1962
2010 yılıydı, kartal'da çocukluğumuzun geçtiği ilçemizin takımının maçına gitmişim. sağ olsunlar kartal'da itibarımız vardır, yalandan havamızı da atıyoruz tribünde. sanki futbolcu bakmaya gelmiş gibi takılıyorum. savunmadaki gözünü budaktan sakınmayan, savaşan sarı çocuğa diktim gözlerimi. '' adı ne bu çocuğun, galatasaray'a aldıralım'' dedim yanımdaki simitçiye. abi dedi, zaten galatasaray'dan geldi, kiralık adı semih kaya. hadi yaaa! ikinci yarının ortalarıydı sanki, kaptığı bir topu ileriye çalımla taşırken kaptırdı. maçın sonlarına doğru çıkardılar. kartalspor yenikti, bir kaç balıkçı kendisine küfür ediyordu. kenara doğru geliyordu, hatırlar mı bilmem? göz göze geldik bir an, o an, hayatımda ettiğim en ağır küfürleri ettim bülent korkmaz'a. ettiğim küfürün de hala arkasındayım.
semih kaya namlı bir futbolcumuzun olduğunu biliyordum ama tanımıyordum. kewell'i stoper oynatan bülent korkmaz, semih'e güvenememiş, olası 2. uefa kupasından etmişti takımı. sonrasında kaç şampiyonluğa, kaç hocaya mal olacaktı kazma stoperler, semih kaya, kimbilir kaç kartallı simitçiden fırça yiyecekti? zavallı çocuk, genç yaşında batuhan karadeniz'le çarpışmış, beyin ameliyatı geçirmişti. ameliyat öncesi hemşirenin'' iyileştiğinde fenerbahçeli olacaksın'' esprisine,'' o zaman iyileştirmeyin'' diyebilecek kadar büyük bir galatasaraylıydı. gaflet, delalet ve hatta hiyanet içinde olan yöneticilerimiz, kendisini ve yanında yarım takımı çağlar birinci'nin transferinde kullanmak istemiş, semih bir taraftar gibi direnmiş, gitmemişti.
takım, tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşamış, neredeyse tamamı değişmişti. imparator, sezonun ilk maçına, sabri- servet- gökhan- hakan balta savunmasıyla başladığında, servet'in kovduracağı 8. hoca olacağından belki de bihaberdi. biz de kadromuzda semih kaya var mı yok mu? bihaberdik. o büyük maç başka türlü cereyan etseydi, futbol tanrıları, sevgili peygamberlerine bir kıyak daha yapmaya kalkmasaydı da, gökhan zan sakatlanmasaydı, hadi sakatlandı yerine galatasaray tarihinin en kazma futbolculardan biri servet çetin girmeseydi, hadi girdi, hayatının tek hatasını yapıp da atılmasaydı, olur mu olur? kıçını dayaya dayaya gaziantep forvetlerine o golleri attırmasaydı da biz gaziantepspor'a 4-2 yenileceğimize maçtan galip çıksaydık. galatasaraylı olduğuma ne kadar eminsem semih kaya'nın devre arasında kartalspor'a yeniden kiralık gideceğine o kadar emindim.
jon teri'nin 26 numaralı forması var sırtında. galatasaray savunmasının mendireğidir. tarafımdan asimo olarak anılmaktadır. tam donanımlı, el üstünde tutulan, nadide bir robot. iyi yönlendirildiğinde hata oranı sıfır, akıl aynştayn aklı, güç spartaküs gücü, galatasaraylılık, metin oktay galatasaraylılığı, taraftarın göz bebeği, şah damarı, bir iki veya daha fazla çocuğun galatasaraylı olmasının sorumlusudur. futbolu, galatasarayı biraz daha fazla sevdiren romantik, melankolik devrimci bir numaralı futbolcusudur. florya'da bir afet olsa ilk kurtarılacak futbolcudur.
takımın stoperleri kötüyse, maç kazanır elbet, hatta şampiyon bile olurlar. ama benim için futbolun mottosudur, stoperi kötü olan takımın iyi futbol oynamasına ihtimal yoktur. papaz'la cüneyt'le yarı final oynayan bu takım, falko'larla stump'larla şampiyonlar ligini kurmuş, bülent'le popescu'yla tarihinin en büyük maceralarını yaşamış, muzaffer dönmüştür. song'tan, emre aşık'tan sonra alınan onlarca kazma stoper, galatasaray şovunun vitesini küçültmüştür. tarihimizin en beter sezonlarına bakınız, sebebi kazma stoperlerdir. asimo, bütün bu unutulmaz stoperlerimizin ortalamasıdır sanki. emre aşık gibi dalan, bülent gibi savaşan, popescu öz güveniyle oynayan top galatasaray kalesi civarındayken taraftara huzur ve güven veren şimdiden adını galatasaray tarihine yazdıran büyük takım futbolcusudur.
büyük galatasaray taraftarının sevgili asimo'su; bu taraftarın tamamının kayıtsız, şartsız sevgi ve güvenini kazandın genç yaşında. bu güne kadar oynadığın maçlar antrenmandı. çok daha büyük takımlara, çok daha büyük forvetlere karşı oynayacaksın. böylesi maçlarda yüksek galatasaray karakterini, o çocuk yüreğini sahaya süreceğine inancım tamdır. çocukluk edip de büyüme hemen. galatasaray kalesi önce sana, sonra futbol tanrılarına emanet olsun.