• 520
    dünkü mağlubiyetten sonra içim bir nahoş oldu ve bugün bu sabah hüzünlü bir güne uyandım. neyse sonra canım sıkkınken ne yapayım dedim ve 3 saat yürüdüm. çok iyi geldi. sizlere tavsiyem böyle moraliniz bozulduğunda veyahutta x bir konuya çok kafayı taktığınız zaman yürüyün. yürüdükçe çok iyi geliyor ve kafanız dağılıyor..
  • 530
    alzheimer hastası bir babam var. eski tip babalardan; baba full mesai çalışır, çocuklarını az görür, haftasonları lise arkadaşlarıyla okey oynamaya kahveye gider öyle babam vardı eskiden. 6-7 yıldır alzheimer hastalığının pençesinde. başlarda alzheimer olduğunu anlamadık, aynı soruyu defalarca soruyordu başlarda. biz de kendisine baba söyledik, anlattık ya diye kızıyorduk. sonraları alzheimer teşhisi koyuldu. teşhis koyulduktan sonra ilaçları kullanması iyi mi oldu, kötü mü oldu anlamadım. ilaçlar babamın enerjisi aldı, içine kapanık birisi oldu. doktorlar ise, onu daha uzun süre sizinle tutmak için ilaçları veriyoruz dedi ama ne o bizle geçirdiği vakti anlıyordu, ne de biz.

    babamın dayısı alzheimer hastasıydı, amcamı da alzheimer hastalığından kaybettik. en son babama gen testi yaptırdık, acaba bu hastalık genetik mi diye? ve evet, genetik olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. sıra bana geldi, ben de genetik testi yaptıracağım, eğer bende de babamdaki bozulmuş gen pozitif çıkar ise potansiyel alzheimer hastası olacağım. konuştuğum genetik doktorlar, 3-5 yıla bu genetik bozulmanın önüne geçirebileceğini düşünüyorlar ama bu şimdilik temenni. umarım, genetik olarak bozulmuş gen bende de çıkmaz, eğer çıkarsa çocuğuma da aktarmış olabileceğim ve o da gelecekte risk altına girmiş olacak.

    keşke bu ülkede yasal olarak ötanazi hakkı tanınsa insanlara, ne eşimin ne de çocuğumun beni alzheimer hastası iken beni görmelerini, günden güne erimeme şahit olmalarını istemem.
  • 508
    geçen hafta oynadığımız maçta * golü yiyince biramı alıp mekandan dışarı çıktım. mekanların olduğu sokakta takıldım, maçın kalanını izlemedim, izleyemedim. maçtan sonra şu entryi yazdım. (bkz: galatasaray sevgisi/#3932130) bunun üstüne sözlüğe 1 haftadır birşey yazmadım.

    1 haftadır spor programı izlemedim, youtube yayını izlemedim, tvde haberlere bakmadım zaten tv izlemiyorum. ailemin yanına yemeğe gittiğimde tvde derbi ile ilgili haber çıkınca kanalı değiştirdim. ekşi sözlüğe girdim, maçla ilgili başlıklar görünce kapattım. twittera girdim, saniyeler sonra çıktım. evde pcyi açmadığım akşamlar oldu. son 1 haftada 2 tane kitap okudum. son 1 hafta bana 1 ay gibi geldi. galatasaray sözlük'te bile yangıncı taraftar yüzünden doğru düzgün entry okuyamadım. takip ettiğim dostların entryleri okuyup güç alabildim sadece.

    2005-2006 sezonunu, birinci dereceden tüm iliklerine ve hücrelerine kadar yaşamış ruh hastası galatasaraylı olarak üzülerek yazıyorum ki bugünkü maçı * izlemeyeceğim. bunun sebebi tövbe haşa takıma, hocaya, tövbe tövbe kulübe küslük falan değil. yüzde 99 totem, yüzde 1 sağlık tansiyon kontrol amacıyla izlemek istemiyorum. 2 saat boyunca telefonu uçak moduna alacağım, 21:00 gibi online olacağım eğer bir aksilik olmazsa.

    kaç gündür maç ile ilgili kendimi etkileşime sokacak ortamı sağlamadım ama bugün sabahtan beri izlediğim videolar ve dinlediğim şarkılar yüzünden acayip duygusal oldum. saatlerdir ağlamaklı bir durumdayım. yanımda hiçbir şeyeeee diye bağırsan oturur hıçkıra hıçkıra ağlarım o derece. bunları yazarken bile göz yaşlarımı zor tutuyorum.

    sonuç ne olursa olsun takımdan razıyım. okan hocadan razıyım. hakkım varsa helal olsun.

    sonsuza dek sürecek bizim aşkımız. biz galatasaraylıyız.
  • 567
    ağustos başında aşağıdaki entry'yi girmiştim:

    (bkz: #4243500)

    katiline herhangi bir indirim uygulanmadan 3 yıl 8 ay hapis cezası verildi. umarım bu karar emsal olur ve en azından bundan sonra bu tarz eylemde bulunacaklar yanlarında kar kalmaz.

    https://x.com/.../1975165050093449516
    https://x.com/.../1975164019712368765

    cezve huzur içinde uyusun ve diğer minnaklarda.
  • 557
    insan oğlu bazen güzel şeyler yapmayı sever. örneğin sokakta gördüğü bir kediye kıyamaz ve markete gidip koşa koşa ona mama alır, suyunu eksik etmez ve onunla konuşur tarzda hareketlerde bulunur. bunlar güzel hareketlerdir. özetle içlerinde iyi insanlar olmakla beraber maalesef tüm dünyada kötü insanlar da vardır.

    az önce twitter (x) önüme düşen bir videoda (izlemeyin ve istemeyin) bir mahlukat kediyi ölesiye dövdü ve ölmesine sebebiyet verdi. bu olay daha önce de yaşanmış fakat o mahlukat ceza bile almadan yırtmıştı hatırlarsınız.

    bunu yapan da hızlıca polisler tarafından yakalanmış fakat hiç ümidim yok. aslında sorulacak tek soru şu: bir insan bir kediden ne ister? neden canice bu hareketlerde bulunur? bir kedinin size ne kötülüğü olabilir?

    ben her zaman onlara dokunduğum anda acaba bir yeri acır mı dediğim kedolara bu canice öldürme hakkını size kim veriyor? bu tarz insanları etrafınızda barındırmayın. bu tarz eğilimlerde olan insanları da gereken yerlere şikayet edin başka eroslar, başka kediler, köpekler ve diğer canlılar ölmesin.

    kedilere ve diğer canlılara iyi bakın. çünkü onlar birer can ve kötülüğü hakketmiyorlar hiç bir şekilde.
  • 541
    güzel bir ilişkim varken sevdiğim kadın daha doğrusu eskiden sevdiğim kadın ilişkinin yük olduğunu söyledi ayrıldı ve kısa süre sonra başka biri ile sevgili oldu, sonuç olarak başka biri için beni terk etti.

    son dakika şampiyonluk kaybeden malum takım taraftarı gibi hissediyorum. onyekurudan koşu olunca jailson çaresizliği var içimde.hasan kabze'nin golü sonrası inönü sessizliğine kapıldım.

    ben bunu hak edecek ne yaptım sözlük, tüm bu fedakarlığın emeğin sevginin sonucu kıçımıza tekme yemek miydi? çok öfkeliyim ve üzüntülüyüm sözlük, ben bunu hak etmedim. lanet olsun. ben onu o kadar severken beni bırakması çok koydu be sözlük.
  • 489
    bir insan okuduğu bölümden ne kadar nefret ederse o kadar nefret ediyorum sözlük, yks çalışırken bir kere bile sabahlamadım şu bölüme girdiğim günden beri her hafta en az bir iki kere sabahlıyorum; ne için saçma sapan ödevler, meslek hayatımda hiçbir işe yaramayacak ayrıntılı tıp dersleri için.

    ailenizde diş hekimliği düşünen varsa yazmayın, yazdırtmayın; şu hayatta sadece 2 hobim vardı biri vücut geliştirme diğeri galatasaray ikisinin de son birkaç aydır yüzüne bakmıyorum. sınıfta kalma stresi de ayrı bir cabası. bir ödev için tüm günümü harcıyorum; hoca geliyor bundan beşer tane yapacaksınız diyor, başka üniversitelerdeki diş okuyan arkadaşlarıma soruyorum sizde var mı böyle bir şey; yok. bu okuldan da bu hayattan da bu fakülteden de nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmedim. bu kadar emek veriyorum mezun olunca ne olacak peki, gidip zengin bir kliniği olan adamın altında 3 kuruşa hayatımı heba edeceğim.
  • 88
    1 sene oldu beyler. tanışalı değil de adam gibi samimi olmaya başlayalı bir sene. ben çok uğraştım, ben elimden gelenin %200ünü yaptım. herşeyimi, hayatımı ona göre ayarladım. anamı, babamı hiçe saydım onun için. dış dünyadan koptum. peşinden 1500km yol gittim. elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak için herşeyi yaptım. hergün beraber olalım diye ugraştım. kendimden ödün verdim her alanda. çok istedim, göreceli kavramdır kendime göre çok emek verdim. hep birini seviyorum derdi bana. sineye çekerdik, çok dinledim sıkıntılarını gözleri dolacak raddeye gelene kadar. uğrumda öl dese onu da yapardım, nolacak kırpmazdım gözümü

    olmadı beyler, ne anlatsam bilemiyorum. zaten aylar öncesinden olmamıştı konuştuğumuzda. artık arkadaşız da. önce o sevdiği çocuktan vazgeçtiğini sonra biriyle çıktığını öğrendim. ilk koymadı gibi geldi ama akşam olunca nefesim kesildi. ben haketmiştim lan bir şansı.

    siz siz olun size gülümseyen sarışın kızların yerine adam gibi kızları seçin. boşverin okumamış, güzel değilmiş, karakteri sağlam olsun yeter
  • 208
    5,5 yaşında bir oğlum var. çok neşeli keyifli bir çocuk allah bozmasın. elimden geldiği kadar galatasaraylı yetiştirmeye çalışıyorum. evde maçları birlikte izleriz heyecanla. aslında ona heyecanımı çok yansıtmamaya çalışıyorum ama derbilerde biraz farklı oluyor ister istemez. 8 mart fenerbahçe galatasaray maçında tabii evde olağanüstü bir durum olduğunu fark etti. her zaman formamızla izlemeyiz maçları ama bu kez herkes formasını giymiş. dede gelmiş. enişte gelmiş. ortam hazırlanmış tabii oğlum da bizlerle beraber. malum golu yediğimiz anda herkes yıkıldı. aslında normal bir gol yesek belki bu kadar yıkılmazdık ama son on dakikada beraberliğinde işe yaradığı bir pozisyonda sağbekinizin yerini kaybetmesi sonucu gol yiyince tepkiler biraz sert oluyor. o arada sinirle gözümden kaçmış oğlum bu hengamede kolidora gitmiş büzülmüş üzgün bir şekilde neredeyse ağlayacak.çok çok çok üzüldüm gerçekten. başlarım dedim maçına da fenerbahçesine de ve hatta galatasarayına da. eminim sabri ve bu tarz futbolcularımız arkalarında böyle hüzünler bıraktıklarını bilseler daha dikkatli olurlar ama neyse.
    üzerine bugün oğlumu okula bıraktım. daha anaokulunda bile arkadaşları arasında fb - gs muhabbeti var ve emin olun o seviyede bile fenerli kafası diye bir şey var. oğlum biraz da boynunu bükmüş gitti fener formalıları tebrik etti. öptüm onu olur böyle şeyler canım oğlum dedim ama boğazım düğümlendi.
    bıraktım onu o ortamda ve ayrılmak zorunda kaldım.
    ulan galatasaray. ben ne diyeyim şimdi sana.
App Store'dan indirin Google Play'den alın