76
o kadar çok şey varki anlatacağım şimdi buraya yazarsam sözlüğün en uzun entry si olur. 92 yılında ilk maçıma gitmiştim romayla gündüz oynanıyordu. daha o ilk maça gittiğimde yaşamaya başlamıştım ali sami yen in heyecanını. ali sami yen i hissetmek için kalkıp yürümenize gerek yoktur, hatta gözleriniz görmese bile o stadyumda yeni açık boyunca ilerlerken burnunuza gelen koku sizin orada olduğunuzu hissettirir. stadyumun etrafında yürürken bi adam çarpar gözünüze tanımasada size gülümser. ali sami yen de ya da deplasmanda maça gittiyseniz biraz kafayı eğip sahaya baktığınızda ya da maça gitmediyseniz bir korner atışı sırasında hep gülümserken görürsünüz onu. çocukluğumun, gençliğimin o 50 kişiyle gittiğimiz basketbol maçlarının, vapurla gittiğimiz kadıköy deplasmanlarının, hiç yenilmediğimiz sutopu maçlarının, havuzun kenarında yaktığımız meşalelerin hepsinin içinde sen vardın özcimbomlu.
ben hayatımda hep şunu demişimdir "hayatınızda hiçbirşeye sahip olmasanızda, kimseniz olmasada, galatasaraylı olduğunuz için mutlusunuzdur" galatasaray her zaman var ama sen yoksun abi artık. bir sonraki maça gittiğimde seni ali sami yen sokakta ya da saha kenarında yine arıycam ve biliyorum sen yine hep orada olacaksın.
ışıklar içinde uyu!
ben hayatımda hep şunu demişimdir "hayatınızda hiçbirşeye sahip olmasanızda, kimseniz olmasada, galatasaraylı olduğunuz için mutlusunuzdur" galatasaray her zaman var ama sen yoksun abi artık. bir sonraki maça gittiğimde seni ali sami yen sokakta ya da saha kenarında yine arıycam ve biliyorum sen yine hep orada olacaksın.
ışıklar içinde uyu!