allah şahit, şimdiye kadar hep kızdım kendisine, hep serzenişte bulundum, şimdiyse sadece acıyorum haline. yanlış anlaşılmasın acıyorum derken, aşağılama, küçük görme olarak değil, hayatımız boyunca kazanamayacağımız parayı bahşiş olarak verecek kapasitede, taşakta bir adama karşı haddimize değil. acıyorum çünkü, baştan sona başarı hikayesi olan hayatının son demlerinde, ki allah uzun uzun ömürler versin kendisine, 71 yaşında galatasaray başkanı olduğunda şu an karşı karşıya kaldığı sorunların, muamelelerin, tutumların bir gramını bile hesapladığını düşünmüyorum. hayatı hesap yapmakla geçen adamın, bir ülkenin futbol federasyonunun, ciddi bir kurumunun diyelim bu kadar amatörce, bu kadar göz göre göre taraf tutar derecede hareketlere girişeceğini, ezeli rakip diye bildiği kulubün bu kadar aymazca savunulacağını, pişkince yaptığı şikelerin aklanacağını, hakemler tarafından kollanacağını hesap etmiş olamaz. eminim ki, şu an galatasaray başkanı olduğuna bin pişmandır, böyle şeylerle karşılacağını bilse kulubün yanından bile geçmezdi, nasıl ki 60 yaşına kadar kulube üye olmamış bir galatasaray liseliyse, yine uzaktan uzağa bakardı olaylara. ne yapalım bizim memleket böyle sayın aysal, sizi artık suçlamıyorum, belçikalarda,fransalarda geçti ömrünüz, oralar gibi sandınız buraları. ortadoğu ülkesi olduğumuz gerçeği ile yüzleşmek acıdır, ki biz bunu ilk gözümüzü açtığımızdan beri yaşıyoruz. amatör branşlarda başarılar geldi, allah razı olsun şampiyonluklar, ki galatasaray kadın basketbol takımı tarih yazdı. burada bir gram emeğinizin olmadığını, takımı yalnız bıraktığınızı, kaderine terk ettiğinizi, size rağmen bu başarıların geldiğini söylüyorlar ama o kadar da değil, hakkınızı yemeyelim. çok zeki bir insan olarak, dipten devraldığınız takımı 2 sene üstüste şampiyon yapmanıza rağmen 3. sene bunu gerçekleştiremeyince insanların nasıl şekil değiştirdiğini görünce bu ülkede
asıl olayın futbol olduğu gerçeğini de anlamışsınızdır. futbolda şampiyon olmayınca, baskette
nba şampiyonu olsak da önemi yok, ne acı ki durum böyle. her sene şampiyon olacaksınız diye bir kaide de yok, olmayalım da zaten, ama pisi pisine kaybetmeyelim şampiyonlukları, sonuna kadar götürelim, mücadeleyi bırakmayalım. bunun tek yolu da, futbolu, futbolu gerçekten bilenlere, daha doğrusu türk futbolunu gerçekten bilenlere emanet etmekten geçiyor. kukla yöneticilerle, ülkeye yabancı adamlarla bu işin olmayacağını artık anlayın.
ha bir de şu mancini'nin tazminatını ödeyip gönderin başkanım, yapın bir kıyak, o kadar paranız var, ne yapacaksınız sanki bu yaştan sonra. :(