• 1
    aslında türk futbolunu 'yayıncı kuruluş' üzerinden metris sakini yönetiyordu.

    --- alıntı ---

    "türk futbolunu lig tv mi yönetiyor" (hürriyet gazetesi)

    http://www.hurriyet.com.tr/.../futbol/18850994.asp

    şansal büyüka - maraton programi yapimcisi
    kurumsal olarak bu konuda açıklama yapması gereken başka yetkililer var. ben kişisel olarak fikrimi söylüyorum. bu güne kadar yayıncı kuruluş maç gününü ve maç saatini hiç değiştiremedi. ayrıca play-off asla lig tv projesi değil. ama eğer bir mala hak ettiği bedelin çok üstünde para talep edip alıyorsanız bedelini de ödeyeceksiniz. hem çok para al, hem keyfine göre fikstür yap, böyle bir şey yok. bakıyorum bugün yayınlanan haberde ayrıca avrupa’ya oranla en az maç türkiye de oynanmış. biz haftada 1 maça ve tembelliğe alıştığımız için şimdi 3 günde bir maç zor geliyor. sonuçta türkiye de bu düzenlemeyi kesinlikle tff yapıyor. yayıncının bu işlerin etkisi yok. ancak şu var eğer futbolun ekonomisini ve kulüplerin daha fazla para kazanmasını istiyorsanız yayıncıya yaşama hakkı vereceksiniz.

    yilmaz özdil – hürriyet ve fanatik gazetesi yazari
    parayı veren düdüğü çalar... maçları yönetmediğe şükredelim

    mehmet arslan – hürriyet gazetesi spor müdürü
    sadece süper lig takvimini değil futbolun tüm sezon akışını lig tv belirliyor. kulüpler ve kulüplerin rızasıyla tff, bu yetkisini “lige para yatırıyor” gerekçesiyle lig tv’ye devretti. artık inisiyatif lig tv’de. parayı verip düdüğü çalan lig tv’dir.

    altan tanrikulu – hürriyet gazetesi yazari
    alex ferguson saçma bir açıklama yaptı. dünyada maç yoğunluğunu ortaya çıkaran ülke ingiltere'dir. 24 yıldır bu şöhreti yakalamasının sebebi futboldur. diğer yayıncı kuruluşlar da saatleri ve günleri kendi çıkarları doğrultusunda olmasını istiyor. lig tv'de doğal olarak bunu istiyor. bir futbolcu 3-3.5 milyon euro alıyorsa insanlar bu manyakça parları düşünmesi gerekir. lig tv değil başka bir kuruluş olsa onlar da ister. böyle bir serzenişi ferguson'a yakıştıramıyorum. tv'ler futbola hükmediyor ama futbol bu hale geldiyse bunda tv'lerin çok büyük payı var. benim itirazım ödenen paraların çılgınlığı. yayın ihalesindeki para çok yüksek.

    kanat atkaya – hürriyet gazetesi yazari
    lig tv lig takvimini etkiliyor. kararları etkileyen lig tv gibi görünüyor. yayıncı kuruluşun ödediği paradan sonra bu en doğal hakları. lig takviminin sıkışması sadece lig tv'nin hatası değil. sürecin iyi yönetilememesi gibi. lig tv'nin de gücünün bazı şeylere yetmediğini yayıncı kuruluşun yetkilileri zaman zaman belirtiyor. varsa bir günah sadece lig tv'nin değil.

    --- alıntı ---
  • 2
    sevgili sözlük,

    burada alanında uzman yazarlarca yazılanların okuyucuyu bilgilendirmek adına ne derece olumlu bir etki yaptığını gözlemliyoruz. ben de haddim olmayarak mesleğim gereği yayıncı kuruluş ve lig yayınlarının ekonomik olarak doğru yönetilmesi adına nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakkında bir kaç kelam etmek istiyorum.

    bildiğiniz üzere beinsports 2016 yılı kasım ayında girdiği yayın ihalesini 500 milyon dolar + kdv ödeyerek 5 yıllığına kazanmıştı.

    https://www.ntv.com.tr/...E529NDL02zG1bxPoT19g

    2018 yılının şubat ayında gerçekleşen ihaleyle premier ligin yayın hakları ise sky sport ve bt sport (evet 2 ayrı kanal) tarafından toplamda 4,4 milyar sterlin karşılığında alındı ki bu ihale tüm maçları kapsamamaktaydı.

    https://www.ntv.com.tr/...QkH-onDEuRY-XNLicO_A

    buraya eklenebilecek la liga, bundesliga, seri a ve lig 1 gibi liglerin ihaleleri, ayrıca nba ve euroleuge yayın ihalelerini de ekleyebiliriz. tüm bu liglerin değer açısından ligimizin üstünde konumlandığı gerçeğini de göz ardı edemeyiz. o halde ne anlatmaya çalışıyoruz?

    bir ligin kalitesi ligde boy gösteren oyuncu ve takımların değer, başarı ve performans verileriyle muhakkak ki doğru orantılıdır. fakat tüm bunlar iyi bile olsa doğru pazarlama stratejisi uygulanmazsa lig hak ettiği değeri görmeyebilir. doğru pazarlama stratejisi ile tali sebeplere rağmen (hakemler, şike iddiaları vs) ligin izlenilirliği arttırılabilir. dolayısıyla modern pazarlama araç ve stratejilerinin etkin kullanılmasıyla bile kötü bir lig merak uyandırabilir bir hale gelebilir.

    türkiye'de eleştirilebilecek bir çok eksik olmasıyla beraber bunlardan ilki abonelik sistemine dayalı yayın mantığı bence en temel eleştiri noktalarından biri olmalı. örneğin premier lig yayıncısı skysports ya da nba yayıncısı espn ücretli bir platform değil, fakat platformlar üzerinden takip edilebiliyor.

    2. soru beinsports türkiye ligini zarar ederek yayınlarken s sport 13 milyon sterlin vererek satın aldığı, bunun yanına f1, nba ya da moto gp gibi içerikleri eklediği halde nasıl zarar etmemekte? saran grubu tüm bu şartlarda s sport 2 isimli 2. kanalı nasıl açabilmekte?

    ligin izleyicisi ne kadar artarsa ligin haber değeri de o denli artar. eğer ligi genele yayabilirseniz bu size reklam olarak geri döner. her ne kadar abonelik size bir kısıt getirse de kazanılabilecek parayı arttırmak için olmazsa olmaz cihetinde. dolayısıyla aynı anda hem abonelik gerektiren hem de genele yayılıp birden fazla platformdan takip edilebilecek bir kurguya gidildiğinde bu size ekstra bir gelir kaynağı sağlayabilir. bu ekstra, reklam birim fiyat ve bütçelerinin artışını beraberinde getirir. neden mi? çünkü yayının genele yayılabilmesiyle hedef kitle genişlerken kişi bazlı erişim artacak, bu da daha geniş bir kitlede daha doğru kişiye gidebilecek bir reklam imkanı sağlayacaktır. dolayısıyla reklam-veren çeşitliliği artarken, elde olan birim fiyatların artmasına sebep olacaktır.

    örneğin s sport tüm platformlarda yayın yapan fakat karasal frekanslarda yayını bulunmayan bir kanal, yani bir üyelik gerektiriyor. fakat hangi platform üyesi olursanız olun s sport'un yayınlarını takip edebiliyorsunuz. dolayısıyla tüm platformlar s sport üzerinden para kazanabilirken s sport da her platformdan ayrı para kazanabiliyor. böylelikle sağlıklı ve çok taraflı bir ekonomik döngü sağlayabiliyorlar.

    o yüzden fenerbahçe galatasaray maçı ile aynı saatte oynanan liverpool chelsea maçı türkiye'de daha çok konuşulup, daha çok haber olabiliyor. buna örnek olarak hasan ali kaldırım'ın kırmızı kart gördüğü anda muhammed salah attığı muhteşem golün aynı dakikalara denk gelişini ve salah'ın golünün nasıl konuşulduğunu gösterebiliriz.

    ekran tarafını böylece toparladıktan sonra tribün dolulukları konuşulmalı. burası üç başlıkta anlatılabilir;

    1) ülkenin ekonomik gerçeklerinden uzak fiyat politikalarıyla satılmaya çalışılan biletler olduğu sürece tribünlerimizi dolduramayız. şehir takımı tribünleri yok olursa yerelde de genelde de futbol gelişmez.
    2) sürekli küfür edilen bir tribün olduğu sürece yeni nesilleri kız erkek demeden tribünlere çekemeyiz.
    3) boş tribünlere oynanan bir maçı tv'de de satılabilir bir yayın olarak sunmak imkansıza yakındır.

    bundan sonra devreye ligi pazarlayacak tali akıl devreye girmeli. tabi ki sosyal medya! bugün türkiye süper liginin her hangi bir sosyal platformda (instagram, twitter, facebook, youtube) resmi bir hesabı yok. konvansiyonel medyanın dijital karşısında zayıfladığı bu dönemde yüz milyon dolarlar fiyat biçilen bir ligin dijital mecralarda temsiliyetinin olmaması ligin pazarlama alanlarını kısıtlamakta. bu da muhtemel gelir kapılarından birinin tamamen kapalı olması demek. peki bu lig para kazanmak istemiyor mu?

    aslında temel sorumuz bu?

    not : bir diğer büyük gelir kaynağı ise bahis, bu yılla birlikte buradaki gelişmeleri izleyeceğiz. o yüzden bu konuyu detaylandırmadım.
  • 3
    ----alıntı----
    1-bu da oldu..
    galatasaray tv’ye beinspor darbesi..yayıncı kuruluş
    bein spor , galatasaray kulübüne bir yazı yollayarak 19/07 tarihinden itibaren platformdan çıkarıldığını söyledi. 2017 yılından beri taraflar masada idi. bein yetkilileri galatasaray ‘a anlaşma istemiyoruz dedi.

    2- bu da oldu..
    geçtiğimiz sezon yayıncı kuruluş galatasaray ‘ın hakem hataları ile ilgili yaptığı video’yu gs tv ve youtube kanalından mahkeme kararı ile kaldırtmış. taraftar bein spora tepki göstermişti. bein’in galatasaray tv yayınını kesmek için 19.07 gününü seçmesi manidar
    ---alıntı---

    süleyman rodop twitter'dan yayıncı kuruluş ile ilgili böyle tivit atmış. yayıncı kuruluş alenen galatasaray'a savaş açmış gibi görünüyor.

    https://twitter.com/...850966318288897?s=09
    https://twitter.com/...853770114064386?s=09
  • 6
    https://twitter.com/...747310488068105?s=19
    3 ekim 2021 çaykur rizespor galatasaray maçının özet görüntülerine şu pozisyonu koymayıp, sadece hakem üzerinden ve özellikle son dakikadaki pozisyon üzerinden algı üretmeye çalışan kurum. (bkz: bein sports)
    bu başlığa yazarak hakkının yediğim alexandru cicaldau'dan özür diliyorum, kardeşim o neydi öyle.
  • 7
    --- alıntı ---

    rıdvan dilmen: "nihat özdemir söyledi. 2022-2023 sezonundan itibaren yeni bir yayıncı kuruluş ile anlaşmışlar."

    --- alıntı ---

    yayıncı kuruluşun ihale ile belirlenmesi gerekirken böyle bir şey yapılabilir mi? böyle bir durum yasal olarak suç değil midir? türkiye’de işlerin nasıl yürüdüğünü bilen herkes bu soruların cevabını da biliyordur sanırım.

    https://twitter.com/...535430070841353?s=21
App Store'dan indirin Google Play'den alın