• 1
    bir futbol takımının 11 planı içinde öncelikli olmasa da 10 kişi kaldıktan sonra mutlaka kullanması gerektiğine inandığım savunma tercihi. 10 kişi kalınan maçlarda bekler orta sahaya yaklaştırıp 4'lü bir kurguyla gerideki 3'lü savunmanın önüne çekildiği zaman savunma seviyeniz 11 kişiyken kadar iyi olur kanaatindeyim. geri kalan 2 kişinin kanat özellikli forvet oyuncularından oluşması halinde hücumda da çok sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum.

    _________x_____x______x_________
    x________________________________x
    ____________x_____x_______________
    _____x____________________x_______

    gibi bir dizilimde 1 kişi eksik oynamanın dezavantajları bence olabilecek en az noktaya indirilir.

    son 5 şubat 2017 beşiktaş fenerbahçe maçında bjk 10 kişi kalınca bu dizilime dönseydi kesinlikle kazanırdı diye düşünüyorum. talisca ve q7'yi ileri atıp geri 3'lüde marcelo-mitrovic-necip 3'lüsü, önlerinde de gökhan-oğuzhan-atiba-adriano 4'lüsü ile devam etselerdi tosic'in gördüğü kırmızı karttan o maçta olduğundan en az % 75 daha az etkilenirlerdi. 10 kişi oynamanın getirdiği en önemli mecburiyetin topu yerden oynayıp savunmanın arasına adam kaçırmak suretiyle gol aramak olduğunu düşünüyorum.

    yüksek top atayım da biri vursun veya indirsin etrafındakilerden biri tamamlasın deme şansınız yok. ya da gerçekçi değil. bu yüzden yerden oynayıp hem çevik hem de topla arası iyi futbolcularla rakibi tehdit etmek daha realist bir yaklaşım.

    durup dururken aklıma nerden geldi bilmiyorum ama 10 kişi kalma ve 3'lü savunma arasında kurduğum bir bağlantıyı paylaşmak istedim.
  • 2
    son dönemlerde bunu başarıyla uygulayan takımlar liglerinde başarılı olmaya devam ediyor.

    (bkz: chelsea)

    (bkz: juventus)

    arkada savunmada bir eksik gibi görünseniz de sağ ve soldaki oyuncularınız tempolu oyuncularsa bu size hücumda bir kişi fazla oynama şansı veriyor. tabii doğru oynamazsanız zaafları da var.

    igor tudor da bunu benimsiyor ve bize uygulamaya çalışıyor. temposu düşük ve yaşlı bir kadro, adam gibi bir tane stoperi olmayan bir takım için oldukça zor ama bu deneme döneminde oyuncuları görmesi ile 17-18 sezonunun planını daha rahat yapması açısından önemli.

    dün de 8 mart 2017 barcelona paris saint germain maçında barça'nın 3'lü oynadığı da gözlerden kaçmamıştır. bakalım ülkemizdeki yansıması tudor'la birlikte nasıl olacak? diğer takımlara da ilham olacak mı?

    zaten yıllardır adam gibi net bir sağ beki olmayan takımımıza da ilaç gibi gelecektir yeter ki doğru oyuncular bulunsun.
  • 3
    juventus'un yıllardır uyguladığı, italya'da çok başarılı avrupa'da başarısız olduğu üçlü defans sistemi, conte ile chelsee'ye taşınınca bir anda eski popüleritesine kavuştu. igor tudor'un da aynı sistemi oynattığı sır değil.

    üçlü defans ile dörtlü defans arasında ne fark var önce bunu ortaya koyalım. -üçlü defans stoper özellikli üç futbolcu ile oynanırken dörtlü defans iki stoperle oynanır.
    -üçlü defansta hücum özellikli iki kenar oyuncusu orta sahanın kenarlarına adapte edilirken dörtlü defansta savunma ağırlıklı iki bek oyuncu kullanılır.
    -üçlü defansta genellikle çift forvet tercih edilirken dörtlü defansta 4-2-3-1 sistemi ve tek forvet tercih edilir.

    bütün bunları dikkate aldığınızda iki sistem arasındaki farkların aslında çok derin olmadığını anlarsınız. çünkü;
    üçlü defans oynarken rakip hücumlarında orta sahanın kenarları bek oyuncusuna evrilerek beşli defansa dönüşebilir. dörtlü defansta ise rakip hücumlarda bir ön liberoyu defansın arasına sokup yine beşliye dönebilirsiniz.

    hücum anında ise kenar oyuncuları kanat oyuncusuna evrilebilir ve bir anda 3-5-2'ye ya da 3–1-4-1'e dönebilirsiniz.

    dörtlü savunmada hücum pozisyonunu, bekleri ileri çıkararak altılı hücum bloku oluşturabilirsiniz. sonuç olarak toplu ve topsuz oyunda hangi modeli uygulayacağınız her iki sistemde de bellidir.

    peki bu iki sistem arasında bu kadar ateşli tarfışmaların çıkış nedeni ne olabilir? bence sebep futbol takımlarının futbolcu yapısı ve uygulanacak sistemin futbolcu ve td. karekterine göre büyük farklılıklar göstermesi. şöyle ifade edeyim;

    üçlü defans oynamak için en az iki stoper'in seri, tecrübeli, hava toplarına hakim ve ayağa iyi top yapabilen oyuncular olması gerekir. ayrıca bunların bire-birde etkin olmaları gerekir. orta sahanın kenarlarındaki adamların da hücum ağırlıklı ve çok hızlı ve çalım kabiliyeti yüksek olmalı. ancak böyle bir durumda rakip hücumlarda beşli defansa, kendi hücumlarınızda 6'lı hücum setine dönebilirsiniz. aksi halde hem defansta hem hücumda aksarsınız.

    galatasaray'ı bu açıdan etüt edersek bir artısı bir eksisi var kadronun. artısı kenar oyuncuları buna uygun. bruma-rodriguez-yasin ve hatta sinan gümüş bu sistemi kaldırabilir. hatta linnes de tam bu sisteme uygun bir futbolcu. eksisi ise üçlü defans için yeterli kaliteye sahip olmaması.

    şu anda eldeki en iyi adamlar chedjou-ahmet-carole. ancak bu üçlünün ligde hele avrupada iş yapması imkansız. en azından bir dünya çapında stoperimiz olmalı ki bu sistem gelecek için bize ümit versin. hemen ifade edeyim ki hakan balta yaşı ve ağırlığı nedeniyle artık sadece rotasyon oyuncusu olabilir. semih de üçlünün sağı için rotasyon oyuncusu olabilir. serdar aziz döndüğünde chedjou ile oynar diye düşünüyorum.
    chedjou sezon sonu ayrılacağına göre onun yerine gerçek bir stoper al-ma-lı-yız.

    henüz söyleyeceklerim bitmedi ama uzun yazılardan hoşlanmadığım için burada kesiyor ve okuma zahmetine katlanacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ediyorum.
  • 4
    yoğun istek üzerine! üçlü savunmaya yönelik ikinci entrymi giriyorum.

    üçlü savunmada defans kurgusu, dörtlü savunmaya göre daha fazla önem taşır. çünkü gerek bire-bir gerek ikiye-iki, üçe-üç kalmalar daha sık olur. bu durumlarda rakibin hızlı kanat oyuncularına ya da santraforlarına karşı önlem almak, pozisyonu başlamadan bitirebilmek çok önemlidir. bu da üstün oyun zekası, doğru yer tutma ve etkin mücadele yeteneklerinin üçüne birden sahip olunmasını gerektirir. juventus'ta bonucci ve chiellini hatta barzagli ve sandro, chelsea'de david luiz, gary cahill, azpilicueta ve marcos alonso bu yetenekleri barındıran isimler. hele david luiz üçlü defans için yaratılmış bir oyuncu tipi.

    galatasaray'da üçlü savunma oynayabilecek tek stoper chedjou. o da yeterli değil.

    orta sahada ise biri ofansif diğeri savunmacı iki ön libero ve bir de on numara gerekli. bizde ön liberolar yeterli değil. tolga ve de jong savunmacı ama selçuk yeterince ofansif değil. yine de josue ile birlikte bu dörtlü idare edebilir.

    on numara konusunda çok şanslıyız. çünkü sneijder hem gerçek bir on numara gibi oynayan hem de sol çizgiye inebilen bir playmaker. geriden iyi toplar alabilirse santrafor ve kanat oyuncularıyla muhteşem varyasyonlara girebilir.

    santrafor'un ikili olması hiç onaylamadığım bir durum. bir takımda bir tane merkez golcü (santrafor) olmalı. gerisi kanat forvet ya da 9,5 numara. çünkü iki santrafor takımın pres gücünü ve savunma gücünü daima aşağılara çeker. bu da 90 dakikada takımı yorar ve oyundan düşürür. bu nedenle tek santrafor yanında bruma ile oynamalı. bruma bu durumda arkasında linnes ile de iyi uyum sağlayabilir.

    şu anda santrafor mevkiinde podolski ve iyi olduğunda eren derdiyok oynuyor. podolski 65. dk'ya kadar iyi ama sonrasında oyundan düşüyor. 65'ten sonra yerini alabilecek bir oyuncuyla değişmesi gerek. en son hafta oynadığımız gençlerbirliği maçında, sneijder'in 70'ten sonra attığı iki muhteşem pası bu nedenle gole çeviremedi. o pozisyonlar ilk yarıda düşseydi podolskinin şutlarını kalecinin görmesi bile olanaksızdı.

    bizim üçlü defansta diğer avantajımız ise bruma ve rodriguez gibi iki hızlı kenar/kanat oyuncusuna sahip olmamız. yasin ve linnes de hakeza. kanaatimce orta beşlinin bir kanadında linnes, bir kanadında rodriguez oynamalı. bruma ise yukarıda izah ettiğim gibi hem sol kanat hem de 9,5 gibi oynamalı. çünkü orada sneijder ve podolski ile birlikte harikalar yaratabilirler. zaten igor tudor'un bruma'yı son maçlarda santrafor arkası olarak denemesi de buna yönelik diye düşünüyorum.

    şimdilik burada keselim...
  • 6
    http://spielverlagerung.com/...ntonio-contes-3-4-3/

    3lü savunma ile kullanılan taktiklerden 3-4-3'ü mükemmele yakın icra eden conte'nin chelsea'si için çok güzel bir analiz yazısı. genel olarak top sizdeyken zamanlamanın ve saha içinde oyuncuların baklava şeklinde birbirine yaklaşmalarının oyunu kolaylaştırdığını belirtmiş. zamanlamaya bağlı olarak ve dizilişin de faydası ile boş alandaki oyuncuyu bulmanın önemi de vurgulanmış. savunmada ise orta dörtlünün kenarlarının geriye gelerek beşlemesi ve formasyonun 5-4-1'e dönerek alan kapatmanın kolaylaştığından bahsedilmiş. tabi sahip oldukları oyuncuların kendilerine has özellikleri ile taktiğe bazı eklentiler de mevcut. hazard'ın serbestliği, pedro'nun defans arkası koşuları, anlatılmasına gerek olmayan kante, azpilicueta'nın back özelliği sayesinde hücumu genişletmesi gibi.

    konuyu galatasaray'a getirecek olursak; tudor'un oynatmak istediği futbol diziliş olarak birebirken, oyun anlayışı daha farklı geliyor bana. tudor daha topa sahip olan, topu kaybettiğinde en kısa sürede geri kazanmak isteyen bir oyun oynatmak istiyor. conte ise daha dikine giden, ani çıkışlarla sonuç arayan bir takım görüntüsünde. bundan kontra atak oynuyorlar demek istemiyorum tabi ki de. ama bana tudor'un anlayışı klopp gibi şok pressler uygulatan bir yapıda gibi geliyor. liverpool'a çok büyük sempatisi olan biri olarak bu sezon tüm maçlarını izledim sayılır. o yüzden rahatca benzer yanlar olduğunu söylemem mümkün. liverpool gibi keskin oynamıyoruz henüz ama gidişat o yönde gibi. tabi liverpool 2017 başından beri baya tökezledi.

    analizi okuduğumuzda kendi oyuncularımızla chelsea'nin oyuncularını eşleştirdiğimizde ve klopp tarzı bir oyun oynak istediğimizi düşünecek olursak kendimce bir kaç sonuç çıkarıyorum.

    1-geri üçlüden biri mutlaka back özellikli olmalı. carole olur ya da yerine aklıma gelmeyen biri olur fark etmez. hücumda oyunu genişletmek ve savunmada kaymaları yaparken üçlüden birinin back gibi rol alacağını düşünürsek zaten gerekliliği açığa çıkıyor. 3lü defans yapan tüm takımlara bakarsak bu tarz bir savunmacı yer aldığını görebiliriz.

    2-orta alanın göbeğinde oynayan iki oyuncu da hem savunmada hem de hücumda katkı vermeli. herkes kante'nin top çalmalarından bahsediyordu ama artık hücuma katkıları da ortada. matic ise fabregas ile değişerek oynuyor. maç ve form durumuna göre conte tercih yapıyor sanırım. biz de bunu selçuk hücum yönünde pas ile verebilir. ama fiziği 90 dakika hem hücumda hem de savunmada aktif olmaya yetecek mi belirsiz. tolga ise savunma için gereken katkıyı zaten veriyor. istatistiklerde maç başına rakipten top çalma 3,3. bu oran selçuk için 1,3 ve de jong için ise 1,2. evet selçuk'dan bile az de jong. ama ne tolga'dan ne de de jong'dan yeterli ofansif katkıyı alamadık şimdiye kadar. tolga'dan ümidim hala var ama.

    3-orta dörtlü kenarları çalışmaktan bıkmayan adamlar olmalı. ağır işçi olmak külfet değil, zevk olmalı onlar için. şimdiye kadar bu göreve yasin'i iyi adapte ettik. eldeki oyunculardan sabri, linnes, rodrigues bu işleri yapabilir gibi duruyor. tabi linnes pek gözüne giremedi henüz tudor'un.

    4-ileri üçlüde ise yine pres gücü yüksek oyuncular olmalı ki hücuma katılan orta dörtlü kenarları yerini alabilmesi için zaman kazandırılsın ve kısa sürede top geri kazanılabilsin. bunu podolski ve sneijder yapmaya çalışıyor. ne kadar etkili tartışılır. bu ikiliye bruma ekleniyor ve bruma artık bu konuda daha bilinçli gibi. ancak mevcut sistemde sneijder ve podolski yerine eren ve rodrigues daha verimli. bruma içe kat ederek hücum ederken, rodrigues çizgiye yapışarak geniş alan yaratılmasına katkı da sağlıyor. ayrıca bu ikilinin press gücü daha da yüksek.

    eldeki kadro ile şu an oynadığımızdan daha iyi oynamamız bence mümkün. ama sezon sonu podolski'nin gideceği, defansa ve orta alana birer katkı yapılacağı düşünülürse tudor bence yukarıdaki konulara dikkat ederek oyuncu seçecektir. yönetim oyuncuları kendisinin seçmesine izin verirse tabi. scout ekibi ile hummalı bir çalışma yapmasını ve takıma en uygun yerli yabancı fark etmez oyuncuları kazandırır umarım.
  • 7
    muhteşem bir olay. olağanüstü. en son prandelli üstad denemişti ingilterede. orda da sonuç süperdi.

    şimdi de sağolsun süper taktisyen tudor yapıyor bunu. sayesinde her maç muhteşemiz. defansımız artık gol yemiyor.

    çünkü bu anasını iktiğimin taktiğini yıllardır yaptığımız için takım çok iyi uyguluyor. ne arkasına adam kaçırıyor ne de boş alan bırakıyor. çünkü fm oynuyoruz ve 4'lü defanstan 3'lü defansa geçmek işte bu kadar kolay.

    daha önce düşünemeyen bütün hocalar. siz malsınız.
  • 8
    dün, yani 3 haziran 2017 tarihinde oynanan real madrid-juventus cl final maçı, üçlü savunmanın iflas ettiği hatta 3-5-2 sisteminin artık tarihin derinliklerine gömüldüğünün tasdiki olmuştur.

    1-dünyanın en iyi savunma adamlarına da sahip olsanız, sistemin zaaflarından yararlanmasını bilen takımlar üçlü savunmayı hallaç pamuğu gibi atabilirler. nitekim dün real madrid'in attığı ilk gol bunun çok açık ispatıydı. top ronaldo'ya geldiğinde, carvalho'nın attığı depar her şeyi kolaylaştırdı. sol bek'in olmadığı alana rahatça sızdı, üç-beş metre sürdü ve geriya çıkarıp ronaldo'ya pozisyonu hazırladı. sonuç harika bir gol. yine 3. ve 4. goller de son çizgiye inilerek ortaya ve geriye çıkarılan toplardan geldi. yani üçlü savunmada ceza alanının dipleri sizin için ölümcül oluyor.

    2-yine iki santrafor ile oynanan oyunda, rakibiniz güçlü ise ve size yeterince hücum olanağı vermiyorsa bir kişi eksik oynamak zorunda kalıyorsunuz. higuain ve manzukiç nerdeyse hiç pozisyon bulamadılar. manzukiç'in attığı rövaşata golü bile gerçek bir gol pozisyonu değildi. sadece bir becerinin sonucuydu. çift santrafor'a sadece mağlup ya da berabere iken son otuz dakikada dönülebilir. çünkü o zamanlarda bütün takımda tansiyon yüksektir ve şok hücumlarla çift santraforu besleyebilir.

    3-günümüz futbolunda hızlı, çalımcı ve iyi orta yapan, gol becerisi de yüksek iki kanat forveti elzemden de öte. çünkü ancak o zaman rakibin defans dengesini bozabiliyorsunuz. topu kanatlara aktararak rakip bölgede geniş ve boş alan yaratabiliyorsunuz. hele rakip üçlü defans oynuyorsa kanatları kevgire çevirebiliyorsunuz. kanat forvetlerinizi içeri kat ettirerek orta sahayı kalabalık tutmayı sağlayabiliyorsunuz.

    4-üçlü savunma, hızlı kanat oyuncularına sahip takımlara karşı sistemsel dezavantajlara da sahip. çünkü rakip defans kenarlarınıza oynamaya başlıyor. eğer cepheden delemiyorsa topu kenarlara aktarıyor, zaten hızlı olan kanat oyuncuları geriden depara kalkarak gelmenin avantajını da kullanarak rahatça ceza alanına giriyor.

    5-juve kendi liginde kalite olarak açık ara önde olduğundan üçlü savunmanın zaaflarını rahatça telafi ediyor. ama uluslararası arenada güçlü rakipler karşısında çok aciz duruma düşebiliyor.

    6-pl'de conte üçlü savunma ile başarılı oldu ama uluslararası arenaya çıkınca tekleyecektir. üstelik avrupa'da olmamanın da avantajını kullandı.

    sonuç olarak, üçlü savunma ve çift santrafor kullanmak günümüz modern futbol anlayışına uymamaktadır.

    igor tudor ile yola devam edilmemesi taraftarıyım ama edeceksek te üçlü savunma oynatmasına engel olunmalı diye düşünüyorum.
  • 9
    iflas etmek bir yana dursun, modern futbol sistemidir. doğru uygulanırsa sahanın her yerinde fazla olursunuz. 4 'lü defansta sağ ya da sol beklerken biri oyun devam ederken ölü noktada oluyor ve oyuna katılımı yetersiz kalıyor. 3 lu defans ile 5 li ya da 4 lü merkez orta saha şeklinde oyuna hükmedebiliyorsun.bence yeni yeni geçişi yapılan sisteme iflas etti demek doğru değil.
  • 10
    bek oyuncularınız marcelo, dani alves gibi hücuma üst düzey katkı yapan adamlar değilse 4'lü savunma dizilimlerine tercih edeceğim hede.

    zira 3'lü dizilişte en azından hücumda 1 adam fazlanız oluyor.

    örneğin galatasaray'da, beceriksiz sabri ve carole ileri çıkıp bir bok yapamadan geri geliyorlar.
    hatta defansa hızlıca dönmeyi de beceremedikleri için rakip kontratakla kanatlardan ağzımıza sıçıyor.

    ya iyi bekler alıp 4-4-2, 4-3-3 mantığında oynarsın ya da 3-5-2 ile yeni bir şey denersin.
    denemekten zarar gelmez.
  • 11
    4-3-3'ün karşısında diz çöküp tövbe isteyecek diziliştir.

    şakası bir yana bu sistemle başarılı olabilmek için hem mevkisinde çok üst düzey oyunculara sahip olmanız hem de sizinle aynı seviyedeki rakiplerinizin aynı anda formsuz olması gerekir. (bkz: juventus) (bkz: chelsea)

    bunun dışında ortalama bir takımla yapılacak iş değildir. çılgınlıktır.
  • 12
    dörtlü defansta, bekler aynı zamanda hücum gücü yüksek futbolculardan kurulur ve takım hücumdayken bir bek mutlak ilerdedir. yani üçlü defans ile dörtlü defans hücum anında orta sahada ve ilerde aynı sayıdadır. hatta diğer bekini de orta sahaya çekerek bir fazla dahi olabilirsin. çünkü bekler teknik ve hızlı futbolculardan seçilir. üçlü defansta ise stoper özellikli üç futbolcu seçtiğinden, defansta hep üçlü kalırsın.

    hem üçlü defans hem de çift forvetle oynadığında ise takım iyice zayıf düşüyor orta sahada. çünkü stoperlerle de santraforlarla da orta sahayı besleyemiyorsun. hele juve gibi durağan iki santrafor'un varsa dünkü cl maçında olduğu gibi hücum yapmakta bile zorlanıyorsun.

    dünyanın belki de en iyi defans oyuncularına sahip juventus bile (savunma futbolunun doğum yeri italya menşeyli) kendinden biraz güçlü real madrid'e hiç direnemedi. girilen gol pozisyonları açısından orantısız bir fark vardı.

    eğer misbeten zayıf takımlarla oynuyorsan üçlü defansın defolarını tolere edebilirsin. aksi halde sonuç hiç te iyi olmaz.
  • 13
    şampiyonlar liginde finale kalan ve finale gelinceye kadar sadece 3 gol yemiş bir takımın, ve buraya gelirken barcelona'yı gol yemeden elemiş bir takımın sisteminin sadece 1 maçta çöktüğü söylemek bana çok mantıklı gelmedi.
    ayrıca chelsea'nin şampiyonluğu da son yıllarda lig bazında alınan en önemli lig şampiyonluğudur. real- barca hatta at. madrid gibi ispanyol takımları liglerinde oynadıkları maçlarda gayet rahat olabilirlerken ingiltere'de bu çok mümkün değildir. o yüzden ingiltere takımları için avrupa kupalarında oynamamak çok daha büyük bir avantaj değildir. özellikle geçtiğimiz sene mourinho, guardiola, jurgen kloop, arsene wenger , pochettino, ronald koman, ranieri gibi dünyanın en iyi hocalarının olduğu bir ligde rahat rahat şampiyon olmuş bir sisteme bitmiş demek de çok mantıklı değil.
    önümüzdeki sene doğru bir planlama ile bu sisteme geçersek şahsım adına daha iyi olacağını düşünüyorum. ama kullanılacak oyuncular çok önemlidir. bu yüzden bu sistemi kullanacaksak şimdiden karar verilmeli ve transferler ona göre yapılmalıdır.
  • 14
    dünya üzerinde 1-2 takım dışında verim alınması mümkün olmayan çağ dışı olarak gördüğüm diziliş. bir kere göze hitap etmiyor. 3 tane stoper, 2 tane bekten kırma kanat. 4'lü savunmada beklerin kanat oyuncularına yaptığı bindirmelerin verdiği göz zevkinin yanına yanaşamaz. real madrid'i sevmememe rağmen dün akşam * juventus romantizminin bitmesine çok memnun oldum. aynı şekilde şu 3-5-2 sevdası da en kısa zamanda biterse çok sevineceğim.

    roberto mancini bile bu dizilişten tam verim alamadı. üstelik elinde drogba, eboue, melo, riera gibi adamlar vardı. şimdi onlar yok ve elimizde bir adet çakma zidane, kompleksli stajyer hoca tudor var. ve bu adamla hala 3-5-2 hayalleri falan kuruluyor. eğer hocanın cidden böyle bir niyeti varsa şimdiden bilelim de hiç heveslenmeyelim gelecek sezon için. semih, serdar, ahmet üçlüsü ile harika bir defans üçlüsü kurar. orta sahada da selçuk tolga ikilisi pirlo marchisio ikilisini aratmaz eminim. yasin garry ikilisi de danilo dani alves ikilisini cebinden çıkartır.
  • 15
    gelecek sezon tudor'un kullanacağı muhtemel strateji. 3'lü savunmayı anladık. peki ya ön tarafı nasıl dizeceğiz bu önemli. 3'ün devamı 4-1-2 şeklinde mi gelecek yoksa 4-3 şeklinde mi? ciğerli bir bek transferi ile orta dörtlünün kanatları linnes'le beraber onlara teslim edilebilir. orta sahanın merkezine de tempolu 2 transferle daha az gol yiyen bir takıma dönüşmemiz mümkün. sstoper transferine değinmiyorum bile ki 1 bana kalsa 2 takviye lazım.

    gelelim zurnanın zırt dediği yere. sneijder kalacak mı, gidecek mi? kalacaksa sinan'ı satmak inanılmaz bir hata olur. kaldı ki gomis'de transfer oluyor galiba. sneijder-sinan-gomis üçlüsü birbirlerini öyle güzel tamamlarlar ki...

    haaa, diyelim sneijder gidecek, sinan gene lazım. öndeki üçlüden adam başı 12-15 gollük bir katkı alman lazım o zaman. sinan bunu yapabilecek bir adam. o zaman belhanda transferi ne ayak diye soracağım? zira belhanda dediğin adam bayağı, bildiğin 10 numara ve de kaliteli bir adam. bu adam kulübede oturmaz. e oynayacaksa ileri 3'lüye nasıl monte edilecek. sneijder'in yolcu olduğunu gösterir bu durum. sneijder'i yollayacaksak 10 numara kullanılan bir sistemi kullanmayalım o vakit. oyunun hücum yönünü merkezden kanatlara doğru açmak gerekiyor. hoş sneijder merkezden ziyade sol kanat gibi oynuyor ya neyse.

    yani demem o ki sneijder gidecekse joel campbell transferi mantıklı bir hamle olur tabi sinan'ı tutmak lazım. bununla beraber tolgay transferi de mantıklı olur, zira orta sahanın merkezinden hücuma akan oyunda hemen hemen hiç katkı alamıyoruz. tolgay bu açığı kapatabilir ki savunması da iyidir. ama belhanda transferi taraftarın zekasıyla dalga geçmek olur. zira 10 numaralı bir sistemle oynayacaksak kralı bizde zaten, ondan vazgeçiyorsak yapı değişiyor demektir. sneijder'in yerini doldurmak diye bir şey olamaz.

    velhasıl sneijder kalacaksa 3-4-1-2, gidecekse 3-4-3 dizilişi ile oynamamız gerekiyor. yani sneijder gidecekse hala 10 numaralı sistemler kullanmak bence hata olur. yine de her şeye rağmen, en kötü şartta dahi, yani sneijdersiz bir ortamda dahi; basit hata yapmayan bir geri 3'lü, iki tane ciğerli bek, 2 tane tempolu orta saha, akıllanmış bir sinan ve campbell-gomis takviyeleriyle gayet dinamik bir takım oluruz.
  • 16
    transferlere bakacak olursak tudor'un ciddi ciddi düşündüğü savunma dizilişi. kırk yılın başı dursun efendi eli yüzü düzgün transfer yapıyor ancak bu 3'lü savunma sevdasına heba olacak muhtemelen takım yine. bu dizilişle full defans yapan anadolu takımlarına karşı ciddi ciddi başarı sağlamayı düşünüyorsa kapatalım şimdiden dükkanı. bu sezon sadece bruma'nın özellikle anadolu deplasmanlarında yaptığı skor katkısını düşünün. böyle delici kanat oyuncularınız olmadan bu ligde başarı zor. biz linnes ve muhtemel yeni sol bekimiz clichy'nin önüne 2 tane sağlam kanat oyuncusu koyacağımıza tüm kanatları bu iki beke emanet edeceğiz ve leş anadolu deplasmanlarda bu iki bek oyuncusunun kanatlardan sürpriz yaratmasını bekleyeceğiz. bu sistem patlamazsa bu entry'yi yerim. ha inşallah ben göt olurum, galatasaray başarılı olur ama hiç sanmıyorum.

    tudor efendi 10. hafta gibi uyanır bu sistemin tutmayacağına ama geçmiş olsun. tekrar dörtlü savunmaya dönmeye kalksa eldeki kanatlar yasin ve garry olacak. kısacası sıçıp bir de üstüne tük dikmiş olacağız. kimse demiyor mu bunları bu hocaya arkadaş. resmen göz göre göre başarısız olacağımızı bile bile bu 3'lü savunma ısrarı nedir arkadaş. birinin buna bir dur demesi lazım. ulan koskoca mancini eboueli, drogbalı, melolu, rieralı kadroyla 3'lü savunmada başarılı olamadı, bu tudor efendi mi olacak? bile bile lades olacağız gibi görünüyor ya, hayırlısı bakalım.
  • 17
    avrupada moda ya,
    bir kaç takım bu savunmayla iyi gitti ya,
    tudor takıma 3'lü oynatmaya çalıştı ya,
    tudor bu işe taktı ya,
    tudor acayip inatçı ve gururlu ya,

    takım 4'lü defansla mı daha iyi oynuyor, 3'lü savunmayla mı daha iyi oynuyor, 3'lü çıktığımız hangi adam gibi maçta bir şey yapabildik kimin umurunda. adam resmen inadı uğruna takımın ayarını bozuyor. yeter ya.
  • 21
    mali durum malum, belhanda ve maicon gibiler hariç satış yapamazsak eldekileri en iyi degerlendirebileceğimiz sistem.

    marcao-luyindama ikilisi bozulmaz, yanına da bahsedildiği gibi serbest kalma bedeli 2m ise kaan ayhan'ı koyarak 20-21 için gayet rahat oynayabiliriz.

    (bkz: #2921875)

    seri'nin toplu oyunu tamam ancak yanına daha hareketli ve topla katedebilen yani sağlam bir lemina gerek.

    ben her ne kadar yeterli görmesem de hoca dribbling yetenegi nedeniyle mensah'ı begeniyormuş.

    tabi gönül daha komple birini ister ama yurt dışına çıkılabileceğini zannetmiyorum.

    sağ taraf için omar alınmış deniyor.

    gerisini kalıp kalmama durumlarına göre yaz-çiz.

    ------------------------okan-------------------------
    -------kaan----luyindama----marcao-----
    omar------seri---------mensah----saracchi
    ----------------------akbaba-------------------------
  • 22
    hazır ortasaha transferi de gecikecekken 20-21 sezon başlangıcında deneyebilecegimiz sistem.

    görünen o ki donk her halükarda 11'de yer bulacak.

    stoper donk mu yoksa defansın önündeki donk mu?

    bence stoper donk.

    üstelik beklerimiz de 3'lunun kanatlarında oynayabilecek tempoda.

    yanlarını ömer-taylan ile hareketlendirip ileriyi de 2 emre önlerinde falcao veya form durumuna göre emre'lerden 1'i onlerinde falcao-diagne yapabiliriz.
  • 24
    ligimizdeki takımlar* karbon kopya 4-2-3-1 batağında olduğu için üçlü savunmayı iyi malzemeyle doğru kurgulayan takım çok net öne çıkar, diğerleri panzehiri bulana kadar da şampiyon olur. conte bile premier lig'i üçlü oynayıp büktü, şampiyon olana kadar çözemediler chelsea'yi.

    bizde buna uygun stoperler, bekler, forvetler, forvet arkası kullanılabilecek kenar oyuncuları mevcutken mutlaka ana planlar içine dahil edilmeli. tabi önce en az iki orta saha lazım. zaten orta saha her şeyde lazım, yemek yapacağız ocağı yaktık ama salça ve soğan olmaması gibi bir durumdayız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın