• 452
    önümüzdeki günlerde çok konuşulacak kural. yıldırım demirören federasyonun başında kalmak istiyorsa bizimle arayı iyi tutmalı. galatasaray'ın desteğinin olmadığı bir federasyon zaten fazla ayakta kalamaz. bu sebeple ilk önce yabancı oyuncu sayısında bir düzenlemeye gidilecek.

    aslında bu sene ki kural gayet ideal ama sanırım yönetimimiz ve teknik kadromuz daha çok yabancının ilk 11'de oynatılabilmesini istiyor.

    sınırsız yabancı oyuncuyla sözleşme imzalanabilmesi ve türkiye liglerinde ilk 11'de en fazla 8 oyuncu oynatabilme sınırı getirilse tadından yenmez, sırtımız yere gelmez.

    ama benim tahminim milli olma şartı veya 5 büyük ligden oyuncu transfer edebilme gibi sınırlamaların getirileceği yönünde.
  • 454
    dün gece başkan ünal aysal katıldığı programda, kendilerine resmi bir yazı vs. gelmediğini söyledi bu konu ile ilgili. ben bu konu hakkındaki rahatlığı ve 'bir kaç kulüp baskı oluşturup bu kararı kaldırırız' sözünden sonra böyle bir sınırlandırma olacağını düşünmüyorum. zaten hem galatasaray, hem fenerbahçe böyle bir şeyi istemiyorlar ise olmaz. ayrıca, anadolu kulüplerinin de işine gelmez.
  • 456
    şahsi düşünceme göre bu illetten altyapı eğitimini avrupa'da almış yetenekli ve gelecek vaadeden yerli futbolcuları makul ücretler karşısında transfer ederek kurtulabiliriz, yerli yıldız adayı diye iyice şişirilen oyuncularını fahiş fiyatlar üzerinden pazarlayan anadolu kulüplerine para gömerek değil. bunun için de çok kaliteli bir scout ekibine ihtiyacımız var, amacımız yeni barış özbek'ler olmamalı...
  • 457
    bu seneki transfer gündemine baktığımda beni derin düşüncelere sevk eden olay. şayet aurelien bayard chedjou ve jeremy mathieu defans mevkiine transfer edilse muslera ve eboue ile birlikte 4 yabancı kafadan olmuş oluyor. e bunun daha wesley sneijder'i var, didier drogba'sı var, felipe melo'su var* hangi birini kulübeye çekeceksin. söylentilere göre nani de listede. neyse grande elbet düşünüyordur bunları...
  • 461
    su ana kadar sozu gecen mevkiilerde yani stoper ve sol bekte bu sezon da yabanci oyuncu kullandigimizi dusunursek su ana kadar bir acayiplik yok ama kalkip ekstradan bir bolgeye daha yabnci oyuncu transfer edece olursak o zaman enteresan bir hal alir durum gercekten. bir de alper potuk icin fener'in verdigi para, galatasaray'in teklifine bakildiginda ortada dusecegiyle ilgili en ufak bir isaret yoktur.
  • 462
    herkes kuralın ivedilikle düzeltileceğini düşünüyor ama...

    federasyon bizi yakalamışken bırakmaz, stat konusunda taviz isteyip bjk'yi 7-8 maç için stadınızda ağırlayın derlerse şaşırmam açıkçası. karşılığında da yabancı sınırını bu sezonki gibi 6+2 veya7+1'e dönüştürelm diyebilirler.

    son gelen duyumlarda da bjk'nin stat işini yeniden ısıtıp önümüze koyması ve bu sefer yönetimin meseleye daha makul yanaştığı haberleri, ayrıca yabancı ağırlıklı transfer politikamız ve sanki yabancı sınırı yokmuş gibi rahat davranılması beni şüpheye düşürmedi değil.
  • 469
    alper potuk transferinden sonra kaldırmak için fenerbahçe'ye karşı ufak bir kozu kaybettiğimiz kural.. transfer gerçekleşseydi fener iyice köşeye sıkışacak ve tıpış tıpış federasyona gidecekti kural değişikliği için.. şimdi alper'le beraber (bkz: umut fakirin ekmeği) durumu yaşayıp önümüzü kesmeye çalışabilirler. beşiktaş zaten yeni futbol direktörü önder özen'den dolayı serbestiyeti savunacaktır..

    siyasi kanadın ise stat mevzusu için hem fenere hem bize karşı koz olarak kullanacağını düşünüyorum yabancı kuralını.. bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek..

    biz kural adına önerilerimizi ve düşüncelerimizi dile getirmeye devam edelim;

    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyunculara izin vermek lige olumlu katkı yapacaktır. (bkz: theofanis gekas) dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. *

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)
  • 470
    son getirilen kuralın vizyonla, vizyonsuzlukla hiç alakası yoktur. tamamen yıldırım demirören'in bok yemesidir. 2011-2012 sezonu başında yabancı hakkının serbest bırakılmasını savunan demirören'in başkan seçilince mi aklı yerine geldi? hayır. bjk'nin içinde bulunduğu zor durumda diğer büyüklerle makasın açılmasını istemedi. malum, bjk'nin alacaklısı aynı zamanda. sırf bu yüzden yabancı sayısını düşürme kararı aldı.

    ayrıca bir şey daha ekleyeyim. ligdeki 18 kulüp birleşir, yabancı sınırının azaltılması kararını değiştirir diye düşünüyorsunuz biliyorum ama çok yanlış düşünüyorsunuz. çünkü yabancı sınırı, ekonomik olarak çok da iyi durumda olmayan bjk ve trabzon'un -makasın biraz daha açılmaması adına- işlerine geldiği gibi, anadolu kulüpleri için büyük bir fırsat alper potuk transferinde görüldüğü üzere. ligde yabancı sınırına karşı çıkacak 2 takım var; galatasaray ve fenerbahçe. olursa bu iki kulübün baskısıyla, diğer kulüplere rağmen alınacak bu yıl uygulanması gereken kararının iptali.
  • 472
    mevcut durumda şampiyonlar ligi seviyesinde ilk 11'de değişmez isim olacak olan 5 türk oyuncu bulmak anlamına gelir. halihazırda semih kaya, selçuk inan, hamit altıntop ve burak yılmaz gibi 4 oyuncumuz var. muslera, eboue, dany (veya transfer olacak olan yabancı stoper), riera (veya transfer olacak olan yabancı sol bek), melo (veya transfer olacak biri değil ille de melo), sneijder ve drogba ile 7 yabancı ediyoruz. durum sıkıntılı. peki bu kurala bu yüzden mi karşıyız? hayır. bu kurala karşıyız zira bir mantığı yok. son dünya şampiyonu ispanya'da bu sınırlama yok. önceki dünya şampiyonu italya'da yok. iki önceki şampiyon fransa'da yok. yok işte makul hiçbir yerde. iyi olan oynar kardeşim sahada. vatanı beni ilgilendirmez. hagi kadar türk futboluna hizmet etmiş bir türk futbolcu var mı? bir alex çıkarıyor muyuz? melo gibi, drogba gibi, muslera gibi adamlar yerine vasata mı talim edelim?
  • 473
    fernando muslera
    dany nounkeu
    tomás ujfalusi
    albert riera
    emmanuel eboué
    felipe melo
    wesley sneijder
    nordin amrabat
    didier drogba
    johan elmander ve son haberlere göre aurélien chedjou'da eklendi. neticede şu anda kadromuzda 11 yabancı oyuncu var.

    sol bek ile her iki kanatta da oynayabilecek bir oyuncu aradığımız biliniyor. belli ki bu iki mevkiye de yabancı oyuncular alınacak. eğer melo alınamazsa diye alternatifi olarak adı anılanlar da yabancı. ujfaluji'nin sözleşmesi yenilenmeyecek dersek kabaca 12 yabancı oyuncumuz olacak!

    eğer bu über kural değişmeyecekse 2'sini daha göndermek zorundayız. kalan on oyuncunun da en fazla 6'sını sahada kullanabileceğiz ve her maç 2'sini kadro dışı bırakmak zorundayız.

    hasılı saçma sapan bir duruma sıkışacağız gibi görünüyor. yönetimin böyle bir vaziyet içindeyken, kadro mühendisliğini "beklenti" ye göre şekillendirmiş olabileceği ihtimali dahi kanı beynime sıçratıyor.

    bu "beklenti" gerçekleşmezse yani kısıtlama kaldırılmazsa ciddi bir sıkıntıya düşeceğiz ve ciddi yatırım yaptığımız yıldızlarımızdan aldığımız verim etkilenecek.

    yönetim bir an evvel bu meseleyi nasıl çözeceğine dair bir sinyal çakmalı ve harekete geçmeli! sürekli vizyondan ve profesyonellikten bahseden yönetime yakışmayacak bir transfer politikası izlenmemesi gerekir.
  • 474
    yazarların alternatif çözümlerinde bahsettiği ab vatandaşı oyunculara sınır konmaması kuralı mantıklı değil. bizim oyuncularımız dışarıda ab statüsünde sayılsa, yani serbestlik karşılıklı işlese sorun yok. ama bizimkiler avrupada bir afrikalı gibi, güney amerikalı gibi muamele görürken burada abye serbestlik vermek gereksiz bir çifte standart yaratır. bir nevi "onlar sorunsuz geliyor bizimkiler sınıra takılıp gidemiyor" dengesizliği ortaya çıkar.

    şampiyonlar ligi kadrolarını yazarken uygulanan sistem bana en mantıklısı gibi geliyor. sezon açılırken 30 kişilik kadro federasyona bildirilir. bunların beşine kulübün kendi altyapısından, onuna türkiyede bir kulübün altyapısından yetişme zorunluluğu getirilir. sahaya kimin çıkacağına karışılmaz. böylece pasaport torpili olmadan formda oyuncu kimse o oynar. hem şişmiş bonservis ve maaşlar saniyesinde dengelenir, hem türkler yedek oturmak istemiyorsa çalışmak zorunda kalır. sırf türk diye büyük takımda kalıp yıllarca yatarak para alma işi biter. milli takım da üç büyükten değil 15-16 kulüpten oyuncu çağırır.

    edit: özel mesajda nihat kahveci mahkemesi ile türk futbolcular ab statüsünde sayıldı diyenler var. biraz araştırdım nihat mahkemeyle kendine ispanyada yabancı sayılmamak için özel izin çıkartmış. daha sonra isteyen nihatı emsal gösterebilir diye ispanyada türkler ab sayılmaya başlamış. yani henüz "türk oyuncular ab vatandaşıdır" diye bir karara ben rastlamadım.
  • 475
    bu sistem türk futbolcuların yattıkları yerden para kazanacakları ve gram öteye gidemeyecekleri bir sistemdir. dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir sektöründe rekabet ortamının ortadan kalkması gelişmeyi beraberinde getirmez. alternatif çözüme falan da gerek yok. dersin alt yapından dört, türkiyeden yetişme sekiz oyuncun olacak, getireceğin yabancı şu yaşın altındaysa en az bilmem kaç kere ümit milli, şu yaşın üstündeyse a milli olacak biter gider.
    alper potuk örneği bu konuda çok çarpıcı aslında. alper kötü futbolcu mu? asla. ama kendisinin bu seneki performansını mesela avrupada gösteren benzer yaştaki bir futbolcunun piyasa değeri taş çatlasa 2,5 - 3 milyon eurodur. alacağı maaş da 1 milyonu zor bulur. işmdi takas edilen oyuncular falan derken 15 milyon euroyu bulan bonservislerden ve hakkının iki üç misli maaşlardan bahsedyoruz. belki de iki üç sene sonra yapması gereken transferi büyüklerin yerli futbolcu yarışı yüzünden erken yapıp futbol hayatı körelen bir futbolcudan bahsediyoruz.
    ayrıca türk futbolunun ileriye gitmesi diye tutturulan teraneden ben hiçbirşey anlamıyorum. ispanyanın dünya şampiyonu olduğu, avrupa şampiyonu olduğu son beş altı senelik dönemde ispanya mı daha çok konuşuldu barcelona mı? dört yılda bir yapılacak turnuvalarda milli takımın bir iki tur daha geçer belki diye, asıl paranın, reklamın, ülke tanıtımının döndüğü kulüp futbolunda takımlarını yurtdışı ile rekabet edemez hale getirmek hangi ileri zekanın ürünü benim geri zekam anlayamıyor.
    hele son kural işin iyice bokunu çıkardı. mesela terimin elinde sneijder ve amrabat var. 4-3-1-2 başladı sneijderle, takım öne geçti, sistem değiştirip kanatlardan saldıracak, çık sneijder gir amrabat diyemeyecek. onun yerine gidecek amrabatı değil ardayı alacak türk diye onu bağlayacak kulübeye mesela. türk futbolu da ileriye gidecek. zaten millet sınırsız yabancı oynatırken biz üç yabancı kuralıyla ne dünya kupası bıraktık ne avrupa kupası zamanında değil mi?
App Store'dan indirin Google Play'den alın