sözlük ağlama duvarı

• 1776

  ne yapsan ne etsen olmaz bazen. ne kadar fedakarlik yapsan ne kadar kendinden taviz versen nafile. belki aldigin nefesten daha ote biseyler birakacaksin arkanda, ama gitmek gerekir bazen...
• 1777

  seviyorum merkez...
• 1778

  sevmiyorum merkez, sevemiyorum...
• 1779

  okul uzadı sözlük. 7. seneye uzadı hatta. uzadı denince 5 falan sanıyorlar, bildiğin 7 oldu. kontrolsüz kelimelerim için şimdiden özür diliyorum ama sokayım ben böyle işe. ulan tamam ben kötü öğrenciyim de, sen kötü bir insan olmak zorunda mısın kodumun sadisti? ne diye egonu benim üzerimden tatmin ediyorsun. neyse işte. daha önce şikayet üzerine okuldaki görevinden uzaklaştırılmış, kıdem cezası almış bir hocam var. sağolsun tüm gelecek planlarımı skip attı. öyle böyle değil hem de. 2 gündür yürümeye bile takatim yok. çok kötü hissediyorum. içinde insan sevgisi olmayanlar hoca falan olmasın. lan bi insan başkasının derdini gülerek dinler mi? dimağını sktimin ya. neyse. seneye haziranda mezun olmazsam beni öldürün falan.
• 1780

  bilinçsiz ikiyüzlülük ya da ideolojik bağnazlık rahatsızlıklarından muzdarip çok fazla insan olduğunu idrak ettiğim her saniye kafamda bir saç teli daha can veriyor. orada, burada, toplumun her alanında her sokağında her evinde ve odasında... diyalektikten ve rasyonellikten uzak bu kadar insanın yer aldığı bir şehirde, ülkede daha ne kadar kalabilirim bu vasıfsızlığımla bilmiyorum.
  
  (bkz: blind hypocrisy) ya da (bkz: ideological bigotry)
• 1781

  bıktım ulan bıktım be . hayırlısı olsun demekten başka bir şey kalmadı elimde..
• 1782

  lan bu yapılır mı ? çeyrek finaller sıkıcı geçti. arkadaşlarla dışarı çıkalım dedik eve geldim 7-1 olmuş. lan almanya lan almanya. bir de yoldayken son dakikalara yetişirim ne de olsa uzatmaya gider bu maç diye hesap yapıyordum. neler dönmüş neler. son iki maçı banko izlemem lazım. :(
  
  (bkz: 8 temmuz 2014 brezilya almanya maçı)
• 1783

  oğlum niye yazım ve noktalama kurallarından bu kadar uzaksınız lan, şanlıurfa'daki oxford'a mı gitmediniz ne yaptınız. :'(
• 1784

  allahım sen filistinli kardeşlerimize yardım et.
  
  biz burada gülüp eğlenirken, onlar can derdinde çoluk çocuk kadın erkek demeden.
• 1785

  çok mu çok ölüyoruz diye soruyorum bazen, biz azız vesselam çok ama çok az hem de. ali ismail, ethem, berkin, abdullah, denizler... öldürülen onca günahsız insan. şarkıda da dediği gibi "yiğitler bitmez bizde" diyesim geliyor, sonra susuyorum. daha çok ölmeyelim diye.
  
  http://www.youtube.com/watch?v=vuETDvzDPPM
  
  http://www.youtube.com/watch?v=NIptjZIdVyA
• 1786

  evet öldürülen onca insan berkinler abdullahlar molotfla yakılan kızlar dağda ölen çocuklar yazık gerçekten yazık böyle kahpe düzene yazık...
  
  mustafalar dursun önkuzular süleyman özmenler ruhi kılıçkıranlar .. ama çok şükür ki bizler varız diyorum gerekirse bir daha ölebilecek. ee ne de olsa alemde şer, oğuzda er tükenmez diyorum sonra kendi kendime. diğer tarafa bakıp yine üzülüyorum denizler hüseyinler yusuflar.. idamlar ölümler.. bu ülke tam bağımsız lmadığı sürece korkarım daha çok çocuk ölecek. bu ülkeyi sevelim kıymetini bilelim. dinimize dilimize kültürümüze tarihimize sahip çıkalım ve kısık ses olmayalım. en önemlisi de şucu bucu olalım da öcü möcü olmayalım.
  
  http://www.youtube.com/watch?v=HYSr_S5dBLE
  
  http://www.youtube.com/watch?v=8hkJfUtt1XE
• 1787

  bu dünyada öldürülen o kadar çok masum insan var. ağlamaya vakit yok. boş laflarla vakit geçirmeye gerek yok. her kötü olayın yıl dönümünde romantik yazılarla olayı anıp vicdan masturbasyonu yaptıktan sonra kararmış gözlerle kenara çekilmek yok. her gün yüzleşmemiz gerekiyor. ermeni tehciri, dersim katliamı, cezayir soykırımı, hocalı katliamı, srebrenica soykırımı, maraş katliamı, sivas katliamı, başbağlar katliamı, gezi'de öldürülmüş gencecik insanlar... bitmez abiler ablalar. saymakla bitmez insanoğlunun aşağılığı. önemli olan insanca düşünüp insanca yaşayabilmek. beraberce, nefret etmeden, önyargısız insanlar olabilmek mesele. umarım insanların gözyaşları bir diner. babalar da oğullarını gömmez.
• 1788

  yukaridaki entrylerden sonra cok anlamsiz olacak ama su tercih olayi beni yedi bitirdi sözlük. siralamamin alti tek yer yazarak açikta kalma konusunda riske girdim. ki ben garantör devletten hallice bir adamimdir.. hakkimda hayirlisi artik
• 1789

  şunca yıllık taraftarlık geçmişin var. hem de çoğu insanın ağız birliği ettiği üzere "koyu" ya da diğerlerinden daha "yoğun" bir şekilde. 5-6 branşı amatör takımlarına kadar takip ediyorsun çok uzaklardan da olsa. bütün o sporcu yığınının içinde popüler tabirlerle dilenecek, fanboy derecesine varacak kadar sevip ilgi duyduğun tek bir sporcu çıkıyor. bırakana kadar gitmez herhalde dediğin anda kalkıp başka bir takıma transfer oluyor akıl almaz ve yürek dayanmaz bir şekilde. onun hakkında yazdığın bir yazıda kullandığın kelimeler bu gidişin sloganı oluyor. hem kendisi hem de camia tarafından kullanılıp duruyor, gidişiyle ilgili yapılan her haberde bir şekilde karşına çıkıyor. zaten içinden birşeyler kopartan bu transferin etkisini her seferinde biraz daha arttırıp duruyor....
• 1790

  memleket yolu göründü, malum eski düzen internet falan da yok evde akıllı telefon da kullanmıyorum. bir aylığına sözlükle bütün bağlarım kopacak hal böyle olunca. o kadar zaman sözlüksüz nasıl geçecek hiçbir fikrim yok 2 hafta ceza aldım o bile zor geldi hele ki bir ay hem de tam transfer döneminde :(. görüşmek üzere sözlük...
• 1791

  her şey çok sevmekten sözlük.
• 1792

  gazze yanıyor sözlük, gazze yanıyor...
• 1793

  sevgili sözlük, tarih itibariyle dün, metallica konseri vardı. peki ben ne yaptım ? tabii ki konsere gidemedim. evde misafir çocuklarına ben10 oyunu açtım. ninemden çayı açık demledim diye azar işittim. param yetmediği için cola değil didi aldım eve.
  
  bir de üstüne aşık oldum ulan sözlük. balkona çıktım sigara içmeye. böyle atv motoru sürerek bir kız geçti evin önünden. o an orta asya'da at üstünde koşturan kadınlar canlandı gözümün önünde. ah ulan ne güzeldi gözleri.
• 1794

  gisele bündchen başlığına tam bi espri patlatcaktım kilitlemişler (u: =() bari burdan yapayım.
  
  gisele bakmak sevaptır buyrun: https://lh3.googleusercontent.com/...713_n%25281%2529.jpg
• 1795

  temmuz'un ortasında 39 derece ateş, gece 1 dakika bile uyuyamama... hoşgeldin grip sefalar getirmedin.
• 1796

  beyler ben ne zaman cesmealtina gelip 2 haftadan fazla kalsam takim sampiyon olamiyor. ve gecen carsamba gününden ayin 26sina kadar ben tahmin edilecegi üzere cesmealtindayim :(((
• 1797

  https://scontent-b-fra.xx.fbcdn.net/...70653419530181_n.jpg
  
  :(
• 1798

  başıma ne geliyorsa içmekten geliyor. tekrar konuşmayı da kestik, sarhoş sarhoş gidip aramam mı dersin, şarkılar atmam mı dersin sözlük, rezilliğin bini bir para.
• 1799

  sevdiğiniz kişini nasıl biri olduğunu birlikteyken değil ayrılırken anlarsınız diyenler haklıymış. tam da öyle oluyormuş. eğer rahatsız olduğum şeyi özel duruma rağmen söylemeyip içime atsaydım olan bana olcaktı. hoş yine bana oldu ya terk edildim. güvenmemekle kıskanmak aynı şeylermiş. güvenmediğimiz için kıskanırmışız. saçma değil mi sizce de? aslında ben bu acıyı bir yerden hatırlıyorum çünkü daha önce de yaşadım. yer, zaman ve kişiler değişiyor ama sonuç hep aynı. ayrılık,acı ve özlem.
• 1800

  gecenin bu saati biraz canını sıkacağım sözlük okuyan, derdimi dinleyen anlayan kardeşlerime abilerime şimdiden teşekkür ediyorum.
  
  bu şarkıyla okumaya devam ederseniz sevinirim: http://youtu.be/BpiCijZ8aMw
  
  kimim ben?
  
  hayatı başkalarının kendisine acımasıyla geçmiş bir adam.
  nereye gitse en çok gülen, şakalar yapan ve çok konuşan bir adam.
  içinde 3 yaşında bir çocuk barındıran ve sırf onu korumak için herkese karşı maskeler takan bir adam.
  3 yaşındayken, yani hayata dair hiçbir şey bilmezken en değerlisini kaybeden bir adam.
  herkes onun hakkında böyle iyiydi şöyle iyiydi derken, o muhteşem insanın sesini bile hatırlamayan bir adam.
  her anneler gününü, her veli toplantısını, her ölüm yıl dönümünü, her kendi doğum gününü ve en değerlisinin doğum gününü ağlayarak geçiren bir adam.
  bir anne nasıl davranır, nasıl konuşur, nasıl kokar, nasıl öper, nasıl sarılır bilmeyen bir adam.
  
  herkes onu tanıyıp severken, ben nasıl bu kadar seviyorum peki?
  halbuki o kadar kızgın olmam lazım o kadar nefret etmem lazım ki gitti beni bıraktı diye..
  kızamıyorum, bırak kızmayı her geçen gün daha fazla özlüyorum.
  
  oysa o gittiği için çekmedim mi bu kadar acıyı?
  babam o gittiği için başkasıyla evlenmedi mi?
  ablam o gittiği için babamdan 14 ve benden 8 ayrı yaşamak zorunda kalmadı mı?
  ben o gittiği için babamdan 6 sene ayrı yaşamak zorunda kalmadım mı?
  o gittiği için değil mi bu kadar yarım olmam?
  ablam o gittiği için babaannemlerin saçma sapan yetiştirmesine maruz kalmadı mı?
  biz o gittiği için acı çekmiyor muyuz bu kadar?
  o gittiği için değil mi bu kadar ağlamam?
  
  her girdiğim ortamda ölenin oğlu olmamın sebebi o değil mi?
  bir erkeğin eş seçimi annesinden örnek alarak olurmuş. öyle diyorlar yani.
  ben ise tanımıyorum bile onu.
  
  insanların benim güldüğümü görmesi hoşuma bile gidiyor aslında.
  bir an olsun onlar gibi hissediyorum. hatta arada az tanıdığım insanlar 'annenler nasıl?' diyince iyi diyorum sadece.
  
  yoruldum insanların o bakışından sanırım.
  
  uyandığım her sabaha küfrediyorum. her gün, bir gün daha yaklaşmış oluyorum ona çünkü.
  ve ey bunu okuyanlar, o malum son geldiğinde benim için kimse üzülmesin, en değerlimin yanında olacağım.
  
  edit: lütfen kimse acındırma gibi anlamasın..