• 626
    yabancı oyuncu sayısının kalktığını düşüyorum ve şöyle bir kadro kuruyorum.

    --------------------muslera-------------------

    ---eboue---semih----chedjou-----riera---(yerine alabileceğimiz daha iyi bir sol bek olduğunu düşünmüyorum)

    --------hamit------melo------selçuk-------

    ------------------sneijder--------------

    ----------drogba--------burak---------

    görüldüğü üzere bi sik değişmedi. değişecek tek şey rotasyonda kullanacağımız oyuncular olur. hamit'in yerine aydın, melo'nun yerine yekta, sneijder'in yerine emre çolak oynamak zorunda kalmaz.

    riera'nın yedeği de hakan balta olmaz. carlinhos olur ne biliyim eli ayağı düzgün bi oyuncu olur işte.
  • 630
    yabancı sınırının saçma olduğu kadar, ab vatandaşlarının sınırsız olması da saçma olan uygulamadır.

    ab vatandaşları kadroda sınırsız, biri veya ikisi altyapıdan olmak üzere en az 4 futbolcunun türk olması gibi bir kural olmalı ki türk futbolcular da o kontenjana girmek için çabalamalı, ülke futbolu böyle gelişir.

    yoksa ilk 11i ab vatandaşı yabancılardan kurduktan sonra bunun da türk futboluna bir faydası yok.
  • 631
    türk futbolunun ve futbolcusunun gelişmesindeki en büyük engeldir.

    türk futbolcusunun yurt dışına açılmamasının yegane sebebidir. çünkü türk futbolcusu, türkiye ligindeki yabancı sınırından dolayı nasıl olsa oynatılmaya mecburum diyerek yatışa geçmekte ve serbest piyasa koşulları oluşmadığı için avrupa'da alacağı kontratın 3-4 katını alabilmekte. oysa sen yıllarca kendini bir gıdım geliştirmeyen yerli futbolcuya her sene en az 1 milyon dolar verip, yedek oturtacağına; aynı paraya çok daha fazla verim alabileceğin bir iskandinavı veya almanı getirebilirsin. türk futbolcusu da yatarak para kazanamayacağını anlayıp piyasa şartlarının eşit olmasıyla birlikte yurt dışına açılmak zorunda kalacak.

    yani yabancı sınırının kaldırılması hem yeri futbolcuları yatarak oynama alışkanlığında uzaklaştıracak, hem piyasa gerçek değerini bulacak, hem de ihraç artacak.
  • 635
    zeka seviyesi turnusolu.

    bir mehmet demirkol kadar egitimli* ve vizyon sahibi degilim ama şunun farkındayım futbolu milli takım duzeyinde domine eden ab ülkelerinde uygulanmayan, ve yıllardır ab birliği kapısında bekleyen , devşirme (mehmet aurelio, mert nobre, vs.) ve türkçeyi zor konusan gurbetçi (kazım kazım, vs. ) oyuncuların bu sınıra takılmadan oynayabildiği ülkemizde, ırka gore takım kadrolarının belirlenmesini sağlayan kural.
  • 636
    70 model arabayla otobanda seyir yapmak

    hatırlayan bilir.

    70’li yıllarda futbolda art arda dünya, avrupa şampiyonu olurduk(!)
    takımlarımız avrupa’da kupa neyim bırakmaz, hatta toptan türkiye’ye getirirdi!
    bazen, karşısında bizim takımı gören ecnebilerin karşılaşmadan çekildiği bile olurdu..
    korkup kaçarlardı yani(!)
    “şerefli yenilgi” tümcesi asla bize ait değildi..
    yunanlılara aitti.. hatta almanlara..
    1-0 yahut 2-0 yenildiklerinde bile “şerefli yenildik” derlerdi bu “gavurlar”..
    hele hele, oynadığımız maç, mucize kabilinden berabere bittiğinde “çanakkale geçilmez” başlıklar asla ama asla türk basını’na ait değildi..!!
    faiz lobisi’ne aitti..(!)
    kısacası dünya, futbolda bizden fena korkar, çekinirdi..
    bunun nedeni 2 yabancı oyuncu oynatma hakkı olduğu içindi.
    kısıtlama 2 olduğu için türk kulüpleri mecburen iç kaynaklara yönelmişti!
    gelsin kupalar, gitsin kupalardı..
    ne yıllardı be…
    sonra, yabancı sayısını 3’e çıkardılar ya..
    o zaman başarısızlık geldi..
    bizimkiler tek kupa bile alamaz oldu mirim..!!
    yerseniz, ‘durum böyleydi’ ..

