61
dördüncü haftasını galatasaray lider geçmiştir. bugüne kadar oynanan maçlara göre üç büyüklerin değerlendirmesini yapmaya çalıştım.
galatasaray :
sezona fırtına gibi giren bir galatasaray var. alınan sonuçlar mükemmel. resmi maçlarda sadece 2 avrupa kupası maçında deplasmanda alınan beraberlik var. tam istatistiği de vereyim, eksik kalmasın . 6 avrupa kupası 4 lig maçında, toplam 8 galibiyet, 2 beraberlik. atılan 32, yenen 7 gol.
üç büyükler içinde sezonu en erken açan takım oldu galatasaray. daha önceki örneklerinde sezonu erken açmanın dezavantajları olduğu görüldü.
ancak galatasaray bu dezavantajı yaşamayacak gibi.
çünkü, erken tutulan formun sezon içinde kaybolmasına futbolcuların fiziksel ve zihinsel yorgunluğu sebep olmaktadır. futbolcunun idmandan, maçtan, kamptan, deplasmandan bıkması en önemli tehlikedir.
ancak, galatasaray bu sıkıntıyı rijkaard’ın bütün oyuncularını kullanması sayesinde yaşamayacak anlaşılan. rotasyon da diyorlar. bu rotasyon galatasaray’ın iştahla oynamasının sebeplerinden biri aynı zamanda.
biraz da oyuna bakalım.
kaleye tecrübesi, kalitesi tartışılmaz ancak ispanyadaki performansı hep tartışılan leo franco alındı. bir takımın savunmasının en önemli unsurlarından biri, savunma elemanlarının arkalarına yani kaleciye güvenerek oynamalarıdır. görülen o ki, galatasaray savunmasının böyle bir sıkıntısı yok, kaleciye güveniyorlar.
defans dörtlüsünü tamamı milli 9 (servet çetin, gökhan zan, sabri sarıoğlu, hakan balta, emre aşık, emre güngör, uğur uçar, caner erkin, serkan kurtuluş)oyuncudan seçerek oynayabiliyor galatasaray.
eksikleri yok mu, elbette var. tamamı milli takımda da yaşanan türk futbolcusunun genel sorunları. kademe hataları, duran toplarda iyi yer tutamama gibi.
ancak bunlar öğrenilemeyecek şeyler değil. süper ligde çok fazla sıkıntı yaratmayacaktır takıma. sonuçta yediğinden bir fazlasını atarak puanları toplayabiliyorsunuz,galatasaray bunu başaracaktır. avrupa liginde ise daha yüksek konsantrasyonla, gerektiğinde hücumdan feragat edilerek çözülebilecek sorunlar.
savunmanın önündeki kadroya gelince işler çetrefilleşiyor. kim orta saha, kim forvet biraz karışık takımda.
ayhan akman, mehmet topal, mustafa sarp, tobias linderoth, barış özbek var orta saha diye nitelendirilebilecek. bu oyuncular için ne defansif ne de ofansif orta saha diyemeyiz. hepsi de hem kendi hem de rakip ceza sahasına giriyor maç boyunca. yine de topu taşıyabilecek oyuncu olarak sadece ayhan öne çıkıyor. bu eksikliği forvet hattına daha yakın oynayan futbolcular kapatıyor.
hücum hattı ise forma savaşının en çok yaşandığı, yaşanacağı bölge. elano, baros, nonda, arda, aydın, keita, kewell daha çok şans bulan oyuncular. kulübede veya tribünde bekleyen, sezon boyunca ihtiyaç olunca oynayacak ve sırıtmayacak başka oyuncuları da var galatasaray’ın.
kimi hoca için keyif, kimisi için kabustur bu kadro. rijkaard bugüne kadar bu kadrodan keyif aldığını kanıtladı.
galatasaray bugüne kadar kadrosunun hakkını verdi doğrusu. bol hücum denemesi, bol gol ve illa ki iyi sonuç.
sadece oyuncu kalitesiyle açıklanamaz bir durum var. hoca ve takımın uyumu bunun cevabı.
bireysel taktiğini maç içinde değiştirebilecek zeki oyuncuları var galatasaray’ın.
rakip gömüldüğünde bol pasla kanatlara inebiliyor keita, aydın, sabri, hakan balta, arda, elano ile.oyun sıkıştığında elano, kewell, arda, mehmet topal, sabri, caner ile uzaktan şutlarla gol bulabilecek galatasaray.
geçen sezon olduğu gibi bu kadar yetenekli oyuncu verkaçlarla zaten rakibi göbekten delebiliyor, baros, nonda, elano ve arda hatta mustafa sarp ile .
asıl önemlisi bu sezon duran topları çok iyi kullanıyor takım. kornerlerde, yandan kullanılan atışlarda üçten fazla farklı varyasyon yapabiliyor galatasaray.
süper lig ve avrupa ligi’nde zor durumlara düşeceği maçlar da olacak galatasaray’ın. rakibin baskısıyla bunaldığı maçlar muhakkak olacak. bu durumdan kurtulmak için kontratak en büyük silah olacak. galatasaray’ın kontratağa iyi çıkacak oyuncuları da var. bugüne kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmadı takım, genellikle oyunu rakip sahaya yıktığı ve rakip üstüne gelmediği için.
keita en önemli oyuncu kontratak oyununda. hem kuvvetli, hem topu taşıyabiliyor, hem hızlı. keita olmazsa aydın bu sezon bu işi yapabilecek gibi görünüyor. kontratağı başlatacak oyuncu leo franco olacak çoğunlukla. orta saha oyuncularının çabuk ve isabetli pas yüzdeleri önemli. burada bir sıkıntı olacak gibi duruyor, çabuk çıkılan baskınlarda ilk topları iyi pas yapabilen oyunculara vermek kilit nokta. ilk topu alacak adamlar sabri, arda, mehmet topal, mustafa sarp veya stoperler değil mesela. ama hakan balta, ayhan, kewell, keita ilk topları alması gereken oyuncular.
bugüne kadar en kötü oynanan ankaraspor maçı gösterdi ki, galatasaray, öne geçince kontrollü oyuna da dönebiliyor, oyunu tutmayı becerebiliyor.
bunları sağlayan elbette rijkaard. ancak unutulmaması gereken galatasaray’ı rijkaard ile birlikte neeskens 2 akıl olarak yönetiyor. diğer takımlardaki tek adam yok. bu sebeple belki de mecburen takıma karışan yönetici tipi galatasaray’da yok. zaten geleneksel olarak yöneticiler takıma karışmazlar galatasaray’da.
işler böyle yürüdüğü için adnan sezgin pek görünmüyor ortalıkta.
fenerbahçe :
fenerbahçe de kayıpsız gidiyor, galatasaray gibi. iştahla oynuyor. ancak ciddi sıkıntıları var.
fenerbahçe idmanlarda taktik çalışmış bir takım gibi oynamıyor. kaliteli oyuncularının anlık parlamalarıyla maç alıyorlar gibi gözüküyor. oyun içinde net belli oluyor, sanki futbolcuların mevkileri belli sadece, ne gibi varyasyonlar yapacakları tamamen doğaçlama gibi.
halbuki, sezonun ilk hazırlık maçından beri tam kadro oynayan bir takımın çok daha iyi organize olması gerekli.
sürekli aynı oyuncularla oynamak ilerleyen zamanda ciddi sıkıntılara yol açar. forma rekabeti ortadan kalkarsa, kenarda bekleyenlerin kendilerini hazır tutmaları zorlaşır. iştah azalır. oyuncuların dinlendirilmemiş olması sakatlık riskini arttırır. galatasaray’da uygulanan rotasyonun faydalarının, uygulanmadığında tersi fenerbahçe için geçerli olacaktır.
fenerbahçe’yi ayakta tutan volkan demirel’in formu, alex’in becerisi ve zekası ile bu sezon iyi başlayan emre’nin hırsı. ancak, standart olarak yine oyundan atılmayı başardı. elbette, maç içinde üzerine binen büyük yük de onun zaten dingildek olan sinirlerini iyice zıplatıyor.
ayrıca, oyunu tutamıyor fenerbahçe. oynamaları gereken taktik kesinlikle kontratak. alex’in becerisi ve güiza’nın hızıyla goller bulmaya çalışmalılar. yoksa çok zorlanacak fenerbahçe.
şu anda işler iyi gidiyor fenerbahçe için. biraz sendelediklerinde daum’un futbolcusunu anında satan karakteri ile 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü almış tribünlerin oluşturacakları baskı fenerbahçe’yi dağıtabilir.
fenerbahçe maçlarında kötü oynadığında bile puan kaybeder diyemiyorum, her an skoru değiştirebilecek futbolcuları var. alex, santos, semih gibi.
beşiktaş :
beşiktaş da sezona hızlı girdi, ama puan ve futbol olarak değil, iştah olarak.
çok mücadele ediyorlar, ancak oyuncu kalitesi bu kadar.
fenerbahçe’nin tersine beşiktaş maçlarında belli oluyor puan kaybedeceği. oyun ve skor sıkıştığında açacak oyuncusu yok beşiktaş’ın. nihat kahveci, son 2 sezonun aynısını sürdürüyor. sakatlıklar sebebiyle gol atamadan geçtiği sezonlardaki gibi güçsüz
tabata transferi sorunlarını çözebilir. yoksa işin orta sahasının savunma yönü fink ve ernst gibi oyuncuyla en sağlam takım beşiktaş.
ama gerek savunmaları gerek kalecileri güven vermiyor.
mustafa denizli, her zamanki gibi. klasik hale gelmiş şekilde medya yoluyla motivasyon yapıyor. oyuncu değişikliklerinde yine aynı hataları yapıyor. galatasaray’ı çalıştırırken de oyun sıkışınca mirsad’ı oyuna alır ama prekazi’yi çıkarırdı, ah be hocam tanju’la mirsad’a gol pasını kim atacak derdim.
bana öyle geliyor ki, mustafa denizli, sezon ortasında, bir bahaneyle (ki bahane aramaya çok gerek yok) yıldırım demirören ile kapışıp takımı bırakabilir.
süper lig’in ilk dört haftası ve avrupa ligi eleme maçlarının gösterdiği tablo bunları anlatıyor bana.
galatasaray :
sezona fırtına gibi giren bir galatasaray var. alınan sonuçlar mükemmel. resmi maçlarda sadece 2 avrupa kupası maçında deplasmanda alınan beraberlik var. tam istatistiği de vereyim, eksik kalmasın . 6 avrupa kupası 4 lig maçında, toplam 8 galibiyet, 2 beraberlik. atılan 32, yenen 7 gol.
üç büyükler içinde sezonu en erken açan takım oldu galatasaray. daha önceki örneklerinde sezonu erken açmanın dezavantajları olduğu görüldü.
ancak galatasaray bu dezavantajı yaşamayacak gibi.
çünkü, erken tutulan formun sezon içinde kaybolmasına futbolcuların fiziksel ve zihinsel yorgunluğu sebep olmaktadır. futbolcunun idmandan, maçtan, kamptan, deplasmandan bıkması en önemli tehlikedir.
ancak, galatasaray bu sıkıntıyı rijkaard’ın bütün oyuncularını kullanması sayesinde yaşamayacak anlaşılan. rotasyon da diyorlar. bu rotasyon galatasaray’ın iştahla oynamasının sebeplerinden biri aynı zamanda.
biraz da oyuna bakalım.
kaleye tecrübesi, kalitesi tartışılmaz ancak ispanyadaki performansı hep tartışılan leo franco alındı. bir takımın savunmasının en önemli unsurlarından biri, savunma elemanlarının arkalarına yani kaleciye güvenerek oynamalarıdır. görülen o ki, galatasaray savunmasının böyle bir sıkıntısı yok, kaleciye güveniyorlar.
defans dörtlüsünü tamamı milli 9 (servet çetin, gökhan zan, sabri sarıoğlu, hakan balta, emre aşık, emre güngör, uğur uçar, caner erkin, serkan kurtuluş)oyuncudan seçerek oynayabiliyor galatasaray.
eksikleri yok mu, elbette var. tamamı milli takımda da yaşanan türk futbolcusunun genel sorunları. kademe hataları, duran toplarda iyi yer tutamama gibi.
ancak bunlar öğrenilemeyecek şeyler değil. süper ligde çok fazla sıkıntı yaratmayacaktır takıma. sonuçta yediğinden bir fazlasını atarak puanları toplayabiliyorsunuz,galatasaray bunu başaracaktır. avrupa liginde ise daha yüksek konsantrasyonla, gerektiğinde hücumdan feragat edilerek çözülebilecek sorunlar.
savunmanın önündeki kadroya gelince işler çetrefilleşiyor. kim orta saha, kim forvet biraz karışık takımda.
ayhan akman, mehmet topal, mustafa sarp, tobias linderoth, barış özbek var orta saha diye nitelendirilebilecek. bu oyuncular için ne defansif ne de ofansif orta saha diyemeyiz. hepsi de hem kendi hem de rakip ceza sahasına giriyor maç boyunca. yine de topu taşıyabilecek oyuncu olarak sadece ayhan öne çıkıyor. bu eksikliği forvet hattına daha yakın oynayan futbolcular kapatıyor.
hücum hattı ise forma savaşının en çok yaşandığı, yaşanacağı bölge. elano, baros, nonda, arda, aydın, keita, kewell daha çok şans bulan oyuncular. kulübede veya tribünde bekleyen, sezon boyunca ihtiyaç olunca oynayacak ve sırıtmayacak başka oyuncuları da var galatasaray’ın.
kimi hoca için keyif, kimisi için kabustur bu kadro. rijkaard bugüne kadar bu kadrodan keyif aldığını kanıtladı.
galatasaray bugüne kadar kadrosunun hakkını verdi doğrusu. bol hücum denemesi, bol gol ve illa ki iyi sonuç.
sadece oyuncu kalitesiyle açıklanamaz bir durum var. hoca ve takımın uyumu bunun cevabı.
bireysel taktiğini maç içinde değiştirebilecek zeki oyuncuları var galatasaray’ın.
rakip gömüldüğünde bol pasla kanatlara inebiliyor keita, aydın, sabri, hakan balta, arda, elano ile.oyun sıkıştığında elano, kewell, arda, mehmet topal, sabri, caner ile uzaktan şutlarla gol bulabilecek galatasaray.
geçen sezon olduğu gibi bu kadar yetenekli oyuncu verkaçlarla zaten rakibi göbekten delebiliyor, baros, nonda, elano ve arda hatta mustafa sarp ile .
asıl önemlisi bu sezon duran topları çok iyi kullanıyor takım. kornerlerde, yandan kullanılan atışlarda üçten fazla farklı varyasyon yapabiliyor galatasaray.
süper lig ve avrupa ligi’nde zor durumlara düşeceği maçlar da olacak galatasaray’ın. rakibin baskısıyla bunaldığı maçlar muhakkak olacak. bu durumdan kurtulmak için kontratak en büyük silah olacak. galatasaray’ın kontratağa iyi çıkacak oyuncuları da var. bugüne kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmadı takım, genellikle oyunu rakip sahaya yıktığı ve rakip üstüne gelmediği için.
keita en önemli oyuncu kontratak oyununda. hem kuvvetli, hem topu taşıyabiliyor, hem hızlı. keita olmazsa aydın bu sezon bu işi yapabilecek gibi görünüyor. kontratağı başlatacak oyuncu leo franco olacak çoğunlukla. orta saha oyuncularının çabuk ve isabetli pas yüzdeleri önemli. burada bir sıkıntı olacak gibi duruyor, çabuk çıkılan baskınlarda ilk topları iyi pas yapabilen oyunculara vermek kilit nokta. ilk topu alacak adamlar sabri, arda, mehmet topal, mustafa sarp veya stoperler değil mesela. ama hakan balta, ayhan, kewell, keita ilk topları alması gereken oyuncular.
bugüne kadar en kötü oynanan ankaraspor maçı gösterdi ki, galatasaray, öne geçince kontrollü oyuna da dönebiliyor, oyunu tutmayı becerebiliyor.
bunları sağlayan elbette rijkaard. ancak unutulmaması gereken galatasaray’ı rijkaard ile birlikte neeskens 2 akıl olarak yönetiyor. diğer takımlardaki tek adam yok. bu sebeple belki de mecburen takıma karışan yönetici tipi galatasaray’da yok. zaten geleneksel olarak yöneticiler takıma karışmazlar galatasaray’da.
işler böyle yürüdüğü için adnan sezgin pek görünmüyor ortalıkta.
fenerbahçe :
fenerbahçe de kayıpsız gidiyor, galatasaray gibi. iştahla oynuyor. ancak ciddi sıkıntıları var.
fenerbahçe idmanlarda taktik çalışmış bir takım gibi oynamıyor. kaliteli oyuncularının anlık parlamalarıyla maç alıyorlar gibi gözüküyor. oyun içinde net belli oluyor, sanki futbolcuların mevkileri belli sadece, ne gibi varyasyonlar yapacakları tamamen doğaçlama gibi.
halbuki, sezonun ilk hazırlık maçından beri tam kadro oynayan bir takımın çok daha iyi organize olması gerekli.
sürekli aynı oyuncularla oynamak ilerleyen zamanda ciddi sıkıntılara yol açar. forma rekabeti ortadan kalkarsa, kenarda bekleyenlerin kendilerini hazır tutmaları zorlaşır. iştah azalır. oyuncuların dinlendirilmemiş olması sakatlık riskini arttırır. galatasaray’da uygulanan rotasyonun faydalarının, uygulanmadığında tersi fenerbahçe için geçerli olacaktır.
fenerbahçe’yi ayakta tutan volkan demirel’in formu, alex’in becerisi ve zekası ile bu sezon iyi başlayan emre’nin hırsı. ancak, standart olarak yine oyundan atılmayı başardı. elbette, maç içinde üzerine binen büyük yük de onun zaten dingildek olan sinirlerini iyice zıplatıyor.
ayrıca, oyunu tutamıyor fenerbahçe. oynamaları gereken taktik kesinlikle kontratak. alex’in becerisi ve güiza’nın hızıyla goller bulmaya çalışmalılar. yoksa çok zorlanacak fenerbahçe.
şu anda işler iyi gidiyor fenerbahçe için. biraz sendelediklerinde daum’un futbolcusunu anında satan karakteri ile 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü almış tribünlerin oluşturacakları baskı fenerbahçe’yi dağıtabilir.
fenerbahçe maçlarında kötü oynadığında bile puan kaybeder diyemiyorum, her an skoru değiştirebilecek futbolcuları var. alex, santos, semih gibi.
beşiktaş :
beşiktaş da sezona hızlı girdi, ama puan ve futbol olarak değil, iştah olarak.
çok mücadele ediyorlar, ancak oyuncu kalitesi bu kadar.
fenerbahçe’nin tersine beşiktaş maçlarında belli oluyor puan kaybedeceği. oyun ve skor sıkıştığında açacak oyuncusu yok beşiktaş’ın. nihat kahveci, son 2 sezonun aynısını sürdürüyor. sakatlıklar sebebiyle gol atamadan geçtiği sezonlardaki gibi güçsüz
tabata transferi sorunlarını çözebilir. yoksa işin orta sahasının savunma yönü fink ve ernst gibi oyuncuyla en sağlam takım beşiktaş.
ama gerek savunmaları gerek kalecileri güven vermiyor.
mustafa denizli, her zamanki gibi. klasik hale gelmiş şekilde medya yoluyla motivasyon yapıyor. oyuncu değişikliklerinde yine aynı hataları yapıyor. galatasaray’ı çalıştırırken de oyun sıkışınca mirsad’ı oyuna alır ama prekazi’yi çıkarırdı, ah be hocam tanju’la mirsad’a gol pasını kim atacak derdim.
bana öyle geliyor ki, mustafa denizli, sezon ortasında, bir bahaneyle (ki bahane aramaya çok gerek yok) yıldırım demirören ile kapışıp takımı bırakabilir.
süper lig’in ilk dört haftası ve avrupa ligi eleme maçlarının gösterdiği tablo bunları anlatıyor bana.