son senesine çok çok kötü olmasını saymazsak, galatasaray'ın marka değerini yükselten, karizma bir başkandı. yokluğunu şimdiki yöneticileri görünce çok daha iyi anlıyoruz.
hatalarından ders almış bir şekilde tekrardan gelmesi gereken adamdır. üzerinden halen hajrovic muhabbeti yapanlara donk, cavanda falan deyin yeter, yerine gelen adamlar borca borç kattı, uçuruma sürükledi.bu camianın ünal aysal gibi rasyonel adamlara ihtiyacı var.
8229
yine büyük resimler görülmüş. meğer her şey inan kıraç'ın rüyasıymış.
riva projesine karşı konuşma yapan inan kıraç'ın kaç kişiyi etkileyebildiğini görmek için oylama sonuçlarına bakmanız yeterlidir. tabii muhtemelen aslında orada da inan kıraç parmağı vardır. hatta cumhurbaşkanı'nı da inan kıraç seçtirmiştir ki riva'yı devlet alabilsin. sonuçta inan kıraç böyle bir masonik insan.
kaçmamıştır. istifa etmiştir. istifasının nedeni ise bugün dursun'a verilen yetkilerin kendisine verilmemesidir. bunu da "güvenilmediğim halde o makamda duramazdım" diyerek çok güzel açıklamıştır.
8230
yüz milyon kere dursun'a tercih edeceğim adam gibi adam. keşke geri gelse. keşke kolunu dursun'un boynuna dolayıp "dursuncum canım benim git bak ben dışarıda mıyım?" dese. kendisi olsaydı riva ve florya'dan muazzam gelir elde edecektik. bırak kulübün borçlarını kapatmayı, ekonomik olarak avrupa'nın en güçlü takımlarından biri haline gelirdik. riva ve florya konusunda içim yanıyor içim. sadece riva'dan 2 milyar tl gelir elde edebilirdik. e florya'da 1 milyar rahat eder. ama elimize tutuşturulan 508 milyon lira. o da 2023'e kadar taksitle. kendi şirketimin gayrımenkulü böyle peşkeş çekilse bu kadar üzülmezdim.
ünal başgan'ın en çok eleştirildiği nokta mancini, ontivero, salih dursun, tarık çamdal vs. e böyle transfer hatalarını üç büyükler her transfer döneminde mutlaka yapıyor. bugün durmadan kupa alabiliyorsak ünal başgan sayesindedir. sneijder, muslera, bruma gibi transferler sayesinde. dilerim sezon sonunda masaya yumruğunu vurup tekrardan çıkagelir. kendisini illa tarif edeceksek: her şey bittiği anda çıkıp gelen adam.
8231
bir benzetme yapacak olursak kendisi nusret'se dursun özbek tostçu erol'dur.
8232
bir benzetme daha yapacak olursak kendisi cleveland cavaliers ise dursun özbek akın çorap yeşil giresun'dur.
8233
halen kendisini gomenler ile halen hirsizlara oy verenler arasinda bir fark goremiyorum. keske bir yerlerden cikip gelse yeniden.
8234
kendisinin önemini anlamak için döneminde yapılan spor programlarını izleyin. 4 koldan galatasaray'a saldırmaya çalışanlar, başkanı hedef gösterenler şimdiki bakkalı iyi gibi göstermek için mesai harcıyorlar. başka diyecek söz yok. biliyorum bir gün buluşacağız başkanım.
8235
bir benzetme daha yapacak olursak kendisi boğaziçi üniversitesi ise dursun aydın özbek abdurrahman gürses anadolu imam hatip lisesi'dir.
vizyonu itibariyle galatasaray' ın başına çok yakışan başkandı. galatasaray'ı bilmem ne kadar borca soktuğu, hatalı transferer yaptığı söylenegelir ama işin aslı kendisi 2011'de galatasaray'ın başına geldiği andan itibaren hep büyük düşünmüş ve bu yönde adımlar atmış birisidir. transfer döneminde ilk senesinde muslera, elmander, ujfalusi, felipe melo, riera, selçuk inan gibi transferlerle takımı şahlandırmıştı. aynı dönemde reyes, forlan, podolski, shaxiri için de girişimlerde bulunmuş ama olmamışsa da bu kendisinin vizyonunu apaçık göstermişti. kaldı ki sonraki sezon takıma alınan drogba ve sneijder transferleri de takımı olabilidiğince ileri götürmüş ve o takım şampiyonlar liginde çeyrek final oynamıştır. bunlardan başka takımın borçlarının % 77 sini belli bir döviz kuruna sabitlemesinin önemi şimdilerde daha iyi anlaşılmıştır. ayrıca basketbol takımı için de güzel hamleleri olmuş ve o takım euro ligde ilk sekiz oynayacak hale gelmiştir. şu anda kulübün başına gelse bir iki cılız ses hariç kimsenin itiraz edeceğini sanmam.
8238
ali dürüst yanından hiç ayrılmayacaktı. ne olduysa 2. seçimden sonra yönetime giren kolpa adamlardan sonra oldu. hem kulüp borca battı, hem de kendisi gibi vizyonu geniş bir başkandan olduk. o şahısları yönetime alan kendisi olduğu için, onun da rolü büyük 3 yılda yaşanan çöküşte.
8239
kendisi "galatasaray taraftarı ne istiyorsa o olacak" demişti.
gerçekten de biz ne istediysek o oldu, elinden geleni yaptın başkan hakkını helal et.
şimdi ise * biz ne istemiyorsak o oluyor! allah'ım bu nasıl bir sınav!
8240
(bkz: bir daha gel gel brugge'den beyaz saçlım ela gözlüm, nerde ? nerde? nerdesin dost? :()
8241
tff'de bir seçim yapılacaksa kesinlikle kendisi aday olmalıdır.
8242
galatasaray'ın her şeyiydi, geleceğiydi. olmadı, oldurtmadılar. çok direndi, hem de herkese karşı direndi. ama divan da kendisini satınca buraya kadar dedi. maalesef başardılar, bizi ayırdılar.
bir daha gelir mi? zor. o kadar yorgunluğu bir daha tek başına sırtlanması çok zor.
ekşi sözlükte çok fazla baranba okumuş bir arkadaşın kendince inanıp yazdığı "komplo" teorisini okuyup, büyük oyunu görmüş uzman taraftar triplerine girmek bana komik geliyor. bu flood ülkenin politik durumu için de geçerli olan kolaya kaçma hastalığının galatasaray versiyonundan başka bir şey değildir. bırakın artık üst akılların, dış güçlerin, bilmem ne lobilerinin karanlık oyunları ile kendinizi kandırmayı. hayali düşmanlar yaratarak bir yere varılamaz.
ünal aysal da doğruları ve yanlışlarıyla camiamızın başkanlığını yapmış bir zat-ı muhteremdir. bırakalım bu halk kahramanı rüyalarını.
"büyük oyun"u gördüğünü zannedip bilgisayar başında koltuk kabartmak kolay, biliyorum. ama ufacık bile olsa gerçekten kulübümüzün yararına olacak bir şey yapmak bu komplo teorilerine inanmaktan yeğdir.
mesela 20 milyondan fazla taraftara sahip kulübümüzün geleceğini avuçlarının arasında tutan birkaç yüz "tecrübeli ağabey"den ibaret genel kurulumuzu modern, analitik ve aktüel bir karar mekanizması haline getirmek için bir şeyler yapalım. en ufak bir şey bile yarın bir çığa dönüşebilir. işte o zaman ne üst akıllar kalır ortada ne de hayali düşmanlar.
8244
galatasaray'a çok yakışmış, hala da yakışan eski başkandır. tam bir galatasaraylı duruşu vardı kendisinde. güçlü, eğitimli, kültürlü her yönden galatasaray başkanlığını hakkıyla temsil edebilen bir kişiydi. keşke tekrar geri dönse de türkiye'nin en büyük spor kulübünün başında o kulübe en çok yakışan kişi olarak başkanlık yapsa.