    doğru dürüst bir tane bile adam gibi başarımız yoktu..
    aşağılık kompleksiyle dolaşır, yabancıların karşısına çıktığımızda dizlerimiz titrerdi!
    gerçek gerçek, maalesef böyleydi..!
    şimdi yabancı sayısına kısıtlama getirdiler ya..
    bun da amaç türk milli takımı ve türk kulüpleri başarıdan başarıya koşturmak..!

    bu nasıl geri kalmış bir zihniyettir..
    dünya artık tek ev olduğundan bile habersizler..
    neymiş yerli futbolcu yetişmiyormuş..
    milli takım başarısızmış..
    sanki, 88 kez dünya kupası almışız da 89’uncusu alamıyoruz da telaş ondan!!
    peki, almanya’daki türk kökenli futbolcular nasıl yetişiyor..
    onların geni başka bir gen mi..!?
    alman takımlarında yabancı sınırlaması mı var..!?
    almanların iki takımı şampiyonlar liginde final oynamadı mı..?
    de ki yabancıları sayesinde yaptı.
    peki, alman milli takımı, son yılların en başarılı milli takımı değil mi?
    sayı saymasını biliyorsunuz değil mi? alman u20 takımında kaç türk var, saydınız mı..
    orada yetişiyor, anadolu’da yetişmiyor öyle mi..!?
    hadi oradan be..

    demek ki senin sisteminde bir sorun var.. sisteminde..

    ingiliz ya da ispanyol takımlarını da size anlatabilirim..
    misal, daha yakın yıllarda chelsea final maçına kaç yabancı ile çıktı..
    ben söyleyeyim; tamamı yabancı hatta yedekler de yabancıydı..

    bakın ben ilk arabamı 28 yaşında aldım.
    tek kapı kırmızı bir araba.. kan kırmızısı..
    ama bir kusuru vardı.. 1973 modeldi..
    gazetenin yazı işlerinde çalışan bir ağabeyimden almıştım..
    e, muhabir maaşı 20 gün yetiyor..
    ben arabamı çok sevmiştim ama her gün bir yeri bozuluyordu..
    aslında ben araba almamıştım.
    maaşıma ortak almıştım..
    çevre yoluna çıktığımda gıcır gıcır yeni arabalar beni sollardı..
    ben imrenirdim..
    o kadar bozulup yolda kaldım ki şimdi bile bir tamirci kadar bilgim vardır!
    sonra cipim oldu, ormancılardan çıkma..
    o kadar motor yaptırdım ki o paraları toplasam 0 araba alırdım.
    gözü kapalı motorunu söküp takarım onların biliyor musun!?
    çevre yolunda tek solladığım kamyon ve tir’lardı..
    cip, üstü açık ya.. püfür püfür eserdi..
    ben de şöyle hafif çapraz otururdum..
    ne fiyaka yapardım ama..(!)
    ancak, yanımdan “vınnnn” diye geçen arabalara da içim giderdi..
    ben yine yolda kalırdım..
    muhtemelen ön kaputtan beyaz duman (buhar) çıkardı..
    tamirciler bu duruma çok sevinirdi..!!

    anlamayanlara kissadan hisse yapayim..
    70 model arabayla çevre yolunda iddialı bir sürüş yapamazsın..
    70’li yılların düşüncesiyle de 2000’in ilk çeyreğinde dünya ile yarışamazsınız!
    “viiinnnnn” diye geçip giderler yanınızdan..
    siz de arkasından, o geçip gidenleri sadece seyredersiniz..
    eskiler buna “nal toplamak” da diyor..

    bak arkadaş, herkes kulağını ve beynini açsın, yabancı sayısının kısıtlanması ile dünya futbolu, hele hele avrupa futbolu ile “dövüşemezsiniz”..

    bakın, türk futbolunu küçük bir iyilik yapmak istiyorsanız, alt yapı işleyişini, özellikle menajerlik sistemini ve türk eğitim sistemini değiştireceksiniz ya da değiştirtirttireceksiniz..

    bu kararınızla elbette iç piyasayı hareketlendireceksiniz.
    yerli futbolcuların fiyatı artacaktır, bu doğru..
    ve elbette, yerli futbolcu pazarlayan menajerler avuçlarını ovuşturabilirler..
    ama asla mantar gibi iyi futbolcu yetişmeyecektir..
    ne de şelaleden dökülür gibi kaliteli yerli futbolcu yetişmeyecektir.
    çünkü sistem nakavt olmuştur..
    oysa, daha düne kadar bir futbolcunun 8 menajeri olduğunu ve kulüplerin içini boşaltıldığını bilmeniz gerekir..
    1 futbolcunun 8 menajeri olur mu..!?
    oluyordu işte türkiye’de..
    hatta, bir kulüp başkanının sekizer sekizer senet dağıtılan bu menajerlerin parasını ödemekten çaresiz hastalığına yakalanıp, göçüp gittiğini sahi, unuttunuz mu..?!

