yeterliliği tartışılır, orası çok ayrı bir konu ve tartışılmasının haklılık payı da çok doğrudur.
yalnız benim eleştireceğim nokta; ''kendisi yedek kulübesinde çok pasif, kararlara karışmıyor, sesini çıkaramıyor'' şeklinde olan sığ düşünceye ait.
bu insanlarda öyle bir algı var ki, muhtemelen beyaz futbol'u izleyen kitle de aynı kitle, yardımcı antrenör saha kenarında hocasıyla didişmezse, tartışmazsa, hatta sözlü kavga etmezse o adam iyi bir yardımcı antrenör değildir. bu aptalca olgu maalesef bizim çoğu zihnimizde yer etti. niye böyle bir genellemeye sahip olduk ben de bilmiyorum ama muhtemelen aptal basının aptal algı oyunları sebebiyle.
işin komik tarafı, bu zihniyet bekledikleri bu ''tartışan adam'' görüntüsünü leş medyanın çok güzel manipüle edeceğini, aleyhimizde kullanacağını, hatta kendilerinin de zamanla bu manipülasyona alet edileceğini idrak edemezler.
adamın antremanlarda, teknik toplantılarda hocasıyla ne tarz fikir alışverişlerinde olduğunu bilmiyorsunuz, yönetimin veya hocasının ona ne tür görevler yüklediğini,onun bu sorumlulukları ne kadar karşıladığını bilmiyorsunuz. gördüğünüz tek şey kenarda teknik direktörle tartışmıyorsa veya parlamıyorsa kötü antrenördür.
teknik yeterliliği galatasaray futbol takımı için sorgulanabilir düzeydedir evet ama bence bizim şuan asıl ihtiyacımız olan şey bir
duruştur. kendisi de bu potansiyele fazlasıyla sahiptir.
galatasaray kültürünü gerçek manada benimsemiş, özümsemiş güzel insan.