• 1104
    yaklaşık olarak 5 senedir, destek vermek içimden gelmediği için desteklemediğim oluşum. destek vermek içimden gelmiyor çünkü milli takım da, bu ülkedeki tüm oluşumlar gibi kokuşmuş bir sistemin parçası ve içindeki insanlar da güce tapan insanlar tamamen. bunun sadece terimle ya da demirörenle alakası yok. elbetteki onlar da büyük etkenler ama yarın bir gün onlar gidip başkası gelse yine de bu sistem devam ettikçe ben bu milli takımı desteklemeyeceğim. direk benim gibi düşünmese de, milli takımı desteklemeyen bir çok insan var. hem burada, hem de benim çevremde. herkesin kendince sebepleri var. destekeleyenlerin de aynı şekilde elbette. hepsine de saygım var. ama benim gördüğüm kadarıyla, milli takımı destekleyenler tarafından, desteklemeyenlere bir nefret söylemi havası var. tersi de olabilir tabii ama ben daha tersine rastlamadım. desteklemeyenlerin de bi nefreti var tabii ki ama destekleyenlere değil, sistemin başındakilere. kimse ne milliyetçi olmak zorundadır, ne de milli takımı desteklemek zorundadır. bu görüşü elbetteki eleştirebilirsiniz. ama insanların bu düşüncelerini belirtmesine tepki veremezsiniz. ben desteklemiyorum ve her fırsatta da desteklemediğimi belirteceğim. sen nasıl her milli maç başlığının altına, türkiye milli takımını desteklediğini yazabiliyosan, ben de desteklemediğimi, hatta rakip takımı desteklediğimi yazabilirim. burası a milli takım forumu değil. kaldı ki öyle bile olsa insanlar sisteme düşman oldukları için, istemeden de olsa bu şekilde düşünüp hissedebilirler. kimseye "defol git" demeye, hakaret etmeye, "yeter artık anladık" demeye hakkı yok kimsenin. size soracak değiliz. "muhteşem uzunumuzu" dediği gibi, merak etmeyin, biz biliriz en iyisini.

    yani uzun lafın kısası, desteklemiyorum ve desteklemeyeceğim de. size ne arkadaş...
  • 1107
    nobel kimya ödülü'nü kazanan prof. aziz sancar'a imzalı forma göndereceklermiş. bence de bu işte bir terslik var, aziz sancar ile türkiye a mill futbol takımının herhangi bir unsurunu yan yana koyduğumda aklımdaki resim aziz sancar'ın bunlara muhtelif konularla ilgili bir konferans verip azıcık gelişmelerine vesile olup sonrasında kendi imzasını oyuncuların formalarını imzalamak suretiyle vermesidir.

    kim kimin imzasını almalı olum kendilerini nimetten sayıyor bu futbolcular da anlam veremiyorum. gerçekten bir değer diyebileceğimiz sporcu sayısı dünya üzerinde bile özellikle de futbolda çok az hele türk sporcularını düşününce ajksdhnaljhkbfaslkjdn.
  • 1108
    bir futbol sevdalısı aziz sancar'a imzalı forma göndermeleri aziz bey'i ziyadesiyle mutlu eden bir hareket olmuş. çünkü kendisi futbol aşığı bir kişilikmiş ve sanırım forma imzalama işi kendi isteğiymiş. yani durup dururken arda takımı toplayıp "hadi beyler nobel kazanan bir hoca var, şu formayı imzalayın da adama gönderelim, sevinsin biz de gündem olalım" demiyor.
  • 1111
    90'larda ülkücülerin, 2000'lerde akplilerin içine ettiği takım. bir dönem tribünde bozkurt modaydı, şimdi konya'da rabia. bir zaman ülkücüler sokağa dökülürdü, şimdi akpliler. kazayla bir başarı yakalanmasın, yalaka spikerler spor bakanı ile başlar, başbakanın tebrikleriyle devam eder, yüce hükümdarın soyunma odası telefon görüşmesinden enstantaneler sunulur, akp'nin federasyonu, akp'nin hocası, akp'nin bakanları türkiye'nin takımını kendilerinin takımı gibi sömürürler.

    sonra ne mi olur? türkiye'nin diğer kısmı türkiye'nin rakibi konumundaki diğer takımı destekledikleri için vatan haini ilan edilir. iyi de bu takım ne zaman tüm türkiye'nin oldu ki? hiç düşündünüz mü son yirmi otuz yıldır türk ve sünni olmayan bir federasyon başkanı neden gelmez bu ülkeye? mahmut özgener, halık ulusoy, hasan doğan, mimit ali ıydınlır ve scoby doo nedir bunların ortak özelliği? hep düzenin adamı olmuşlardır. düzülenden yana olan var mı? yok!

    sonra da demeyin kardeşim bu takım 70 milyonun takımı diye. tatile gittiğimde gördüğüm almanlara gıptayla bakardım. hepsi fanatik milli takım taraftarı olurdu her alman milli takımı maçında. oysa ben hiç milli forma almadım çünkü kendimi bu devlete, bu hükümetlere ve bu düzene ait hissetmiyorum. çünkü toplum olarak barış içinde değiliz. çünkü milletçe, meshepçe, siyasal olarak en küçük parçadan en büyüğüne kadar bizi biz olarak görüp kavrayabilecek demokratlıkta bir devlet hiç olmadı. cumhuriyetin kuruluşundan bugüne hep birileri baskı altında oldu. baskı altında olan her kimse, gücü ele geçirince celladından daha da cellat hale geldi.

    o sebeple 13 ekim 2015 türkiye izlanda maçı için izlandalıyım ama sizin içinizdeki izlandalı değilim. sizin içinizde olsaydım, içinize alsaydınız her fikri, ırkı, mezhebi, siyasal görüşü zaten izlandalı olmazdım.

    itiraf: vay amk! maç başladı ve istemesem de türkiye'nin her atağında heyecanlanıyorum. bizi bu hale getirenler vicdanınızı sikeyim.
  • 1114
    duyguları, mantığı skib bırakan takımdır türk milli takımı. ne yapılanlar içine siner tam destekleyebiliyirsin ne de başarısız olsun isteyebilirsin...

    2002'de ilhan mansız'ın attığı gole, 2008'de nihat'ın, semih'in gollerine ağlayan ve coşkudan uyku uyuyamayan bizler bugün bu durumdaysak birileri de artık sebebini düşünsün...

    ha bunu da benim gibi bayrak, vatan aşkıyla yanıp tutuşan biri söylüyor. yani mesele bu ülkeyi sevmek de değil...
  • 1115
    3-0 yendiğimiz hollanda maçından önce şöyle bir şey karalamıştım. (bkz: türkiye a milli futbol takımı/#1808895)

    cumartesi günü 10 ekim 2015 çek cumhuriyeti türkiye maçını dayım ve 3 kuzenim ile izledim. size biraz dayımdan bahsetmek isterim. kendisi sanırım 53 yaşında ve emekli bir adam. sıkı bir futbol izleyicisi. premier lig ve la liga'yı çok sever, büyük ihtimalle digitürk'ün en eski müşterisidir. digitürk'e her ay verdiği 70-80 liraya içi gidiyor ama adam futbolu seviyor, iptal etmiyor. 3 temmuz'dan sonra iptal edecek gibi oldu hatta iptal yazısını yazmış ama vazgeçti. anlaşıldığı gibi sıkı bir fenerbahçeli ama fenerbahçe faşisti değil. ülkesini seven ama ülkedeki "sığırlardan" nefret eden bir adam. hatta hastalıklı zihniyetlerden o kadar tiksinmiş ki konusu açıldığında kendini tutamıyor, konuşurken ağzından küfürler çıkıyor. geçen günkü bombalı katliamdan sonra kamera karşısında sırıtan ve "güvenlik açığı yok" diyen bakanları gördükten sonra kendisinden hiç duymadığım küfürler duydum. zaten izlemeye dayanamadı, kalktı gitti. elbette "milli takımlar futbol direktörü" fatih terim'i sevmiyor. demirören, aziz yıldırım gibi güç sahibi adamları da sevmez. yerden kalkmayan ve artist futbolcuları da sevmez.

    her neyse, çek maçında organize geldiğimiz ilk atak penaltı olana kadar neredeyse kaleye şutumuz bile olmadığı için "futbol mu bu ya? hayret bir şey ya" diyordu. ben futbolda teknik taktik işlerinden anladığım için bana dönüp "ya bu fatih terim bu adamı (hakan çalhanoğlu) niye sağ açık oynatıyor? 50 tane kanat oyuncusu var kadroda" diye sordu. ben de ortasaha falan ebelek gübelek açıklıyordum ki penaltı oldu. "penaltı be, kırmızı kart ya. yok yok tamam değil. ellemeyin selçuk vursun, ellemeyin" dedi. ikinci golden sonra da "bak futbol bu işte, pas bu, gol bu işte" dedi. uzun zamandır beraber milli maç izlemediğimiz için bizim futbolcuları övmesine şaşırdım. en son burak'ın dar açıdan ayak dışıyla gol attığı maçta o gol için "oo süper gol süper" deyip burak'ı öven cümleler kurduğunu hatırlıyorum. yaratılan algılara kanmadığımı düşünen ben bile kutuplaşmanın bir parçası olmuşum ki dayım milli maçta galatasaraylı futbolcuları övünce şaşırıyorum. halbuki olması gereken bu.

    "ne dayıymış arkadaş, ne diyorsun sen?" diyorsunuz şuan. şöyle özetleyeyim. ülkede kimin ne olduğunu ve neler döndüğünü en az bizler kadar bilen, günlük hayatında insanlara saygılı, medeni, iyi niyetli, okuyan, araştıran, bir iki duble rakısını içen, iyi bir futbolsever ve sıkı fenerbahçeli bir insan, milli takımı fenerbahçe'yi sevdiği gibi seviyor. üstüne de milli takımda galatasaraylı futbolcuların yaptığı iyi işleri övebiliyor. adamın aklına bir gün bile milli takımın rakibini destekleme düşüncesi gelmemiştir. ama gün gelir, "bu adamlar başta olduğu sürece maçları izlemem ben" diye tepkisini koyabilir. ertesi gün televizyonu açar. galibiyet haberlerine tebessüm eder. ama rakibi desteklemek mi? bunu sosyal medyadaki popüler kültürü bilmeyen dayım gibi akıllı insanlara anlatamazsınız.

    herkesin protesto hakkı vardır. memnun olmadığı bir şeye tepki gösterir insan. peki bu tepki rakibi desteklemek midir? milli takımın rakibini destekleme saçmalığına ben ilk defa abdullah avcı milli takımın başına geçtiğinde rastlamıştım. galatasaray'da futbolcu olarak bile oynamamış olan, sadece a2 takımın antrenörlüğünü yapmış bir insan milli takımın başına geçince çok bilir kişi olan ve kirli oyunları önceden gören fenerbahçe taraftarı #benimmillitakımımfenerbahçe diyordu. stoch türkiye'ye gol atınca sevinmeler falan derken iş beşiktaşlılara sıçradı. milli takım da başarısız olunca akbabalara gün doğdu. fatih terim gittiği yoldan dönüp başa geçti, ıslıklar, "i love you alex"ler falan derken maçların "dağ başını duman almış" marşı yerine tekbir nidaları altında oynandığı bugünlere kadar geldik. önce milli takımı ötekileştirdik "alın sizin olsun" dedik. sonra da "ben bu kirli düzenin takımını desteklemem" deyip rakip safa geçtik. evet, aynen böyle oldu. eğer istanbul'daki maçlarda saçma sapan şeyler olmasaydı, bugünkü maç bizim statta ya da kadıköy'de olacaktı. tribünlerde yine saçma sapan insanlar olsa da içlerinde benim de bulunacak olduğum insanlar dağ başını duman marşındaki ıslıklı kısımda ıslık çalmaya çalışacaktı.

    ben neden korkuyorum biliyor musunuz? yarın bir gün olur ya liseci zihniyetler ya da bilmemneciler derken galatasaray'ın da rakibini desteklemeye başlayacaksınız. zaten bir iki çatlak ses çıkmaya başladı ya hayırlısı olsun.
  • 1118
    türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı kim olursa olsun.
    türkiye cumhuriyeti'nin başbakanı kim olursa olsun.
    türkiye cumhuriyeti'nin gençlik ve spor bakanı kim olursa olsun.
    türkiye cumhuriyeti'nin futbol federasyonu başkanı kim olursa olsun.

    bizim takımımızdır. hükümetler gider, partiler gider, kişiler gider. ama milli takım hep var ve var olacak. milli takımı yenildiğinde dış basın erdoğan'ın takımını yedik, davutoğlu'nun takımını yendik, demirören'in takımını yendik diye değil. türkleri yendik diye manşet atar.
  • 1122
    şu anki jenerasyon bir uluslararası şampiyona görmeyi fazlasıyla hak ediyordu. arda'sı, selçuk'u, burak'ı, oğuzhan'ı, hakan kadir balta'sı, ozan'ı, caner'i... kadroda kimi sevip kimi sevmediğiniz beni hiç ilgilendirmez. hepsi hak ediyordu ama... çok kızdım bir kısmına belki küfür de ettim ama euro 2016'yı bizlere gösterdiğiniz için çok teşekkürler, benim yüzümü kızarttığınız için beni mahcup ettiğiniz için çok teşekkürler. sizlere güvenmeyenlere en iyi cevabı verdiniz. inşallah bu destana fransa'da da devam ederiz.
  • 1123
    biri bile çıkıp "öldürülen vatandaşlarımız yuhalandı" diyemedi, biri bile, tek kelime edemedi. "ayıp" diyemedi. sosyal medyada paylaşım yapmak kolay. işinize gelince milleti eleştiriyorsunuz ya sosyal medyacılar diye...

    biri bile tek kelime edemedi, edemez de, etmez de. keşke yanılsam da hakkaten gurur duysak şu "çocuklarla".

    helal olsun çocuklar, islambek kuat ve 1-0. türkiye fransa'da. helal olsun.

    şimdi tipler çıkacak sevinmesinler mi yani :d filan bu tarz zırvalayacak. sevinsinler, sevinmesinler diyen yok. biri bile şu "ayıp"ı söyleyemedi.

    neyse ya fransa filan.
  • 1124
    fatih terim önderliğinde oluşturulan taze, daha olumlu ve istekli bir takım ile, birliktelik ve başarı ruhunu uzun aradan sonra yakalamayı başarmış, izlanda'yı yenerek ve gruplara direk katılma hakkı kazanarak bu zor günlerde biraz olsun ülkenin üstündeki kara bulutların dağılmasına vesile olmuş güzel takım.

    teknik ekip, oyuncular, konya, taraftarlar ve emeği geçen herkese teşekkürler. çok duygulu bir gece gerçekten.
  • 1125
    seveni oldugu kadar sevmeyeni de olan takim. her iki kitlenin de kendine gore hakli argumanlari var. hemen hemen hepimiz sevenin niye sevdigini, sevmeyenin de neden nefret edecek noktaya geldigini az cok biliyoruz. tekrara gerek yok. ancak gozden kacirilan bazi noktalar hakkinda bir iki sey karalamak istiyorum.

    toplumdaki en buyuk gariplik, kisilere duyulan ofke yuzunden kurumlardan da (spor sozlugu oldugu icin bu noktayi takimlarla sinirlayalim) nefret edilecek duruma gelinmesi. bu noktayi galatasaray futbol takimi icin de gorebiliyoruz. baskana, hocaya suna buna kizdigi icin takimin kaybetmesini isteyenlerin olmasi gibi.

    aslinda basta milli takim olmak uzere galatasaray ve diger koklu camialar bu ulkenin en degerli kazanimlaridir. ve dahi bu kazanimlar
    92 senelik ulke tarihinde, belli bir surenin iktidarlari tarafindan yikilamayacak kadar onemli cumhuriyet miraslaridir.

    zamanin belli kesitlerinde belki insanlarin uzaklastigi, uzaklasacagi, degersiz gorecegi anlar olusabilir. ancak, bu durum insanlarin bu kazanimlardan nefret etmesine sebep olmamali. bu kurumlarin kuruculari sen olmadigin halde miras olundugu uzere sahiplerinden biri de sensin. ve sen kisilere olan ofkeni gereksiz bir sekilde yanlis yere bosaltiyorsun guzel kardesim. bu noktayi hayatim boyunca hicbir zaman cozemedim, hala da cozemiyorum.

    uzatmadan deginmek istedigim bir diger konu da terim mevzusu. aslinda ana cercevesini yukarda anlatmaya calistigim durumdan cok bir farki olmasa da terim'in hem galatasaray hem milli takim icin hizmet etmis olmasi kendisini guzel bir ornek haline getiriyor.

    (bkz: ahimiz var hocam)

    katilmadigim halde mukemmele yakin bir elestiridir bana gore. terim gibi biri icin belkide hayati boyunca alabilecegi en buyuk cezadir ote yandan.

    ancak ne bu slogani soyleyen ne de karsisinda durup elestiren hic kimse bir digeri ne demis diye gercekten donup bakmiyor. toplumun her anlamda kutuplastirildigi bir ortamda bu slogan da dogal olarak kendi aramizda bir ayrismaya neden oluyor.

    ahimiz var diyene tukaka edip, elestirene fanboy diyorsun.

    buyuk yanlislar icerisindeyiz. ve daha da kotusu bizleri yoneten iktidarlarin ve onlara muahalelef edenlerin islerini kolaylastirmaktan baska bir halta yaramiyoruz.

    cok elestirdigimiz, aslinda hepimizin bildigi gibi sadece x kisilere yakinligi yuzunden nefret ettigimiz terim'in son 1 yilda yarattigi milli takima donup hic bakmiyoruz en basitinden.

    takimdaki zaza bugun ulkeyi sevince bogdu mesela. oyle bir takimki, turk'u de var kurt'u de. alevisi de var muslumani da. solcusuyla sagcisi ayni odada yatiyor ama gormezden geliyorsun.

    hocasi sevsende sevmesende, sehitlerine de gozyasi dokuyor, ankarada katledilen masum sivillere de. en azindan bazi kisiler gibi sadece kendinden gordugu insanlar icin degil hemen hemen masum olan herkes icin gercekten gozyasi dokuyor.

    bu cocuklar, asagi yukari bir yili askin bir suredir milli takimda omuz omuza savasiyorlar. birlikte sevinip birlikte uzuluyorlar. hicbiri eski abileri gibi kulupculuk yapmiyorlar. ama sen sadece terim'e olan ofken yuzunden gidip izlandayi tutacak seviyeye geliyorsun. sonrada kalkip baristan, ozgurlekten demokarasiden dem vuruyorsun.

    nefret de sevgi kadar guclu ve aslinda gerekli bir duygudur. aslinda kusura bakmasi gereken sen degilsin ama hatanin buyugunu de sen yapiyorsun.

    daha onceki girdilerde de bahsettigim uzere hayatimda bir kez olsun milli maca gitmemis biri olarak bunlari soyluyorum. ilgimi cekmez cunku milli maclar. bugunku gibi kritik olanlari ve finallerin son 3 maci haric dogru duzgun turnuva da seyretmem.

    ama emegin hakkini savunurken elestirdigin insanlar gibi sen de sahada emek veren insanlarin hakkini yediginde uzuluyorum. tum ulke vatandaslarina ait olan milli takim sahada tum zenginligiyle birlesmisken, ortaya nefret soylemi dokenlerin de biraz olsun emegin yaninda olmalarini temenni ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın