• 1
    avrupa'da sıkça gözlenen dayatma. şu sıralar bu dayatmaya karşı gelen real madrid'e ceza verileceği konuşuluyor.

    önce bağcıklarla başlayan süreç formalara, takımların logolarına kadar ilerledi.

    üstelik bu dayatmayı kabul etmeyenleri homofobik olarak adlandıran bir güruh var ki evlere şenlik.

    saygı duymak ayrı, dayatmak ayrı. saygı duyulmalı fakat dayatılmamalı.
  • 10
    bu dayatmayı görmek istemeyenlerin en büyük argümanı "ne oldu bayrak gördün de gay mi oldun, bakkalın memelerini mi okşadın hemen ehijihi".

    en azından kendim için söyleyim. ya kardeşim ben bayrak taşımak istemiyorum, is-te-mi-yo-rum. bayrak taşıyanla da bayrak asılmasıyla da şirketlerin bu ekibi bir aylığına logo değiştirip davar gibi gütmesiyle ilgili de bir problemi yok. zerre kadar bir problemim yok. insanların tercihlerinden dolayı ayrımcılığa uğramasına da sonuna kadar karşıyım. bayrak görmekten tahrik de olmuyorum. çevremdeki eşcinsel bir birey ilişkisini hetero birisi gibi de tabi ki yaşayabilir. ama biri beni çevirip "bu bayrağı arabana asıp gezmek zorundasın, bu tshirti giymek zorundasın yoksa faşistsin" derse, o bayrağı o adamın g.tüne sokarım. kim lan bu insanlar hangi cüretle buna zorlayabiliyorlar insanı?

    neyse muhabbetin çıkış noktası da tam olarak bu, dayatma denilen bu. gueye'nin yaşadığı da bu. kimse aaa bayrak gördüm bana eşcinsellik dayatılıyor demiyor. kardeşim bana zorla propagandanı yaptıramazsın diyor. ben türkiye'de alevilere yapılan ayrımcılığa da karşıyım ama alnıma zülfikar dövmesi yaptırıp gezmiyorum. ben insanların kimliğini, görüşünü belli ettiği zorlama hareketlerden de haz etmiyorum. arabama atatürk stickerı yapıştırmadan da atatürkçü olabiliyorum, bunu ekstra belirtmeme gerek yok. yapıştırana karşı bir tepkim yok hatta bazen gönlüm okşanıyor ama biri önüme çıkıp "al bu atatürk stickerını yapıştır gez yoksa siyasal islamcısın" derse uygulayacağım tarifeyi yukarıda belirttim.

    ayrımcılık parolasıyla yola çıkan nur topu gibi bir "inanmıyorsan da saygı duy" jr siyasal islamcı tayfamız oldu. saygı duyuyorum diyorsun o zaman namaz kıl diyor. ben zaten kendim kılıyorum diyorsun o zaman gel beraber kılalım ben de kıldığını görüyüm diyor, asla yetinmiyor. kardeşim salın bi milleti amk.

    velhasıl bu lgbt tayfa yavaş yavaş kendini zehirlemeye başladı günün sonunda harbiden kendileriyle hiçbir sorunu olmayan, saygı duyan, gösterişsiz de olsa destekleyen insanları da kendilerine düşman edecekler. yani şöyle bakınca bence hedeflenen de bu. karşılarında net bir düşman olmamasının eksikliğini çekiyorlar.
  • 25
    var böyle birşey. asla anlam veremiyorum, bu spor meretiyle uğraşan onlarca ırktan onlarca inançtan insan var. kimine göre doğru kimine göre yanlış, kimine ters kimine düz. size ne abi kimin neyi desteklediğinden, kimseyi zorlayamaz ya da mobbing uygulayamazsınız. bir kesimin haklarını savunurken diğer kesimin haklarını elinden alıyorsunuz. bu mu hoşgörü bu mu medeniyet. sporun birleştirici özelliğini ayrıştırıcı olarak kullanmaktır bu. o renkli bandı ya da formayı giymek istemeyen sonuna kadar haklıdır, adamın inancı bu. isteyen de gece yatarken ya da sokakta giysin kime ne. sporu buna alet etmeyin yeter.
  • 29
    saygı çerçevesine dayandırılarak destekçilerine de saygı gösterilmesi istenen lakin bir saygısızlık yapmayıp sadece destekçisi olmadığınızı belirttiğinizde cezalara veya nefret söylemlerine maruz kaldığınız dayatma.

    saygı tek taraflı beklenmez. tek taraflı olursa itaat olur. kendi fikirlerinize saygı gösterilmesini isteyip başkasının fikri sizin fikrinize uymuyor diye saygısızlık yapamazsınız.

    böyle bir dünya yok.
  • 35
    herkesin özgürce yaşamasına inanan biri olarak benim de dayatma olduğunu düşündüğüm biçimdir.

    kim bilir yıllar sonra belki buna, bunlar olmasa bu davranışlar olmazdı diyeceğiz belki gereklidir bilemiyorum.

    he bu arada evet insan hak özgürlükler, mülteciler, benimsemeler falan. yersen. evet, avrupa. medeniyetin beşiği.

    suriyeliler gelmesin, bizim yapımızı bozmasın diye yırtınan ülkeler, daha düne kadar savaşlarda neler yapmış ülkeler. evet orada da insanlar yaşıyor, sorun şu ki başka yerlerde de insanlar yaşıyor.
  • 4
    saygı duymak ve desteklemek çok farklı kavramlardır. ben herkesin cinsel yönelimine saygı duyuyorum ama desteklemiyorum (bu durumdan kastım gidip bu durum için bir paylaşım ya da destek mesajı atmak). atana da saygım var. lakin nasıl bu sürece destek verenlere saygı duyulması gerekiyorsa bu sürece destek vermeyerek saygı duyan ve hakaret gibi eylemlerde bulunmayan kişilere de kurumlara da saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. son dönemde birçok kurum ve kuruluş bu süreci reklam ve imaj amaçlı aktivist bir çizgide yönetiyorlar. özellikle global markalar madem bu kadar destek meraklısı iseler neden orta doğu ya da farklı bazı ülkelerde logolarını değiştiremiyorlar. işte sorun tam olarak bu. ya her yerde aynı davranın ya da ticari kaygılar yüzünden sahte dayatmalar yapmayın. futbolda da bu durum geçerli. kimse zorla bu dayatmayı temsil etmek ya da formayı giymek zorunda değil. ha hem bu formayı giymeyip hem de hakaret içeren tepki veriyorsa o zaman hatalıdır o başka konu. ama her şey saygıyla alakalı. futbolda cıvkı çıkmaya başlayan bütünleştirici değil aksine ötekileştiren bir dayatmadır.
  • 28
    yani evet var böyle bir dayatma ama forma numarasının rengarenk olması bir adamı lgbt destekçisi yapmaz.
    var olan ve sürekli olarak artan bir şeyin önüne geçemezsiniz.
    eşcinsellik, lezbiyenlik veya adı her neyse dünya varolduğundan beri olan bir şey.
    bunu bastırarak veya yok sayarak bitiremezsiniz.
    ikinci dünya savaşını bitiren dahi alan turing o dönem eşcinsel olduğu için zorbalıklara maruz kaldı ve intihar etti.
    bugün yaşıyor olsa ingiltere’de kimse tercihiyle ilgilenmezdi.
    dünya’nın geldiği ve gideceği yönü göstermek açısından net örnek olduğunu düşünüyorum.
    başlığa dönecek olursak formayı giymek istemeyen oyuncuya para cezası vermek zorbalıktır.
    herkesin düşüncesine saygı duyuyoruz dedikten sonra yapılan iş söylenenle tezat oluşturmaktadır.
    he bu arada bir dayatma varsa bence sporda değil de, daha çok dijital platformlarda olandır.
    olur olmaz her dizinin içinde görmekten artık gına geldi.
  • 48
    şu an "lgbt t-shirti giymeyi reddediyorsan, pazu bandı takmak istemiyorsan bu ligde oynayamazsın" soytarılık seviyesinde olduğu için diğer alanlardaki lgbt dayatmalarına göre baya hafiftir.

    keza futboldaki dayatmanın bir netflix seviyesine erişmesi için her daim ilk 11 de min 1 trans, 2 biseksüel, 2 de eşcinsel futbolcu olması zorunluluğu falan gerekiyor. tabi bu 5 oyuncunun da en az 3ü siyahi olacak. velhasıl yine iyi durumdayız. sessizce bu saçma göze sokma modasının geçmesini bekleyeceğiz. tepki vermezseniz zaten yeterince ilgi çekemedikleri için süreç hızlanacaktır.
  • 58
    cinsel kimliklerini sarsılmaz bir şekilde oturtamamış insanlar için özendirme ya da dayatma olarak adlandırılabilir. ben mesela heteroseksüel biriyim ve bunun benim açımdan tartışmaya açık bir yönü yok. dolayısıyla herhangi bir lgbt paylaşımını özendirme veya dayatma olarak yorumlamıyorum, bunun mücadele edilmesi gereken bir şey olduğunu da düşünmüyorum.
  • 6
    iki yüzlülüktür. daha da kötüsü küresel bazı kesimlerin düğmeye basmasıdır.

    dünyada savaşlardan, açlıktan, ilaç deneylerinden, silah deneylerinden, kötü yaşam koşullarından milyonlarca insan, çocuk bebek, canlı hayvan ölürken birleşmeyenler, dünyaya mesaj verme kaygısı taşımayanlar, konu lgbt olunca aynı yerden düğmeye basılmışcasına hareket etmelerini sorgulamak gerekir.

    kimsenin cinsel tercihi umurumda değil, kim kiminle ne yapıyorsa yapsın. ama bunu kimseye dayatamazsın, hele hele zorla benim bayrağımı taşıyacaksın deme cüretini gösteremezsin.
    etki tepki meselesi bunlar, sen bunu yapmaya çalışırsan yarın daha büyük tepkiler ile karşılaşırsın.
  • 15
    hobbes’a göre insanlar doğuştan eşittir. yani doğa insanları hem bedensel olarak hem de zihinsel olarak eşit yaratmıştır. bu nedenle bedensel güç bakımından en zayıf olan kişi bile, ya gizli bir şekilde ya da kendisi gibi aynı tehlike altında olan başkalarıyla birleşerek en güçlü kişiyi öldürmeye yetecek kadar güçlüdür.

    bu kapsamda doğal olarak herkesin her şeye hakkı vardır ve insanlar her şeyi yapma özgürlüğüne sahiptir. ancak doğal durumdaki bu eşitlikten de güvensizlik doğar. bu nedenle iki kişi aynı anda özgürlük ve eşitlik adı altında bir şeyi arzu ederse birbirine düşman olurlar. birbirinin yaşamlarını ya da özgürlüklerini tehdit ederler. bu güvensizlik ortamında zorunlu olarak savaş doğar. bu savaş ortamından kaçınmak için insanlar devletleri ve yasaları oluşturarak doğal özgürlüklerini terkedip hukuki özgürlükleri tercih etmişlerdir. artık herkes her şeyi aynı anda kendini daha üstün ya da daha altta görerek bir şeyi yapma özgürlüğüne sahip değildir.

    tüm bu anlatılanlar çerçevesinde sadece spor değil hayatın herhangi bir alanında lgbt ya da başka bir özgürlükçü hakkın herhangi biri üzerinde dayatma hakkı olamaz. sadece ve sadece temel hak ve özgürlükler kapsamında diğer bireyler gibi haklara sahiptir. bu temel hak ve özgürlükler dayatma ile değil mevcut anayasal düzen çerçevesinde talep edilir ve korunur.
  • 37
    milletin livatası nasıl politik bir mevzu haline geldi anlamadım. kimin kimle ne yaptığı hiç kimseyi ilgilendirmez ama bu radikal duruşların altında genelde uç örgüt bağlantıları oluyor. örneğin lgbt vakfının 6 şubat depremini kürdistan suriye ve türkiye diye belirtmesi gibi. sporla alakası olmayan bir konunun zorla ve sürekli olarak gündemde tutulması ne gibi bir farkındalık yaratıyor merak ediyorum.
  • 19
    idrissa gueye'ye uygulanan dayatmadır. homofobiklik gibi bu da bir problem haline gelmiştir.

    kişilerin bireysel haklarına müdahale etmediği sürece bir insanın istediği gibi düşünmeye hakkı vardır. kimseye zorla senin ismini gökkuşağı renkleriyle yazıp lgbt propagandası yapacağız diyemezsiniz. böyle bir teklifte bulunup reddedilince de medya yoluyla insana bu konuda baskı yapamazsınız. çünkü bu aşamaya gelindiği anda bu olay artık bir dayatmadır. bunu yapmakla eşcinsel bir bireyi tercihinden ötürü işinden etmek arasında hiçbir fark yoktur.
  • 12
    diyelim ki dünyadaki tüm dinlerde eşcinsellik yasak ve büyük bir günah. ki büyük nüfuzlu dinlerde de öyle. şimdi tanrısı öyle istediği için kendi dininin emir ve yasaklarına riayet edip eşcinsellik, lgbt tarzı şeylerden hazzetmeyen insanların inanç özgürlüğüne mi önce saygı duyacağız yoksa lgbti kavramı kapsamındaki insanlara mı? bunu eskinin dindarı, şimdinin inançsızı biri olarak soruyorum. yani lafın kısası, benim inanç özgürlüğüm çerçevesinde lgbti karşıtı olabilme hakkım da olmuş oluyor. şimdi çık işin içinden. kimsenin de kafasına saygı duyma fikrini yapay bir şekilde yerleştirmezsin. bu yüzden de giderek artan bu farkındalık çalışmaları bu soyut mevzunun giderek dayatma gibi görülmeye başlanmasına haliyle sebep oluyor.
    her grubun kendi için farkındalık oluşturmaya çalışması en doğal hakkıdır lakin kimin neye saygı duyup duymayacağı ya da hazzetmeyeceği kendi bileceği iştir.
  • 18
    dayatma değil farkındalık yaratma çabasıdır. sen lgbti bayrağı görmekten rahatsız olduğun sürece bu çaba da var olmaya devam edecek maalesef.

    herkes de diyor ki “benim onlarla bi problemim yok ama gözüme gözüme de sokmasınlar.” sorun sen değilsin zaten merak etme. sorun onlarla bi problemi olanlar, şiddet gösterenler, hapse atanlar, anomali olarak görenler. ve böyleleri var olduğu sürece lgbti aktivizmi de var olmaya devam edecek, üzgünüm.

    mesela sen amerika’da “mini etek giyenlere özgürlük, artık bacaklarımıza yiyecek gibi bakılmasın” diyen kadın gördün mü? göremezsin. neden? çünkü yiyecek gibi bakılmıyor. nerede görürsün bunu diyen ablayı? konya’da görürsün mesela. niye? çünkü miniyle sokağa çıkarsan dışarda dolaşan dillerle muhatap olursun.

    yukarıda bir yazar arkadaşımızın değindiği gibi, bu işler etki tepki mevzusu. eğitilmekten korkmayın, insanların cinsel eğilimlerini(tercih değil) düşünmediğiniz, farketmediğiniz zaman böyle bir aktivizm kalmayacak. siz rahatsız ol(ma)dukça, bu böyle devam edecek. ikide bir zokora olayını savunan emre b. gibi “benim de zenci arkadaşlarım var” demenin bi manası yok.

    bu bir hastalık, onlar da öyle olmayıverseymiş demek, intiharın eşiğindeki bir akıl hastasına sıfır eğitimle ters psikoloji yapmakla eşdeğer. öyle hissetmeden bunun bir tercih mi yoksa eğilim mi olduğunu yorumlamak size düşmez. türkiye’nin en kapalı coğrafyalarında yaşayan bir insanın ben eşcinselim demesi, eşcinsel olmasına rağmen ben heteroseksüelim demesinden çok daha büyük cesaret ister. bu cesareti gösterip ailesini, toplumu, şiddet görme pahasına karşısına alan insanın tek derdi sapıklık ya da şımarıklık yapmak değildir emin olabilirsiniz.
  • 31
    çok sıkıntılı bir konu. halk gözüyle bakacak olursak erkekler açısından lezbiyenlik izlenilen pornografik videolardan ibaret. gay olarak baktığın zaman iğrençlik söz konusu oluyor. arkadaşlarım da oldu zaman zaman farklı eğilimleri olan her iki taraftan da. değişik duygular ve düşünceler içerisine giriyor insan. bunun da eğitim olarak eksikliğimize, mahalle baskısının kültürel olarak yerleşmesine ve inançların getirdiği çıkmaz yollara bağlıyorum.
    yaş aldıkça, okudukça, hatta teknolojinin ilerlemesiyle düşünceler değişiyor. şu an mesela ne yaparsa yapsınlar onların hayatı modundayım. ancak bunu her insana dayatamazsın. özellikle toplumları yönlendiren futbol gibi bir araç ile kimseyi de baskı altında bırakamazsın. gezi olaylarında lgbt+ bayrakları yanımızda sallanıyordu. kimse de dönüp bakmıyordu insanlar ne yapıyor ne yapmıyor diye. bir amaç uğruna bir araya gelince hoş, farklı bir düşünce ile karşına gelirse tukaka. en doğrusu bence bunun herkesi kendi haline bırakmak, toplumu ve bireyi baskı altına almamak. bu olayı bile düşmanlık yaratacak seviyeye getirip insanları kutuplaştıracak zehirli fikirlerin olduğunu da unutmamak gerek. bu yorumlar tamamen bulunduğumuz coğrafya üzerinden yapılmıştır. avrupa ve asya'nın hatta afrika'nın kültürel olarak derinini bilemiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın