futboldaki karşılığı ilahi adalettir, başka bir şey değil. kokuşmuş sistemin kendisi sadece boktan bir çarkıdır. türkiye'nin ne futbolda ne de bir başka hususta bir bok olamayacağının en somut örneklerinden biridir. a milli takım gibi kutsal bir mevkiiye nasıl rahatlıkla ulaşılabileceğinin de örneğidir kendisi.
üstü kapalı da olsa daha detaylı anlatmamı isteyenler olacaktır. kısaca da olsa elimden gelse deneyeyim:
- 1800'lerin sonlarında, 1900'lerin başlarında bir padişah düşünün. heh işte ona her türlü şebekliği yapacaksın, yeri geldiğinde 4 yaşındaki çocuktan gol yer gibi ondan gol yiyeceksin.
- her bi boka boyun eğeceksin.
- sikimsonik bir isimde takım kurulacak, ona hayhay diyecek "ekmek parası" uğruna o takım için ter dökeceksin.
zaten bunları yaptığında o kutsal formayı sırtına geçiriyorsun.
sizlere yemin ediyorum bir uçurumda iki volkan benden yardım dilenseler ve yalnızca birini kurtarabilecek olsam ayının ellerine sarılır, onu yukarıya çekerim. bunu da aşağıya sevdir ederim.
(bkz:
3 eylül 2015 türkiye letonya maçı)