uzun zamandır fatih terim'le sorunlar yaşadığı, bir an önce hocamızı takımdan yollamayı düşündüğü, bunun için fırsat kolladığı yönünde haberleri yapılan başkanımız. ünal aysal'ın fatih terim'le arasının bozuk olduğunu bile bile bülent tulun'u kulüp bünyesinde barındırması, bu haberlerin başlangıcı olmuştu. ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını düşünen biriyim, hele bir söylenti 2 yıl boyunca hep gündemde kalabiliyorsa, bu söylentiler ya doğrudur, ya da içeriden birileri tarafından düzenli olarak kamuoyuna servis edilmektedir. ben 2. ihtimali çok daha gerçekçi buluyorum, çünkü ünal aysal fatih terim'i öyle bir zamanda takımın başına getirdi ki, galatasaray'da tamamıyla güvensizlik ve karamsarlık hakimdi. geçmişe dair tüm güzel anılar hafızalardan silindiği, hagi'ye bile dil uzatılabilen bir dönemdi. 10 numara formalı takım kaptanının medya tarafından "finish him" pozisyonuna getirildiği, takımda bulunan tüm futbolculardan nefret edilen, adnan polat gibi aciz, daha da önemlisi galatasaray felsefesiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir adamdan(u: aziz yıldırımvari bir şekilde işler yolunda gitmemesine rağmen koltuğa yapışması en büyük örneğidir)
* yeni kurtulunması, bu ortamı doğurdu.
işte böyle bir ortamda, divanda ve halk arasında hiç de azımsanmayacak derecede kalabalık bir topluluğun fatih terim'i istemediği bir dönemde, hem de terim'i istemeyenlerin başında adnan öztürk gibi kendi başına başkan olabilecek itibara ve güce sahip bir kişi varken, ünal aysal ısrarla "fatih hoca benim teknik direktörümdür." dedi. o dönemlerde lucescu'nun da ismi geçiyordu. ben dahil çoğu kişi, fatih terim'in lucescu'nun alternatifi olduğunu düşünüyorduk. yani lucescu'nun ikna edilememesi sonucu fatih hoca takımın başına getirilmişti, ancak ünal aysal başkanlığında geçirdiğimiz 2 yıl bize gösterdi ki, eğer isteseydi ünal aysal lucescu'yu getirirdi. hani belli bir güç sayesinde bizim teknik direktörümüz milli takımın başına getirilebiliyor ya, aynı o hesap. yani ünal aysal lucescu'yu getirerek koskoca bir camiayı memnun etme yolunu seçmeyip, yalnızca belli bir kitlenin-ki bu kitle galatasaray'ın en sağlam kitlesidir- inandığı fatih terim'i takımın başına getirdi. fatih terim'in başarılı olabilmesini sağlayabilecek şartları sağladı. ünal aysal'ın bu kararına şaşıranlar, rakiplerinin 100 milyon euro'ya transfer yaptığı bir arenada bile şampiyonluk umudu taşımaya başladıklarında, bu kararın sebebini anlamışlardır diye düşünüyorum.
şimdi tüm bu etkenler ve çok daha fazlası söz konusuyken, dik duruşuyla fatih terim'i yeniden bize kazandıran ünal aysal'ın, şimdi de fatih terim'i takımdan göndereceğine inanabilir miyiz? bence hayır.