• 545
    ruhen iyileşmek ne kadar zor bir şeymiş, anlatamam.

    meryem uzerli tükenmişlik sendromuna yakalandığında, "yoğunluktan enerjisi tükendi, yeni bir sayfa açmak için kaçtı gitti" diye düşünüp hafife almıştım. meğer kadın içten içe kendini kemiren, mutsuzluğu her gün katlanan ama kimsenin bunu fark etmediği bir ortamdan kaçmış. tükenmişlik gerçekten ne kadar sessiz, ne kadar sinsi bir çöküşmüş.

    o derin yalnızlık hissi hiç azalmıyor. etrafım kalabalıkken bile.

    gidenlerin boşluğu dolmuyor, eksiklikleri kanatıyor. ve içimde dalga dalga yayılan bir burukluk kalıyor. iyi olabilmek için, mutlu hissedebilmek için gün içinde o kadar çabalıyorum ki... o zorlama çaba hem yoruyor, hem zoraki olduğu için üzüyor.

    kimse fark etmiyor. güldüğümde bile içim acıyor bazen. dışarıdan iyi gözükürken, içimin kan ağlaması gibi bir şey yaşıyorum…

    inatla da çabalıyorum. iyi olmak için. pes etmeyi hiç düşünmedim. sadece biraz sabırsızım. biraz da umuda, güzel gelişmelere ihtiyacım var sanırım. çünkü gerçekten mutlu hissetmeyi, hayatı keyif alarak yaşamayı çok özledim. keyifsiz ve kederli olmak çok ama çok sıkıcı.

    sakın ha sakın tükenmişlik sendromuna yakalanmanıza yol açacak şeyleri hafife almayın. sonra içinden çıkması hiç kolay olmuyor.
  • 408
    çok tembelim be sözlük. gece 5 te yatıyorum öğlen 1 de kalkıyorum. bütün gün evde oturuyorum. nabıcam lan ben? depresyona mı girdim acaba hiç zannemiyorum ama. az önce lululu lukas podolski şarkısını üstüste 10 kere dinledim çok iyi şarkı yapmışlar: ) siz yaz tatilinde ne yapıyorsunuz olum hepiniz mi çalışıyorsunuz? herkes çalışıyorsa ya da mantıklı şeylerle uğraşıyorsa bu ülkenin durumu niye böyle amk. karı kız yok. gram umrumda değil olmasın zaten. buraya çok sık takılıyorum. kurtlar vadisini baştan başladım 65 e kadar geldim çok iyi dizi yemin ediyorum. ama dizi de sıkıyor. evde gitar vardı bir tane. kimse çalmayı bilmiyordu. dedim şunu öğreneyim. yemin ediyorum o kadar boş vaktim var ki oturdum internetten gitar çalmayı öğrendim. yani müzisyenlik başka birşey onlara saygım sonsuz. ama 1,5-2 ayda istediğim şarkıları çalabilecek kadar gitar öğrendim. sesim de fena değildir. çal söyle çal söyle nereye kadar. ağustos böceği oldum iyice. bana evde yapılabilecek mantıklı bana birşeyler kazandırabilecek önerileriniz varsa özelden mesaj atarsanız sevinirim. dışarı çıkıp gezmeyi sevmem çok yoruyor:( asosyalimdir. arkadaş edinmeyi de çok sevmem. oyun oynamaktan nefret ederim 22 yaşındayım amk ne oyunu. önerilerini bekliyorum.
  • 445
    yüzümüz gülmüyor sözlük.
    evde hanım çocuk yemek yerken utanarak yiyoruz, ısınıyoruz içimiz parçalanıyor.
    5.5 yaşında kızım var. doya doya sevemiyorum. psikolojimiz bozuldu resmen.
    yaklaşık 6 ay önce ülkeden ayrıldım.
    giderken sosyal medyada, orada burada ne varsa ülkeye dair takip ettiğim ne kadar hesap varsa takipten çıkmıştım.
    tek bir haber bile görmek istemiyordum.
    lakin öyle olmadı işte.
    yaşanılanları gördükçe yüreğimiz parçalanıyor.
    insanlarımız ne kadar yalnız ve çaresiz.
    kendine saraylar yapan, uçaklar alan, milyon dolarlık arabalara binen devletimiz ne kadar çaresizmiş.
    en ufak doğal afet büyük yıkımlara neden oluyor.
    ne bir önem var ne de bir hazırlık.
    sel olur evler yıkılır, orman yanar tabiat yok olur, deprem olur taş taş üstünde kalmaz.
    bizim insanımız, vatanımız bunu hak edecek ne yaptı?
    her millet hak ettiği gibi yönetilir desem de içim el vermiyor artık.
    insanlar günlerdir aç, susuz, soğukta çaresizce ölümü bekledi.
    depremden kurtulan soğuktan öldü.
    kalanlar yakınlarını kaybetti, başlarını sokacak evleri yok.
    bu nasıl bir ızdırap böyle.
    biz nasıl eskisi gibi olacağız...
  • 144
    samimi bir şekilde paylaşacağım;

