1226
bugün 98. yaşına giren cennet vatan.
iktidara sahip olanlar gaflet, delalet, hatta hıyanet içinde olsa da, şahsi menfaatlerini siyasi emelleriyle tevhit etseler de, bu sebeple millet harap ve bitap düşmüş olsa da aydınlık günlere bizleri çıkartacak olan, muhtaç olduğu kudrete damarlarındaki asil kanda sahip olan yiğitler hala bu memlekette var.
yaşasın cumhuriyet!
1227
98. yılı kutlu olsun.
her gün daha gür bir sesle yaşasın cumhuriyet!
1228
98. yilinda gericiler ve islamcilar tarafindan yonetilen cumhuriyet.
cok yakinda gercek laik ve medeni haline geri donecektir. donmek zorundadir.
1229
2023 yılı haziran ayi itibariyle bambaşka bir bahara uyanacak olan ülkem.
cumhuriyetimizin yüzüncü yılında özümüze dönerek daha coşkuyla kutlayacağımiz nice bayramlara.
98. kuruluş yıldönümü kutlu olsun.
1232
hayatım boyunca şu 3-5 ayda olduğu kadar canımın sıkıldığını hatırlamadığım, bütün bu can sıkıntılarımın sebebi ülkem.
bir gecede 3 merkez bankası yetkilisi görevden alındı, kur bir anda fırladı. şöyle bir baktım, dedim ki ben bir vatandaş olarak 70-80 yıllık yaşantımda bir ev bir araba sahibi olmak isterim. bu yıllarda 25-30 kere tatile gitsem yetinirim. ama bu kararla artık bunlar çok zor görünmeye başladı. içimde hala bir umut vardı...
sonra ekonominin gerçeklerine göre faizin yükseltilmesi gerekiyordu. piyasa da hatta bunu fiyatlayıp dolar bir nebze geriye çekilmişti. sonra yine birileri sırf siyasi kaygılar nedeniyle faizin düşürülmesini istedi ve bağımsız olması gereken kurumumuz bu isteği yerine getirdi. bir dakika içerisinde doların 30-40 kuruş arttığını canlı izledim. sonra yine yukarıdakileri düşündüm. nasıl olacaktı, ne yapacaktım da bunlara ömrüm boyunca erişecek ve sonrasında hayattan keyif almaya çalışacaktım. ne kadar mümkündü ? biraz daha kararmıştı. hatta ufacık bir aydınlık kalmıştı.
bugün dolar 10 lirayı gördü. 10 lira. 1 dolara karşılık 10 liramız. bir avrupalı ile benim aramda tam 10 katı fark oldu bugün. ben o avrupalı ile aynı şartlardaki evi almak için 10x birim daha fazla para harcamam gerekecek. bunun için de bilmem kaç kat daha fazla emek sarf etmem gerekecek. ben bir avrupa ülkesine gidemeyeceğim bu nedenle ama avrupalı ve hiçbir iş sahibi olmayan kişi rahatlıkla benim ülkeme gelip benim görmediğim sahillerde uzanıp benim kalamayacağım otellerde kalıp, benim ulaşacağım lüks seviyesine ulaşacak. bütün bunları düşündükçe daha da umutsuzluğa kapılıyorum. nasıl olacak bilemiyorum. ben, bu gençler hayallerini bırak en doğal ve olması gereken isteklerine ulaşmak için kaç senelerini heba edecekler ? bir devlet yönetiminin başarısının en önemli kıstası vatandaşlarını çağdaşlığa, dünya vatandaşı olmaya ne kadar yaklaştırabildiği ile alakalıdır bence. bugün baktığımızda bizimle dünya vatandaşlığı arasında tam 10x fark var. ve bu açılmaya devam edecek gibi duruyor. allah sonumuzu hayır eylesin.
1233
yaşamış olduğum her günün sonunda içerisinde yaşamaktan dolayı doğan nefretimin, huzursuzluğumum arttığı, ne yazık ki, memleketimiz.
allah için nereye kadar sürecek bu zulüm, bu ülkenin gençleri neden gençliğini yaşayamıyor.
allah hepinizin belasını versin, sürüne sürüne geberirsiniz umarım, çoluğunuzun çocuğunuzun burnundan fitil fitil gelsin, kahpe insanlar.
1234
sadece kraliyet ailesi ve yandaşlarının yaşamaktan zevk aldığı ülke.
kast sisteminin en altındaki insan sayısı her geçen gün artıyor. ülkenin sadece belli başlı insanları huzur içinde yaşar iken altta kalanın canı cikiyor. her market alışverişi bir korku filmi. hergun her şeye ekstra zam. lüks tüketim mallarını geçtim, hayatta kalmak için tüketilen temel tüketim malları bile her gün zamlanarak fiyatlaniyor. 30 sene önce evlerde belki buzdolabı yoktu, teknoloji yoktu ama insanlar mutluydu. en azından böylesi bir korkunç tablo ile karşı karşıya değillerdi. televizyon kanalları bağımsız bir şekilde ülke gündemine yön veriyordu. şimdi hangi kanalı açsam muhteşem ekonomimizden, büyüme rakamlarından dem vuruyor.
dünya tarihinde hiçbir halkın aklı ile bu kadar bariz şekilde dalga geçilmemisti. umarım o tanrı vardır ve o bahsedilen bir başka dünyada hepinizin burnunuzdan fitil fitil getirir.
1235
ekonomisi bitmiş, gıda krizi yakın olan güzel ülkemiz. hala ülkeyi bu hallere getirenler taht kavgasındalar ya ne utanma var ne başka bir şey.
1236
iş-güç zaten hak getire, normal şartların üzerinde de çalışsan kazandığın paranın adam akıllı bir hayat sunma şansı yok. siyasetten uzak durayım desen, kitap okuyamazsın, sinemaya gidemezsin, iki oyun oynayayım desen 60€(€=12₺ şimdilik)bir oyun, kazara aldığın araçla alıp başımı gideyim desen akaryakıt fiyatından yaşadığın ilin sınırlarından çıkamıyorsun, dışarıya çıkıp üç beş muhabbet edeyim bir kahve içeyim desen o da zor, futbol izleyeyim desen yabancı sınırı var, mühendisim lan ben, beyaz yakalıyım 2016’da aldığım laptopu değiştiremiyorum 3.000$’lık laptop için kaç tane iş yapmam gerekiyor bilmiyorum, her yerde nepotizm almış başını gitmiş. bıktık yahu vallahi bıktık.
20 yıldır dilimizde tüy bitti, bana, bize bir gençlik borçlusunuz. iş yerimi açtığım ilk senede bile iki kişi istihdam ediyor stajyerlerime maaş veriyordum. biz vatana, devlete hizmet etmek için hayaller kurarken, reva görülene bak. iktidarı, muhalefeti geçtim 80 öncesi doğan kimseye hakkımı helal etmiyorum alternatif olamadıkları için, dinozorları gitmeye zorlayamadıkları için, belki sonraki seçimi görmeyecek olmalarına rağmen rezil tercihleriyle bizim geleceğimizi bu tuhaf, çağdışı zihniyete emanet ettikleri için.
ben gitmeyeceğim ama terk etmeyeceğim çünkü burası benim vatanım, siz gideceksiniz.
1237
erken secim cagrilarinin yukseldigi ulke. demokrasi olmayan bir duzende oldugu icin maalesef bu cagrilar pek bir ise yaramayacaktir. sirf ppk toplantisi sonucunu 5 dakika gec aciklayarak piyasada insider trading yapan bir iktidar var. halk uyanmadan daha cok calinacak para var maalesef. cok yazik.
1238
yöneten iktidarı ülkedeki genel müdür maaşlarını avrupa'nın asgari ücret seviyesine indirmeyi başarmıştır, büyük başarı vallahi tebrik etmek gerekir.
1239
çeyrek doların 2,75 tl, 50 liralık benzinin de hala 50 lira olduğu ülke.
endişeye mahal yok endişeye.
1240
siyasi bilinçlenme yaşı oldukça düşük olan ülke. elin nordiklisi ülkesinde ne zaman seçim yapılacağını, yönetenlerini bilmezken; bizim çocuklarımız 13 yaşında mazbatanın ne olduğunu biliyor, merkez bankasının faiz politikasını bekleyip ona göre teknolojik ürün alıyor.
1241
imam hatip lisesi mezunu ekonomi üstadı tarafından yönetilmektedir. bu aralar sözcüleri japonya'dan örnek veriyorlar. düşünün hallerini ve seviyelerini. değil 2023'ü 1 ay sonrayı bile beklemek büyük hata acilen bu ülkenin seçime gitmesi gerek.
1242
yurttaşlarının 20 sene önce patates soğanı çuvalla, peyniri tenekeyle alabildiği krize rağmen hükümet devirdiği ülkedir.
bugün ise insanlar bardakla sıvı yağ, taneyle domates alır hale gelmesine rağmen 'ekmeğa dolarlan mı alıyonuz'cu, kazanılması imkansız insan müsveddeleri yüzünden koşar adım fakirleştirilip tüm geçmişi ve geleceği çalınan, bunu da utanmadan dış güçlere bağlayanların yaşadığı ülkedir.
kendi ailemden bile olsa bu yıkıma destek veren herkesle çoktan bağımı kopardım. böylesi bir talanın, yıkımın, yağmanın, ihanetin, işkencenin, gözyaşının olduğu ülkede alınan nefes bile siyasidir. işler iyi giderken çapulcu terörist ayyaş, işler kötü giderken aynı gemideyiz. evet biz o gemide boğuluyoruz, nutuk atıp gemiyi batıranlar filikalara binmiş kaçıyor. çok sevgili son padişahları da ingiliz zırhılısıyla kaçmıştı, severler böyle şeyleri.
bu memlekete bu zulmü reva görenler ve alkışlayanlar, kuşaklar boyu utançla anılacak. sevgi pıtırcığı muhalefetin aksine de hiç kimseyle helalleşmiyorum, hepsine hakkım haram zıkkım olsun.
1243
yurttaşlarına ekonomik sorunlar, siyasi gerginlikler ve gelecek kaygısından başka hiçbir şey düşündürtmeyen ülke.
1244
2015 yılının yaz aylarında, hep birlikte kaybettiğimiz büyük bir fırsat vardı: ‘ülkemizin yeniden demokratikleştirilmesi’ fırsatı. 2015’in 7 haziran’ında bir seçim yapılmıştı. türkiye’de zaman içinde yerleşmiş olan demokratik kurallara ve kurumlara büyük darbeler vuran iktidar partisinin oyları, yüzde 40’a kadar gerilemişti. o gidişi durdurmak isteyen partiler ise, toplam olarak yüzde 60’a yaklaşan oylarıyla meclis’teki mutlak çoğunluk sayısını aşmışlardı. iktidarı değiştirip bir ‘ilk hedefler hükümeti’ kurarak, rejimin ‘yeniden demokratikleşme’si sürecini başlatabilirlerdi. ancak o fırsat kaçırıldı. 1 kasım 2015 günü, türkiye’nin siyasi tablosu, yeniden, 7 haziran 2015’ten önceki haline döndürüldü. tren de orada kaçtı zaten. sonrası hep yoksulluk, işsizlik, mutsuzluk oldu. sonrası işte içinde bulunduğumuz şu günler oldu.
1245
siyasal islamcıların iktidarında iflasını vermek üzere olan, hakkın ve hukukun üstünlüğünden eser kalmamış güzel ülkem. çok yazık hepimize.
1246
yaşadığı sıkıntı gerçekten başka bir seviyeye çıktı. işim gereği günde onlarca, yüzlerce kişiyi görüyorum, konuştuklarını dinliyorum. yaşça benden büyüklerim de var. bu insanların kimi kiracı, kimi evli, kimi çocuk okutuyor, kiminin bebeği var. çaycı abladan sekreter kızlara kadar insanlar eldeki birikimle ne yapabilirim derdiyle coin'lere sarmış durumda. insanları bu noktada suçlayamıyorum; çünkü dolar bazlı kayıp her geçen gün büyüdükçe o sertlikte kazanç arama hırsı da insanın içinde büyüyor.
insanlar işine odaklanamıyor. insanlar mental olarak tükenmiş durumda. insanlar ne kendilerine, ne sevdiklerine salim bir kafayla vakit ayıramıyor. dolar alacaktık, altın alacaktık, ev alacaktık, arabayı iki yıl önce alacaktık, bilgisayarı geçen indirimde alacaktık, cep telefonunu bu yaz değiştirecektik diyip pişmanlık duymaktan yoruldu bu halk. sürekli olarak ekonomi sayfasını yenileyip yükseldi, düştü, faiz kararı açıklandı mı, erdoğan konuşma mı yapıyor, biri mi görevden alındı, gece yine noldu ya demekten yoruldular. böylesi bir süreç, iş hayatında da, eğitim hayatında da acı bir reçeteye yol açacaktır. insanlar ekonomik sıkıntılarla boğuşmaktan, döviz bazlı süreklilik kazanan fakirleşmeden başka bir şeye vakit ayıramaz hale geldi. kimisi araç alıp satayım derdinde, kimisi eşinin kına elbisesini letgo'dan satma derdinde.
sosyolojik tespitler yapabilecek konumda biri değilim; ancak uçurumdan aşağı yuvarlanarak giden bu toplum, ekonomi düzelse bile bu travmayı atlatabilecek mi emin değilim.
1247
koskoca bir nesli hobi edinemeden, teknolojiyi öğrenemeden, eğlenemeden, gezemeden kısacası yaşayamadan ölecek olan canım ülkem. ama dokunmatik telefonumuz var ve eve makarna alabiliyoruz değil mi? refah anlayışınızı sizin...
1248
50+ yaş üstü şeriatçı fosillerin oyları ile genç kuşağın gençliğine dinamit bağlandığı ülkem.
milyonlarca genc umutsuz, hepsinin hayali düzgün bir üniversite okuyup güzel bir meslek sahibi olmak. malesef ortadoğu'dan ithal edilen milyonlarca ithal mülteci kadar değerleri yok. ne istedikleri hayat koşullarına sahipler ne de ailelerinden kopup ekonomik olarak refaha erebiliyorlar.
bugün malum bir kanalda ana muhalefet liderinin konuşmalarını dinleyeyim dedim, yarım saat tahammül edemedim. sonra düşündüm ki onun da malum insandan hiçbir farkı yok. hep birisini sucluyoruz da onun şuanda koltukta oturmasının en büyük sebebi türkiye'de muhalefet yapılamaması. adam koca program boyunca helallesme dedi başka laf çıkmadı ağzından. asıl problemimiz üretememek, ekonomik kriz, türkiye'de eğitim ve yargı sisteminin bozuk olması iken kendisi türban sorununa ve 28 şubat sürecinden bahsetti.
içim acıyor ülkemin bu haline. elden hayiflanmak dışında hiçbir şey gelmiyor. bu ülke bunları haketmedi. ikinci dünya savaşı almanyası'ndan daha kötü bir senaryo bizi bekliyor.
gel de haftasonu zevkle bunları düşünmeden maç izle, futbol yorumu yap. taktik teknik konuş. bize futbol da haram , haftasonu sinema izlemek de.