"taraftar çıldırdı
drogba'yı istiyor!" diye bağırırken,
arena'da
r. madrid'e 3 atarken,
sneijder'i karşılamaya havaalanına giderken,
fenerbahçe'nin sahasında kupa kaldırırken,
yine
arena'da ertelenen maçta
juventus'a "arrivederci!" derken,
kimsenin aklına gelmeyen ancak 2 yıl sonra üzerinden 2 yönetim geçmişken ve her şey boka sarmışken hatırlanan ekonomik enkazı bırakmış olan başkandır.
meyve veren ağaç taşlanır atasözünün net örneğidir kendisi. ne yaparsa yapsın yaranamamıştır. kendisinin en büyük hatası
selçuk ve
burak'a yaptığı astronomik tekliflerdir. ki o dönemde bunun bile mantıklı bi açıklaması yapılabilirdi. o dönem bu iki oyuncu
galatasaray'a çok şey katmıştı. belki bedava kapılmasınlar diye yüksek maaş vererek elde tutup yüksek bonservis bedeliyle satmayı düşünüyordu.
ünal aysal sonuçta yapar mı yapar ama
galatasaray'da yapılan her iyiliğin bir cezası vardır. kendisinin de önüne taş konmuştur. bir yandan sermaye arttırımını englleyen spk diğer yandan takımını emanet ettiği hocayı elinden alan federasyon. şu ikisi başına gelen başka bir kulüp başkanı hatırlıyor musunuz acaba çok merak ediyorum. mesela
aykut kocaman'ın 17'de 16 yaptığı sezon federasyon kendisine "milli takımın da başına geç" teklifi yapabilir miydi? ya da yapsaydı
aziz yıldırım'ın tepkisi ne olurdu?
ayrıca koskoca
galatasaray'a 1 (bir) kişi enkaz bırakamaz. maalesef kulüp içerisinde çok fazla asalak var kulüp üzerinden geçinen. madem ki elimizde bir enkaz var. o zaman komple bir temizlik şart.