun aidiyet hissetmemesi bunu verememesi daha ayip ve sadece baska takimin taraftariysa affedilebilir. yalan soylememisse tabi.

    ben galatasaray seviciyim. galatasaray hayraniyim.

    benim icin varolan sartlar dahilinde kim daha iyi oynuyorsa kim benim bayragimi daha yukarilara tasiyacaksa benim onceligim onadir. hasan mi en iyi sol acik, o oynasin. melo mu en iyi orta saha o oynasin. arda gelsin carrusca'yi kessin, bruma oyle bir oynasin ki sinan'a forma gostermesin. sinan yerli diye sirin cocuk diye bana hizmet eden bruma'yi kesen benim gozumde problemdir. tipki kadikoyde 11 yerli futbolcu puan cikarip gelirken lincoln'e yapilan tezahuratin problem olmasi gibi.

    bir de gercekler var. ne yazik ki avrupa'da futbol bizden daha ileride. daha fazla filozofu var. daha fazla okulu var. isin temelini insanlar daha kolay aliyorlar. o yuzden her zaman pozisyon bilgisi gibi teorik bilgilerin onemli oldugu defans gibi mevkilerde yabanci oyuncular cok ondeler. galatasaray tatihinde de yabanci oyuncularin defansta oldugu zamanlar her zaman galatasaray basarili olmus. yerli oyuncularin da pres inadi, amatorlugu, yabancilarda cok yoktur o yuzden defansif anlamda sag sol aciklarin yerli demeyelim de galatasaray'li olmalarini tercih ederim.

    ha tum bunlari dusunecek bir hocayi alacak bir yonetim var mi? galatasaray'in basarili olmasini isteyen bir yonetim var mi? bence yok.
  • 29
    (bkz: ümit karan)
    (bkz: ergün penbe)
    (bkz: bülent korkmaz)
    (bkz: hakan şükür)

    bu adamlar da yerli. ve en iyi zamanlardaki hali ile şu anda galatasaray'da oynuyor olsalar emin olun ümit yerine podolski, ergün yerine carole, bülent yerine ujfa tarzı bir adam, hakan şükür yerine de elmander tarzı forvete dilenilir. dilenmek pis kelime de tercih edilir diyelim. yerli sevicilik biraz yabancı hayranlığına tepki olarak doğan bir şey. tabi tek suçlu taraftar değil, zira aralarında gizli grup oluşturan futbolcuların da bunda payı var.
  • 30
    (bkz: hasan şaş) başlığında ki yazışmalar üzerine hortlamış konu.
    milliyetçi bir kişi olarak, futbolun içinde en nefret ettiğim durumdur. sadece futbolda değil, her sektörde nefret edilesidir. ne iş yaparsak yapalım başarı, evresel başarı çıtasına göre değerlendirilmelidir. x milletin vatandaşı bir işi senden iyi yapıyorsa saygı duy, bırak çıta oraya çıksın ki senin vatandaşın da o başarıya ulaşmak için kendini geliştirsin. bir futbol takımı, bir şirket bir ülke bu şekilde gelişir güzelleşir.

    bizim ülkemizde durum tam tersidir, yerli sevicilik = evlatçılık, devrecilik, hedehödöcülük diye gider durum. sırf alınırken seni adam yerine koymayıp fikrini sormadan alındığı için, senin uzaktan baktığın onlarca kupa ve başarıyı yaşamış bir futbolcuyu aşağılama hakkın vardır ama yıllardır kangren olmuş, gelişimi yaklaşık 10 yıl önce duran ve ters yönde ilerleyen yerli bir sağ beki, yada takım kaptanı bir orta sahayı, bir stoperi eleştirmezler mesela, yerlidir çünkü bizdendir.

    halbuki bu durum tam tersi oldu her zaman, iyi yabancılar geldi ve hem takım hem bireysel performansları yukarı çekti. yani bir nevi kendi bacağına kurşun sıkmaktır bu. hagi gelmeseydi bir emre, melo olmasaydı bir selçuk, ujfa olmasaydı bir semih bu seviyelere çıkar mıydı? bir çoğu hala o günlerin ekmeğini yiyorlar hatta.

    futbol evrensel bir spor, yeri gelir taa fildişi sahillerinden gelen bir kişi sana futbol ve insanlık dersi verir, yeri gelir avrupanın göbeğinden en kazması gelir. önemli olan ne verdiğini gör ve olumlu kısımları kendine örnek al, kendini buna göre geliştir ki futbol dünyasında kullanılan bol sıfırlar kadar iyi insan ve iyi futbolcu da yetişsin.
  • 31
    imkanım olsa severdim, durumumuz yoktu...
    yoksa ajax altyapısı gibi süperstarlar yetiştirdik de biz mi "yerli olmasın" dedik?

    ki burada olay aslında yerli olmaları da değil, galatasaray'ın kendi bünyesinden yetiştirebilmesi olgusu...

    yetiştirebiliyor olsak, kendi çocuklarımıza a takım'da ilk 11 şansı verip onları futbol hayatına ilelebet katabiliyor olsak altyapıdan çıkan çinli, japon, senegalli, kamboçyalı olsa da çok bir şey değişmez.

    hoş bu açıdan yine kötünün iyisi kontenjanıyla en iyi durumdaki büyük takım biziz.
    altyapıdan a takıma futbolcu çıkartıp oynatmaya devam eden başka rakibimiz var mı?
  • 33
    insanların yanlış anladığı, türk futboluna tenakuz etmiş bir mevhumdur. özellikle galatasaray taraftarının karşı çıktığı nokta yerli sevici medya ve diğer baskı grupları tarafından yanlış anlaşılmaktadır.

    hangi galatasaray taraftarı bugün ergün penbe olsa suat kaya olsa muhammet altıntaş olsa kadrosunda, ilk 11'de görmek istemez. anlaşılmayan nokta şu; artık kaliteli türk futbolcu yok, bunun sebebi sadece altyapı vesaire de değil tüm dünyada olduğu gibi futbol biraz da nesil işidir. almanya bile mustafa doğan'a mecbur kaldığı dönemler yaşadı:)

    dolayısıyla yerli seviciliği yapılacak diye birileri tarafından galatasaray sevdamızdan ve galatasarayın başarısından feragat edemeyiz. ezcümle yerli sevicilik galatasaray için bu devrin en büyük tehlikesi olup türk futbolunun kalanına da sirayet etmiş durumdadır.
  • 35
    liyakat, hayatın her noktasında olması gerektiği gibi türk futbolunda da layıkıyla uygulansa ne yerli sevicilik derdimiz kalır, ne yabancı hayranlığı. ama ne yazık ki kısa, orta, uzun, kıl, tüy, herhangi bir vadede bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. bu doğrultuda bizden uzak olması gereken olgudur. neden? çünkü galatasaray'da görmeye en dayanamadığım şey vasatlık ve yerli sevicilik ne yazık ki büyük ölçüde vasatlığı doğuruyor.
  • 36
    normalde çok da anlamsız bir olgu değildir. sağlıklı bir futbol ortamında milli takımlar düzeyinde uluslararası arenada boy göstermek istiyorsan, ki bu arena futbolun ana amacı olan seyir zevkini en yüksek noktalardan birinde yaşatan bir arenadır, yerli sevicilik olması gereken bir özellik. ama nerde, sağlıklı bir futbol ortamında.

    tabii biz türkler her şeyde olduğu gibi buna da ortasından balıklama daldığımız için yerli sevicilik bir çetecilik, efendime söyleyeyim birbirinin ayağını kaydırmak noktasına geliyor. aynen teknik direktör olayı gibi;

    (bkz: teknik direktör/#1604736)

    önce bi alt yapını kuracaksın, doğru tesislere doğru hocaları yerleştireceksin, alt yapı hamleni yapacaksın, profesyonel oyuncular yetiştirecek profesyonel hocaların olacak, finansal dengeyi bozmayacak zorunluluklar getiren bir federasyonun olacak, ondan sonra yap yerli sevicilik. niye? o zaman kazanırsın çünkü, kaliteli, göbeksiz, profesyonel futbolcu yetiştirirsin, milyonlarca euro'yu yurt dışına ödemez, aksine futbolcu satarsın, al sana sağlıklı futbol ortamı.

    ama `"yıldırım demirören futbolu yönetiyor"` cümlesi bizim futbol ortamımızı anlatmaya yeter herhalde antisav olarak. başka bir şey söylemeye ihtiyaç duymuyorum.

    her şeye olduğu gibi buna da ortasından dalıyoruz, hiçbir şeyi düzeltmeden yabancı sınırı koyuyoruz, sonra süleyman hurma gibi tipler türüyor. sercan yıldırım'a 12 milyon euro isteyen yöneticiler türüyor falan. bi de üstüne aziz yıldırım gibi "ben kulübümün menfaati için değil, galatasaray'a gol atmak için transfer yaparım" diyen tipler olunca içerde, mehmet topuz'a 9 milyon verecek kerizi bulmuş oluyorsun.

    sonra benden çok göbeği olan adam profesyonel futbolcu.

    neyse.
  • 37
    bir oyuncunun bir kulübe yıllarca hizmet vermesi dolayısıyla kariyerinin sonuna kadar kalması gerektiği fikrine bütünüyle karşıyım.

    fatih hoca 24 aralık 2017 galatasaray göztepe maçı sonrası sabri'yi ben burda olsam bırakmazdım dedi, hakan için de ileriki zamanda oynatacagının sinyallerini verdi. hamza hoca nın yerli sevdası konusuna girmeye gerek bile yok zira nefret ettirmişti.

    sabri yılarca galatasaraya hizmet etmiş bir oyuncudur o açıdan tabi ki degerlidir ama kendini salan, profesyonel davranmayan ya da bunları yapmasa bile performası düşen adam yıllarca hizmet etti diye takımda tutulmamalı.

    hakan balta desen zaten çok ağır bir adam, şu haliyle nasıl oynayacak gerçekten merak ediyorum.

    kulüpler maddi imkanları kısıtlı olan, gelir gider dengesi kar zarar hesabı yapan kuruluşlardır. oynama şansı kalmayan adam güzel bir veda ile uğurlanır, yerini daha iyiyle bırakır. aslında olması gereken, takımda forma şansı bulamayacağını anladığında ayrılmak olmalıdır. (bkz: necati ateş)

    evlat olayı da bambaska gariplik. kendi ailende istediğin kişiyi evlat olarak görebilirsin ama maaşını kendinin ödemediği, hatta senin de maaşlı çalıştığın bır yerde kendi kafana göre kimseyi kayıramazsın, buna hakkın da yetkin de olmamalı.

    eğer maxi pereira 'yı sabri var dıye almazsan zararı sonunda sana değil takıma ve dolayısıyla taraftara oluyor çünkü.

    evlat diye çağırılan insanlar hep yerli olsa da bu gözler yabancı olup evlat olarak benimsenenlerden cok daha evlat olan yabancılar gördü.

    edit : imla.
    edit 2: maxi rodriguez yazmışım maxi pereira olacaktı transferlazim a teşekkür ederim.
  • 39
    bundan bahseden insanlar sürekli yerli sevici yerli sevici diye ağlarlar. bunlara kalsa hiç yerli futbolcu transfer edilmesin de oynamasın da. böyle kin ve nefret görülmedi. yabancı oyunculara karşı ırçılık yapıldığına dair millete ağır ithamlar yaparlar ama bu bakış açısından bakarsak yerli futbolculara karşı ırkçılık yapan kendileridir. yabancı kontenjanını sınırsız zannederler, muadili yerli futbolcuyla aynı kalitede bir yabancı transferine bayılırlar.

    14 yabancıyı düşürmek isteyenler nasıl futbolcunun yerlisi yabancısı olmadığını idrak etmiyorlarsa aslında bunlar da edemezler. iki tarafta uçlarda fikir sahibidir. al birini vur ötekine.
  • 40
    ya sonuçta bu profesyonel bir iş. bunun yerlisi yabancısı olmaz, olmamalı. tabii hepimiz isteriz bizim oyuncumuz oynasın, bizim antrenörlerimiz takımların başına geçsin. ama sonuçta sen bir kulüpsün, takımın maç kazandığı kadar sen de para ve güç kazanırsın.

    maçı kazandıran ise oyunculardır. işte bunun yerlisi yabancısı yoktur. oyuncu oyuncudur. yerli de bizimdir yabancı da bizim kulübe hizmet etmektedir. bir ayrım olmamalıdır. kulüp için önemli olan takımdaki eksikleri en iyi şekilde gidermek, bu ister yerli olur ister yabancı.

    dünyanın büyük kulüplerine baktığımızda çoğunluğu yabancı sınırı falan olmayan kulüpler. adamlar öyle bizim gibi, 'yaa işte bizim evladımız' diyerek yatan adamın karnını doyurmasına izin vermiyor. yerli de olsa yabancı da olsa, hak etmeyene ekmek vermiyor, kesiyor cezayı. bizim de bunu yapabiliyor olmamız lazım. yoksa herkes ister türk sporcular dünyada başarılar elde etsin. ama sırf türk sporcu ön plana çıkacak diye, sportif başarısızlığı göze alamazsın sen.

    ha türk sporu, türk sporcusu için uğraş. altyapı yap, gençlere fırsat verecek ve onları spora yöneltecek adımlar at, maddi kolaylıklar sağla. ama gidip yabancı oynamasın ligde falan deme.
  • 42
    saçmadır. zaten hiç anlamadım bu muhabbeti ama biraz eskilerde kaldığını düşünüyorum bunun. yani yeni neslin böyle bir derdi olduğunu sanmıyorum. yani ben bir futbolcuyu düşündüğümde pasaportu aklıma son gelen şeylerden biri.

    tersi de saçmadır. mesela denayer'in, serdar'dan daha iyi bir stoper olduğunu iddia etmek saçma ki bu da yukarıdaki durumun tersi oluyor bana göre.

    yerli veya yabancı futbolcudan nefret etmek de saçma. bizim sözlükte yabancılar bir tık daha tutuluyor ama sanırım bunun nedeni biraz da onların iş ahlakı, ülkenin iç işleri, söylemler vs. yani pasaporttan ziyade eylemler ve fikirler bu sonucu doğuruyor. yerli sevicilik ise dediğim gibi zaten bence daha eski nesillerde kalmış bir mevzu. bunun nedeninin de ''ekmeği bizim çocuklar yesin, ecnebiler parayı götürmesin, yabancılar tatile geliyor'' zihniyeti olduğunu düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın