iki yıldır zaman zaman tepkimizi çekecek hamleleri olduysa da, genel olarak oldukça aklı başında, vizyonu geniş, güven veren, başarılı bir profil çizmiş olan başkanımız.
yönetim değişikliğiydi, ali dürüst'tü, oğuz altay'dı; kendi yönetim kabiliyeti ve yol haritasıyla ilgili olan şeylerdir. biz olaylara dışarıdan bakan taraftarlar olarak
ali dürüst'ü çok sevebilir ve yönetimde olmasını isteyebiliriz. şahsen ben istiyorum.
adnan öztürk'ün söylemleri hoşumuza gidebilir. onsuz bir yönetimiz şikecilere karşı elimizi zayıflatabileceğini düşünebiliriz. şahsen ben öyle düşünüyorum.
oğuz altay'ın hangi vasıflarla, ünal aysal gibi bir adamın yönetimine girebileceğini sorguluyor olabiliriz. benim aklım almıyor. ama dediğim gibi biz dışarıdan bakıyoruz.
adnan polat örneği var karşımızda. o bile bizi fena halde yanılttıysa, ali dürüst'süz, adnan öztürk'süz, hatta oğuz altay'lı bir yönetim elbette başarıyı yakalayabilir.
şimdilik bunlar sadece spekülasyondan ibaret. ünal aysal listesini sunduğunda tartışırız. ama gerçek olsalar bile, ünal aysal bana güven veriyor. mutlaka belirli planlar içerisinde hareket ediyordur derim. sonuç fiyasko olursa da, hesabını kendi verecek, direnmeyip gidecek kalitede bir adamdır en nihayetinde...
oluşturacağı yönetim kendi sorumluluğudur. hesap vermesini gerektiren bir konu değil. ama bir konuda hesap vermesi gerekiyor:
(bkz:
2013-2014 sezonu kombinelerinin ultraslan a peşkeş çekilmesi)
bu konu şampiyonluklardan, kupalardan, avrupa'nın en iyi on kulübü arasına girmekten çok daha mühim. adaletsizliğin üzerine inşaa edilen hiçbir başarı, galatasaray ahlakına uymaz. ünal aysal geçenlerde ''galatasaray'ın asıl sahibi taraftardır.'' demişti. ''taraftar'' ultraslan demek değildir sayın başkan.
eğer ultraslan'a özelbir tribün oluşturmak niyetindeyseniz de, kombinelerini yenileme hakkını elinden aldığınız taraftarların mağduriyetini giderecek önlemler alırsınız. takımına kombine alacak kadar bağlı olan gerçek taraftarınızı yarı yolda bırakmazsınız.