8245
faruk başkan'dan sonra gelmiş en büyük başkandır şüphesiz. ancak kimse şöyle oyun oynandı, böyle kumpas kuruldu demesin. onun da çok hataları oldu. hajrovic, ontivero olayı değil. işleyen sistemi bozdu,önce dürüst ve albayrakı göndererek yerine candan erçetin gibilerini getirdi. terimi gönderdikten sonra da başarılı olamadı. bana göre terimi göndermesinden daha büyük yanlış mancini, prandelli gibi adamları getirmesi. hala bülent tulun ile beraber pozlar vermesi.
her ne kadar aynı siyasal görüşümüz olsa da devletle ters düşmesi son derece yanlış bir hareketti. taraftarın ve üyelerin arkasında olacağını düşünerek devlete posta koydu, sonra yalnız kaldı. hatırlayın gezi olayları sırasında söylediklerini. bunu ünal aysal olarak söylese ayakta alkışlarım ama bunu galatasaray başkanı sıfatıyla söyledi. sonra yalnız kalınca bırakıp gitti. keşke geri dönse ve biz o yıllara geri dönebilsek ama geri dönse de o yıllara geri dönemeyeceğiz. eğer gelirse bıraktığı gibi olacak çünkü.
8246
spk tarafından sermaye artırımına gidişimizin nasıl yersiz sebeplerle engellendiği, yabancı sınırının nasıl ayaklarımızdan bağladığı ve içimizdeki terim gibi egoist hainlerin nasıl kullanıldığı ortadayken "yok canım ne uğraşılması galatasaray'la" diyebilmek, pırıl pırıl bir bakış açısını gerektirir. daha da devam ederdim örnek vermeye ama malum iş-güç. işi-gücü olan başkandı. ama esas gidişi, galatasaray a.ş.'nin açıklanamayan giderlerine dokunduğu an başladı. gerisi de yardımcı oldu işte iç-dış. bu adamı birkaç yanlış transferle eleştirmek vicdansızlıktır ki dikkat ederseniz iyi transferlere değinmedim bile.
8247
türk futbolunun en vizyonlu kulüp başkanlarından biri, galatasaray'ın yeniden şahlanmasını sağlayan yüce kişi. bugün hala armanın şampiyonluk ümidi varsa, kendisinin kurduğu takımın kaliteli oyuncularının varlığındandır. tek hayalim yabancı sınırının olmadığı bu güzide dönemde kendisini tekrar başkan olarak görmek.
8248
kendisi hakkında yazılan twitter fooldu yeni bir bilgi değil. türkiye'de siyasi iktidar hiçbir mecranın bağımsız olmasını, özellikle de ekonomik olarak bağımsız olmasını istemez. ayrıca şu kısım da çok yerinde bir tespittir; dursun gibi yerel bir işadamına gönderirsin maliyeyi anımda hizaya gelir, ünal aysal ise ağırlıklı olarak uluslararası iş yapan biridir, öyle her istediğine olur ağam demez.
8249
başkan olarak yaptıkları, sevilmesi bir yana; insan olarak örnek alınabilecek bir bilgi birikime, vizyona, üsluba, görgüye sahiptir kendisi.
8250
başkanlığında yaptığı güzel işler türk insanının çok kötü bir huyuna kurban gitmektedir.
amk memleketin insanı kendinden olanın her hatasını maruz görür, eleştirmez bile. fakat kendinden görmüyorsa bir adamı yerin dibine sokmak için bahane ararlar. en güzel örneği atatürk'ü ıslıklayan osmanlıspor taraftarı. niye? kendinden görmediklerinin en önemli birleştirici noktalarından, figürlerinden biri. hiç farketmez atatürk'ün türk insanına ve hatta kendi ecdadına faydasının ne olduğu.
velhasıl ünal aysal net ve kararkterli bir adamdı. tayyip erdoğan'a karşı ezilip büzülmedi. gerektiğinde gezi parkı eylemlerine destek verdiğini söyledi. gerektiğinde fatih terim'in kalemini kırdı.
dolayısıyla bizden değil apoletini taktılar adama. ha hataları olmuş mudur? olmuştur. her başkan kadar. ama tarih onu riva'yı, florya'yı peşkeş çeken başkan olarak hatırlamayacak. bu kin sayesinde belki iktidarı elinde bulunduran güruh salih dursun'u alan başkan olarak hatırlanmasını sağlayabilir ama...