    beşiktaş’ın, o zamanlar küçük muhammed’i barselona’ya niye gidemedi?
    çünkü önüne gelen muhammed’in “menajeriyim” dedi..
    çocuğun kaderi ile oynanmadı mı…?
    şimdi a takıma bile giremiyor.. top oynamasını unuttu.
    oysa, berselona’nın alt yapısına gitseydi, dünya çapında biri olsaydı kötü mü olurdu!? kim, ne kazandı bu işten..

    bir daha söyleyeyim,
    1-türkiye’deki menajerlik kıskacı değiştirilmelidir!
    gelelim türk eğitim sistemine..
    hangi üniversite, iyi futbol oynuyor, iyi sporcu diye tam burs veriyor gençlere..
    nanay di’mi.!?
    bakın benim oğlum seneye üniversite sınavını girecek..
    dersaneye yazıldı haliyle.
    basket ve futbol oynuyordu..
    bıraktı takımını.
    neden?
    e, yarış atı gibi sınava hazırlanacak..
    söyleyin bana, böyle bir ülkede kaç sporcu yetişir..
    oysa yaptığı spor, çocuğun artisi olmali..!!
    aynen avrupa’da ve amerika’da olduğu gibi..

    neyse, daha çok anlatacak şey var da..
    yani kısıtlama yaparak iyi yerli futbolcu yetiştiremezsin..
    o dediğiniz kapak tarlasıdır..

    ahg, anam babam ahhg!
    çok dertliyim dertli..
    “gamlı baykuş” gibi dertli!

    en kalbi muhabbetlerimle..
    ben can; orhan can..

    kaynak: şeref yoksunu gazetelerden hürriyet.. link mink yok arkadaş..
  • 637
    bu olayi halen tupcu'nun sacmaligi sanan var. ulan tupcude 17 takimin karsi ciktigi seye evet diyecek got var mi? bundan dort ay once milli takimin yenilgidi bir mac sonrasi suat kılıç isimli sahsin yabanci oyuncularin sayisi azaltilmali diyip basarisizligi buna bagladigi ne cabuk unutuldu. siyasete girmeyin diyenlere not spora siyaset karistiranlarin kim oldugu ortada. haydi hayirli traslar.
  • 639
    --- alıntı ---

    “türkiye’de kadroda 7 yerli oyuncuyu kadroda bulundurma zorunluluğu var. bu ciddi şekilde limitleyici bir kural. takımda yerini garanti olarak gören oyuncular idmanda ekstra çalışma yapmıyor. ben de bunu tolere eden bir coach değilim. ortalama bir başarının peşinde değilim. bu ne kulübün ne de benim arzum”

    zeljko obradovic

    --- alıntı ---

    obradovic basketbol için yabancı/yerli oyuncu sınırlamasının getirdiği sorunlardan bahsetmiş. aynı fikri al her spor branşına uyarla. bak ne diyor efsane koç, "takımda yerini garanti gören oyuncular idmanda ekstra çalışma yapmıyor" sen 6+0+4 değil, istersen 4+0+6 yap ey ankara! senin kaç tane çalışan, kendisini geliştirmeye uğraşan türk pasaportlu oyuncun var?! sınır koyarak bu adamların kalitelerini değil, fiyatlarını yükseltiyorsun ey ankara!
  • 640
    drogba, sneijder, elmander, dany, chedjou, amrabat ve riera gibi futbolcuarın kişisel olarak tff. tahkim kurulu'na başvurmalarıyla beraber bambaşka bir boyuta geçmekte olan sınırlama. galatasaray her spor federasyonunda ab. pasaportlu oyuncuların yerli statüsünde oynaması için gerekli tüm girişimleri yapmaya başladığını duyurdu.

    http://www.radyospor.com/...ay-dan-olay-basvuru-

    http://www.arenaaslani.com/...rler&tur_id=3562
  • 642
    galatasaray klübü tarafından yapılan açıklama ile federasyon'un tahkime başvurmamızı engellemeye çalıştığı kesinleşmiş oldu.
    açıklama şöyle
    http://www2.galatasaray.org/...l_as/haber/17473.php

    daha önce ne demiştim bu konu hakkında hatırlayalım

    --- alıntı ---
    ab statüsü ile ilgili başvurumuzu süreyi kaçırmış olmamız sebebiyle reddetmiş kurul. niye süreyi kaçırmamızı gerekçe gösterdiler? çünkü bu şekilde iç hukukta tüm başvuru yollarını kullanmış tabiri caizse tüm iç hukuk yollarını tüketmiş olmuyoruz. apaçık adalet divanına başvurmamızın önüne geçmek için yapılmış bir hamle bu. ancak sedat doğan ve galatasaray'ın diğer hukukçuları bu konuda önlemlerini kesinlikle önceden almışlardır. konu ile ilgili dilekçeler eminim bu ihtimal düşünülerek hazırlanmıştır. ortada çözülmeyecek bir sorun yok ancak sürecin uzamasına neden olabilir.

    ek: ayrıca başvurudaki kimi hususları tespit talebi olarak yorumlamışlar. dolayısıyla usulen yetkisiz yerde hak aradığımız için o konuda sürecin tamamlanması bir yana başlamış dahi sayılmıyor.
    --- alıntı ---

    peki şimdi ne olur?

    galatasaray türkiye cumhuriyeti mahkemelerine başvuracak. burda iki ihtimal ortaya çıkıyor.
    iki ihtimalden kötü olan mahkemenin kendini yetkili görmesidir. bu durumda pazartesi dava açıldığını varsayarsak yaklaşık 6-7 ay içerisinde yerel mahkemeden karar çıkması olasıdır. ancak işin temyiz aşaması da gözetilirse kararın uygulanabilir olması eğer haklı olduğumuza karar verilirse 3 seneyi bulacaktır diye tahmin ediyorum. çünkü dosyaların yüksek mahkemelerden dönmesi oldukça uzun sürüyor. tabi bu en hızlı süreç. bir de atıyorum yüksek mahkeme yerel mahkemenin aldığı olumlu veya olumsuz kararı bozabilir. o zaman 5-6 seneye kadar yolu var mevzunun. tabi yüksek mahkeme aşamasında yetkisizliğe karar verilmesi de mümkün.

    aslında iyi ihtimal de burada başlıyor. yerel mahkeme daha ilk aşamada yetkisizliğe karar verir ki umuyorum bu olacak... o zaman iş tekrar tahkime döner ve onlar talep hakkında karar vermek zorunda kalır. ordan gelecek muhtemel red kararı akabinde de adalet divanı süreci başlar.

    mahkeme aşamalarında en iyi olasılık tedbir kararı alınmasıdır. böyle bir durumda mahkeme açık bir hukuka aykırılık ve sonradan giderilmesi imkansız bir zarar tespit ederse bu yola başvurabilir.

    bir diğer ihtimal de transferi yeni gerçekleşecek bir yabancının federasyona yapacağı bireysel başvuru olur. özellikle ülkesinin doğru seçilmesi halinde diğer yollarda hukuki süreç devam ederken federasyon bahsettiğim yeni yabancının başvurusuna cevap vermeye mecbur kalabilir ki o zaman derhal adalet divanı yolu açılacaktır.

    ancak görünen galatasaray ve türk futbolu açısından en hızlı çözüm yolu tüpçü ve ekibinin tff'den yollanması, gelecek yeni federasyonun bu konuda karar alması olur.

    edit: türkiye'nin imzaladığı uluslararası antlaşmalar, mütekabiliyet ilkesi ve uefa'nın yapısı nedeniyle türkiye adalet divanı'nın yetkisini tanımış durumda. yani ab üyeliği sürecimiz henüz tamamlanmamış olmasına rağmen bu konuya özel adalet divanının müdahale hakkı bulunmakta. insan hakları mahkemesine göre hızlı yapısı nedeniyle tabiki tercih bu yönde olacaktır. dediklerimi doğrular nitelikte bir haber içinse http://spor.haber7.com/...a-tahkime-basvuracak
    http://www.fotomac.com.tr/...25-9af8-6744d59bfa33
  • 643
    galatasaray'ın ab. pasaportlu oyuncuların konumuyla ilgili gideceği mahkeme "yürütmeyi durdurma kararı" verirse tadından yenmeyecek durum. mahkeme beş senede sürse, temyize de gitse sonuç çıkana kadar ab. pasaportlu her oyuncu tc. vatandaşı muamelesi görür kanaatimce.

    ab. adalet divanı'ndan sonuç çıkacağı yanılgısı var renktaşlar arasında;adalet divanı'nın, ab. üyesi olmadığı için türkiye üzerinde hiç bir yaptırım gücü yok bildiğim kadarıyla. aihm'le karıştırmamak lazım.
  • 644
    hayatımızda da var lan bu. şimdi biliyoruz ki bu kural yüzünden önümüzdeki sezon* sabri&hakan balta ikilisi toplamda en az 25-30 maça ilk 11 çıkacak. hüzün içeriyor mu? içeriyor. peki kim bu adamlar? biri milli takımın hemen hemen bütün kategorilerinde defalarca kere forma giymiş bir sağ bek, görünürde ülkenin en iyi ikinci sağ beki; diğeri ülkenin halen en iyi sol beklerinden biri.

    sen kadroya o kadar sneijder'i, drogba'yı alıyorsun, melo-selçuk diye anormal bir orta saha tandemi kuruyorsun, kalende manu'ya gitse ''de gea'yı satacaklar o zaman'' diyeceğin bir adam var, savunmanda dünyanın en başka stoperi dany var, o bölgeye ligue 1'in en iyi stoperi seçilmiş chedjoue (u: chedjoue :() adında bir adam alıyorsun, e sağ bekinde dünyanın en elit beklerinden biri var. ama maça çıkıyorsun hakan balta gene sol bekte :( kim bu adam? ülkenin en iyi sol beklerinden biri. brezilya'nın ikinci liginde kendisinden daha iyi sol bek var mı? 50 tane. almanya üçüncü liginde kendisinden iyi sol bek bulur musun? 10 dakikanı almaz. italya'da sokaktan çevireceğin bir adam hakan balta kadar oynar mı? diyetisyen şeyda çoşkun gözetiminde 2 hafta istinye sahili'nde yürürse oynar (u: ergin hocam selam :()..

    bu ülkenin en güzel kadını 30 yıldır hülya avşar. baktığın vakit, kısa boylu, kısa bacaklı, hayatının her dönemini tombik geçirmiş bir kadın. bu ülkenin en güzel kadını. yurt dışında alelade bir ülkeye tatile gidiyorsun, havalaanında gördüğün ilk kadın değilse de ikinci kadın hülya avşar'dan güzel. çoğunuzun yabancı kız arkadaşı olmuştur. benim sevgilim de oldu. ayrıldım. ama ilişkim devam ederken de biliyordum ki, bir gün kendisinden ayrılıp, güzellik konusunda, alım konusunda kendisinin yanına yaklaşamayacak bir türk kızıyla evleneceğim. doğumdan sonra aldığı kiloları veremeyecek. adı ayşe olacak. o ayşe işte hakan balta aslında. yani o kadar geziyorsun, görüyorsun, tadıyorsun, kokluyorsun, evlendiğin kız gene turhallı ayşe oluyor :(

    sen istersen sağ içe marchisio, savunmanın önüne pirlo'yu al. o kadronun bir yerinde gene sabri oluyor. işin garibi sabri juventus'a gitse, bir şekilde orda da kendisine yer bulacak. sabri şakalarından hazzetmiyorum ama bu sabri hakikaten değişik adam aq. yıllarca bizi yabancı kuralına isyan ettirdi, sevgilisine ferrari hediye edecek kadar para yaptı, ama gün geldi hediye ettiği ferrari'nin aynasını açamayacak iskenderunlu bir eşi oldu.

    al sana yabancı sınırlaması :(
  • 645
    bu sınır ile ligdeki maçları sikine takmayan eboue* yerine sabri oynayınca sorun oluyormuş, ama sneijder'in yerine mahmut tekdemir oynayınca sorun olmuyormuş. ne kadar malım ya unutmuşum. tekdemir daha iyi oyuncuydu zaten lan.

    ha bir de sabri ne kadar komikmiş lan ihihi. yazımı da çok komik bir capsle bitiriyorum.

    http://www.komikresimleri.com/...ds/Sabri-caps-1.jpeg

    ne kadar komik lan ahahahaha.
  • 649
    valla 2014/15 sezonu için $imdiden her yabancinin bir alternatifiin bulunmasi gerekir. buna fernando muslera da dahil. didier drogba nin önmüzdeki yil bizimle olacagini tahmin etmiyorum. sneijder, melo, chedjou ve muslera'nin kesinlikle bizimle olacagini dü$ünüyorum. eboue de emin degilim.

    5 yabancili bir galatasaray i hayat edemiyorum henüz.

    $öyle nasil olurdu acaba:

    -------muslera---------

    hamit semih chedjou x

    ---selçuk melo arda

    --------sneijder

    ------burak-----x

    $imdi x-leri siz seçin bakalim. forvet e yabanci mi alacaksiniz, yoksa sol bek e coentrao yu mu?

    5 yabanci = türk futbolunun sonu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın