yukarıda kapitalizmden girilmiş. ben de aldığım eğitim nedeniyle kapitalizmden devam edeceğim. bu konuya farklı bir açıdan değineceğim.
şimdi vahşi kapitalizmin en vahşisinin görüldüğü güzel ülkemizde futbolu da vahşileştirdiler. yahu tatlı kapitalizm var. mesela x ülkesinde alım gücü çok yüksek. insanlar günlük 6-8 saat çalışıyor. aldıkları asgari ücretle günlük harcamalarının (yeme, içme, yakıt, yol, kira) büyük bölümünü rahatça karşılıyorlar. 8-10 ay çalışarak orta segment bir araç alabiliyorlar. birikim yapabiliyorlar. kimi ülkeler de var ki günde 15 saat çalışıp ancak bir su bir ekmek alabiliyorsun. bu ikisi de kapitalist ülke. tıpkı türk'e de yabancıya da futbolcu dendiği gibi.
http://im.businessht.com/...61bad25eaa1f_orj.jpg ee böyle vahşi kapitalist düzenlerde de güçlü olanlar zayıf olanları yer. valla kardeşim eşşek gibi çalışın. parayı da formayı da siz alın. bir çoğunuz işletme sahibi yada ortağı. sizden daha zenginler 500 liraya çalışıyor diye türkleri kovup suriyeli çalıştırıyor. işine geldiği zaman da serbest piyasa ekonomisi demeyi biliyor. ülkede yandaşın zengin, yandaş olmayanın açlıktan süründüğü bir düzen var ve bu düzeni sizler getirdiniz. ben 'evet diyorum sen ne diyorsun kaaarşiiim' diyip sırıtanlar sizlersiniz. gelir dağılımında adaletin içine sıçılmışken çok çalışın çok kazanın serbest piyasa ekonomisi :)) diyen de sizsiniz.
uzun lafın kısası çalışın siz giyin formayı. eşşek gibi koşacaksınız. ağlaya ağlaya kas yapacaksınız. ülkedeki gençlerin %80'i gibi siz de gençken karın tokluğuna çalışacaksınız. öyle bedava ekmek yok. it gibi çalışıp alacaksınız formayı. 15 km koşacaksınız. ayağınıza gelen topu gol yapacaksınız. kalede defansta top yumurtlamayacaksınız. kendinize bakıp sakatlanmayacaksınız. takım oyununa uyacaksınız. menajerlerinize sahip çıkacaksınız. yoksa siktir olup gideceksiniz takımlardan. o yağlı götlerinizi göbeklerinizi alıp gideceksiniz. sizin yarı fiyatınıza oynayacak afrikalılar kapı önünde bekliyor. ulan turizimcisi bedava kazanmak için yurtdışına çıkış yasaklansın ister. beyaz eşyacısı rahat kazanmak için ekstra ekstra ithalat vergisi ister. futbolcusu daha çok kazanmak için yabancı futbolcu yasaklansın der. bıktık arkadaş sizin devlet eliyle rakipsiz olmak istemenizden. adam gibi çalışın, yabancılardan daha iyi olun siz tercih edilin. ben bir mal alırken yerlisinden yabancısından önce kalitesine bakarım. kusura bakmayın da amerikan telefonunun kalitesini hiçbir türk telefon markası vermiyor. japon ya da alman arabasının verdiği kaliteyi hiçbir türk otomobili (zaten yok aq) vermiyor. alman ya da uzak doğulu spor malzemesinin verdiği kaliteyi hiçbir türk spor markası vermiyor. bu milli goygoy yapanların kullandığı 100 malın en az 85'i yabancıdır. siz sahaya tepeden tırnağa alman markası giyinip çıkacaksınız. arabanız italyan, alman, ingiliz malı olacak. kullandığınız benzin amerikan, ingiliz, hollandalı olacak. kullandığınız telefon amerikan malı olacak. girdiğiniz internet siteleri amerikan malı olacak. kullandığınız traş bıçağı fransız olacak. dişinizi fırçaladığınız fırça isviçre malı olacak. allah bilir yediğiniz yiyecek de yabancı maldır. kalkıp yerli milli diye konuşacaksınız. sen neden amerikan malı telefonu türk malı telefona tercih ediyorsan biz de brezilya malı futbolcuyu sana tercih ediyoruz. dışa kapalı bir ekonomiye yani komünizme geçmediğimiz sürece hayatınızda yabancılar olacak. siz de onlarla mücadeleyi öğreneceksiniz. eşşek gibi çalışacaksınız. türkiye gibi vasat bir ligde tercih edilmeyen adam avrupa'da hiç tercih edilmez. burada krallar gibi yaşayıp orada sıradan insan olmaktan korkuyor hepsi. hiçbiri dil öğrenmek, alman disiplini görmek, yolda yürürken sıradan insan muamelesi görmek istemiyor. onların amacı üç büyük takıma kapak atıp buradan emekli olmak. ingiltere ligi, ispanya ligi, almanya ligi gibi idealist değil büyük çoğunluğu. zora gelemez, çalışamaz, dil öğrenemez, yurtdışına alışamaz, buradaki abi-ağa-paşa muamelesini orada göremez. ve bundan da çok korkar.
ula şurada 150-200 başsız. priminizi biz veriyez. menejerinize parasını biz veriyez. vallah feshederem sözleşmeyi ha! bakalım yabancı sınırı olmayınca ne pok yiyeceksiniz?