• 1351
    benim düşünceme göre euro 2016'da çek maçı hariç, elinden geleni yapmış sonucunda elenmiştir. zaten zor bir gruptaydık. dişimize göre bir tek çek vardı onu da zorlanmadan yendik zaten. ayrıca turnuva fikstürü de pek bizim sevdiğimiz cinsten değildi. ilk maçta ilk golü yedikten sonra aylardır yapılan hazırlıklar bir anda çöpe gitti ve doğaçlama oynamaya başladık. ilk iki maç oyuncularımız bence ellerinden geleni yaptı fakat rakipler bizden çok daha iyiydi. fakat 21 haziran 2016 çek - türkiye maçında 2-0'dan sonra topla tüfekle gelen çeklere kontralarla karşılık verseydik maç 5'e giderdi. ama yok selçuk efendi illa yana geri oynayacak. burada terim'e de kızamıyorum zira o maçta adam götünü yırttı ileri çıkın diye ama yok selçuk efendi illa geri yana verecek. bizi bütün sezon nasıl kahrettiyse aynısı. adam kontra atağa tepki olarak futbola başlamış. ilk iki maçta yenilmemiz kadar doğal bir şey yok, zira biri hırvatistan diğeri ispanya fakat çek maçında , 2-0'ken 4-0'a getirememek için elinden geleni yapmamak, gerizekalı olmak ve italya'ya aşırı güvenmek lazımdı. futbolcularımız aynen bu durumdaydı. yani fazla emek vermeden sıyırmaya çalıştılar. işte her zaman olmuyor öyle. çek maçında koşmaktan ciğeri solan engin baytar gibi son nefeslerine kadar oynamaları lazımdı. yapmadılar. işte beni kahreden bu.
  • 1352
    eğer milli takımızın 2008 kadrosu değil sadece o dönemki ruhu azmi mücadelesi olsaydı bu eşleşme fikstürü ile adım adım giderek euro2016 finalinde izleyebilirdik. bir almanya'da yapılan ev sahibi gibi olacağımız dünya kupasına katılamayınca yıkıldım bir bu sene gruplar sonrası eşleşeceğimiz takımları görünce yıkıldım biraz hırs biraz milli duygular yeterli olacaktı ama yine evimize döndük.
  • 1353
    emre mor, çağlar söyüncü, atınç nukan, sinan gümüş, enes ünal, koray günter, emre taşdemir, irfan kahveci, okay yokuşlu, kaan ayhan, bilal başaçıkoğlu, levin öztunalı, oğuzhan özyakup, hakan çalhanoğlu, mert günok gibi bence avrupa çapında genç bir jenerasyona sahip milli takım.

    bunların türkiye'de oynayanlarını en kısa zamanda avrupa transfer ettirerek kişisel gelişmelerini takip etmeli ve bu cevherleri, hem gelişimlerine katkı sağlayacak hem de yarıştıracak bir hocaya emanet etmeliyiz diye düşünüyorum.

    (bkz: şenol güneş)
  • 1354
    türk halkı olarak euro 2016'ya iyi hazırlanamadığımız için turnuvadan elenmesinde pay sahibi olduğumuz ekiptir.

    oysa hepimiz borca girip dedektör alarak tarlalardan ortaya çıkaracağımız rum altınları ve bizans hazineleriyle birlikte ani bir refah yükselmesi yaşayarak yurt dışında takımımızı desteklemeli, meydanı tüm iyi niyetlerine rağmen marş bilmekten ve organize olmaktan biraz uzak schengen torpillisi gurbetçi kardeşlerimize bırakmamalıydık... bunlar hep ab'nin oyunu zaten büyük resmi görmek gerek... o değil de sahi niye fakirsiniz? niye gitmediniz evlatlarımızı desteklemeye de, kıraathane ya da ev köşelerinden çekirdek çitleyip kola içerek takıldınız? yazıklar olsun... bunların hesabı tek tek, hem de ta fethiye'den sorulacak!!11!1

    hadi madem gelemediniz, başkomutanımızın resmi kanalından onur gurur türkiye isimli şaheser vesilesiyle aktarılan direktiflere neden uymadınız? oysa bol maşallah ve inşallah içeren toplu du'a geceleri düzenlemeliydik... sonra bize neden nazar değdi? değer tabi, değmese finaldeydik, hatta golleri de sıralayacaktık, takım nasıl aslan gibiydi görmediniz mi? bi dk reklam filmi miydi yoksa o :/ vay canına, kendi cebinden kıt kanaat denkleştirerek oraya giden oyuncularımızın düştüğü duruma bak, bari asgari ücret bağlatıp sigorta yaptıralım...

    ve "biz bitti demeden bitmez", dedi imparator... ama ingilizce :(

    bu başarısızlıkta hepimiz pay sahibiyiz. gün gelecek milli takım da bizi yuhalayacak, işte o zaman dank eder belki kafamıza...
  • 1357
    goygoy bir yana başarısızlığının iki ana sorumlusu vardır. yabancı sınırının kaldırılmasına yıllar boyu engel olan aziz yıldırım ve yıldırım demirören.

    türk milli takımı 2013 yılı itibariyle zaten çökmüştü. daraldıkça daralan yabancı sınırlaması sebebiyle türk futbolcuların performans gelişimi tamamen durmuş ve egoları ise eleştiri kabul edemeyecek kadar yükselmişti, çünkü milli takımdaki futbolcular dört büyük takımın yıldızlarıydı. ilk çıktıkları zaman tertemiz çocuklar dediğimiz semih kaya'nın, onur kıvrak'ın son zamanlardaki eleştiriler karşısındaki tutumlarına bakın. türkiye ligi'nde sağlam adamı bile bozan bir mantalite var. bu mantalite sonucunda başarılı olmak da zaten mümkün değil.

    avcı döneminde yurt dışına kendi idealizmi sayesinde giden arda turan hariç hiçbir lejyoneri olmayan, almanya'nın yetiştirip oynattığı adamlardan medet uman takımımızın kalitesi romanya'ya, macaristan'a bile pozisyon bulamadan yenilecek kadar düşmüştü, hepimiz o günleri hatırlıyoruz. resmen rezil rüsva durumdaydık. yabancı sınırının daha da daralmasını savunan zeka küpü federasyon başkanı, son çare olarak fatih terim'e sarıldı. fatih terim, ölmek üzere olan bu hastaya elektroşok yaparak hayata döndürdü. ama hasta hala komadaydı. biraz elini kolunu oynattı ama elbette ayağa kalkıp koşamadı, yani 2014 dünya kupası'na gidemedik.

    euro 2016'nın eleme prosedürlerindeki değişiklik sayesinde, normal şartlarda baraj maçı bile oynayamayacağımız bir performans sonucunda doğrudan euro 2016'ya katıldık. yani bir diğer deyişle, biz tekerlekli sandalyeyle hareket edebilirken koşu yarışına katılmamıza müsaade edildi. hırvatistan ve ispanya maçlarından toplam maksimum 1 puan alabilirdik, 0 sıfır puan aldık. çek cumhuriyeti'ni yenmemiz gerekiyordu ve yendik. neticede beklenen bir performansla grup üçüncüsü olarak elendik.

    fatih terim'in saçma sapan demeçler verdiği ve hak etmediği düzeyde paralar kazandığı yönündeki eleştirilere tamamen katılıyorum. ancak milli takımın başarısız olma sebebi fatih terim değil. bu takımı 3 sene önce abdullah avcı, 5 sene önce guus hiddink çalıştırdı, ikisi de başarısız oldu. eğer fatih terim, zeka küpü federasyon başkanı'na "yabancı sınırını kaldıracaksın" demeseydi, türk milli takımı başına kim geçerse geçsin yine başarısız olacaktı. adaletsiz yabancı sınırlaması nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde kazanamayacağı paraları kazanıp, yan gelip yatan adamlara iş ahlakı öğretebilecek bir teknik direktör anasının karnından daha doğmadı çünkü.

    kısacası milli takımın başarısızlığının sebebi, yıllarca yabancı sınırının kalkmaması için elinden geleni yapan aziz yıldırım ve futboldan 75 yaşındaki anneannem kadar anlayan yıldırım demirören'dir. fatih terim, bu ikilinin el birliğiyle öldürdüğü milli takımı şoklayarak hayata döndürmüştür. ama elektroşok bir ilaç değildir, uzun vadeli tedavi sağlamaz. türk futbolunun ilacı ise ancak yabancı sınırının kaldırılması ve ülke çapında bir altyapı standardizasyonu yapılmasıdır. terim onu demiş, arda bunu demiş, bunlar türk futbolundaki hastalıklı kafa yapısının sonuçları sadece.

    ama sonuca değil, sebebe bakmak gerekiyor.
  • 1358
    54 takimli kitadan 24 takimin katildigi turnuvada oynadigi ilk iki maci samaroglani olarak kaybetmesinin ardindan bir mac kazaninca medyanin karsisina cikan kaptani bizden hesap soracagink soylemisti. derken onlar bitti demeden hadi evinize gidin denince teknik direktoru milletce turnuvaya hazirlanamadigimizi belirtti, ki hakki var ben dogru duzgun tek bir antreman dahi yapmadim turnuva oncesi ve sahada gorunmez haldeydim. sonra adam basi 150 bin eurolari da yatti bu takimin parcalarina. millete prim yok tabii. neyse hala kaptan beyefendinin hesap sormasini bekliyoruz. primleri saymasi biterse gelip sorar herhalde.
  • 1360
    prim muhabbetiyle ilgili şöyle bir haber var.

    http://www.medyatrendleri.com/...bilal-kisa-krizi-270

    --- alıntı ---

    geçtiğimiz günlerde galatasaray'dan bursaspor'a transfer olan bilal kısa'nın, euro 2016 elemeleri için oyuncuları verilen prim için fatih terim'i araması ortalığı karıştırdı.

    euro 2016'da futbol kamuoyunun gündemini en çok meşgul eden olaylardan olan prim krizi ile ilgili her yeni gün yeni bir gerçek ortaya çıkıyor. arda turan ile türkiye futbol direktörü fatih terim arasında gerilime neden olan prim paylaşımına, euro 2016 kadrosunda yer almayan bazı oyuncuların da dahil olduğu öğrenildi.

    grup elemelerinde futbolculara oynadıkları maçlara göre ödenen miktarların ortaya çıkmasının ardından o dönem galatasaray forması giyen bilal kısa ile fatih terim arasında özel bir telefon görüşmesi yaşandığı ileri sürülüyor.

    letonya'da gol atmıştı

    iddiaya göre grup elemelerinde içerideki çek cumhuriyeti (1-2) ve deplasmandaki letonya (1-1) maçlarında forma giyen bilal kısa, terim'i arayarak ödenen primlerle ilgili sıkıntısını dile getirdi. bilal, terim'e ulaştıktan sonra, "hocam elemelerde ben de oynadım. hatta deplasmandaki letonya maçında oyuna sonradan girip gol attım. o gol çok önemliydi. ama bana hiç prim yatmamış" diyerek rahatsızlığına dile getirdi.

    terim ise bilal kısa'nın bu sorgulayıcı tavrından rahatsız olarak sert ve keskin bir ses tonuyla, "oğlum burası milli takım. milli değerler milli hedefler için mücadele ediyoruz. para konuşmak şık değil" dedi.

    'siz almışsınız hocam!'

    teknik adamın bu tavrı bilal'ın keyfini kaçırdı ancak deneyimli oyuncu, diyalogdaki gerilimi bir seviye yukarı taşıyarak, "hocam bana milli değerlerden bahsediyorsunuz ama sizin sözleşmenizde prim maddesi var. siz almışsınız!" paranızı karşılığını verdi.

    fatih terim, bilal'ın bu son cümlesinden çok rahatsız olarak sert bir ses tonuyla diyaloğu noktaladı.

    prim almayı hak etmedi

    diğer yandan finaller öncesinde belirlediği uygulamaya göre bilal kısa, prim almaya hak etmemiş oyuncular arasında yer alıyor. zira, uygulamaya göre; elemelerdeki ilk 4 maç için (izlanda-türkiye: 3-0, türkiye-çek cumhuriyeti: 1-2, letonya-türkiye: 1-1, türkiye-kazakistan: 3-1) herhangi bir prim sistemi belirlemedi.

    bu 4 maçtan sadece 4 puan alınabilmesi ve finallere gitme şansının azalması üzerine prim uygulaması hayata geçti. elemelerde kalan 6 maç için ayrı ayrı prim uygulaması yapıldı. son olarak izlanda maçının kazanılmasının ardından finallere katılım primi olarak futbolculara 350'şer bin euro prim vaadedildi

    1 dakika oynamadan 151 bin euro

    ancak uygulanan prim sisteminin tartışılır çok yanı olduğu ortaya çıkmıştı. adanaspor kalecisi hayrullay mert akyüz tek 1 dakika bile formayı giymemesine rağmen toplamda 151 bin euro prim almaya hak kazanırken; bilal kısa gibi elemelerdeki ilk 4 maçta forma giyen ve hatta gol atan futbolcular ise tek 1 kuruş bile alamadı.

    bilal kısa'nın, fatih terim'le yaptığı görüşme sonrası yakın çevresine, "benim attığım golle finallere gittik ama tek kuruş almadım" diyerek dert yandığı da ileri sürülüyor. bilal, deplasmanda 13 ekim 2014'te letonya ile oynanan maçta oğuzhan özyakup'un yerine oyuna dahil olmuş ve 47. dakikada uzak mesafeden attığı golle alkış almıştı. ay-yıldızlılar mücadeleden 1-1'lik beraberlikle ayrılmıştı.

    --- alıntı ---
  • 1361
    euro 2016'da şampiyon portekiz'den daha fazla prim alan takım. türkiye a milli futbol takımında oynayan oyuncular sadece gruplara katıldığı için oynama sürelerine göre 500 bin euro üzerinden prim almış idi. turnuva bitti ve hala 1 kişi açıklama yapmadı. bu millet bunu da unutur diye düşünüyorlar sanırım. sahiden de öyle aslında neleri unutmadık ki! bu da unutulur...
  • 1362
    fetö operasyonu milli takıma da sıçramış. 2010'daki abd kampı sırasında 3 oyuncu gülen'in elini öpmeye gitmiş;

    kaynak sözcü: http://www.medyatrendleri.com/...-takima-sicradi-1827

    sadece bir tahmin; kadrodaki isimlere bakıldığında bu üçlünün; emre belözoğlu, okan buruk, arda turan çıkması beni şaşırtmaz. hakan şükür'den hamza hamzaoğlu'suna kadar bizde birçok fetöcü forma giydi. özellikle 2000 döneminde küçük, ergün, okan, emre ve hakan'ın cemaatten olduğu çok sık dillendirilirdi ki sonradan birçoğu da ayyuka çıktı. sonucu merakla bekliyorum açıkçası.
  • 1364
    son kadro seçimleri sonrası daha iyi bir takım oldu mu emin değilim, bu yeni kadroyla daha çok maç izledikten sonra karar verebiliriz daha iyi olup olmadığına. ama şu anda çok daha karakterli bir milli takım olduğumuz kesin.

    genç, efendi çocuklardan kurulu kadro. öyle görünüyor ki milli formanın ağırlığının farkındalar. başlarında kaptan olarak racon kesen, rezalet oynayıp tribüne el kol yapan, hesap soran bir kaptan yok. takımın abileri sayılacak yaşlarda mehmet topal ve nuri şahin gibi 2 efendi, kaptan özelliklerine sahip oyuncu var. ben bu halini sevdim ama muhtemelen bu şekilde devam etmez. fatih terim'in de eli uzundur, hesap soracak olan arkadaşın da eli uzundur. bana öyle geliyor ki hesap soracak olan arkadaşın el, kol uzunluğu burun farkıyla geçer terim'i. ılımlı bir geçiş sürecinin ardından milli takıma dönerler ve tekrar hesap sormaya devam ederler. neyse, yıllar sonra gerçekten keyifli bir milli takım izlemek güzeldi. katliam tayfa dönene kadar keyfini çıkaralım.
  • 1365
    emre morun bir şeyler yapmasını beklemekten ve hakan çalhanoğlunun cezaalanı yakınlarında serbest vuruş kullanmasını beklemekten başka bi numaramızın olamadığı milli takımımız. defans hattı endişe verici 5 eylül 2016 hırvatistan türkiye maçında hırvatistanın sayamadım ama 3 yada 4 topu direkten döndü, bu defansımızın durumunu özetliyor sanırım. ortasahada kaan, okay hatta zaman zaman tolga da aralarında oynarsa iyi olabilir ama ozan tufan denilen adam gerçekten çıldırtıyor insanı çok saçma top oynuyor. sağ açık emrenin yeri orada herkes mütabıktır ama forvetsiz oynuyoruz. cenk milli takımı maalesef taşıyamaz. hakan çalhanoğlu top onda olduğu sürece etkili, oynadığı takımda da böyle zaten ama bizim milli takımımızda onun maç içersindeki etkisizliğini kapatacak enerjiyi ve tekniği gösterecek adam milli takımımızda yok. faal futbol oynayanlar arasında da o özellikte olan adam olabileceğinden de şüpheliyim, bu anlamda devşirmeye ihtiyacımız var gibi. dünya kupası elemeleri oynanırken neresinden tutsanız her yerinde bir eksiklik bulunan bir milli takımımız var. bu günkü maçı her ne kadar olumlu bir sonuçla bitirmiş olsalar da an itibariyle gelecek için kendi adıma konuşayım bana olumlu bir ışık veremeyen bir milli takımımız mevcut maalesef.

    edit: eleştirimden dolayı fatih terimin kadroya almadığı futbolcuları arıyoruz mantığı çıkmasın. milli takım bayrak için milli duygu için oynanan bir olay prim için değil bu konuda fatih hocaya hak veriyorum çağrılmayanlar konusunda. sadece sahada oynayan kadroda bir şeylerin altı boş kalmış gibi sanki daha farklı futbolcuları deneyip yada milli takıma çağırıp ideali bulması gerekiyor gibi şu anki kadro.
  • 1366
    endişe verici bir takım. ama işin ilginci endişe vermeyen bir takım kuracak oyuncu havuzunun olmaması. topu önüne attığında alıp gidebilecek tiplemede yada pivot tiplemesinde santrafor yok, orta saha en zengin bölge ama emre belözoğlu ve selçuk inan'ın iyi zamanlarını düşündüğümüzde onların tarzında oyunun 2 yönünü de oynayan oyun zekası yüksek orta sahalar yok. hakan çalhanoğlu diye bi adam var piyasa değeri çok yüksek diye oynatıyorsun ama tek meziyeti frikik atmak şut atmak. adam geçemeyen, pozisyon üretemeyen, üretilmiş pozisyonları bitirmeye çalışan bir 10 numara. gökhan töre'nin en kritik maçta oyuna girip kırmızı kart görmesinden yada savunmanın içler acısı halinden bahsetmeye hiç gerek yok sanırım.
  • 1369
    uzun süredir bir şey hissedemediğim eski sevgilim gibi olan futbol takımı...

    yani hani böyle uzun süreli bir ilişkiniz vardır ancak sevgililik döneminde sevgilinizin karakterinde bariz değişiklikler olur, bu değişiklikler sizi irite etmeye ve batmaya başlar, sonrasında birliktelik size eziyet haline gelmeye başlar...

    onun da üzülmesini istemezsiniz özde, ancak birlikte olmak da acı vermektedir. "dost kalalım" deyip çekip gitmek istersiniz...
    "keşke eski haline dönse" diye dilekler dilersiniz.

    ancak bilirsiniz ki onda hiçbir şey değişecek gibi değildir...
    işte öyleyim milli takıma karşı...

    önce yıldırım demirören'le, sonra fatih terim'le, e zaten baştan beri mevcut iktidarın etkisiyle...
    soğudum...
    aşk bitti...
    ayrılmak istiyorum...
  • 1370
    5 eylül 2016 hırvatistan türkiye maçında bu kada rumut verecek ne oynadı, oynayan gençlereden hangisi ne yaptı lütfen beni de aydınlatın. hırvatistan karşısında tamamen beraberlik amacıyla sahaya çıkan ve gençliğin verdiği enerjiyle çok koşmaktan başka hiçbir şey yapmayan bir takım vardı sahada. nefis hücum setleri falan mı gördünüz sahada? maçın yıldızı mehmet topal diyuen sizsiniz, volkan babacan iyiydi diyen sizsiniz, 3 top direkten döndü diyen sizsiniz... eee? yani sırf yaşları genç diye umut dolu olmamızın sebebi ne ki? hırvastistan biraz gününde olsa maç 3-0 bitecekti. şans tamamen bizden yanaydı. hırvatistan deplasmanında 3-0 yenilecek bir oyun ortaya koyan takım mı gelecek için çok iyi şeyler yapabileceğine dair umutlar verdi?

    maçta öne çıkanlar şener, mehmet, volkan ve oyunun savunma bölümünde başarılı olan ancak hücumda çıok ağır davranıp sürekli top kaybeden okay' dı. yalnız hücumdak,i tüm hatalarına rağmen okay' ın fiziğini falan beğendim. ikili mücadelelerde hep ayakta ve topa ilşkisi de kötü değil. biraz daha hızlanması ve çabuk düşünüp oynması lazım.

    şimdi dün çok övülen o mehmet topal -ki kendisi beğendiğim bir oyuncudur- kazanmak zorunda olduğumuz ve dolayısıyla savunmayı öne çıkardığımz bir maçta stoper olarak oynasın serdar ile de o zaman görelim türkiye savunmasının halini. keza aynı şey şener için de geçerli. bursa' nın yerel basının şener' in sürekli arkasına adam kaçırdığını yazar dururdu şener bursa' dayken. hızlı, güçlü bir oyuncu ama savunmayı öne çıkardığında o da defolu. çizgide iyi bir oyuncu ama öyle ters kademede falan baya sıkıntılı. süper bir bek falan değil, hücum performansına bakıp aldanmayın yine de iyi oyuncu, beğeniyorum.

    bunlardan başka övebileceğimiz bir oyuncu var mıydı? ve bunları da -şener hariç- savunma yönleriyle övüyoruz halihazırda. bireysel olarak hangi oyuncu için hüğcum özelliklerine bakarak keşke galatasaray' da olsa dersiniz peki? bence bir tek emre mor. böyle bir tkaım nasıl umtu veriyor size anlamıyorum. arena' ya gelip çok koşarak, kapanarak 1 puan alan bir anadolu takımı şampiyonluk için ne akar umut veriyorsa bu milli takım da o akdar umut veriyor bence.
  • 1373
    geçtiğimiz yaz düzenlenen euro 2016'da gruptan bile çıkamayan ama açık ara en fazla primin dağıtıldığı takım.*

    burda mesela kimin ne kadar aldığını görebiliyoruz:
    http://i.hurimg.com/...dfa8c03c0e32dc1bb765

    tek tek üzerinden gitmek istemiyorum aslında ama hayrullah akyüz mesela. belki ben cahilimdir herkes biliyordur ama ilk defa adını duyduğum bir isim, kadroda falan da gördüğümü hatırlamıyorum. şimdi google'dan baktım ptt 1. lig'de kaleciymiş. ne kadar almış bu adam? 151 bin euro! birçoğumuzun yıllarca, belki hayatı boyunca kazanamayacağı bir para.

    bir de ülkeler bu turnuvada ne kadar prim dağıtmış ona bakalım:
    http://i.internethaber.com/...HbG.jpg?v=1466511309

    biz toplam 500.000 euro dağıtmışız. kaynaklarım yanlışsa uyarın lütfen ancak burada görüldüğüne göre hiçbir takım yukarıda bahsettiğimiz hayrettin kardeşimizin aldığı kadar prim dağıtmamış bütün takıma.

    sonuç olarak söylemek istediğim prim dağıtılabilir ama doyumluk değil, tadımlık, sembolik olmalı bana göre. para için oynayacak olan kulübünde oynasın. hatta bana kalsa sporcu dediğin biraz hırslı olsun, her turnuvada başarılı olma isteğiyle yansın bu turnuvalardan keyif alsın. hatta mümkünse, söz konusu milli takım olunca, milli duyguları ile de oynasın ama günümüzde ve ülkemizde pek mümkün görünmüyor malesef.
  • 1375
    ömer toprak'ın rezil bir sebeple uzun bir süre yer almadıktan sonra, yeniden davet edildiği takım. bu hayatta en tiksindiğim şeylerden biri de fatih terim tipi pragmatizmdir. ilke, ahlak, kural, teamül dinlemez, her yolu mübah görür. sırf daha çok ihtiyacı var diye ömer'i değil, ömer'in başına silah dayayan gökhan töre'yi tercih etmişti. sonra emre mor ortaya çıktı, töre uzun zamandır formsuz ve kendisine ihtiyaç kalmadı, ancak bu aralar da stoper ihtiyacı ortada. fatih terim ne mi yaptı? haksız yere kariyerinin en iyi dönemlerinde kadro dışı bıraktığı ömer'i utanmadan geri çağırdı. keşke ömer toprak detaylı bir açıklamayla fatih terim gidene kadar milli takıma katılmayacağını belirtse, bunu çok isterdim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın