trabzonspor'u son 20 yılda şampiyonluk potasına sokan teknik direktörler kimler, desen; şenol güneş'in adını görürsün. milli takımın dünya kupasındaki ve belki de tarihindeki en iyi başarıyı yakalamış hoca kim, diye sorsan; yanıt yine kendisi. yıllardır başarıya hasret, en son art arda şampiyonluk aldıklarından bu zamana yaklaşık 30 sene geçmiş beşiktaş'ı 2 yıl üst üste şampiyon yapan kim, dersen; yine onun adını görürsün.
ayrıca yetiştirdiği, parlattığı oyuncu sayısı ve niteliği de yadsınamaz. hiçbir takımda dikiş tutturamamış; en son antalyaspor'da sönüp giden burak yılmaz'ın 5.5 milyon euro gibi paraları kazanması, selçuk inan'ın türk futbol tarihini değiştiren adam olması, taraftarının "oğuzhan 40 milyon len mk" cüretkarlığı gösterebilmesi, mourinho'nun bile dayanamadığı adamın, quaresma'nın, bir sisteme montelenmesi, liverpool'dan kasımpaşa'ya serbest düşüş yaşayan babel'in bile top oynaması, daha aklıma gelmeyen bir sürü oyuncunun çarkın içinde parlaması; şenol hoca'nın başarısıdır.
fatih terim'in daha başarılı bir antrenör olması kendisini "luzır" yapmaz. 2 senedir şampiyon olan bir antrenöre de "luzır" demek dramatiktir. kulp bulmak istedikten sonra, bütün bu dediklerime bir şeyler takıştırılabilir elbette.
fanatizm böyle bir şeydir. kimileri tarla sürer, şike yapmaz taraftarının gözünde. kimileri galatasaray'da olmadığı için elin hocasını "luzır" ilan eder. kimileri
euroleauge kupasına, kendisi kazanamadığı için, teneke muamelesi yapar. kimileri de
uefa kupası kazanan, ülkenin en önemli başarısını gösteren takıma tesadüf der. hiçbir şey bulamazsa konjonktürel olarak "fetö" der.