• 301
    galatasaray'ın flaş transferlerle, farklı öneleme galibiyetleriyle ve 6/6, fenerbahçe'nin süper kupa ve 8/8 ile sezona başladığı, beşiktaş'ın sezona son şampiyon unvanıyla girmesine rağmen ilk 6 haftada 6 puanda kalması ve bunun sonucunda artık şampiyon 2 takım arasında gelir gider, şampiyonluğu fenerbahçe-galatasaray ve galatasaray-fenerbahçe maçları belirler denilen, sonrasında ise galatasaray ve fenerbahçe'nin ilk yarının sonlarına doğru üst üste puan kayıpları, özellikle galatasaray'ın manisaspor ve ibb maçlarında ayağına kadar gelen liderlik fırsatını evinde son dakikalarda tepmesi ve beşiktaş'ın sonrasındaki 8 haftada aldığı 8 galibiyetle ligin ortalarına doğru yarışa dahil olduğu, bu süreçte kayserispor ve bursaspor gibi anadolu takımlarının da öne çıktığı, kayserispor'un tarihinde ilk kez liderlik koltuğuna oturduğu *, kayserispor'un daha sonra çuvalladığı, bursaspor'a da aynısının söylendiği, yarıştan düşecek denildiği, fakat bursaspor'un 20'li haftalarda ivmesinin iyiden iyiye arttığı, fenerbahçe'nin ise 20'li haftalarda üst üste puan kayıplarından sonra 10 hafta üst üste gol yemeyip bu süreçte 9 galibiyet 1 beraberlik alıp 27 puan topladığı, son maçta ise burak'ın tuhaf bir golüyle 10 hafta sonra kalesinde gol görüp, yaklaşık 15 tane de gol pozisyonu kaçırdıktan sonra 1-1 berabere kalmasıyla bursaspor'un şampiyon olduğu garip bir sezon. süper lig'in başıyla sonu en sürpriz olan sezonlarından biridir, hatta en sürprizli olanıdır belki de. sezonun başında çizilen senaryolarla sonundaki senaryolar neredeyse tamamen farklıydı. puantaj olarak tarihimizin en iyi lig başlangıcını yaptığımız sezonda 64 puanla sadece 3. lükle yetinebilmiştik. fenerbahçe de ilk 8 haftada 8 galibiyetle 24 puanla başlayıp son 11 haftada 9 galibiyet 2 beraberlikle 29 puanla bitirirken bu aradaki 15 haftada sadece 21 puanda kalarak bu süreçte şampiyonluğu kaybetmişti bence.

    flaş transferlerle ve farklı galibiyetlerle yakalanan hava, gerçekleri gizledi bu sezonda. takım orta sahada dominant değildi ve çok kolay gol yiyorduk. sonrasında ise bunların acısını çok fazlaca çektik zaten, hem ligde hem kupada hem de avrupa ligi'nde. kupada antalyaspor'a elendiğimiz *, bu maçta yediğimiz 2 golün basitliği anlatılmaz, özellikle 2. golümüz. avrupa'da da içerdeki sturm graz maçında o kadar gol kaçırıp hatalar silsilesiyle dolu bir kontrayla geriye düşmüştük. * içerdeki atletico madrid maçında da öyle keza, hakemin vermemiş olduğu penaltı kararıyla turu kaybetsek de, tutuk bir oyun sergilemiştik ve atletico'nun fazlaca tehlikeli pozisyonu vardı.

    kısaca, her manasıyla bize ders olması gereken, arada bir tozlu raflardan çıkarıp hatırlamamız gereken bir sezon. hem sezona, lige başlangıç anlamında hem transferler ve hocalar anlamında.
  • 127
    şimdi efendim yazıma (bkz: #305294) ile başlayalım. inönü deplasmanında kaçan galibiyet dışında her şey yolunda gitti. liderliğimizi beşiktaş derbisini atlatarak sürdürmek, hatta puan farkını 2'ye çıkarmak önemli. zira sezonun sonlarına yaklaştıkça puan kayıplarının telafisi zorlaşacaktır. hatta bu sezon için en çok istediğim şey, fenerbahçe'nin diğer sezonlara göre farklı olarak maça* mutlak galibiyet parolası ile çıkmasıdır. volkan* efendiyi kale vuruşlarında vakit geçirirken bir de bu sezon görelim.*

    şu sakatlıklardan yakınıp nasıl geçeceği konusunda kara kara düşündüğümüz şubat ayını bir inceleyelim:

    20. hafta:

    kayserispor 0 0 galatasaray

    fenerbahçe 1 1 diyarbakırspor

    21. hafta:

    galatasaray 3 0 ankaraspor*

    manisaspor 2 2 fenerbahçe

    22. hafta:

    beşiktaş 1 1 galatasaray

    fenerbahçe 2 3 bursaspor

    avrupa ligi:

    a.madrid 1 1 galatasaray

    lille 2 1 fenerbahçe

    türkiye kupası:

    antalyaspor 2 1 galatasaray
    galatasaray 3 2 antalyaspor

    fenerbahçe 3 0 bursaspor
    bursaspor3 1 fenerbahçe

    şimdi bu dönemde galatasaray ligde 5 puanı cebine koyup a.madrid deplasmanından avantajlı bir skorla dönerken,* fenerbahçe ligde 2 puan alıp lille mağlubiyeti ile kapatmış bahsi geçen dönemi. türkiye kupasında iyi futbola rağmen yapılan basit hatalar dolayısıyle elenmemiz tabi ki bu döneme dair tek üzücü husus.

    sanıyorum kadro sıkıntısına rağmen alınan sonuçlar, galatasaray adına oynanan güzel futbol geleceğe bakış açımız için güzel bir örnek oluşturmakta. hele ki avrupa ligi'nde 2 takımın rakipleri ve alınan skorlar düşünülünce başarının boyutu bir kez daha gözler önüne serilmiş oluyor. heyt be, vizyon kokuyor buralar vizyon.

    şubat ayındaki skorlara bakıldığında fenerbahçe'nin 6 maçta kalesinde gördüğü 11 gole karşılık* galatasaray'ın 5 maçta yediği 7 gol dikkatlerden kaçmıyor.* sezon başında galatasaray'ın savunma yönünü eleştiren, fenerbahçe savunmasını göklere çıkaran bünyelerin bugünlerde bu konuda ne düşündüğü merak konusu açıkçası. hatta ligde fenerbahçe maç başına 2 gol yerken galatasaray 0.5 gol yemiş.* bu durumu neill effect olarak değerlendirmek zor olmasa gerek. tabi büyük bir oranda diye de belirtelim, tüm tabloyu neill'a mal etmek diğer oyunculara haksızlık olur. bu dönemde galatasaray savunması adına yaşanan en olumlu durum bence 6 şubat 2010 kayserispor galatasaray maçi ile göreve başlayan emre güngör lucas neill ikilisinin savunmanın göbeğinde gösterdiği müthiş performanstır.

    sezon başında savunma yönü ile eleştirilen galatasaray'ın bu yöndeki gelişimi bizleri mutlu etmektedir. hatta bazı spor yorumcuları da son dönemde bu konuya değinmeye başladı.

    gelelim ileriki dönemde neler olabileceği konusuna...

    galatasaray'ın oynayacağı maçlar şöyle sıralanıyor:

    kasımpaşa
    eskişehirspor(d)
    ankaragücü
    trabzonspor(d)
    fenerbahçe
    sivasspor(d)
    diyarbakırspor
    manisaspor(d)
    bursaspor
    ibb(d)
    antalyaspor
    gençlerbirliği(d)

    fenerbahçe'nin maçları ise şöyle:

    ibb(d)
    antalyaspor
    gençlerbirliği(d)
    gaziantepspor
    galatasaray(d)
    kayserispor
    ankaraspor*
    beşiktaş
    kasımpaşa(d)
    eskişehirspor
    ankaragücü(d)
    trabzonspor

    haftaya oynanacak olan ibb - fenerbahçe maçı için son 2 yıla bir bakalım:

    2007-2008 sezonu 1. hafta ibb: 2 -0 :fb

    2008-2009 sezonu 19. hafta ibb: 2-0 :fb

    2009-2010 sezonu 6. haftasında 1-0 kazanan fenerbahçe'nin kötü futbol oynadığını, maç sonunda taraftarı tarafından ıslıklandığını, ilk haftalardaki kötü futbolun iyice günyüzüne çıktığını hatırlayın. maç başlığında yine yazacağım ama, burda da belirteyim. ibb- fenerbahçe maçı, abdullah avcı'nın olimpiyat meşalesini yakacağı maç* olacak diye umut ediyorum.

    fikstür konusunda galatasaray fenerbahçe'yi evinde ağırlayacak olması açısından avantajlı öncelikle. fenerbahçe'nin oynayacağı takımlar ise daha zorlu görünüyor. bana kalırsa fenerbahçe'nin 30. haftadaki beşiktaş derbisi şampiyonun belirlenmesi açısından en kritik dönemeç olacaktır. aynı haftada galatasaray ise manisaspor deplasmanında oynuyor olacak.

    mart ayında sakatlıkların düzeleceği, takımın asları olan harry kewell, milan baros'un dönecek olması, jo'nun hazır olması bizim için çok olumlu şeyler.

    şöyle bir baktım da, her şey yolunda gidiyor fazlasıyla. avrupa ligi'nde de fire vermezsek, onun da morali ile çok önemli işler başarılabilir. fenerbahçe'nin türkiye kupası'nda maçlar yapacak olması da mart ayı döneminde kritiktir bence. daha önümüzde çok yol olmasına rağmen bir değerlendirme yapılması gerektiğine inanarak birşeyler yazdım, hazır moralim de iyiyken.*

    şampiyonluk şarkıları söylemek için erken olsa da, umuyorum, yürekten söylüyorum ki sezon başında söylediğimiz (gbkz: "rijkaard başımızda olsun da, bu sezon şampiyon olmasak da olur, sabrederiz") söylemlerine başvurmamıza gerek dahi kalmayacak, gerçi sabır konusunda bir hayli sıkıntılı olsak da..

    ey galatasaraylı buraları şampiyonluk kokuları sarmaya başladı, hissediyor musun?
  • 126
    20. hafta itibari ile ligin genel durumu kısaca:

    oynanılan maç sayısı: 178
    geriye kalan maç sayısı: 128
    iç saha galibiyetlerinin yüzdesi: 44%
    dış saha galibiyetlerinin yüzdesi: 31%
    atılan gol sayısı: 467
    maç başına düşen gol ortalaması: 2.62
    2.5 gol üstü biten maçların yüzdesi: 56%
    2.5 gol altı biten maçların yüzdesi: 44%

    1-fenerbahce (14 galibiyet- 2 beraberlik- 4 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 40- yenilen gol sayısı: 20- averaj: 20- puan: 44)
    2-(gbkz: galatasaray(13 galibiyet- 4 beraberlik- 3 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 39- yenilen gol sayısı: 22- averaj: 17- puan: 43))
    3-bursaspor_ (12 galibiyet- 3 beraberlik- 4 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 37- yenilen gol sayısı: 18- averaj: 19- puan: 39)
    4-(gbkz: kayserispor(11 galibiyet- 6 beraberlik- 3 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 30- yenilen gol sayısı: 14- averaj: 16- puan: 39))
    5-besiktas__( 11 galibiyet- 5 beraberlik- 3 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 25- yenilen gol sayısı: 11- averaj: 14- puan: 38)
    6-(gbkz: trabzonspor(11 galibiyet- 3 beraberlik- 6 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 38- yenilen gol sayısı: 23- averaj: 15- puan: 36))
    7-eskisehirspor( 8 galibiyet- 7 beraberlik- 5 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 25- yenilen gol sayısı: 20- averaj: 5- puan: 31)
    8-(gbkz: genclerbirligi ( 8 galibiyet- 6 beraberlik- 6 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 28- yenilen gol sayısı: 22- averaj: 6- puan: 30))
    9-ıstanbul bldy( 8 galibiyet- 5 beraberlik- 6 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 26- yenilen gol sayısı: 29- averaj: -3-puan: 29)
    10-(gbkz: antalyaspor(8 galibiyet- 4 beraberlik- 8 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 29- yenilen gol sayısı: 25- averaj: 5-puan: 28) )
    11-gaziantpspr(7 galibiyet- 6 beraberlik- 7 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 25- yenilen gol sayısı: 22- averaj: 3- puan: 27)
    12-(gbkz: kasimpasa( 5 galibiyet- 6 beraberlik- 8 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 30- yenilen gol sayısı: 34- averaj: -4-puan: 21))
    13-ankaragucu(4 galibiyet-8 beraberlik- 8 mağlubiyet- atılan gol sayısı: 22- yenilen gol sayısı: 25- averaj: -3- puan:20)
    14-(gbkz: diyarbakirspor(4 galibiyet-8 beraberlik-8 mağlubiyet-atılan gol sayısı:19- yenilen gol sayısı:28- averaj: -9- puan:20))
    16-manisaspor( 4 galibiyet- 7 beraberlik- 9 mağlubiyet- atılan gol sayısı:16- yenilen gol sayısı: 23- averaj: -7-puan:19)
    17-(gbkz: denizlispor ( 1 galibiyet- 4 beraberlik-15 mağlubiyet- atılan gol sayısı:13-yenilen gol sayısı: 35- averaj:-22-puan: 7))
    18-ankaraspor( 20 mağlubiyet- averaj: -60- puan: 0)
    (gbkz: _______________________________________________________________________________________________)

    alınan puanların maç başına düşen ortalaması:

    fenerbahçe: 2.2
    galatasaray: 2.15
    bursaspor: 2.05 *
    kayserispor: 1.95
    beşiktaş: 2 *
    trabzonspor: 1.8
    eskişehirspor: 1.55
    genclerbirliği: 1.5
    istanbul b.b: 1.53 *
    antalyaspor: 1.4
    gaziantepspor: 1.35
    kasimpasa: 1.11 *
    ankaragücü: 1
    diyarbakırspor: 1
    manisaspor: 1
    denizlispor: 0.35
    ankaraspor: 0

    (gbkz: _______________________________________________________________________________________________)

    toplamda atılan ve yenilen gollerin maç başına düşen ortalaması:
    (gbkz:
    fenerbahçe: 2 - 1)
    galatasaray: 1.95 - 1.1
    bursaspor: 1.95 - 0.95
    kayserispor: 1.5 - 0. 7
    beşiktaş: 1.32 - 0. 58
    trabzonspor: 1.9 - 1.15
    eskişehirspor:1.25- 1
    gençlerbirliği: 1. 4 - 1.1
    istanbul b.b : 1.37- 1.53
    antalyaspor: 1.45- 1.2
    gaziantepspor:1.25- 1.1
    kasimpasaspor:1.58- 1.79
    ankaragücü: 1.1- 1. 25
    diyarbakırspor:0.95- 1.4
    manisaspor: 0.8- 1.15
    denizlispor: 0.65- 1.75
    ankaraspor: 0 - 3

    (gbkz: _________________________________________________________________________________________________)

    son 8 maçın en iyileri:

    trabzonspor: 18 puan toplamışlar. 6 galibiyet ve 2 mağlubiyetleri var.
    beşiktaş: 17 puanı çaktırmadan cebe koyan takım beşiktaş. son 8 maçta 5 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet almışlar.
    kayserispor: onlar da beşiktaş gibi son sekiz maçta 17 puan topladı. aynı şekilde 5 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyetleri var.
    bursaspor: 5 galibiyetleri, 1 beraberlikleri ve 2 mağlubiyet ile 16 puan topladı.
    galatasaray: son sekiz maçında 4 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 de mağlubiyet alarak 15 puan toplayabildi.
    kasimpasa: 3 galibiyet, 4 beraberlik ve 1 mağlubiyet. 13 puan.
    fenerbahçe: 4-1-3. 13 puan.
    sivasspor: 4-1-3. 13 puan.
    antalyaspor: 3-3-2. 12 puan.
    istanbul b.b: 3-2-3. 11 puan.
    gençlerbirliği:3-2-3. 11 puan.
    eskişehirspor:3-2-3. 11 puan.
    gaziantepspor: 2-3-3. 9 puan.
    diyarbakırpor: 1-5-2. 8 puan.
    ankaragücü: 1-4-3. 7 puan.
    manisaspor: 1-3-4. 6 puan.
    denizlispor: 0- 1-7. 1 puan.
    ankaraspor: 0-0-8. 0 puan.

    (gbkz: _______________________________________________________________________________________________)

    kendi sahasında en çok puan toplayan takımlar:

    fenerbahçe: 25*
    galatasaray: 24 *
    eskişehirspor: 23 *
    bursaspor: 21 *
    kayserispor: 20 *
    beşiktaş: 20 *
    trabzonspor: 20 *
    genclerbirligi: 17 *
    antalyaspor: 16 *
    gaziantepspor: 16 *
    kasimpasa sk: 15 *
    ıstanbul b.b: 15 *
    ankaragucu: 14 *
    sivasspor: *
    diyarbakirspor: 9 *
    manisaspor: 9 *
    denizlispor: 4 *
    ankaraspor: 0 *
    (gbkz: ________________________________________________________________________________________________)

    takımların dış sahada topladıkları puanlar:

    fenerbahce: 19 *
    galatasaray: 19 *
    kayserispor: 19 *
    besiktas: 18 *
    bursaspor: 18 *
    trabzonspor: 16 *
    ıstanbul b.b: 14 *
    genclerbirligi: 13 *
    antalyaspor: 12 *
    gaziantepspor: 11 *
    diyarbakirspor: 11 *
    manisaspor: 10 *
    eskisehirspor: 8 *
    sivasspor: 8 *
    kasimpasa sk: 6 *
    ankaragucu: 6 *
    denizlispor: 3 *
    ankaraspor: 0 *

    bir şeyler katabildiysek ne ala.
  • 303
    kağıt üzerinde* inanılmaz bir galatasaray kadrosunun görüldüğü sezon.

    ———-———-leo franco——————————
    sabri*—-neill*—servet*—caner*
    ————————topal*————————-
    ——-elano*————linderoth*——
    popito*———————-———arda*
    ————————baros**———————-

    (bkz: bu sene moruz alayına koruz)
  • 268
    09.08.2009 gaziantepspor d ____ 3-2__arda turan, mustafa sarp, shabani nonda
    15.08.2009 denizlispor _________4-1__harry kewell(2), arda, burak akyıldız (k.k)
    23.08.2009 kayserispor ________4-1 __milan baros(2), ariza makukula(k.k), elano blumer
    31.08.2009 ankaraspor d _______3-0__ kewell, nonda, 1 gol hükmen
    12.09.2009 beşiktaş __________3-0 __mustafa, baros(2)
    21.09.2009 kasımpaşa d________3-1__nonda(3)
    27.09.2009 eskişehirspor _______1-1__nonda
    04.10.2009 ankaragücü d_______0-3__
    18.10.2009 trabzonspor _______ 4-3__kewell, servet çetin, arda, baros
    25.10.2009 fenerbahçe ________1-3__hakan balta
    01.11.2009 sivasspor _________ 2-0__nonda, kewell
    08.11.2009 diyarbakırspor d ____2-1 __sabri sarıoğlu, arda turan
    22.11.2009 manisaspor _______ 1-1 __kewell
    27.11.2009 bursaspor d _______0-1 __
    06.12.2009 büyükşehir bld. _____1-1__kewell
    11.12.2009 antalyaspor d______ 3-2__kader keita, elano, kewell
    19.12.2009 gençlerbirliği ______ 1-0 __kewell
    24.01.2010 gaziantepspor _____1-0 __mustafa
    31.01.2010 denizlispor d ______ 2-1 __arda, jo
    06.02.2010 kayserispor d______ 0-0 __
    14.02.2010 ankaraspor________3-0 __3 gol hükmen
    21.02.2010 beşiktaş d ________ 1-1 __arda
    28.02.2010 kasımpaşa ________ 4-1 __arda, keita(2), jo
    08.03.2010 eskişehirspor d_____ 1-2 __elano
    14.03.2010 ankaragücü ________3-0__jo, ketita, baros
    21.03.2010 trabzonspor d______ 0-1__
    28.03.2010 fenerbahçe ________0-1 __
    05.04.2010 sivasspor d _______ 1-1 __barış özbek
    11.04.2010 diyarbakırspor______ 4-1__baros(3), lucas neill
    17.04.2010 manisaspor d______ 2-1__keita, baros
    25.04.2010 bursaspor _________0-0__
    01.05.2010 büyükşehir bld. _____1-0__
    08.05.2010 antalyaspor _______ 1-2__yalçın ayhan(k.k)
    16.05.2010 gençlerbirliği _______

    oynayan futbolcular ve maç sayıları:
    kaleciler:
    leo franco(26), aykut ercetin(6)

    savunma:
    servet çetin(23),hakan balta(25), sabri sarıoğlu(23), caner erkin(19), ugur ucar(13),
    lucas neill(14), emre gungör(10),gökhan zan(8), emre aşık(5), volkan yaman(1),

    orta saha:

    mustafa sarp(29), elano blumer(25), mehmet topal(24), ayhan akman(19), barış özbek(18),emre çolak(7),tobias linderoth(4), arda turan(28), kader keita(27), harry kewell(17), giovani dos santos( 13),aydın yılmaz(11), serdar eylik(1),

    forvet:
    milan baros(17), joao alves de assis silva (13), shabani nonda(13),

    golcüler:
    milan baros(11),
    harry kewell(9),arda turan(7),shabani nonda(7),
    abdulkader keita(5),mustafa sarp(3),elano blumer(3), joao alves de assis silva (3),servet cetin(1),
    hakan balta(1),sabri sarıoğlu(1),barış özbek(1),
    lucas neill(1),arıza makukula (kendi kalesine),
    yalçın ayhan(kendi kalesine),burak akyıldız(kendi kalesine),

    takımlar______o___g___b__m__a___y___av__p
    1 fenerbahçe__33__23__4__6__60__27__33__73
    2 bursaspor __33__22__6__5__63__25__38__72
    3 galatasaray_ 33__19__7 _ 7__60__33__27__64
    4 beşiktaş____33__ 18_10_ 5__46__23__23__64
    5 trabzonspor_32__15__8__9__50__30__20__53
    6 istanbul bşb_33__15__8__10_44__44__0___53
    7 eskişehirspor33__14__10__9_42__34__8___52
    8 kayserispor__33_ 14__9__10_45__33__12__51
    9 antalyaspor__33_ 13__7__13_45_ 38___7__46
    10 gençlerbirliği_33_11_11__11_36__34__2___44
    11 ankaragücü_33__9__13__11_36__37__-1__40
    12 kasımpaşa__33_10__10__13_50__53__-3__40
    13 gaziantepspor33 9__12__ 12_37__38__-1__39
    14 manisaspor__33_8__12__13_27__34__-7__36
    15 sivasspor__ 33__8__9__16__39__56__-17_33
    -----------------------------------------------------------------------
    16 diyarbakırspor33_ 6_ 9__18__28__52__-24_27
    17 denizlispor__ 32_ 6_ 7__19__28__46__-18_25
    18 ankaraspor_ 33_ 0_ 0__33__0___99__-99__0
  • 29
    şu an için son yapılan transferler eşliğinde şampiyonluk yolunda beşiktaş'ın %51, fenerbahçe'nin %49 şansa sahip olduğunu düşündüğüm sezondur. ayrıca hocanın uyum sorunu, milli takımın nüvesini oluşturmasına rağmen ön liberolarla beraber defans hattının başta sakatlıklar yüzünden güven vermemesi, sezonu erken açmanın getireceği kondisyon sorunları, federasyonla aranın soğuk olması, maddi sıkıntılar ve medyanın yoğun ve asimetrik psikolojik baskısı gibi sebepler yüzünden bizim takımın bir süre direnç göstereceğini, sonra düşüşe geçeceğini ve lig yarışından kopacağını düşünüp umutsuzluğa kapıldığım sezondur.
  • 280
    şu kısacık hayatını futbola değil de sarı kırmızıya adayan kimi insanlar için, mayıs'ın ortalarından sonra hayat durur. hava sıcaklığı zaten gündüz suudi arabistan, gece de siyah çökmüş cehennnem gibi olur; neyleyim ben o dünya kupası'nı? 4 senede 1 geliyor dünya kupası dediğin, kardeşi avrupa şampiyonası'nı zaten bize vermiyorlar, mesafe koyuyorsun. ah be, şu euro 2016 buraya verilse ne vardı, şehir biraz kalkınırdı işte. hem sözlükteki müneccim yazarlar bildi, konya'ya euro 2016 maçları verilse ramazanda turist taşlayacaktık. şamata olurdu işte. kader kısmet. onu da bize vermediler. eylülden mayıs'a kadar istisnasız her gün yanında olan galatasaray; mayıstan sonra artık boyunlarından göbek deliklerine kadar ter sızan hazırlık kampı futbolcularına bırakıyor yerlerini. birkaç tane abidik gubidik hazırlık maçı; ki klasik bir teknik direktörünüz varsa sonuç ne olursa olsun "biz buraya kondüsyon yüklemek için geldik, sonuç önemli değil" derler, yazın vazgeçilmez klişesi transfer haberleri ile dolu geçiyor yazlar. mesela galatasaray'ın bir morientes transferi vardır ki, 2009-10 sezonu'nun sonunda da galatasaray'a yakıştırdılar morientes'i. karpuz yiyerek tadını çıkaralım, 2011 morientes'in son senesiymiş. ulan bu morientes-galatasaray haberinin gazetelerde yer aldığı kadar çocuklar duymasın fox tvde yer almıyor. yani, sizin anlayacağınız yazları sıcak bir morgun içine konmuş gibi oluyorum, belki bir çoğumuz da öyledir.

    2009'un mayıs ayına geldiğimizde de büsbütün bitiktim efendim. meiralarla, lincolnlerle, kewellarla, baroslarla başladığın sezonu bitire bitire 5. bitirmişsin, iyi mi? temmuz ayında sezonu açıp, eminim ki bundan sadece 2-3 sene sonra zizonkovac gibi, daniel tozser gibi, shawshank gibi beton hafızalı adamların hatırlayacağı takımlarla hazırlık maçı tadında maçlar yapacaksın. bundan daha da can sıkıcı olanı ise, büyük kaptan'ın adını ağızlarına almadan önce ağızlarını zemzem suyuyla çalkalaması gereken kişilerin, 2008-09 sezonu'nun ortasında skibbeden bayrağı devralan bülent korkmaz için "s.ktirsin gitsin" deme noktasına gelmiş olmalarıydı. hayda! "nasıl geçecek bu 2009 yazı, kral tvde hit şarkılar mı dinleyelim, akasya durağını mı seyredelim?" diye düşünürken; adnan polat, haldun üstünel ve emeği geçen kim varsa burada ellerinden öptüğüm insanlardan aşırı sıcak havalarda insanın kanını donduran bir açıklama geldi: frank rijkaard galatasarayda. ne döneğiz, değil mi? bıkkınlık ve yılgınlıkla ön eleme maçları angaryasını beklerken, "lan şu maçlar bi başlasa da israilde misrailde farketmez parçalıyı bir görsek" demeye başladık. rijkaard'ın gelişi malumun ilamı idi aslında biraz. 2009 şubatında rijkaard ismi galatasarayla anılsa da, * polat yönetimi bunu biraz askıya almıştı türlü nedenlerden ve takımın başını rijkaard'ı getirme işini şimdilik buzdolabına kaldırmıştı. arkadaş, anlatması ne kadar kolaymış yahu. ilam edilen malum rijkaard gibi bir ismin galatasaray'a gelmesi, buzdolabına kalkan da bu büyük futbol adamının buralara gelmesinin bir kaç ay ertelenmesiydi. birini işletmeye kalksam bu kadarını düşünemezdim, koskoca rijkaard bu kardeşim. bir zamanlar mourinho ile avrupada derbi oynarlardı, hala barcelonada kalsa senede asgari 4 real madrid-barcelona maçını öyle bir heyecanla izleyecektik ki, aynı gün galatasaray'ın maçı olsa çoğu kişi real madrid barcelona maçını tercih edecekti.

    rijkaard'ın gelişi, bir bakıma üstümüzdeki ölü toprağını attı. "ne olacak bu takımın hali acaba" endişeleri yerini yavaş yavaş büyük bir özgüvene bırakıyordu. transfer edilen adamlar da carrusca ayarında değildi hani, keitalar, elanolar. hepimiz umutluyduk sezonun başında, gelin itiraf edin. "ulan barcelona'nın hocasını getirdik haa, kıvırcık saçlım surinamlım, uçur bizi" diyenler zaten sonsuz bir itimat içindeydi ya, "abi adam barcelonadan şutlanmış, adnan efendiler bilir bilmez iş yapıyorlar" diyen adam bile içten içe "ulan bu sene takımda bir kıpırdanma olur mu ki?" derdindeydi. tabii, kuru bir inat uğruna "bu rijkaarddan hoca moca olmaz" diyenler vardı, onlar doğru olan olmayan her şeyi eleştirmekle meşguldü. filmin sonunu söylemek gibi olmasın ama onlar bu ebu leheb'in elleri kadar kuru inatlarını bu sezonun sonuna kadar sürdürdüler, emin olunuz ki rijkaard 20 sene galatasaray'ın başında kalsa * 20 sene aynı türküyü söyleyecekler.
    --- ara not ---
    şimdilerde "vay efendim rijkaard başarısız"mış, taraftar uyutuluyormuş, bi eskiden söylediğin sözleri yemeler bilmem ne. rijkaard sana 3 sene üst üste şampiyonluk sözü mü verdi? "ben seni ilk senede avrupa şampiyonu yapacam, gönlünü ferah tut" mu dedi? adamın elindeki kadro zaten kısıtlı düzeyde, dış görüntü sağlam içi çürük. yabancıyı ne kadar iyi alırsan al, sana şampiyonluğu ve başarıları yerli oyuncun kazandıracak. adamın eline verdiğin yerlilere bak, napolyon'un eline izlanda ordusunu ver de avrupa'yı fethetsin.
    --- ara not ---

    neyse efendim, gel zaman git zaman sezon başladı. sezonun ilk haftaları tam da hayal ettiğimiz gibiydi. çok gol atan, saldıran, klişe tabirlerle gidersek rakibi ısıran bir galatasaray vardı. her şey hayal ettiğimiz gibi gidiyordu. uefa avrupa ligi ön elemelerinde oynadığımız basit takımları baz alan basın, galatasaray'ın ciddi rakiplerle oynamadığını söylüyordu, lakin galatasaray; ligin dişli takımlarından kayserispor'u, küme düşürülen ankaraspor'u sparta prag'ı hem burada hem spartada yener gibi hem süper ligde hem alt ligde yeniyordu. geleceğe dair bir umut ışığını birçok kişi görmeye başlıyordu. artık trömsö'ye elendiğimiz için bizle dalga geçilen günler geride kalmıştı, artık biz dalga geçiyorduk. kumandan hüsamettin diye bir büyük yazar vardı buralarda. açtığı fc ciddi rakip başlığıyla 90ların başarılı dönemlerine hasret duyan insanların gönül teline dokunuyordu. biz maç kazanıyorduk, biz dalgamızı geçiyorduk, biz geleceği çok yakın zannedip heyecanlanıyorduk. sezonun belki de en büyülü anları eylül ayındaydı.

    ilk yarının sonuna kadar iyi bir şekilde getirsek de, sonradan (ki mart ayı denebilir bu zamana) büyük bir düşüş başladı. temposunu devam ettirse güle oynaya şampiyon olacak takım bir anda adeta kazanmaktan pişman olmuş gibi puan kaybetmeye başlıyordu. böyle durumlar için güzel bir tabir vardır: takke düştü kel göründü. neyse, bu yazının amacı teknik analiz filan değil, ki zaten ben teknik analizi istesem de beceremem. bu işi layığıyla yapanlara saygısızlık olur. bu düşüşün amacını merak edenler kısa yoldan aslan ara'ya baksınlar, "yazar" bölümüne captano yazsınlar. oradan bu sezonun tüm maçları için ne yazdığına bakıp okusunlar. hem keyifli yazılar okumuş, hem de bu düşüşün nedenleri hakkında kronolojik bir bilgiye sahip olmuş olurlar. biz kendi yazımıza dönelim. rakamlara inandığımı * daha önce de söylemiştim. bu sezonu 3. olarak bitirdik. malumun ilamı her mayısta güzel olmuyor işte, 3. sıradaydık 34. hafta itibarıyla. sıralamaya göz atarsak;
    bursaspor 75
    fenerbahçe 74
    galatasaray 64

    amacımın teknik analiz filan olmadığını söyledim. ama ortada enteresan bir durum var. biz bu sezon en fazla ligi önümüzde bitiren takımlar kadar puan kaybetmişiz. ama birinden 11, birinden 10 puan gerideyiz. bu hesaplar çocukken yapılırdı, ama yine de söylemeden geçmeyelim. galatasaray, kaybettiği iki fenerbahçe maçını ** kazansaydı puan durumu şu şekilde oluşacaktı:
    bursaspor 75
    galatasaray 70
    fenerbahçe 68

    kimse demesin ki biz fenerbahçe'yi kadıköyde yenemeyiz. yeneceksin arkadaş, avrupada başarı istiyorsan borussia dortmund'u almanyada, türkiyede başarı istiyorsan fenerbahçe'yi saraçoğlunda yeneceksin. yine bir deplasman fobimiz, deplasmanda kaybettiğimiz bursaspor maçını * ve kendi evimizde berabere kaldığımız bursaspor maçını * da kazansaydık şöyle bir puan durumu olacaktı:
    galatasaray 75
    bursaspor 70
    fenerbahçe 68

    kadere bak; "siz ne biçim galatasaraylısınız, bu maçta bursa'ya yatalım, fener'i şampiyon mu yapacaz?" diyen ve insanı galatasaraylılıktan soğutacak bünyelere inat her iki takımın da çıkıp aslanlar gibi mücadele ettiği kendi evimizdeki bursaspor maçı sonrası * iki takım da 1'er puanı paylaşmasaydı, ya şu an fenerbahçe'nin şampiyonluğunu kutlayan mağrur aziz yıldırım'ı ya da 4. sıraya gerilemiş galatasaray'ı görüyor olacaktık. neyse, yukarıdaki kafamdan uydurduğum tabloları çocukça bulabilirsiniz, doğrudur. bunlara sadece "varsayım" desek daha yakışıklı olur. ortada bir gerçek var ki, anadolu yollarında en fazla önümüzdeki rakipler kadar puan kaybetmişiz. artık siz bu tabloyu ciddiye alıp takımın büyük maçlardaki motivasyon eksikliğine mi bağlarsınız, önemli maçlarda ortaya çıkan kadro yetersizliğinden mi dem vurursunuz, onu ben bilemem. gelelim son haftalardaki puan kayıplarına. galatasaray nisan mayıs aylarına şampiyonluk iddiası düşük olarak giriyorsa hemen gidin galatasaray'ın rakiplerine bahis oynayın. o maçlarda galatasaray takımı illa ki puan kaybeder. eğer galatasaray yukarıda saydığım maçları kazansaydı; ki bu artık imkansız denen şeyden de daha uzak, son haftalarda şampiyonluğa koşarken kimse önünde duramazdı ve puan farkı atarak şampiyon olurduk. şampiyonluk yolundaki rakiplerini geçmek zorundasın, yoksa şampiyonluk büsbütün zorlaşıyor. eleme usulünden hiçbir farkı yok ligin, birinde finaldeki rakibinizi yenemezseniz kupayı alamıyorsunuz, birinde puan cetvelinin üst sıralarındaki takımları.

    daha önce söyledim, yine söylüyorum: bu sezon şampiyon olamasak da galatasaray takımı bana 100'ün üzerinde gol seyrettirdi. kiminde sevinçle ayağa fırladık, kiminde "bu saatten sonra gelen golü ne yapayım" dedik, kiminde de o kadar önemsiz maçlarda attık ki, "ehehe ne kadar komik gol oldu lan" dedik. zevkli bir sezon geçirdik, sonunda şampiyonluk gelmese de canları sağolsun. önümüzdeki sene için benim umudum var, akıllıca transferler yapıyor takımımız. elbette ki artık daha da fazla rijkaard yapısına uygun oyuncular gelecektir. 2010-11 sezonu için neden umutsuz olmayalım ki? ya da neyse lan, hadi tamam rijkaard başarısız. şu taraftarın 2009 mayısında rijkaard gelince hissettiklerinin 40ta 1ini bu insanlara yaşatacak birini bulun, rijkaard kendisini takımda silah zoruyla tutmuyor ya, hemen gönderelim yerine bulduğunuz adamı getirelim.

    sözlük yazarı olduktan sonra okuduğunu daha da stresli okuyorsun, bu sene belki de en stresli senemdi. belki de bir dünya kupası molası hem galatasaray'a hem de bize iyi gelecektir. herkese keyifli bir dünya kupası dilerim, türkiyesiz.
  • 209
    en çok da son dört dünya kupası öncesi hep fenerle nefes nefese çekişmiş ve burun farkıyla şampiyon olmuştuk. ancak sırf bu sezon yaptığımız amatörce hatalar yüzünden bu seri bozulucak ve büyük ihtimalle fb şampiyon olacaktır ve benim de içim acıyacaktır.1993-94 sezonunda fenerle nefes nefese son haftaya girmiş ve son hafta bursayı 2-0 yenerek 1 puan farkla şampiyon olmuştuk.1997-98 sezonunda fatih terimli ikinci sezonda 9 puan geriden gelip sondan bi önceki hafta ali sami yende istanbulsporu geriden gelip 4-1 yenmiş ve 4 puan farkla şampiyon olup 20.45 mevzusunu ali şene yedirmiştik.2002 de 11 oyuncumuz gitmiş takım kiralık oyunculurla dolmuş ve 5.bile olamaz denilen galatasaray fenerin 3 puan önünde lucescu yönetiminde ipi göğüslemiş ve ilk kez 3.yıldızı takma şerefine erişmişti.2006 da ise kelimelerle anlatılmayacak şampiyonluğumuz vardı ve 16 dakika mucizesi sonunda gözyaşları içinde 83 puanla şampiyon olnuituk.puan fakı ise ikiydi.bu sezon ise en flaş transferle ve dünya markası bir hocayla ufak tefek detaylar yüzünden şampiyon olamayacak olmamız çok kötü be...
  • 239
    muhtemelen fenerbahçe'nin şampiyon olacağı sezondur. kesin cümlesi yerine muhtemeli kullanmamın nedeni 33.haftada ki ankaragücü-fenerbahçe maçıdır. kadıköyde fenerbahçe'ye eskişehirspor ve trabzonspor rakip bile olamazlar. ilk devrelerin 0-0 bitme ihtimali bile yok. aslında biz neden bir dizinin senaryosuyla uğrasıyoruz anlamış değilim. bir televizyon dizisinin senaryosunu değiştirmemiz ne kadar saçmaysa bunları konuşmamızda o kadar saçma geliyor bana. dizinin başrol oyuncuları için;

    (bkz: hüseyin göcek)
    (bkz: bünyamin gezer)
    (bkz: mahmut özgener)
    (bkz: oğuz sarvan)

    ayrıca;

    (bkz: hadi beyler kapattık)
  • 240
    aşağı yukarı 1990 lı sezonlardan bu yana, hatırladıklarımın içinde en ızdırap verici olan sezondur.

    başarısız olduğumuz önceki sezonlarda, mutlaka çok önemli bir eksik olurdu ve sinirimizi dindirirdik. ilk 4'e bile giremediğimiz fatih terim'in ikinci dönemi gibi mesela. abuk subuk transferlerin yapıldığı yakın zamandaki sezonlar mesela.

    ama bu sene...
    hoca desen, rijkaard...
    kadro desen, elano-kewell-keita-neill-arda vs. vs. kim ararsan var...
    rakiplerin arasında bizim 1996-2000 arasında yaptığımız gibi ligi domine eden bir takım da yok. vah vah, yazık denen beşiktaş bile geçen hafta kopmuş, onun kadar yerlere vurulan fenerbahçe bu hafta lider olmuş. bu takımlardan birisi şu anda 80 puanda falan olsa yine anlayacağım. o da yok.

    yani bu sene, bariz şekilde kara leke sayılacak olan bu sezonun, hiçbir mazereti yok.

    tamam her sene şampiyon olacağız diye bir kaide yok.
    ama son 2 sezondur ne var ?
    2 sezondur ilk 2'ye giremiyoruz. hatta bu sene biraz daha azmedersek geçen yılki gibi ilk 3'te bile olamama ihtimalimiz var.
    türkiye kupası desen yok...
    avrupa desen, mucizevi bir bordeaux turundan sonrası gelmemiş, görüp görebildiğimiz uefa 4.turu... başkaları için tarihi başarı olan bu derece bizim için hayalkırıklığıdır.

    düşünüyorum, taşınıyorum fayda yok. iflas eden bakkal eski hesapları kurcalarmış. son dakikalarda yediğimiz gollerden sadece 1 tanesi bile olmasaydı, herşey bugün bambaşka olacaktı. ya da en azından içerideki fenerbahçe maçını nasıl kaybederiz, anlamak, anlam vermek, izah etmek mümkün değil. ipini çekeceğimiz takımla yapacağın maça hazırlanmazsan, maçın önemini idrak etmezsen, olacağı budur. o adam gider şampiyon olur, bizler de oturur üzülürüz, nevizaaaaddeeee diye bira açarız falan...

    başarızlığa hiç gerek olmayan şu dönemde biz neden bu hallere geldik ?
    geçmişler olsun.

    yine de kalan x maçımızı kazanırs... tamam, hızla uzaklaşıyorum.
  • 242
    ha tabi bir de, geleceğin takımını kuruyoruz şiarıyla, seneye şampiyonlar ligi'nde esecek takım geliyor nidalarıyla sezon geçiriyorsan, oturup o şampiyonlar ligi'ne katılabilmenin yolunu da sağlama alacaksın.

    total futbol iyi güzel de, arada bir de 3 puanı almanın taktiğini uygulamak lazım.

    neyse, olan oldu artık.kafa karışıklığıyla, duygu patlamarıyla, isyanlarla, acılarla geçen berbat bir sezondu. bu sezonun tek sonucu, bu işte sorumluluğu olan herkese, önümüzdeki yıl için çok büyük bir başarı bakiyesi devretmesidir. çok büyük bir borçları vardır artık.

    cümleten geçmiş olsun, bir bardak soğuk su içmeyin, ılık için, havalar daha o kadar ısınmadı.
  • 61
    dördüncü haftasını galatasaray lider geçmiştir. bugüne kadar oynanan maçlara göre üç büyüklerin değerlendirmesini yapmaya çalıştım.

    galatasaray :

    sezona fırtına gibi giren bir galatasaray var. alınan sonuçlar mükemmel. resmi maçlarda sadece 2 avrupa kupası maçında deplasmanda alınan beraberlik var. tam istatistiği de vereyim, eksik kalmasın . 6 avrupa kupası 4 lig maçında, toplam 8 galibiyet, 2 beraberlik. atılan 32, yenen 7 gol.

    üç büyükler içinde sezonu en erken açan takım oldu galatasaray. daha önceki örneklerinde sezonu erken açmanın dezavantajları olduğu görüldü.
    ancak galatasaray bu dezavantajı yaşamayacak gibi.
    çünkü, erken tutulan formun sezon içinde kaybolmasına futbolcuların fiziksel ve zihinsel yorgunluğu sebep olmaktadır. futbolcunun idmandan, maçtan, kamptan, deplasmandan bıkması en önemli tehlikedir.
    ancak, galatasaray bu sıkıntıyı rijkaard’ın bütün oyuncularını kullanması sayesinde yaşamayacak anlaşılan. rotasyon da diyorlar. bu rotasyon galatasaray’ın iştahla oynamasının sebeplerinden biri aynı zamanda.

    biraz da oyuna bakalım.

    kaleye tecrübesi, kalitesi tartışılmaz ancak ispanyadaki performansı hep tartışılan leo franco alındı. bir takımın savunmasının en önemli unsurlarından biri, savunma elemanlarının arkalarına yani kaleciye güvenerek oynamalarıdır. görülen o ki, galatasaray savunmasının böyle bir sıkıntısı yok, kaleciye güveniyorlar.
    defans dörtlüsünü tamamı milli 9 (servet çetin, gökhan zan, sabri sarıoğlu, hakan balta, emre aşık, emre güngör, uğur uçar, caner erkin, serkan kurtuluş)oyuncudan seçerek oynayabiliyor galatasaray.
    eksikleri yok mu, elbette var. tamamı milli takımda da yaşanan türk futbolcusunun genel sorunları. kademe hataları, duran toplarda iyi yer tutamama gibi.
    ancak bunlar öğrenilemeyecek şeyler değil. süper ligde çok fazla sıkıntı yaratmayacaktır takıma. sonuçta yediğinden bir fazlasını atarak puanları toplayabiliyorsunuz,galatasaray bunu başaracaktır. avrupa liginde ise daha yüksek konsantrasyonla, gerektiğinde hücumdan feragat edilerek çözülebilecek sorunlar.

    savunmanın önündeki kadroya gelince işler çetrefilleşiyor. kim orta saha, kim forvet biraz karışık takımda.
    ayhan akman, mehmet topal, mustafa sarp, tobias linderoth, barış özbek var orta saha diye nitelendirilebilecek. bu oyuncular için ne defansif ne de ofansif orta saha diyemeyiz. hepsi de hem kendi hem de rakip ceza sahasına giriyor maç boyunca. yine de topu taşıyabilecek oyuncu olarak sadece ayhan öne çıkıyor. bu eksikliği forvet hattına daha yakın oynayan futbolcular kapatıyor.

    hücum hattı ise forma savaşının en çok yaşandığı, yaşanacağı bölge. elano, baros, nonda, arda, aydın, keita, kewell daha çok şans bulan oyuncular. kulübede veya tribünde bekleyen, sezon boyunca ihtiyaç olunca oynayacak ve sırıtmayacak başka oyuncuları da var galatasaray’ın.

    kimi hoca için keyif, kimisi için kabustur bu kadro. rijkaard bugüne kadar bu kadrodan keyif aldığını kanıtladı.
    galatasaray bugüne kadar kadrosunun hakkını verdi doğrusu. bol hücum denemesi, bol gol ve illa ki iyi sonuç.
    sadece oyuncu kalitesiyle açıklanamaz bir durum var. hoca ve takımın uyumu bunun cevabı.

    bireysel taktiğini maç içinde değiştirebilecek zeki oyuncuları var galatasaray’ın.
    rakip gömüldüğünde bol pasla kanatlara inebiliyor keita, aydın, sabri, hakan balta, arda, elano ile.oyun sıkıştığında elano, kewell, arda, mehmet topal, sabri, caner ile uzaktan şutlarla gol bulabilecek galatasaray.

    geçen sezon olduğu gibi bu kadar yetenekli oyuncu verkaçlarla zaten rakibi göbekten delebiliyor, baros, nonda, elano ve arda hatta mustafa sarp ile .

    asıl önemlisi bu sezon duran topları çok iyi kullanıyor takım. kornerlerde, yandan kullanılan atışlarda üçten fazla farklı varyasyon yapabiliyor galatasaray.

    süper lig ve avrupa ligi’nde zor durumlara düşeceği maçlar da olacak galatasaray’ın. rakibin baskısıyla bunaldığı maçlar muhakkak olacak. bu durumdan kurtulmak için kontratak en büyük silah olacak. galatasaray’ın kontratağa iyi çıkacak oyuncuları da var. bugüne kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmadı takım, genellikle oyunu rakip sahaya yıktığı ve rakip üstüne gelmediği için.
    keita en önemli oyuncu kontratak oyununda. hem kuvvetli, hem topu taşıyabiliyor, hem hızlı. keita olmazsa aydın bu sezon bu işi yapabilecek gibi görünüyor. kontratağı başlatacak oyuncu leo franco olacak çoğunlukla. orta saha oyuncularının çabuk ve isabetli pas yüzdeleri önemli. burada bir sıkıntı olacak gibi duruyor, çabuk çıkılan baskınlarda ilk topları iyi pas yapabilen oyunculara vermek kilit nokta. ilk topu alacak adamlar sabri, arda, mehmet topal, mustafa sarp veya stoperler değil mesela. ama hakan balta, ayhan, kewell, keita ilk topları alması gereken oyuncular.

    bugüne kadar en kötü oynanan ankaraspor maçı gösterdi ki, galatasaray, öne geçince kontrollü oyuna da dönebiliyor, oyunu tutmayı becerebiliyor.

    bunları sağlayan elbette rijkaard. ancak unutulmaması gereken galatasaray’ı rijkaard ile birlikte neeskens 2 akıl olarak yönetiyor. diğer takımlardaki tek adam yok. bu sebeple belki de mecburen takıma karışan yönetici tipi galatasaray’da yok. zaten geleneksel olarak yöneticiler takıma karışmazlar galatasaray’da.
    işler böyle yürüdüğü için adnan sezgin pek görünmüyor ortalıkta.

    fenerbahçe :

    fenerbahçe de kayıpsız gidiyor, galatasaray gibi. iştahla oynuyor. ancak ciddi sıkıntıları var.

    fenerbahçe idmanlarda taktik çalışmış bir takım gibi oynamıyor. kaliteli oyuncularının anlık parlamalarıyla maç alıyorlar gibi gözüküyor. oyun içinde net belli oluyor, sanki futbolcuların mevkileri belli sadece, ne gibi varyasyonlar yapacakları tamamen doğaçlama gibi.
    halbuki, sezonun ilk hazırlık maçından beri tam kadro oynayan bir takımın çok daha iyi organize olması gerekli.

    sürekli aynı oyuncularla oynamak ilerleyen zamanda ciddi sıkıntılara yol açar. forma rekabeti ortadan kalkarsa, kenarda bekleyenlerin kendilerini hazır tutmaları zorlaşır. iştah azalır. oyuncuların dinlendirilmemiş olması sakatlık riskini arttırır. galatasaray’da uygulanan rotasyonun faydalarının, uygulanmadığında tersi fenerbahçe için geçerli olacaktır.

    fenerbahçe’yi ayakta tutan volkan demirel’in formu, alex’in becerisi ve zekası ile bu sezon iyi başlayan emre’nin hırsı. ancak, standart olarak yine oyundan atılmayı başardı. elbette, maç içinde üzerine binen büyük yük de onun zaten dingildek olan sinirlerini iyice zıplatıyor.

    ayrıca, oyunu tutamıyor fenerbahçe. oynamaları gereken taktik kesinlikle kontratak. alex’in becerisi ve güiza’nın hızıyla goller bulmaya çalışmalılar. yoksa çok zorlanacak fenerbahçe.

    şu anda işler iyi gidiyor fenerbahçe için. biraz sendelediklerinde daum’un futbolcusunu anında satan karakteri ile 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü almış tribünlerin oluşturacakları baskı fenerbahçe’yi dağıtabilir.

    fenerbahçe maçlarında kötü oynadığında bile puan kaybeder diyemiyorum, her an skoru değiştirebilecek futbolcuları var. alex, santos, semih gibi.

    beşiktaş :

    beşiktaş da sezona hızlı girdi, ama puan ve futbol olarak değil, iştah olarak.
    çok mücadele ediyorlar, ancak oyuncu kalitesi bu kadar.

    fenerbahçe’nin tersine beşiktaş maçlarında belli oluyor puan kaybedeceği. oyun ve skor sıkıştığında açacak oyuncusu yok beşiktaş’ın. nihat kahveci, son 2 sezonun aynısını sürdürüyor. sakatlıklar sebebiyle gol atamadan geçtiği sezonlardaki gibi güçsüz
    tabata transferi sorunlarını çözebilir. yoksa işin orta sahasının savunma yönü fink ve ernst gibi oyuncuyla en sağlam takım beşiktaş.

    ama gerek savunmaları gerek kalecileri güven vermiyor.

    mustafa denizli, her zamanki gibi. klasik hale gelmiş şekilde medya yoluyla motivasyon yapıyor. oyuncu değişikliklerinde yine aynı hataları yapıyor. galatasaray’ı çalıştırırken de oyun sıkışınca mirsad’ı oyuna alır ama prekazi’yi çıkarırdı, ah be hocam tanju’la mirsad’a gol pasını kim atacak derdim.

    bana öyle geliyor ki, mustafa denizli, sezon ortasında, bir bahaneyle (ki bahane aramaya çok gerek yok) yıldırım demirören ile kapışıp takımı bırakabilir.

    süper lig’in ilk dört haftası ve avrupa ligi eleme maçlarının gösterdiği tablo bunları anlatıyor bana.
App Store'dan indirin Google Play'den alın