26
yöneticileri ve başkanları o dönemin bütün harcamalarından sorumlu tutmak.
spor programı adı altında provakörlük yapan programlara, yorumculara ve sunuculara ciddi cezalar vermek.
yöneticilere, sporculara ve teknik adamlara ortamı gerdiklerinde ayrımsız cezalar uygulamak.
kısa vadede bu maddeler biraz olsun ferahlatır.
24
malum camia ve yancılarını kalıcı olarak kapatmak ülke futbolu için önemli bir adım olur. sadece futbola değil ülkeye de aniden bir bahar havası gelir.
not: ebediyen açılmamak üzere kapatmak önemli. 200 yıl sonra açarlar falan 200 yıldır şampiyon olamıyoruz diye torunlarımızın torunlarını onların torunlarını falan darlar bu zihniyet.
25
tescilli şikeci malum camianın kapısına kilit vurmak. inanın baya baya ileri gideriz.
1
şahsen benim bu konuya cevabım şunlar ilk olarak bildiğim kadarıyla beinsport bizde zarar ettiğini söylemişti fiyatlarında indirime gitmek istemeyecektir. ölçek ekonomisinden faydalanarak ucuza daha çok eve hizmet vermek yerine pahalıya az eve hizmet vermeyi tercih ediyorlar bana göre bu yanlış bir seçenek günümüzde çoğu insan netflix, spotify gibi sitelere aylık paralar veriyorlar futbol gibi bir olay için de vereceklerdir. orta gelirdeki bir aileden birisi ayda ortalama 3 maç izleyecek ise 80 lira vermez. gider kahvede izler veya kaçak yayınla izler. beinsports’un 30 lira seviyelerinde olması gerektiğini düşünüyorum. bu türkiye’de ciddi sayıda olan futbolseverlerin futbola daha çok ilgi duymalarını sağlayacaktır. ikinci olarak passolig olayına bir son verilmeli. eskiden olsa ben maça son dakika bile olsa kız arkadaşımla gidebiliyordum. şimdi gitmeden passoligi alacaksın falan uğraştırıcı işler üstüne her yıl alınan yenileme parası falan hem sömürü düzeni insanları futboldan uzaklaştırmak için yapılmış şeyler. maça giden insan forma alır atkı alır mont alır kulübe ekstra katkı yapar seyirci sayıları artar. üçüncüsü yabancı sayısı olayı sürekli konuşuluyor bu olay bence oyuncuların yerli yabancı olması yerine yaş sınırı olarak değiştirilmeli yabancı oyuncularda 28 yaş sınırı koyulmalı çünkü kulüplerimiz sürekli günü kurtarmak adına tecrübeli yabancı oyuncudan medet umuyorlar bu oyuncularında son sözleşmeleri olduğu için hem yüklü bir maaş hem 4-5 yıllık bir sözleşme hem de sonraki satış kazancından mahrum kalıyorlar. satan kulüplerde en olgun çağında yalanıyla 28 yaşındaki oyuncudan güzel paraları alıyorlar. yerli yabancı fark etmeksizin alınan 28 yaş üstü oyuncularda daha önceki tüm sözleşmelerinin ortalaması alınarak bir meblağ verilmeli yani selçuk inan 28 yaşına gelene kadar diyelim ki 1 milyon euro ortalama maaş aldıysa 28 yaşında 3,5 milyon maaş almamalı ortalamaya göre bu maaş verilmeli. gerek anadolu kulüpleri gerek dört büyükler bu olaylardan çok çektiler. dördüncü sorunumuz başkanların dönem sorumlulukları, futbolun başında olsam kulüplerin galibiyeti için verilen parayı arttırırım ve atılan her gol için ekstra pay veririm. böylelikle büyük takımlar 3-0 olduğunda pas yapıp oley çektirmek yerine bayern münihvari performanslar gösterebilirler. ayrıca tüm kulüp başkanlarına göreve geldikten sonra mecburi yüzde 10 kar zorunluluğu getirtirim. kendi dönemleri içinde kar edemeyecek kulüp başkanlarının kulübe sırf prestij için başkan olup 1 yıl sonra kulübü batağa çekmesinin önüne geçerim. karabükspor, eskişehirspor, bursaspor ve daha niceleri zamanında yüksek meblağlarla oyuncu satmalarına karşın bugün ekonomik darboğaza girmiş durumdalar kulüplerin tüzüğünü bilmem ama futbolun başına gelsem en önemli olay bu olurdu dursun özbek tarzı insanlar kulübün parasını çatır çatır yemez kendi parası gibi görürler sahiplenirlerdi. beşinci olay hakem, hakemlerimizin üzerine mikrofon verir ve tartışmalı pozisyonlarda bu sesi canlı yayınla tvde duyururdum. bu hakemlere olan güveni artıracaktır. zamanında ercan taner, acun ilıcalı gibi muhabirler tartışmalı pozisyonda sahalara girip futbolcuya ve hakeme pozisyonu soruyordu. eyyam tarzı olaylar son bulur hakemler var çağırdığında gitmek zorunda olurdu. altıncı olarak ligin izlenebilirliğini arttırmak için yurtdışı yayın haklarını yabancı kanallara çok uygun fiyattan teklif ederdim ve yukarıda yazdığım gibi gol başına prim verileceği için bol gollü maçların ilgi çekeceğini düşünüyorum. 28 yaş altındaki oyuncu kuralıyla bu oyuncuların avrupa takımlarına transferleri kolaylaşacaktır.
2
aklıma bir çırpıda gelenler şöyle:
1)liyakat(çok geniş oldu ama şöyle açıklayabilirim: tff başkanından mhk'sından girip kulüp başkanlarından çıkarım. futbolu bilmeyen yandaş kişilerin gsb,tff, mhk veya pfdk gibi futbolu yöneten kurumların başına getirilmemesi gerekiyor.
ikinci ise kimse sadece parası olduğu için yönetici olmamalı. en yakın örnek rize başkanı, koç, anadolu kulüplerinden daha bir çok örnek.
2)her mahalleye, semte yayılacak devletin teşvik ettiği spor/futbol okulları.ben çocuğum olsa 7-8 yaşından itibaren haftasonu mahalledeki spor okulunda eğitim almasını, futbol oynamasını isterdim. yurtdışında çocuklar 7-8 yaşından itibaren futbol eğitimi almaya başlıyorlar. 18-19 yaşlarında a takıma monte ediliyorlar. bu yüzden biz hala 24 yaşındaki oyuncuyu genç oyuncu sayarken avrupa 'da 18lik çocuklar şampiyonlar liginde boy gösteriyor.
3) passolig'in kalkması(örneğin ben bir öğrenci olarak bu sezon çok maça gitmeye niyetlendim ancak maça 100 tl passolige 50tl öde,ayrıca senelik ücret öde, nasıl çıkacak ya son anda maça gitmeye karar verirsem, vs sebeplerle stada gidemedim. passolig=soygun. eski düzen kağıt bilet bence daha güzel.)
4)her takımın kendi pilot takımını kurup tr liglerinde mücadele etmesi, transfer edilen veya altyapıdan çıkan tüm oyuncular bu alt takımda oynayabilir. bu takım tamamen a takıma yönelik olduğu için aynı taktik aynı futbol anlayışını benimsenmesi gerekir. böylece oyuncu a takıma çıktığında daha kolay adapte olur. bu takımların statüsüne göre 23 yaş üzeri en fazla 2oyuncu oynatma izni olur.böylece 17-18 yaşından itibaren oyuncular profesyonel liglerde kendilerini gösterirler, hem de performanslarını arttırdıklarında üst takıma çıkabileceklerini bilirler. (şuan mesela ozornwafor-ali yavuz, atalay, mustafa kapı, emin, yunus akgün, recep gül gibi oyuncularımız bu takımda oynardı.) (bunu kısmen trabzon-1461 trabzon ile yapıyor sanırım)
5)scouting' e daha fazla bütçe, bence bizim gibi bir ülke için en önemli konulardan biri bu. çünkü maddi olarak hep avrupa ile aramızda bir bariyer var. bunu aşmanın en güzel yolu olarak görüyorum. gidip bosna liginden bulduğun, 200bin fiyata aldığın 18lik bir çocuk sana 1 sene sonra 10m olarak geri dönebilir. her sene böyle 4-5 transfer yapmak lazım, 2 senede bir 1 tanesi tutsa zaten seni ekonomik olarak rahatlatır.
daha da arttırılabilir.
18
türk futbolunu terörize eden yalı bebesini futboldan süresiz men etmek.
16
altyapı devrimi yapılmalıdır. alanında uzman, akademide futbol antrenörlüğü, atletizm ve kondisyon gibi dallarda eğitimini en iyi şekilde tamamlamış genç spor hocalarımız mesleğini yapabilecek tesisler ve sporcu adaylarıyla çalışmalıdır. bu işi yaparken geçim derdiyle, gelecek kaygısıyla baş etmek zorunda kalmamalıdır. sporcu adayı çocuk ve gençler protein olarak yeterli seviyede beslenebilmelidir, gelişimlerini tamamlarken güçlü bir fiziksel kapasiteye erişebilmelidir. son olarak tesisler bakımlı ve düzgün işletilecek durumda, erişilebilir olmalı, sayıları artmalıdır. imar planları yenilenip kentsel dönüşümlerde orta seviyede de olsa futbol oynama alanları arttırılmalıdır. sporcu adaylarının akademik eğitimlerinin doğru planlamayla aksamaması sağlanmalıdır. bunlar güçlü bir bütçe ile başlatılmalı, düzgün insanların elinde para hiç edilmeden federasyon ve bakanlık eşgüdümünde sıkı denetlenmeli ve sürekli olarak takip edilmelidir.
19
yapılması gereken çok şey var. şeffaf, adil, ve profesyonel bir yönetimle işe başlanmalı.
ancak yapılacakların bir değerinin olması için en başta ali koç'un gitmesi gerekir. yoksa hepsi boş.
20
- 1. ligi 16 takıma düşürüp, 2. ligi 24 takıma çıkarmak.
- yabancı sınırını en az 2 tane 23 yaş altı, en az 4 tane 25 yaş altı olacak şekilde 16'ya çıkarmak.
- 1. ligdeki takımların oynadıkları stadyumların zeminine tarafsız denetmen atanması, zemini kötü olan takıma katlamalı olarak para cezası uygulanması ve farklı bir stadda maçlarını oynamasının sağlanması.
- her takım maaş bütçesinin en az yüzde 5'i kadar bütçeyi tesisleşmeye ve altyapıya aktarması.
- a takım kadrosu maks. 24 olacak şekilde planlanması ve bu kadroda takımın altyapısından yetişmiş en az 4 akademi futbolcusunun yer alması.
- başkanların, kulüplerin zararlarından sorumlu olmaları.
- kulüplerin şeffaf ve detaylı bir şekilde transfer açıklamalarını yapmaları. aksi tespit edilirse yüksek cezalar uygulanması.
- tarafsız ve ne yaptığını bilen bir tff yönetimi.
- hakemleri koruyan ve objektif maç yönetmelerini sağlayacak bir merkez hakem kurulu.
- hakemlerin maçtan sonra hangi kararı neden verdiğini, yanlış yaptıysa yanlışını veya tartışmalı bir kararı hangi sebeple verdiğini anlatabilme, kendini savunma hakkı verilmesi.
- medyada taraftarı kin ve düşmanlığa teşvik eden sözde spor yorumcuları, özde sosyal medya maymunlarına gerekli yaptırımların uygulanması.
aklıma gelenler bunlar. mevcut konjektürde bunların hiçbiri olmayacaktır. maalesef her geçen gün ülke futbolumuz çürümeye devam edecektir.
21
"bozuk düzende sağlam çark olmaz" demiş pir sultan abdal. bu ülkede rant sağlayan ya da güzellik vadeden hiçbir şey düzgün kalmaz. isterseniz şuraya bir yere bir çiçek dikin, mutlaka güçlü birileri gelip solduracaktır.
12
ailelerin eğitilmesi, eğitimli çocukların sayısının artmasıdır efendim. bunun oluşabilmesi için ise çok basit; hayata ve yaşayan her canlıya saygıyı her bireye öğretmek lazım. ebeyenler yere çöp atmayacak ki bunu gören çocuk rol model aldığı anneden babadan yere çöp atmanın yanlış olduğunu anlatma yöntemiyle değil direkt gözlem ve uygulamayla öğrenecek. bu örneğin uygulama ve gözleminden sonra çöp toplayan insanların görevinin sizin totonuzu toplamak, yerdeki pisliğinizi temizlemek değil çöp kutularını zamanında boşaltmak olduğunu anlaşılacak ve tali olarak çevreye, diğer insanlara hayvanlara tehlike oluşturulacak atıkların bertarafının faydaları görülecek. bu basit örnekteki gibi her konu analitik ve çözüm odaklı düşünce tarzıyla desteklenecek. insanların eğitimi, beyinlerin hurafeye, safsataya, batıla kiralanmasını engellemek için araştırmacı, şüpheci ilim ağırlıklı öğretilere dayanacak. değerlerin değerlendirilmesinde yoğun empati aşılanacak. basit olan kolaydır düsturuyla, bir sorunun çözümlenmesinde egzotermik süreçlere yönelim arttırılacak. bunun gibi aile temelinden başlayan eğitim modelleriyle liyakat, denetim, otokontrol kendiliğinden artmaya başladığı zaman sadece futbol değil memleket düzelir.
13
mevcut futbol medyası ve zihniyeti olduğu sürece, sportif olarak yapılacak hersey etkisiz kalacaktır.
14
önce adalet sağlanması lazım. mesela trabzonspor a kupasını verip fenerbahçe yi küme düşürerek işe başlanabilir.
15
bir bataklık var kadıköy boklu dere civarında. orayı kurutsunlar.
herşey güllük güliastanlık olmasa bile çekilebilir bir hal alır.
27
kendini yere atıp faul bekleyen sahtekar futbolculardan arınsın yeter. özellikle fenere çok kolay faul çalıyorlar. sosyal medyada defalarca saçma faullerden rezil de oldular.
avupa'da o faullerin hiçbirini vermiyo hakemler.
28
türk futbolu bizim konumuz değil aslolan galatasaray. galatasaray iyi olsun da kalanın canı cebime.
11
futbolu iş adamları değil futbolu bilenler, futbolun içinden gelenler yönetsin. gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.
29
fb adlı örgüt ile sistemli şekilde mücadele etmekle başlanmalı. bu örgütün sempatizanları tüm devlet kurumlarından uzaklaştırılmalı. trol yapılanması ve medya ayağı çökertildiğinde ülke bir nebze rahatlayacaktır. ıslah edilmeleri zaman alacaktır o nedenle en az 5 yıl bu örgütün hiçbir mensubu milli takımlara alınmamalı.
bu temel planla 5 yılda huzura ermezsek her bildiğim yalan.
23
türk futbolu sadece galatasaray ile mücadeleye odaklandığı için gelişmez gelişemez.
6
adalete tam bağlı, kuralları eksiksiz uygulayan, işinin ehli bir tff yönetimi seçmek. ihtiyacımız olan tek şey budur.
9
1) ayağını topa degdirmemis adamları türk futbolundan uzaklaştırmak. yönetim kademelerinde liyakat baz alınarak futbolun içinden gelen eğitimli, donanımlı, günceli takip eden, dil bilen kisiler gorevlendirilmeli.
2) son teknoloji tesisler(alt yapı tesisleri de dahil) ve stadlar. özellikle stadların zeminleri ülke ve bölge şartlarına göre yapılmalı. drenaj sistemi zorunlu hale getirilmeli. zemin bakımını düzenli yapmayan kulüplere ciddi cezalar verilmeli.
3) mhk'da ahbap-cavus ilişkisinin önüne geçilmeli. sırf babası/amcası/dayısı eski hakem diye oğlu/yeğeni de hakem olmamalı. buradaki personeller de bizzat futbolun içinden liyakat ile seçilmeli.
4) yine altyapılarda ciddi manada profesyonel revizyon yapılmalı. personellerin maaşları dengeli olmalı. a takım yardımcı hocası binlerce lira alırken alt yapı personeli asgari ücretle calismamalı. yine buralara da sertifikalı, eğitimli personeller alınmalı. sırf a takım hocasının hemşehrisi diye çocuklara bir şeyler veremeyecek adamlarla doldurulmamalı.