resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 9228
    fatih terim'i yollayip, saçma sapan futbolculari transfer ettikten sonra durum bozulunca istifa etmiş ardindan da hiçbir şekilde galatasaraya sponsor ol isteklerine kulak aşmamış, geçen hiçbir seçimde de adayligin a'sini konuşmamış.
    güldüğümuz ali fatinoglu kadar bile ortalara çıkmamış 80+ yaşında adam için artik aglamayi bırakmak lazim.
    edit:kendisinin istifa dönemi karışık olsa da savaşmadan bıraktı. daha da uğraşmaya gerek yok.
  • 9229
    fatih terimsiz bir hiç olan eski başkandır.

    fatih terimi beşiktaşı sahaya döktükten sonra antremanda kovan, özel mesajlarını rasim ozan adlı kişiye sızdıran, akabinde nisanda fenerin şampiyonluk kutlaması yapmasına neden olup topukları yağlayan başkandır.

    kurumsallaşma adına her kişiye araba tahsis eden, ali kırca, lütfi arıboğan gibi adamlara fahiş maaşlar bağlayan,
    tarık çamdal, selçuk inan hatta burak yılmaz gibi adamlara ederinden fazla fazla maaş veren,
    1,5 milyon euroluk 1 tır dolusu forma kaybolması skandalları yaşatan bir adam.

    ama resmi siteden iyi gaz alıyodu.

    ne diye isteniliyor bu kadar? fatih terimle çalışmayacağı biliniyor.
    fatih terimsiz başarısız olduğu da biliniyor.
  • 9234
    siyasi erk ve mevcut bilimum düzen ile bağları asgarinin altında olduğu için dosta güven düşmana korku veren salvoları çekinmeden atabilen eski başkan. taa 2000'li yılların başında "galatasaray'a yeni bir yönetim modeli vaad ediyorum" diyerek ortaya çıkmış bir isimdi. nitekim göreve geldiği günden itibaren galatasaray köhne ve aşağılık düzenine rağmen pek çok yapısal reforma imza atmaya başlamıştı. temel hatası kendi tasarladığı plan içinde çok önemli bir yere sahip olan florya-riva konularını halletmeden kıyıdan açılmaya başlaması oldu. artık bu konuda kendine fazla mı güvendi, yanlış mı yönlendirildi yoksa bile bile lades mi oldu net olarak bilinmez. ancak "galatasaray'ı batırdı" konulu bitmek tükenmek bilmeyen hikayelerin altındaki temel gerçek budur...

    acılarla yüreğimizi kararttın döneminde camianın ve yeni yeni oluşmaya başlayan internet kamuoyunun sahiplendiği, adını dilinden düşürmediği iki isimden biriydi bu mykonos matkabı lakaplı abimiz. diğeri de 2006 seçimlerinde özhan canaydın'ın karşısına çıktığında milyonların manevi desteğini alan yiğit şardan idi. bu ikisi galatasaray taraftarı için kurtarıcı olsa da galatasaraylılar(!) için iki potansiyel tehlike idi. bir sonraki dönem adnan polat yönetiminde görev alan yiğit şardan'ı oynayanlardan başka kimsenin haberi olmadığı sikimsonik bir hazırlık turnuvasında yapılan ve fenerbahçe'ye doğrudan servis edilen cemal nalga skandalıyla, galatasaray tarihine kocaman bir utanç lekesi düşürmek pahasına ekarte etmeyi başardılar.

    artık sıra ona gelmiş olsa da genelde sportif başarıların ve adnan polat yadigarı şirket birleşmesinin olumlu etkileri özelde ise üçüncü fatih terim dönemi'nin rüzgarıyla bir türlü kimse hamle yapmaya yeltenemiyordu. üstüne üstlük mal varlığı, yatırımları, kariyeri türkiye dışında olduğu için harici bedbahtlar tarafından sindirilemeyecek, ürkütülemeyecek durumdaydı. "türk futbol ailesi"nin şike kelimesini neredeyse unuttuğu dönemde resmi siteden "şike hükümlüsü zat" tabirini kullandıran, twitter türkiye'de yasaklandığı zaman takımı üzerinde kulübün twitter adresi bulunan tshirtle ısınmaya çıkartabilen, 17 haziran duruşu ile takımın hakkını savunamadığı yerde bile bile bu oyunun parçası olamam diyen bir acayip adamdı. fazlasıyla göze batan bir çivi idi ve çekici eninde sonunda yemesi kaçınılmazdı.

    dahili ve harici bedbahtların yana yakıla aradığı fırsatı ise fatih terim ile yaşadığı süreçte kendi eliyle yaratmış oldu. esamesi okunmayan beşiktaş ve kendi derdine düşmüş fenerbahçe'yi arkasında bırakmasının kuyruk acısıyla medya, taraftarın gözünde ilahlaşmasının acısıyla galatasaraylılar(!) ve tokatlamaya doyamadığı türk futbol ailesi hatta siyasi erk dört bir koldan am bulmuş mağribi gibi saldırmaya başladı.

    basit bir iletişim hatası olarak pekala geçiştirilebilecek, belki bir özür ile tatlıya bağlanabilecek bir konu tek bir kelime üzerinden büyük bir polemik malzemesi haline getirildi. cinsel tercihi tartışma konusu basın sabah-öğle-ikindi-akşam-yatsı günde beş vakit bu konuyu konuştu. şükrü ergün ve bülent tulun gibi artık kaşarlanmış mikserler olayı köpürttükçe köpürttü. ikili arasındaki mesajların ekran görüntüsünün tüm türkiye'ye servis edildiği çok kötü bir süreç yaşandı ve rüya gibi yaşanan üçüncü fatih terim dönemi bir kabustan uyanırcasına tatsız şekilde bitti. fatih terim'in sırf kişisel intikam uğruna birkaç ay önce kanlı bıçaklı olduğu yıldırım demirören tayfası ile kucak kucağa pozlar verip kader ortağım demesi ise taraftarın gönlüne vurulan son hançer oldu.

    bu travmanın üzerine o sezon şampiyonluk nisan ayında fenerbahçe'ye kaptırılınca ünal aysal ismi taraftar arasında iyiden sorgulanmaya başlamıştı. roberto mancini ve cesare prandelli ile birşeyler denense de sneijder sonrası 10 numara verilen belhanda sendromundan kurtulamadı iki teknik direktör de. tam bu noktada federasyonun yabancı sınırının de etkisiyle artan yerli piyasasında, bu dönemde yapılan transfer harcamalarıyla genel kurulun da doya doya eleştirebileceği hale gelen aysal dönemini bitiren olay ise başkanlık dönemi boyunca planlarında ciddi şekilde yer alan riva-florya gayrımenkulleri konusunda gerekli onayı alamayışı oldu. bu yetkiyi alamadığı sürece maddi anlamda planladıklarını gerçekleştiremeyeceğini, kendi planlarını gerçekleştiremeyeceğini söyleyerek 2014-2015 sezonunun ortasına gelmeden olağanüstü genel kurul çağrısı yaparak görevi bir nevi iade etmiş oldu.

    fatih terim 4 yıl sonra, igor tudor dönemi boka sarmışken tek bir tweet ile milyonları ayağa kaldırdı. yapılan yaşanan herşey bir anda unutuldu ve tüm ihale ünal aysal'ın üzerine yıkıldı toplumsal hafızalarda(!). oysa galatasaray başkanlığı için neredeyse 10 sene fizibilite yapıp hazırlanan, sıçıp sıvayan bir yapıda arada bunu da temizleyelim gayretiyle başa çıkarılıp bir anda şaha kaldıran, hem içeriye hem de dışarıya fazlasıyla arıza çıkardığı için bir hatası kollanan ve yaptığı ilk ciddi hata pireden deveye evrilerek neşe içinde elbirliğiyle temizlenen bir adamdı.

    bugün ünal aysal için hala kulübü batırdı diye bazen isim vererek bazen vermeyerek laf sallayan "kulüp içi" kimselerin kazığıdır aslında anlatılanların pek çoğu. başından beri riva-florya satışı üzerinden yeni bir ekonomik model üzerinde duran ünal aysal'a "bakarız" diyip o gün gelince yarı yolda bırakan, galatasaray'ın geleceğini iki üç sene sonra neredeyse beş kuruşa birilerine peşkeş çekenlerin vebalidir...

    gerçi bir kupa bir şampiyonlar ligi sezonu uğruna kader ortağım lafının bir anda yutulup hazmedildiği bir ortamda çok gereksiz bir yazı oldu sanki. adam kulübü batırdı ontivero falan. ama bana tamas'ı sormayın mesela...
  • 9237
    hala aynı fikirdeyim.
    --- alıntı ---

    sabahı beklemeden olağanüstü yönetim kurulu çağrısında bulunması gereken eski başkanımız. sabah da adaylığını açıklasın listesini sonra yapar. gelir gelmez de galatarasay'ın gücünü yeniden bütün dünyaya göstermesi gerekmektedir.
    yapamazsa da o yapamasın. en azından başımız dik durur öyle ceza yeriz.

    --- alıntı ---
  • 9238
    özledik başkanım,
    billurlarınla adam tokatlamanı özledik.
    namussuzlara namus dersi vermeni özledik.
    bizi ite köpeğe ezdirmediğin günleri özledik.
    o seksi ve hınzır “peşin satan adam” gülüşünü özledik.
    arzu edilen seksi kulüpten, kumpaslarla harcanan kulübe döndük.

    gel ne olur; yakalım meşaleleri yeniden.

    eşit: sen gel, terim’i ikna etmek için biz kapısında yatarız.
  • 9240
    en buyuk avantaji yatirimlarinin cogunun turkiyede olmamasidir. burada da isleri var elbette ama esas isi disarida, o yuzden buradaki rezil duzene ayak uydurmak zorunda degildi. o yuzden kimseden cekinmiyordu.

    mustafa cengiz koc’la mucadele edebilir mi allah askina? peki dursun ozbek? abdurrahim albayrak? hepsi bu ulke icinde kucuk boyutlu tuccarlar. ne hukumetin atadigi federasyonla, ne rakiplerin daha guclu baskanlariyla bas edebilirler. kavga dahi edemezler, cesaret edemezler.
  • 9242
    desteklersiniz desteklemezsiniz ama çok önemli bir projesi vardı.

    http://gss.gs/2548594

    --- alıntı ---
    zamanında ünal aysal'ın galatasaray'ı bundesliga'ya taşıma projesi vardı. o projenin ne değerli olduğunu bu gün gördük. türk futbolunda istedikleri gibi at oynatamayacaklarını anlayanlar galatasaray kulübünün içerisindeki hainlerle bir olup ünal aysal'ı alaşağı ettiler. hataları vardır, yoktur bunu tartışmıyorum. bu sistem adama hata yaptırır. mevzu şu. atom bombanız varsa atmanıza hiç gerek kalmadan ülkenizi savunursunuz.

    galatasaray almanya'da 2. ligden bir takımı satın alıp herkesin gözünün içerisine sokacaktı. tüm spor camiası o takımın esasen ne manaya geldiğini bilecekti. demoklesin kılıcı gibi orada duracaktı. bak bakalım o zaman 18/19 sezonunda yaşadığımız iğrenç tablo yaşanıyor muydu?
    --- alıntı ---
  • 9243
    işi ve yatırımları yurt dışı menşeili olduğu için türkiyede hiçbir şahsa ve kuruluşa karşı kambur değildi ve olaylar karşısında da ne gerekiyorsa gayet sakin akıllı bir şekilde gerekli refleksleri gösterebiliyordu. kimseye kambur olmamak çok güzel bir şey olsa gerek. ne görüyosan gördüğün gibi düşünüp gördüğün gibi hareket etme imkanı tanıyor sana. vizyon vizyon diye sallayıp durdular ama bu adamın çok güzel bir “duruşu” vardı.
  • 9244
    bugün başkan olsa yarın sabah yapacağı ilk iş galatasaray futbol takımının başka bir avrupa liginde yer alma ihtimalini zorlamak olacağını düşündüğüm özlediğim başkanımız.

    madem mustafa cengiz'i beğenmeyenlere dursun özbek müstehak deniyor. o halde ünal aysal'ı beğenmeyenlere de adnan polat özhan canaydın falan müstehak demek ki. düz mantık ile bu sonuca ulaşılıyor.
  • 9247
    türk futbol camiasının gördüğü açık ara en vizyonlu kişi, sadece bizim değil tüm ülke için de kaybedilmiş bir değerdir. ben kendisinin 1 gün bile taraftarla zıtlaştığını görmedim*, buna rağmen de ilginç bir şekilde her zaman en akılcı kararı soğukkanlılıkla alabiliyordu. bugün dev bir marka olan huawei'yi son anda forma sponsorumuz yapabiliyordu, son güne de kalsa ve hatta sonradan patlasa da kadroyu alternatifleri de olmak üzere birçok oyuncuyla güçlendirebiliyordu. basketbol federasyonuna şikeci hakemle hakkımızı yiyeceksiniz diyip takımı maça çıkarmama kararı alabiliyordu. haa basketbol demişken kendisi döneminde amatör branşlarda da boynumuzun bükülmediğini hatırlamak gerek.

    ünal aysal demek dik başlılık, cesaret, gurur ve doğruluk demekti, şeffaflık demekti, kurumsallaşma çabasıydı. gerçekten de yabancı takımları yenmek demekti. annemizin ligi dediği türkiye ligi umurunda bile değildi, fiko ve ali koç gibi über vizyonlu başkanların aksine lig onun için sadece bir araçtı. yabancı kuralından kurtulup şampiyonlar ligi kupasını getirmeyi ciddi ciddi gözüne dikmişti. bunları hedefleyen adama ne mi yaptılar? yabancı kuralını kaldırmayı veya esnetmeyi geçin, sırf başarılı olamasın diye daha da sıkılaştırdılar, guguk devletine yakışacak şekilde kitabına uygun sermaye artışı uygulamasına bir sefere mahsus olarak engel oldular, teknik direktörünü ayarttılar. cezalar yağdırdılar, tüm projelerinin önünü kestiler, sonrasında riva ve florya projeleri de dedeler tarafından kesik yiyince galatasaray'ın önünü açmak için bırakıyorum dedi. ne hikmetse o dedeler dursun gibi birine tam onay vermekten hiç çekinmediler.

    çok merak ediyorum, hani fatih hoca hayallerimiz dünyadan büyük falan diyor ya, acaba o hayallere kendi başına ulaşamayacağını öğrenebilmiş midir? yıllarca kendisi de dahil ünal aysal'ın başarılarda payı olmadığını düşünen birçok kişi vardı. acaba fatih terim o büyük hayallere mustafa cengiz, dursun, abdürrahim gibi düzen insanlarıyla ulaşamayacağını, bir süre sonra hayal bile kuramayacağını anlamış mıdır? umarım anlamıştır.
  • 9248
    kendi adima galatasaray'in basinda gordugum en guclu baskan figuruydu. fatih terim ile yasadigi ego savasi kulube ve iki tarafa da zarar verdi ancak "bu ates ufleyerek sonmez" cikisinin kulup tarihinde unutulmaz bir yeri oldugunu da atlamamak gerek.

    kulubu batirdi haberlerinin kimler tarafindan hangi amacla gayet planli ve sistemli bir sekilde ekranlarda islendigini de gormek gerekiyor elbette. maalesef cok hizli gaza gelen bir taraftar kitlemiz var ve cok rahat manipule ediliyoruz.
  • 9249
    ali dürüst ve abdürrahim albayrak'a yıllar öncesinden yolu veren büyük insan. gücünün zirvesindeki aziz yıldırım'ı kudurtan, açıkça göte göt diyen ve kimseye minneti olmayan adamı bize fazla uzun yar etmezlerdi zaten. şimdi kendi ihalesine zarar gelmesin diye kendisine çakallık yapan şeref yoksunu kulüplere barışalım diyen hainlere kaldı ortalık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın