4751
o değilde baskan birkaç kez gstv yi yanına alıp motivasyon konusması falan yapıyordu artık neden yapmadığını çok merak ediyorum, hersey guzeldı iyi takım kaliteli oyuncular kariyer parlak mancini danısman bulent tulun vizyon falan derken hepsi heba oldu gitti tazminat falan onlarıda düşünmek lazım kendisine üzülmemek elde değil.
4752
kral olmak derdinde.
başarıyı paylaşmak istememekte.
başkan ya yönetime aşağıda örnekleri bulunan adam gibi adamları alır ve zayıf yöneticileri değiştirir veya değiştirmeyecek tek adam yolunda ilerleyecekse hiç vaktimizi ve paralarımızı harcamadan istifa etmelidir.
ali dürüst
mehmet cansun
ali sabancı
yiğit şardan
abdürrahim albayrak
adnan öztürk
cemal özgörkey
ebru köksal
refik arkan
işın çelebi
murat akdilek
4753
tek başarısı istemeye istemeye teknik adamlık koltuğunu verdiği ama sonradan 4. yıldızı takarsa beni iyice ezer artık diye düşünüp kovduğu imparator'u takımın başına getirmek olan başkan.
terim play-off'a rağmen ilk senesinde bu takımı şampiyon yapmasaydı o takımı ne o övgüler dizilen drogba-sneijder ikilisi gelirdi ne de mali olarak düzlüğe çıkardı kulüp.
aysal'ın ilk sene takıma harcadığı para ortada. muslera da dahil 10 milyon euroyu geçmez toplasan bonservisleri. büyük paralar saçıldı da terim başarılı olduya işi getirenlerin gözüne girsin bu bilgi.
gerçi aynı aciz arkadaşlara göre aziz içeri girmese şampiyon da olamayacaktık ya neyse. salla.
edit: 10 milyonu geçiyor toplam harcanan bonservis diye mesajlar geliyor. beyler arda'yı 13 milyona sattık sanıyordum ben. meğer beleşe gitmiş çocuk. yazık olmuş yani.
4754
savunulurken söylenen şey bizi bataklıktan alıp çıkardığı, lakin tekrar o bataklığa sokunca ne önemi kalıyor, neden eleştirilemiyor ben anlamıyorum. eyvallah 2 sezonda gayet güzel gidiyordu her şey, ama bir yönetme hatasıyla, saçma sapan yönetici değişiklikleriyle bizi tekrar bitirdi. ülkeyi domine edecekken fenerbahçe ve beşiktaş'tan daha sorunlu, daha siyah bir tabloya büründük. burada da bir zahmet eleştirilsin, hem de gayet hakketiği şekilde sertçe. savunan adamların argümanları, nedense bana ''yol yaptı, havalimanı yaptı, ekonomiyi büyüttü'' diye savunulan bir siyasetçiyi anımsatıyor.. ee kardeşim yaptı da, bizi biz yapan değerleri ne yaptı? kurumsallaşma ayağına her şeyiyle fenerbahçe'ye benzedik yemin ediyorum. oyuncuların ruhsuzluğundan, yönetim ya da hocanın basın açıklamalarına, her şeyiyle benziyoruz karşı yakaya. avrupa kupalarında oynamak bizim geleneğimizken, pozisyonsuz maçta yürüye yürüye eleniyoruz, her anadolu deplasmanında nefretle karşılanıyoruz, işin kötüsü, aziz yıldırım gibi savunulan bir de başkanımız ve onu benzer şekilde savunan taraftarlarımız oluştu. sonumuz hayrolsun.
4755
şöyle düşünün; kendisi 2011 yazında fatih terim yerine mancini yi getirseydi. baska söze gerek yok bence.
4756
bulunduğumuz rezil durumda beni tek mutlu eden şey hayatın kendisi ve kendi gibi düşünen yöneticilere öğrettikleridir.fazla kibirli olmayacaksın bu hayatta.istenildiği kadar savunulsun,avrupa görmüş,kültürlü,eğitimli denilsin.iş hayatı olanlar az çok bilir.aslında ünal aysal tipik parası çok olan ve parası olduğu için hayatta herşeyin en iyisini kendi bildiğini sanan türk patron tipidir.böyle düşünen insanlara hayat bazen bunun böyle olmadığını o kadar acı bir şekilde gösterir ki bir anda o çok övündükleri ama tamamen parayla kazanılmış karizmaları sıfırlanır.kimse kusura bakmasın hem kendi ayağına hem de galatasaray'ın ayağına sıkmıştır.hizmetleri tabi ki olmuştur;ama bana göre başarılı olarak görüldüğü sezonlarda başarının büyük kısmı fatih terim'e aittir.kendisinin en doğru hamlesi,ki o da bildiğiniz üzere kendi isteğiyle yapılmamıştır fatih terim'i takımın başına getirmek olmuştur.iş hayatında kendisi gibi yönetici çoktur.bunlar genelde çok iyi eğitim alırlar,şirketleri büyür,paraları artar ama bir şey hep eksik kalır.medyatik olmak.daha basit tabirle ünlü olmak.aslında herkesin koltuk sevdası olarak adlandırdığı durumun altında bu yatar.herşeye sahip olurlar ama sokağa çıktıklarında bir futbolcunun,bir şarkıcının,bir dizi oyuncusunun gördüğü saygının onda birini görmezler.acı ama gerçek bu böyledir.televizyonda görünmek sokaktaki insanın sana olan saygısını yanlış da olsa bir anda hayal edemeyeceğin şekilde arttırır.bunu yaşayarak görmüş biriyim.kendi mesleğim oyunculuk çünkü.işte tam bu yüzden sadece ünal aysal değil,türkiyede bulunan kulüplerin başkanları o koltuğa sevdalanırlar.hiç kendinizi kandırmayın.dertleri öyle kulübe hizmet falan değildir.nadiren süleyman seba gibi adamlar çıkar öyle ama çok nadir.elinizi vicdanınıza koyup söyleyin.sizce ünal aysal galatasaray'ı bizim kadar seviyor mu?başkan olmadan önce maçları deli gibi takip ediyor muydu?işinden gücünden feragat edip televizyon karşısında yüreği küt küt atıyor muydu?cevabı koskocaman bir hayır.bunun benzeri bir örneği şöyle vereyim.galatasaray lisesi mezunu bir arkadaşım var.şu anda türkiye'yi bırakın dünyanın en önemli şirketlerinden birinde çalışıyor.birlikte geçen sene bekir'in kendi kalesine attığı arena'daki galatasaray-fenerbahçe maçını izledik.ben her pozisyon kalp krizi geçiriyorum,gol olduğunda deli gibi seviniyorum,yüzümden bile anlaşılıyor nasıl mutlu olduğum,nasıl tutkulu olduğum.arkadaşımın yüzünde sadece ufak bir gülümseme ve samimiyetsiz tebrik tokalaşmaları.bu bahsettiğim çocuk bu arada çok büyük bir ihtimalle ileride önemli bir yöneticimiz veya başkanımız olacak.bizi onlardan ayıran şey bu işte taraftar olarak.tutku,aşk,adanmışlık.yarın öbür gün ünal aysal başkanlığı bırakacak.maçları belki takip edecek,belki etmeyecek.ama biz yine orada olacağız.işimizden,vaktimizden,harçlığımızdan,hobilerimizden vazgeçeceğiz ve yine bağıra çağıra galatasarayımızı destekleyeceğiz.çünkü biz aşığız.kişilere,şöhrete,paraya,başarıya değil.renklere aşığız.kendi adıma söylüyorum ben o culio'lu,kazım'lı,zapata'lı maçları bile büyük heyecanla destekle izledim.yine izleyeceğim.yine son ana kadar destek vereceğim takımımıza.her zaman olduğu gibi galatasaraylı olmaktan gurur duyuyorum.umarım bir gün yöneticilerimiz de glatasaraylı olmanın bütün kimliklerden daha önce geldiğini anlarlar.bu aşkı yaşarlar.ama hiç zannetmiyorum...
4757
istersen kulübün başına hoeness'i getir, takımı da mourinho'ya emanet et. futbolcular maç seçip, kendi içlerinde hizipleşip sahada ruhsuzluk yaptıkdan sonra hiç bir işe yaramaz.
4758
takimin kadrosu iyi iskelet oturdu kimi getirsem boyle devam eder diye düşündü terim-mancini değişikligi yapti. ama bir terimi gonderdi, floryaya onca adam getirdi.. simdi de yoneticileei atadi, sirada kim var? kim kaldi floryaya atayabilecegin?
4760
dün maç sonu taraftarın tepkisinden sonra ne hissettiğini merak ettiğim başkan. amk sen git şu kulübü nerelerden nerelere getir, üç beş salak çıksın istifa diye bağırsın sana. merak ediyorum , mesela mou taraftarı şampiyon olamadıkları her sene yönetim istifa diye bağırıyormu? ya da real madrid taraftarı? yetmedi mi harcadığınız yönetimler?
biri bana aşağıda ki çelişkiyi anlatabilirmi?
ne yönetim ne futbolcu ne ne mancini, tek sevdalı taraftar, yönetim istifa!!
bu mu senin sevdan? işler kötü gidince kelle istemek mi? bu mu senin büyüklüğün? asaletin?
fenerbahçe'nin taraftarından fazlanız yok eksîğiniz var.
insanın galatasaraylılıktan soğutuyorsunuz
edit: vurun vurun, özhan canaydın'ı da yediniz, şimdi arkasından ağlıyorsunuz. size aziz yıldırım müstahak.
4761
galatasaray klübü yöneticisidir. işler kötü gidiyorsa yada ileride kötü gidebileceğini öngörüyorsan gerekli değişiklikleri yapmak, önlemleri almak yöneticinin görevlerinden biridir. ünal aysal'ın burada yaptığı hata fatih hoca ile durumun kötüye gittiğini düşündüğü anda hocayı değiştirmeyip arkadan dolanması. fatih hocayı madem istemiyordu, takımın kötüye gittiği yada gideceği gibi bir düşüncesi vardı değişikliği geçen sezon bittiğinde yapmalıydı. bu durumda taraftarın aşırı tepkisinden çekinmiş olabilir, fakat o tepkiyi oynadığı kumar şimdi tutmayıncada görecek. en azından bu işi sene başında yapsaydı mancininin herhangi bir bahanesi olmayacak ve sene boyunca daha iyi bir futbol izleyebilecektik belki ve şampiyonlukta bu kadar geride kalmayacaktık. hamle zamanı doğru olsa aldığı riski en aza indirecekti. taraftarın kötü bir maç sonrası teknik direktöre ve başkana bu kadar yüklenmesi beklenebilir, büyük ihtimalle taraftar iki gün sonra sakinleşir. fakat takımdaki muhalifleri ve takımın karışmasını isteyen bir kısım medya bu işin peşini bırakmaz. hem kendisini, hem mancini'yi yıpratır durur. bu durumda aysal'ın hemen değişmesi takıma çok bir katkı vermeyecektir. terim'in bu saatten ve yaptıklarından sonra dönmeside çoğu insanın içine sinmeyecek ve terim'de bunu büyük ihtimalle kabul etmeyecektir. mancini'nin tazminatı ayrı bir mesele.
burada yapılacak en doğru hareket mancini'yi destekleyecek aysal, adam gibi bir transfer planı yapacak, hatalardan ders alınacak, gitmesi gerekenler gönderilip nokta transferler yapılacak ve seneye güçlü girilecek. ayrıca federasyon bir şekilde fenerbahçe'nin güdümünden çıkarılacak, belki en önemli nokta budur. eğer federasyon aynı kafa ile devam edecekse zaten bu işi bırakıp gitmeli. 3 senede yapılanlara bakılırsa başkan başarısız değildir, fakat arkamıza aldığımız rüzgarı kendi eliyle kesmiştir. bizim insanlarımız duygusaldır, ezilmiştir. habire mağdur edebiyatı yapmayı sever, mağdurum izlenimini verdiğinde seni destekler. futbol camiamız bir olay olsada aylarca konuşsak diye göbek atar. yabancıları hele adam belli bir seviyenin üstünde ve zenginse çok sevmez. bu yüzden doğruyu yapmak çoğu zaman kolay olmayacaktır ama iki gün daha o koltukta oturacağım diye top çevirmek kaçınılmazı geciktirmekten başka bir işe yaramaz. top çevirmeyip, kangren olmuş yerleri kesecek ve devam edeceksin. başarısız olursan sonun her halükarda gitmek. en azından doğru olduğunu düşündüğün hamleleri yap ve ileride pişman olma. tabi bu işlerden hiç anlamayıp, başkalarının güdümü ile hareket ediyorsan başa geleni çekersin.
4762
şu an neler hissettiğini, düşündüğünü tahmin edebiliyorum. fatih terim'i yolladığına pişman olmayabilir çünkü bile isteye yolladı onu ama seçime gidip yönetimi yenilediğine deli gibi pişman bence. şükrü ergün, mehmet cibara ile floryadan sorumlu oldu dün gece apansız. ama ikisini toplasan bir abdurrahim albayrak bile etmez. hele ali dürüst hiç etmez. bana kalırsa istifa etmemelidir. ama yönetimini komple değiştirmelidir. hatasını anladığını düşünüyorum. umarım döner hatasından. kaybedilen ise sadece bu sezon olarak kalır umarım.
4763
geldıgınden berı takımı ekonomık olarak duzluge cıkartmakla, 2 defa sampıyon olmakla savunulan baskanımız. fatıh terım ıcın aynılarını soyleyınce lınc edıldık burada. semıh kaya'nın oynamasında bıle fatıh terım'ın katkısı yok dendı. ne yanı sımdı bu adama basarılı dıyosanız terım'de basarılı oluyor. ayrıca bı laf vardı terım ana okulundakı takımı lıseye cıkardı sımdı unıversıte ıcın mancını geldı. bu nasıl bır unıversıte? yanlıs tercıh mı yaptık, kaydırma mı yaptık ben anlamadım.
4764
bana kalırsa tek hatası taraftarın nefret ettiği isimleri sırf profesyonel diye yönetimine katması oldu. sezon sonunda herkesin katılabileceği tarihte seçime gitmeli, camiaya birlik beraberlik mesajı vermeli ve yapabiliyorsa eski yöneticilerini bir araya getirmeli. mancini'nin başarısızlığında asılacak olan ilk ismin takımın efsanesini sezon ortası kovması sebebiyle kendisinin olacağını da ön görmüştür diye düşünüyorum.
ancak bizde şöyle bir hastalık var. terazi yapmasını bilmiyoruz, ya da yapmıyoruz. çevremdeki herkese 2000 yılındaki zirvede başkan ünal aysal olsaydı şimdi nerelerde olurduk hiç düşündünüz mü diyorum? "omo fotoh torom ontromondo kovoldo." cevabını alıyorum. böyle olmaz.
4765
ekonomik düzlüğe çıkan kulübümüz geçen seneye göre borcunu 49 milyon tl artırmıştır.
kulübümüzün net borcu 555.1 milyon tl , fenerbahçe kulübünün net borcu 164 milyon tl , daha stadını yapamamış maddi konuladan kırılan beşiktaş'ın net borcu 489 milyon tl'dir.
4766
basarili baskan dedigin sözlukteki ceo'lara göre takimi her sene sampiyon yapacak. yoksa basarisiz baskan sayiliyor. sportif basariyi her seyin ustunde tutmak o kadar sacma ki...
ne saniyordunuz? her sene sampiyon olup her sene sampiyonlar liginde final mi oynayacakti takim? hani bu dediginizi real, barca vs yapamiyor.
bu sene olmaz, seneye sampiyon olur takim. ama önemli olan ekonomik ve kurumsal anlamda stabilitedir.
4767
tek bir şey umuyorum, yakalandığı adnan polatvari kurumsallık sendromunu hemen atlatsın.
forever rijkaard vardı hatırlarsınız, istikrar da istikrar demiştik. olmaz başkan, sen de mancini de mancini deme.
yoksa olacaklar şunlar, gelecek yıl sezon başı faciası, mancini'nin gönderilip yerine 99 2000 neslinden birinin getirilişi(ki en muhtemel aday tugay, olmazsa arif falan olabilir), rezalet bir sezon, sonrası malum.
yapma lütfen.
not: tugay'ın takımdan erken ayrıldığını biliyorum, o neslin efsanelerinden sayılabileceğini düşünüyorum.
4768
kendisinin kurumsallık derdinde olduğunu sanmıyorum. fatih terim döneminde teknik ekip ve yönetim arasında anadolu kulüplerinde yaşanabilecek türden diyaloglar yaşandı ve basına yansıdı. ünal aysal da istediği kulüp ortamının daha profesyonel olduğunu anlatmaya çalışırken ortaya kurumsallık sözcüğünü attı.
mancini ile başkan arasında daha profesyonel bir ilişki var. eminim mancini takımdan ayrılsa bu fatih terim'in ayrılması kadar sansasyonel bir biçimde gerçekleşmez. taraftar tepkisinden söz etmiyorum. mancini'nin fatih terim'le bir olmadığının farkındayım. yalnızca bavulunu toplayıp gider adam. gazetelerde çarşaf çarşaf dedikodular dönmez.
bu çok mu önemli diyeceksiniz. elbette önemli. takım içindeki olaylı ilişkiler camiaya düşündüğümüzden daha çok zarar veriyor. iki senede takımı kalkındıran başkan teknik direktörle anlaşamayınca istifaya çağrılıyor. kulüp borsada değer kaybediyor. elbette profesyonellik isteyecek adam.
bir de şunu bir kabul edelim artık. fatih terim'ci ya da ünal aysal'cı olmak durumunda değiliz. konu galatasaray'sa taraf olamayız. futbolcular kavga edince taraf olamadığımız gibi. melo'cu-gökhan'cı, selçuk'çu-sneijder'ci olamayız. burası galatasaray, burası bir aile diyoruz hep. o halde kol kırılacak yen içinde kalacak.
artık kim suçlu? kim güçlü? tartışmayacağız. geçmişte kalmayacağız.
bu takım 3 senede lig sekizinciliğinden şampiyonlar ligi çeyrek finaline gelmişse bunda fatih terim de, ünal aysal da eşit pay sahibidir. bunu bir anlayalım artık.
4769
kalmasını canı gönülden dilediğim büyük başkan...
4771
o meşhur finansal dehası kulübe 108 milyonluk bir vergi cezasının kesilmesine neden olmuş başkandır.
4773
buraya kosanlar bi zahmet once burak yilmaz basligina ugrasin. cikip baskan mi atacak golleri.
4774
futbol cahilleri tarafından kötü sonuçlanan her maçın ardından eleştirilen başkan.
aynı cahiller futbol sohbeti yaptığı her yerde '' yaavv mencistırın başkanını kimse tanıyor mu bide bize bak'' der.
sahada başarısızlık varsa önce futbolcular ve teknik adam sorgulanır en son başkan sorgulanır.
fatih terim ile anlaşamadı saçma sapan şeyler yaşandı ve yollar ayrıldı. ne yaptı başkan kulübü teknik direktörsüz mü bıraktı veya saçma sapan bi isim mi getirdi? hayır.
ilk geldiği zaman hepinizin ''dahi bu adam yahuu'' dediği mancini'yi getirdi istediği bütün transferleri yapabildiği kadar yaptı ama sahadakiler beceremedi.
suç kimde şimdi? yani galatasaray fatih terim ile yollarını ayıramaz mı? galatasaray'a fatih terim'den başkası teknik direktörlük yapamaz mı?
biraz mantıklı olun lan adam başkan.
önce bir sahaya bakın teknik ekibe bakın en son başkana bakın
4775
galatasaray spor kulübü başkanı.
takımın forveti "qral" girdiği her pozisyonu hiç etsin. sonra millet buraya üşüşüp başkan istifa desin.