    gezi olayları ile başlayan süreçte daha bir tırmanışa geçen, kendi adıma haklı da bulup yine kendi imkanlarım doğrultusunda desteklediğim (bunlar benim şahsi görüşüm) mevcut otoriteye baş kaldırıp hakkını savunma bilincinin alakasız bir şekilde gelip de sözlüğe yansımasından, silinen her entry'den sonra bazı yazarların bizlere veya bizzat bana karşı "faşizme karşı omuz omuza" veya "sen hangi hakla benim entry'mi silersin" triplerine girmelerine gerçekten aşırı üzülmüştüm ve ilgili yazarlara hala kırgınım, sanıyorum ki affetmeyeceğim de... o dönem bir grup tarafından şurada resmen ak parti hükumeti veya çevik kuvvet muamelesi gördük, yok yere birbirimizi yedik. sebebi de siyasi görüşlerimizin farklılığı yüzünden galatasaraylılık üst çatımız zarar görmesin diye attığımız bazı adımlardı ama buna yönelik yaptığımız çoğu şey hükumet yancısı olmak ve sansüre destek vermek şeklinde yorumlandı. o dönemden beri bu tutumu görmediğim için de dönemin şartlarından dolayı olduğuna net bir şekilde kanaat getirdim. sözlük kapandı açıldı vs. bitti yani normaliz artık kardeş kardeşeyiz, öyle de olmalıyız. dini, siyasi ve etnik açıdan birçok farklı gruptan insanız burada ve galatasaraylılık bağıyla bir aradayız. şartlar ne olursa olsun da bunu korumalıyız. başka da bir derdimiz yok yani...

    bu mecrada espri olsun diye hala bana "faşist mod" diyorlar mesela, sağ olsunlar. esprisi çok güzel, ben de gülüyorum, ciddi ciddi imasına ise helal olsun yani ne diyeyim.

    ben de insanım, ben de bazen dertleşmek istiyorum ve de paylaştım. sevgiler.
  • 421
    üniversiteyi bitireli neredeyse 2 sene oldu sözlük. * hatta neredeyse filan değil bildiğin 2 sene oldu... ve bu 2 senenin en fazla 5 ayında çalışmışımdır. 3 farklı işte ve sadece biri kendi alanımdaydı.* sabah akşam ilanları kontrol ediyorum. bazısı geri dönüş yapıyor sonrasında mülakat, biz size geri dönüş yaparız ve haber yok!

    en çok benim için üzülen insanlara üzülüyorum be sözlük. yoksa bir şekilde çıkarız herhalde bu durumdan ama ben hayatım boyunca kendimi bu kadar çaresiz hissetmemiştim. geçen yılki roma - bayern maçında robben'e karşı oynayan, ashley cole bile kendini bu kadar kötü hissetmemiştir.

    bir şeye tutunmaya çalışırken motivasyonunun olmamasını bir yana, ipin tamamının kendi elinde olmaması kadar lanet bir durum yok... eğer olurda şu saatlerde bu entryi okuyan bir tane sözlük yazarı veya okur varsa %90 benimle aynı dertten müzdariptir. allah yardımcımız olsun hanımlar-beyler ne diyeyim...

    birde madalyonun şu tarafı var; hadi iş bulduk diyelim, çalıştık cabaladık yaş oldu 50 emekli ne yapacağız ? şimdiki gücümüz kuvvvetimiz olmayacak. onu geçtim bu şehrin havası, stresi bizi 50'li yaşlara gelince olmamız gerekenden daha fazla yıpratacak. o zaman ne yapacağız ? bunu geçtim günümüz şartlarında herkesin para biriktirme olanağı yok. varsa da sinekten yağ çıkarmak zorunda sonuçta asgari ücret belli. 50 yaşına gelince bu 65 yaş muhabbetini bekleyecek. ya birader sanki ülkedeki iş koşulları çok iyi 65'e kadar çalışacağız diyorlar lan!

    aman neyse işte hanımlar-beyler yazı baya düzensiz oldu. zaten şu kafa yapısıyla doğru dürüst bir şey istesemde çıkaramazdım herhalde... okuyan varsa allah razı olsun.
  • 523
    tasarruf tedbirleri kapsamında servisimiz kaldırılıyor sözlük. pek çok devlet kurumunda kalktı bile. bizimki de yıl sonunda kalkıyor. belki üniversitelerde vazgeçerler diyorlardı ama yokmuş öyle bir şey.

    zaten karşı yakaya geçirip bırakıyordu oradan başka vasıtaya biniyorduk ama o da bir şeydi :(

    edit: sorun bugün çözülmüş, aylar önce buraya yazsaydım keşke. *
  • 172
    amk dünyasında hiç bir işim rast gitmiyor.

    belki bir yıldız olabilecekken şu an sikko bir işim var. kaç tane ameliyat geçirdiğimi sayamadım. hayatımda en iyi yaptığım şeyi basketbolu bıraktım o yüzden.
    çok sevdim o da götüme girdi sikik bir inat uğruna onu da kaybettim. evet malın biriyim kabul ediyorum.
    velhasılı kelam sik kafalının biriyim. eğer hayatınızda bir şeyler kötü gidiyorsa beterin beteri var diyin hayata daha sıkı tununun amk.
    ben şu hayatta sahip olduğu her güzel şeyi kaybetmiş bir insan olarak sesleniyorum size.

    hayat güzel amk sıkı sıkı tutunun sevdiklerinize, sevdiğiniz işi yapın, sevdiğiniz bölümü okuyun.

    seviyorum lan hepinizi.

    dip not: alkollü falan değilim amk. sadece çok doldum.

    dip not 2 : inat ettim 13 yıl sonra basketbola geri döndüm ortalığın anasını sin kaf ettim ama yavşak bir hoca yüzünden kadroya giremiyorum amk.

    dip not 3 : kiralayacak salon buldum beyler basketbol oynayalım mı amk :(

    vesselam!
  • 479
    iyi geceler sevgili sözlük ailesi.

    son birkaç gündür içimde acayip bir huzursuzluk var. bir anda çevremde hiçbir sevdiğim kalmamış gibi hissediyorum ve geçiyor. ara ara kabuslarla da uyanıyorum. yurtdışında yaşamaya başladım 6 ay kadar önce ama ailem ve sevdiklerimin tamamına yakını istanbul'da. rüyamda depremi görüyorum ve kirpiklerim gece akan gözyaşlarımdan dolayı yapışmış gibi uyanıyorum.

    sadece söylemek istedim.
  • 463
    dün gece -çok afedersiniz- midem biraz kötü bir halde uykuya dalmıştım. yediğim dönerden olsa gerek, zaten doğru dürüst uyutmadı. bir sıcak hissediyorum bir soğuk. gıda zehirlenmesi olduğunu tahmin ettiğim durumdayım. o haldeyken uyku uyuyabildiğim nadir anlardan birinde rüyamda icardi'nin kap açıklamasının geldiğini gördüm. o kadar gerçekçiydi ki yarı bilinçli yarı bilinçsiz halimle bir an önce sabah olmasını ve twitter'ı kontrol etmeyi istedim. zaten 3-5 gündür galatasaray twitter hesabının bildirimleri de açık durumda. her bildirim geldiğinde anlık bir heyecan oluyor. neyse sabah oldu ve bildirim için telefona sarıldım, tabi ki bir şey yok... hanım da bir süredir il dışında. aradım, anlatıyorum midem çok kötü, şöyle uyutmadı, böyle döndüm durdum... ama aklımda hala o çok gerçekçi icardi-kap açıklaması rüyası... yani olacak iş değil. bir insan rüyasında kamuyu aydınlatma platformu görmemeli...
  • 504
    19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçından beri hala kendime gelemedim. ne işlerimi yapabiliyorum ne kafamı toplayabiliyorum. maçtan sonra sözlüğe girme gücünü anca bulabildim. şimdiye kadar bilindik fenerlilerin paylaşımlarına bakarak kendimi cezalandırdım. takip ettiğim yazarlardan gurrpegi pilot olmuş, mocuishle sağolsun kendini ortaya koymuş, pivot santrfor (kullanıcı) konsantrasyon entryleri girmiş.

    ne dersek diyelim şimdiye kadar alay ettiğimiz fenerbahçe camiası, ali koçla, ismail kartalla, mert hakan yandaşla kendilerini tek maça konsolide ettiler ve kazandılar. bizim kaybetmemize ise neden bulamıyorum. eski maçları hatırlıyorum, ne 26 mart 2000 galatasaray fenerbahçe maçına ne 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçına benziyor bu maç. adını rehavet mi koyalım, kibir mi diyelim, şımarıklık mı yoksa, bilemiyorum.

    sonuçta fener'in hedefi her zaman galatasaray'ı yenmek bizim hedefimiz ise şampiyon olmaktır. bundan başka bir avuntu bulamıyorum. florya'da bu hafta ne yaparlar bilmiyorum ama hakkımız olan şampiyonluğu alacağız. biliyorum ki kupayı görünce kızgınlığım ve can sıkıntım geçecek ve ilerde bu mağlubiyet yine bizim için bir motivasyon kaynağı olacak. fener içinse bu galibiyet umarım ali koç'a başkanlık, ismail kartal ve mert hakan'a yeni bir sözleşme getirir ve başarısızlıklarla dolu dönemin devamı olur.

    okan hocamıza ve futbolculara bu sezon bize yaşattıkları mutluluklar ve rekorlar için şimdiden teşekkür ederim ama iş bitmedi. başarımıza gölge düşürmelerine izin vermemeliyiz. şimdi liderlik zamanı. galatasaray'ın müzesine bir kupa daha kazandırma zamanı. bu saatten sonra rekorların, gollerin, serilerin, krallıkların, başkanlıkların hiçbir önemi yok! bizim için neyin önemli olduğunun farkına varmamız gerekiyor.

    (bkz: kendinize gelin buradan sahaya kadar)
    (bkz: konsantrasyon)
    (bkz: hedef 24)
    (bkz: allah yardımcınız olsun)
  • 95
    onu bunu bırakın da bu gece de rüyama girdi yine tam unutmuşken. eskiden bu saatlerde uyandığımda telefona baktığımda mutlaka mesajını görür bir cumartesi gününün hakkı nasıl verilirse beraber hakkını verirdik. şimdi ise o kimbilir kimle bu planları yapıyor, ben ise akşamki maçı bekliyorum. hayata dördüncü torbadan girmişiz her seferinde ölüm grubuna düşüyoruz aga...
  • 449
    acayip sinirliyim sözlük. çoğunuza derdini s*keyim dedirtecek belki, bilemiyorum.
    geçen kurban bayramından beri telefon ihtiyacım var. şuan ki telefon suyu sıkılmış sinek gibi.
    ama ne hikmetse o tarihten beri orta segment telefonları şakkadank diye almak bile zor geliyor bana.
    şimdi de gümrük düzenlemesi gelmiş, telefonların alt baremi 350 dolardan hesaplanacakmış.
    yani bir telefon 1 dolara da ithal edilse vergisi 350 dolar üzerinden işlem görecek.
    bu şu demek: en sikkırığı, hintlinin götüne sürmediği telefonlar burada en az 5 bin tl olacak demek. şuan uygun fiyatlı denilerek satılan 7-8 bin bandındaki telefonlar da 10 bin bandını geçecek doğal olarak.
    27 mart'a kadar fiyatlar eski fiyatlar olarak kalacak. sonrası uçuş.
  • 358
    23 yaşına giricem yaşıtlarım üniversite kazandı ve bitirdi. ben bi sike derman olamadım, çöktüm gibi amk, saçlarım falan döküldü. böyle değildim lan ben. lisede yaşama sevinciyle doluydum. kendimi 50 yaşında prim gününün dolmasını bekleyen emekli adayı gibi hissediyorum amk. noluyor lan?

    bu arada moraliniz bozukken eski arkadaşlarınızın facebookuna twitterına falan bakmayın, x2 etkiliyor adamı. ulan esk arkadaşlar hepimiz mi mutlusunuz amk? neyse ben yatıyorum :(
  • 435
    seviyorum sözlük, çok seviyorum. gözlerine bakınca aşkın ne demek olduğunu anlıyorum, saçlarının kıvrımlarını seyredalınca gerçekleşmeyecek tonlarca hayal kuruyorum. birkaç kaçamak bakış, birkaç gülüş ve binlerce hayal... en acısı da bu güzellikte bi melek sana bakmaz olum özürlü müsün kendine gel demek, bi yandan da ne kaybedersin ki olum allah yürü ya kulum demiş sen de yürü en fazla reddedilirsin demek... baldan tatlı sarı saçlarının tek teline zarar gelse dünyayı yakacak kıvamda olmak ama bundan haberi olmaması... nolcak bilmiyorum sözlük, tek bildiğim intiharın eşiğine geldiğim bu iğrenç zamanda tek gülüşüyle beni hayata tutundurduğu. napıcaz be kamil :(
  • 499
    çok büyük bir hedefim vardı. 2 sene önce ona ulaştım. hedefe ulaşmak büyük mutluluk ama bir kaç sene sonra artık o da yetmiyor sanırım. benzin gibi bir yere kadar götürüyor sizi. son 6 aydır kimseye belli etmeden içten içe ciddi bir bunalım yaşıyorum. nasıl desem yapmaktan keyif aldığım hiçbir şey keyif vermiyor. her şey ezbere dönmüş gibi. iş, sosyal hayat, hobiler… sevgilimden ayrılalı çok zaman geçti, arkadaşlarımla da eskisi gibi buluşmak içimden gelmiyor. ve bu kısır döngünün içinden çıkamıyorum. işten eve evden işe bir döngüye girdim. dışarı çıktığımda da ya yalnızım ya da görüşmenin eskisi kadar tat vermediği bir ya da iki arkadaş en fazla. her şey gelip geçicidir diye avutmaya çalışıyorum kendimi. belki daha mutlu olacağım günler vardır. ama şu an hayattan zerre tat almıyorum. bu duvara da içimi dökmek istedim. sezen aksu şarkısındaki gibi “yosun tutmuş duvarlara yazılmış günler gibi”.
  • 409
    istediğim hiçbir şey ama hiçbir şey olmuyor demiştim ya. artık bu olmama işinin sınırı falan da kalktı. en basitinden şu dwayne johnson'ın oynadığı san andreas fayı filmini izlemek istedim. başka bir san andreas fayı filmi izlemişim. dwayne johnson'ı göremedim. film zaten bok gibiydi. sonradan farkettim yanlış film olduğunu. imdb'de 2 bile alamamış. yok artık olmuyor. ne istesem olmuyor. hayatımın özeti işte bu olay.
  • 256
    dün çok uzun bir süre zarfından sonra mahalleme kahveye indim. (genelde semt dışında gezer tozarım sadece eve girip çıktığım zaman uğrarım mahalleye) ne de özlemişim semtimin insanlarını, onların lakaplarını, çocukluk arkadaşlarımla oturup batak atmayı. sadece çocukluğumu özlediğimi hissettim. şu andaki yaşadığım hayatın hayat olmadığını anladım. her gün gidersem tadı çıkmaz yine uzun bir ara vermek gerek.

    lakap demişken semtimde doğru dürüst kendi ismiyle hitap edilen insan yok,

    süslü mert,
    radar hüseyin,
    şota kemal,
    vırvır leyla,
    foti dayı,
    mahsun ali,
    civciv mustafa,
    topal kazım,
    kürt izzet,
    pkk tarık,
    köstebek sabri,
    paşa kemal,
    kartal fikri,
    cins selami,
    deli aziz,
    kanuni süleyman,
    berber çarli,
    büllük hasan

    vs gibi.

    mahalle demişken, 90-2000 arası komşuluk, o zamanın ramazanları falan, çocukluğum.... şimdiki hayatımın ta amk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın