acilen akhisar, alanya gibi düşük bütçeli ve görece iç sahada kolay yenebileceğimiz takımların men edilmesi gereken lig. amk liginde bu adamlar da var ve bunlarla maç yapılacak. hay sokayım istatistik bilimine de asiste de ya.
252
son transfer sezonu ile birlikte üst düzeyi görmüş forvetlere sahip olan lig.
eto'o, adebayor, vagner love, gomis, asamoah gyan, arouna kone isim olarak baya iyi ve etkili olacak forvetler önümüzdeki sezon.
edit: 3re3ra2gs1cimbombom arkadaşımız jeremy menez'i hatırlattı. o da gayet önemli bir adam.
253
bu sene beinsports aracılığıyla fransa'da yayınlanacak olan lig.
254
beinsports fransa kanalının haftada 4 maçını yayınlayacağı lig. good job.
255
bein fransa'da 16-17 sezonunu yayınlasa bruma'yı 20'ye falan okutabilirdik paralı bir fransız takımına... bu sezon güzel bir fırsat olacak, carole falan bir mucize olur da efsane oynar inşaallah.
256
iyiden iyiye ''emekliler ligi'' olmaya evrilen dandik ligimiz. akıtılan paraları gördükçe, ''yazık türk insanına!''diye efkârlanmamak elde değil.
257
dün koşu bandının üzerindeyken trt spor'da maçların özet görüntülerini izledim. bazı maçlarda atılan gollere, stadların zeminlerine ve tribünlere bakınca epey gelişme olduğunu düşündüm.yani aslında yabancı sınırı aynen böyle kalsa, kulüpler yasası çıkartılıp ve kalan şehirlerimize de yeni stadyumlar yapılsa, bence baya baya iyi duruma geliriz. he tabii hakem sorunu ve pasolig olayını da çözmek gerekiyor. yani istenilse 1-2 yıl içinde gayet izlenilebilir bir lig olur ama işte bu ülke'de olmuyor.
258
oynanan son 10 sezonun tamamında yerli teknik direktörlerin şampiyonluk ipini göğüslediği lig. üstelik yabancı hocalara şans verilmemesi gibi bir durum da yok, bu süre zarfında aragones, bilic, v.pereira, mancini, halilhodzic gibi isimler büyük takımları çalıştırıp başarıya ulaşamadılar. bunun sebebi tabii ki yerli hocaların futbolu daha iyi bilmeleri değil fakat türk futbolunun iç dinamiklerinin ve camiaların yarattığı baskının farkında olmaları. mesela eminim igor tudor geçen haftaya kadar lider olmasına rağmen neden bu kadar tepki gördüğünü anlayamıyordur. olayların türk futbolunu takip eden insanların gözünde nasıl cereyan ettiğini kavrayamadığı için oyuncularına aktarmada da sıkıntı yaşıyor ve ilk kez derbi atmosferi yaşayan futbolcuları motive etmekte zorlanıyor olabilir. yine sözgelimi yerli bir teknik adam -mesela fatih terim- kazandığında veya kaybettiğinde neler yaşayacağını çok iyi bildiği için işini o farkındalıkla yapma fırsatı buluyor. yerli ve yabancı hocaların müsabakalara yaklaşımları da çok farklı. her iki grup da futbolda mağlubiyetin de olabileceğini biliyor. ama fatih terim bu durum için "kazansak da kaybetsek de galatasaraylıların gurur duyacağı bir takım yaratacağız" felsefesiyle hareket ederken igor tudor basına "2 maç kaybettim diye lider takımın hocası olan beni yollamaya kalktınız" diye isyan ediyor. bu bence entry'nin başında verdiğim istatistiği açıklayan bir örnek. buradan fatih terim takımın başına gelmeli demek de istemiyorum, bence onun kafası şu an çok daha farklı şeylerle meşgul dolayısıyla ne ona bir teklif gider ne de o gelen teklifi kabul eder. söylemek istediğim hoca seçimi yapılırken popülist tercihlerden kaçınılmalı, ya en azından türk futbolunun yapısına bir nebze aşina olan bir hoca seçilmeli ya da herkesin mutlak saygı duyacağı ciddi manada önemli bir futbol figürü göreve getirilmelidir.(ikinci kriterde türkiye'ye gelmiş isimler derwall, feldkamp, zico) aksi takdirde şampiyonluğu kaybettiğini anlayan her takım sezon ortasında hoca gönderir ve türkiye bugüne kadar olduğu gibi biraz kaba bir tabirle teknik direktör çöplüğü olarak anılmaya devam eder.
259
17-18 sezonunda ilk devrenin haftasonunda oynanan önemli maçları saat 19:30'da başlarken ikinci devre başlangıç saati 19:00 olarak revize edildi.
260
yabancı sınırı olmayan haliyle bana göre ''dünyanın en iyi ligi'' olan, türkiye'nin en üst klasman ligi.
paranın fazlasıyla hakim olduğu günümüz futbolunda bulunmayan her şeyi ülkemiz futbolunda -iyisiyle kötüsüyle- bulmak mümkün. premier lig'in oyun kalitesi ve la liga'nın yıldızlarını bir kenara bırakırsak, heyecan ve kendine has karakterleriyle gerçekten dışardan bakıldığında da fazlasıyla ilgi çekici bir hal almaya başladı.
bu kendine has karakterlerini dışardan bir bakış açısıyla geniş bir zaman diliminde tek tek yazacağım ama gerçekten yeni stadlarıyla ve kambur altı kulüplerin bile kadrolarında ciddi futbolcuları bulundurmasıyla eski havasından çıkıp heyecanlı bir avrupa ligine dönüştü. taraftarı olduğum kulübün içinde bulunması ve vatandaşı olduğum ülkenin ligi olduğu için yazmıyorum bunu.
umuyorum bu çizgisinde yoluna devam eder. birkaç sene daha bu şekilde geçerse ligimiz, avrupa'daki çoğu ligden daha çok ilgi çeken bir lig konumuna gelecektir. tabii ki kulüplerimizin (özellikle dört büyüklerin dışındaki kulüplerin) daha çok avrupa kupalarına katılması gerekmekte.
261
mevcut siyasi iktidarın arka bakçesi durumundadır. bünyesinde faaliyet gösteren veya önümüzdeki yıl gösterme potansiyeli olan en az dokuz takım bulunmaktadır.
oyuncu sirkülasyonu çok düşük olan lig. her sene aynı oyuncular, farklı takımlarda oynuyor. takım küme düşse de kadrosunun yarısı bir şekilde ligde kalmayı başarıyor. bu da tadını kaçırıyor bence. geçiniz.
264
maalesef kuresel transfer piyasasi ve futbol ekonomisinde omzu yiyip kenara itilmis ligdir. ozellikle avrupa`da odenen bonservis ucretleri bunu acikca gostermektedir. bu da ligin daha da az yarismaci haline gelmesi anlamina gelecektir. kulupler altyapiya yonelecek ve kisa vadede yerel ligde bunlarin parlamasina bagli kalacaklar.
265
önümüzdeki yıllarda değeri katbekat düşecek lig. sadece lig şampiyonunun kasasına giren miktar 10 milyon €. borç durumları desen borçsuz kulüp yok. şampiyonun kazandığı para avrupa liglerinde çerez parası eder. stoke city geçen sezon kurt zouma’yı kiralamak için 1 yıllığına 8 milyon € verdi. böyle paraların döndüğü liglerden topçu almak iyice imkansızlaşacak.. çok değil 3-5 seneye yerli futbolcularla daha güçlü türkiye geyiği yapılır. takımların çoğu türklerden oluşur, yabancı oyuncu olarak çok ucuz fiyatara bulunmuş traorelerden oluşur. lig şampiyonu şl’ye gitmek için 30 tane eleme maçı oynar. kapanış.
266
transfermarkt verilerine göre ligin en değerli takımı imişiz ancak değerimiz 90 milyonun altında. nerede 130 milyon eurolara ulaştığımız kadrolar. kadromuzun her geçen sene daha iyi olması gerekirken hep geriliyoruz. bu yorumum tabi ki yransfermarkttaki sayılardan bağımsızdır.
267
her yıl değerini ve popülerliğini kaybetmeye devam etmektedir ki bu durum ülkenin ekonomik düzeniyle doğru orantılıdır. döviz bazında gelir için avrupa kupalarına devamlı katılıp sağlamak ve elindeki futbolcuları yurt dışına satmak dışında bir seçenek yok ama gider kaleminin en önemli kısmı olan futbolcu ve teknik ekip maaşları, bonvervis bedelleri, primleri ve menajer kesintilerinin tamamı döviz. yarışmaya çabaladığımız diğer liglerin neredeyse bütün takımları kendi para birimlerinde harcayıp kazanıyorlar veya kazandıkları para, harcadıkları paradan daha değerli. şartlar bu durumda olunca ligin değer kaybetmesi kaçınılmaz bir sonuç oluyor.
268
2018 - 2019 sezonunda 2017 - 2018 sezonuna göre takımların genelinde kadro zayıflaması olmuş lig.
269
büyük takımların uzun top atıp sonra topa bastıkları, iki tane kazma önliberoyla oynayan anadolu takımlarının çıkamayıp baskı yedikleri ligdir. sonra sağdan soldan saçma sapan orta yapacaksın kesin biri gol olur. yani uzun top atıp basınca bütün anadolu takımlarını yeniyorsun.
hastasıyım... şu görüntüyü epl'de göremezsiniz o yüzden spor toto süper lig iyi ki var.
271
2018-19 sezonu 2006-07 sezonundan beri en leş lig olmaya aday olan lig. tek farkı anadolu takımlarının biraz daha iyi olması. şampiyonluk puan barajı düşük olacaktır.
272
belçika * hollanda * ve yunanistan liginden farkı olmayan lig.
273
ülke ekonomisine katkı maksadıyla 2018-19 sezonunda 3 büyüklerin bahis şikesine bulaşmış olmasından kuşkulanıyorum. içerde halkın parasını topluyorlar. halktan gelen parayla yabancı sitelerden yüklü girerek ülkeye döviz sokuyorlar. bir daha takımımız puan kaybetti diye futbolculara, teknik heyete ve yönetime küfür ederken dikkatli olun. vatan hayini gibi davranmayın. hepsi ülke ekonomisinin kalkınması için. bakın büyük britanya poundu 9tl'den 7.18'e düştü. a milli futbol takımımız da lucescu önderliğinde benzer sebeplerle kaybederek döviz kazanıyor. isveç deplasmanında ise geriye düşüp canlıdan yüklü girerek 20 oran yakalanmış. 50 milyon bahis giren tff, emre akbaba'nın golleri ile birlikte isveç maçından 1 milyar euro kaldırmış. emre akbaba transferinin gecikme sebeplerinden biri de buydu. ali dürüst'ün transfere dahil olma sebebi, emre akbaba'nın bu maçta dahil olacağı bahis sonrası bir süre ortada görünmemesi gerektiğine gs yönetimini ikna etmesindendi. siz sanıyorsunuz ki emre akbaba sakatlandı... aslında global bahis şirketlerinin peşine düşmemesi için bir süreliğine saklanıyor.
274
iyi futbol, iyi futbolcularla oynanır. büyük takımlar kadrolarını ne yazık ki iyi futbolcularla takviye edemedi. hal böyle olunca da her takım, her takımı yenebilir hale geldi. dua edelim de yabancı sınırı gelmesin. yoksa bu lig hiç izlenir olmayacak.
275
kalitesizliği paçalarından akmaktadır.
bazı arkadaşlar yazdılar, avrupa'nın büyük liglerinde baş altı oynayan takımlar burada çok rahat şampiyon olurlar, avrupanın büyük takımları 34/34 yaparak şampiyon olabilirler.
kadro mühendisliği leş gibi, kulüp yönetimleri leş gibi, futbolcu ahlakı leş gibi.