bu adama kötü diyenleri vallahi benim aklım almıyor.
son 10 yıldaki en büyük başarılarımızı kendisiyle yaşadık, yalan mı? hatta arttırıyorum uefa kupası aldığımız dönemden sonraki en başarılı dönemimiz
ünal aysal dönemiydi. mesela şampiyonlar ligi'nde daha önce de çeyrek final oynadık ama o dönem hem ligde şampiyon olamamıştık hem de kadromuz zaten belli bir kalitedeydi.
ünal aysal başkan olduğunda belki klasik olucak artık ama takım enkaz hâlindeydi. 1 yılda hem takımın başına getirilebilecek en iyi hocayı getirerek (ve bu hoca tuttu) hem de takıma transfer edilebilecek en iyi oyuncuları alarak takımı yeniden zirveye taşıdı. daha sonra kendi getirdiği hocayla anlaşmazlık yaşandı ve
fatih terim öyle veya böyle takımdan ayrıldı. ki ben bu durumu
ünal aysal'ın suçu olarak görmüyorum sonuçta
fatih terim galatasaray'dan gönderilince kulüpsüz kalmadı, direk milli takımın başına geçirildi. yani bunlar önceden planlanmış şeyler. sanılanın aksine o dönem malum kişiler
fatih terim'den hem
galatasaray'ı hem de milli takımı çalıştırmasını falan beklemiyordu, amaçları
fatih terim'i
galatasaray'dan tamamen koparmaktı ve oldu.
fatih terim dönemi sonrasında
ünal aysal yine takıma getirebileceği en iyi hocayı getirdi fakat bu sefer tutmadı. her zaman tutacak diye bir şey var mı, yok. o çok sevdiğiniz
fatih terim'in 2. dönemini hatırlayın.
mancini'den sonra da avrupa'da belli bir seviye görmüş başka bir hoca'yı,
prandelli'yi getirdi ki o hiç tutmadı.
bunların dışında
galatasaray'a level atlatan 2 büyük transfer yaparak
drogba ve
sneijder'i takıma getirdi. amatör branşlar şahsen zerre umrumda değil ama özellikle erkek ve bayan basketbol takımlarının nereden nereye geldikleri ortada.
bir de kulübü ekonomik olarak darboğaza soktu diyenler yok mu en çok da onları anlamıyorum. takım için yardım parası toplanılan günleri, hatta
fenerbahçeli'lerin bile dalga geçmek için aralarında para topladıklarını,
hakan şükür'ün futbolculara cebinden para verdiği zamanları ne çabuk unuttunuz. bu takım maddi olarak ne zaman refaha ulaştı da şimdi darboğaza girdi. sadece eskiden
finansal fairplay yoktu.
barcelona'ya da 2 dönem transfer yasağı geldi bu yüzden. onların da mı başkanı kulübü darboğaza soktu?
bu adam
galatasaray'a büyük planlarla, programlarla geldi. hepsini tek tek gerçekleştirecekti eğer önü kesilmeseydi. sermaye arttırımına
spk'nın onay vermediği gibi,
basketbol a.ş. ve
gayrimenkul a.ş. kurulması fikrine genel kurulda karşı çıkılması gibi önüne hep engel koyuldu (tabi bunlar da tutardı veya tutmazdı orası ayrı konu). sonrasında da üzerinde öyle baskı oluştu ki erken seçime gitti ve aday dahi olmadı.
eleştirilecek hiç mi yanı yok, elbette var ama bu kadar yerden yere vurulması ve kendisine sanki düşmanmış gibi tavır takınılması kendisine resmen haksızlık.
ne demişler "yiğidi öldür, hakkını yeme".