• 1322
    allahım neyle sınanıyoruz. bir tane doğru giden şey yok ülkede. hiç bir şey yapmak gelmiyor içimden. her yer mülteci, sığınmacı adı altında işgal halinde. ülkede en güzel şey suriyeli olmak. bayramlar bile zehir. hayat çok pahalı. özgürlük yok. futbol yok. sporun hiç bir dalı yok. sanat yok. baş neyse ayaklarda o işte. yeter artık, yorulduk. bitsin bu çile…
  • 1804
    koca bir tımarhane. eleştirel düşünce namına birşey yok. tarikat liderinin arabasının lastik izini öpenleri eleştirenler benzer tutumu kendi inançlarına yönelik sergiliyorlar. delinin biri! sanatçısından, yorumcusuna ve futbolcu eskisine kadar tüm kitleyi peşinden sürüklüyor. doğru söyleyenler ise linç ediliyor.

    az önce öğretmen arkadaşımla kavga ettim. hakan hanoğlu denen meczubun videosunu bana attı. tff, arda güler ve hakan çalhanoğlu'nun açıklamalarını kendisi ile paylaşım ama nafile. arda çıkıp aksini anlatsa yine inanmazlar.
  • 1565
    haftaya bu saatlerde belki de 21 yıllık makus talihini kırmış olacak güzel ve yağmalanmış ülkem. 21 yıllık makus talih kırılmasını 23 şubat 2020 akşamından iyi biliriz, bunun kat be kat fazlası da en iyi bu sözlükte kutlanır eminim ki. bugün erzurum'da olanlardan sonra iyice vakit geçmez oldu, uyku da tutmuyor.

    neyse önce şu başakşehir'i bir güzel paketleyelim, ne de olsa malum partinin sahadaki kollarından biri.

    (bkz: 8 mayıs 2023 galatasaray istanbul başakşehir maçı)
  • 1566
    üç hilalli iktidar ortağının, rakip ittifakı iftiralarla suçlayıp ağırlaştırılmış müebbet ve mermiyle tehdit ettiği günün akşamında bir millet ittifakı bileşeni ve onun dinleyenlerine taş yağdırılan ülke. unutulmasın ki mayıslar bizimdir. çifte zaferle kutlayacağız 19 mayıs'ı, 2. tura da kalmayacak son maça da. allem edip kallem mi ettiler, o zaman da tekrar edilen istanbul seçimi tarifesini uygulayacağız.
  • 753
    dünya üzerinde bu kadar şuursuz, üzerine böylesine ölü toprağı atılmış, bilinç ve kavram duyguları alınmış başka bir toplum yoktur, olamaz ve olmamıştır.

    33 tane şehit veriyorsun (yazarken ne kadar kolay) ve o ülkenin bakanı çıkıyor diyor ki; gereken cevabı verdik...ha, o zaman problem yok, devam!

    korona-morona, deprem, şu bu hikaye. bunlardan niye korkuyorsun ki, sen yaşıyor musun, bu şekilde yaşadığını mı sanıyorsun? sen zaten ölmüşsün, bitmişsin, gerisi hikaye. duyguları alınmış insan zaten ölmüştür.

    şu kelimeden de nefret ediyorum; başımız sağolsun. toprağı bol olsun. lan orada 33 tane can heder olmuş, sen çıkıp başımız sağolsun diyorsun. ben sağ olayım. bana bir şey olmasın. onların toprağı bol olsun. yemin ederim aklımı oynatacağım.

    başımız sağ olacağına, şu başımız kafamız biraz çalışsın artık, gerçekleri görelim, idrak edelim. çıkış yolu bu. gereken cevap verildi demek, vatan sağolsun demek bizi hiç bir yere götürmez, şunu artık bilelim.

    çok ama çok üzgünüm. ve üzgünlüğümü kat be kat arttıran da bu 'reaksiyonsuzluk, hissizlik, umutsuzluk'
  • 794
    ölen askerlerimizi şehadet şerbeti içmek, şehadete yürümek, cennet yüzlü askerlerimiz, peygambere komşu olmak gibi ölümlerini islama bulayıp kanıksandırıcı, rahatlatıcı terimlerle sunmak yerine neden öldüğüne cevap bulmadığımız sürece burnu boktan çıkmayacak, hergün şehit vermeye devam edecek canım ülkem.

    ben islam sentezinden çıkararak size fact bir bilgi vereyim. bundan 6 ay önce s400 almak için nakit 2 milyar dolar ödediğimiz, uğruna nato'dan çıkmak istediğimiz ülke dün gözünü kırpmadan taburumuzu bombaladı, 33 askerimizin ölümüne sebep oldu.

    nasıl? şehit demedim, şehadet demedim, cennet demedim. böyle demeyince zoruna gidiyor değil mi insanın? bir zahmet biraz zorunuza gitsin. şehadet şerbetiydi, duaydı, cennetti bırakın kolaya kaçmayı artık, yeter...
  • 1590
    14 mayıs seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına bakaraktan ümidimi kestiğim ülke.

    ben safım arkadaşım. hatta ne safı ya, bildiğin salağın tekiyim. niye biliyor musunuz? çünkü bu ülkenin cahilliğini her seferinde unutuyorum. her seferinde akıllanmışlardır diyorum ama onların akıllanmasını beklemek, aslında en büyük akılsızlığı benim yaptığımı gösteriyor.

    çok değil, daha 3 ay önce asrın felaketi yaşandı ve her yer dümdüz oldu. yüzbinlerce vatandaşımız enkaz altında kaldı, milyonlarca vatandaşımız evsiz kaldı, açıklanan rakamlara göre, ki ben asla inanmıyorum, 50 bin vatandaşımız hayatını kaybetti...

    peki oradakiler ne yaptı? sorgusuz sualsiz her yeri sarı rengine bürüdüler. hem de ciddi bir oy farkıyla! evi yıkılmış olmasına rağmen sırf oy vermek için gidip, sonrasında tekrardan ayrılanlar vardı. artık daha ne diyebiliriz ki?

    olay sadece bu da değil ha,
    bozkurt işareti yaparak milliyetçi naraları atanlar, ülkenin demografik yapısını bozan, tabir-i caizse ülkeyi pert eden mülltecilere ses çıkaramıyor! e hani milliyetçiydin? e hani türklük, ziya gökalp falan?

    olm ülkede iyi giden hiçbir şey yok. ekonomi desen berbat, siyaset desen iğrenç, sanata yönelsen yalakalar orada, spora geçsen lağım çukuru...

    onu bunu da geç, bu ülkede biz nasıl yaşayacağız allah aşkınıza biri bana bunun yolunu anlatsın. ha diyorsanız intihar tek çare, onu bile yapacak raddeye geldim artık bıktım ulan!

    neyse, 2. turmuş, yarı finalmiş vs. artık umurumda değil. gidip yine oy kullanırım ama artık bu ülkeden bağımı tamamen kestim. olursa ekime, olmazsa kasıma kadar.
  • 1156
    en büyük sorunu; kaçakçılık, mülteci, uyuşturucu, hırsızlık, komşu ülkeler, dış minnaklar olmayan ülke. en büyük sorunun ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. bu en büyük sorun, altında binlerce büyük sorun yaratıyor. sebepsiz zenginleşen kitle buna çok iyi bir örnek. kurtulacağımız günü sabırsızlıkla bekliyorum.

    (bkz: akp hükümeti)
  • 1061
    giderek zulmün, taraf fark etmeksizin arttığı canım ülkem. bir türlü demokratik ve özgürlükçü bir ülke olamadık. şimdi de pandemi ayağına milletin ne içeceğine karar verilmiş. ben içmiyorum ama bu yasağa karşıyım demek bile zül geliyor. bırakın insanların evinde ne yaparlarsa yapsınlar, ne içerlerse içsinler. banane, sanane ve sizene ey yönetici pozisyonunu dolduran insanlar!
  • 1311
    uğratılan işgali ortaya koyanların ve konuşulmasını sağlayanların ırkçılık ile yaftalayarak susturma çabası içine giren vatandaşlarımızında görüldüğü güzel ülkemiz. biz nasıl daha ileri gidebiliriz diye çabalarken, paçalarımızdan yapışmış topluluklarla daha da geriye gidiyoruz maalesef. artık seviye o kadar düştü ki anlamayanlara sizin ananız bacınız yok mu? seviyesine indi. artık bu iş bir milli güvenlik meselesi olmuştur, yok kalmak isteyenler kalsın, yok gitmek isteyenler gitsin ayrımı yapılmadan en kısa zamanda bu arkadaşlarla vedalaşmamız gerekiyor. şu anda bu satırları iş yerimden çıkıp arabama ulaşmak için aksaray’a doğru bindiğim tramvaydan yazıyorum,öncesinde 3 tramvay’a binemedim 4. ye bindim tramvay tıklım tıklım, türkçe konuşan hiç kimse yok durum o kadar vahim. hiç bir kurala uyan yok. gerçekten kendi tecavüzcümüz, hırsızımız, katilimiz yetmiyormuş gibi birde bu insanlarla cehennemi yaşıyoruz. inanamayan varsa bir gün misafir edebilirim.
  • 1876
    ülkedeki adaletsizlikler sebebiyle etimle kemiğimle nefret ettiğim canım ülkem.

    ben mücadeleyi bırakıyorum, düşünmeyi de bırakıyorum, bundan sonra ne oluyorsa olsun. burası lacivertlerin ve metreslerinin kazandığı toksik bir yer.

    ön edit : evet artik son nokta fener oldu.

    buraya da pek uğramayacağım hepinize çok teşekkür ederim. burası harika bir aile.
  • 1104
    vatandaşlarının son ermenistan seçimlerini dikkatle izlemesi gereken ülkemiz. seçime katılımın %49 olduğu ülkede ülkeyi gereksiz bir savaşa sokan ve kaybeden paşinyan %54 ile secimi kazandı. cumhurbaşkanı iae secimi hile hurda sebebiyle tanımayacağını belirtiyor. ülkemizde ıcinde bulundugu durumdan sikayet edip de benim oyum ne değiştirir, aman kim kalkıp oy verecek diyen herkes iyi okumalı. bir şeyleri değiştirmek için sen hareket etmezsen, battıkça batarsın. unutma, gözlerini kapatanlar icin karanlığın sonu yoktur...
  • 1588
    doğal afette yardım yerine çadır satan bir oluşuma sahip olan, ekonomik olarak dünyanın en kötü beş ülkesinden birine dönüşen, referans diye ambalajlanıp torpille işe girilen, ev kiralarını ödeyemeyip 3 ömür çalışsa alamayacağı aracın önüne atlayıp ez beni diyen insanlardan oluşan, zenginler daha zengin olurken çoğunluğu daha fakir hale gelen ve sadece buzdolabına bakarak her geçen ay daha az şey alabildiğini görmezden gelen milyonların oylarıyla kaderi çizilen ülkedir.

    herkesin oyuna, görüşüne saygım var. ama tek bir soru. neden? bir insanın artık yeter demesi için daha fazla ne olması gerekiyor? daha ne kadar kötü olabilir?
  • 1209
    parasının değeri öyle böyle düşmeyen vatanımız.

    bugün gece saatlerinde galatasaray'ın nef ile stad isim anlaşması sözleşmesi açıklandı. toplamda 5+5 yıl için 725 milyon tl + kdv alacağız.

    biliyoruz, borcumuz hep euro üzerinden gidiyor ve gelirler tl olduğu için de bu fark kapanmıyor. şimdi bir baktım, 10 sene önce euro neredeymiş diye, 12.10.2011 tarihinde 1 euro'nun bedeli 2.50 tl. bugün 12.10.2021 tarihinde 1 euro'nun değeri 10.39 tl.

    4 katından fazla artmış 1 euro'nun bedeli.

    10 sene sonra ne olacağı da ayrı bir meçhul.

    kimse yanlış anlamasın, bu yapılan anlaşmaya falan bir eleştiri değil. aksine sayın erden timur beyefendiye ne kadar teşekkür etsek az, ne zaman başımız sıkışsa elinden geleni gelmeyeni koyuyor ortaya ve muazzam paralar döküyor. açık söyleyeyim, ben 725 milyon tl'yi bir arada ömrü hayatımda göremem. bir çoğumuz da göremeyiz ki zaten eleştirim de buna değil, bu doğru yeterli bir bedel ve anlaşmayı yapanlara teşekkürler.

    ancak ekonomik olarak nereye gidiyoruz abi biz? şu durumun izahı var mı? 10 yılda bir yabancı para benim ülkemde 4 katından fazla değerlenecek.

    üzülüyorum be sözlük. elalemin 1 kağıt parçası ile burada gününü gün etmesine rağmen bizde 10 kağıt parçası bile olsa ay sonunu anca düşünmemize üzülüyorum.

    umarım doğru yönde değişmeler görürüz ancak gidişata bakarak da çok emin olamıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın