sarı kırmızı roman

• 901

  hemen cevap geldi
  
  "anam yok benim, biz çok fakiriz abi"...
  
  bunu duyan fatih terim şöyle dedi:
• 902

  ''gel önce bi karnını doyuralım küçük nihat'' dedi imparator.
• 903

  "küçük mü? canın sağolsun" dedi nihat
• 904

  bunun üzerine fatih terim 'van minıt' dedi. 'daha da senin arabana binmem. çok hızlı kullanıyorsun, sinyal vermiyorsun, virajlara hızlı giriyorsun. benim için senin araban bitmiştir. bu da böyle biline.'
• 905

  ve hışımla kalktı...
• 906

  daha da olsa gelmem dedi.
• 907

  tam fatih terim kapıyı çarpıyordu ki bir el kapıyı tuttu. o da nesi? rıdvan dilmen. açtı tekrar kapıyı ve oturdu nihat ın yanına ve 'nihat sana alexli sistemi anlatiyim mi?' diye sordu.
• 908

  ardından sağına döndü, "anlatayım mı güntekin?" dedi.
• 909

  bu soru üzerine güntekin onay, "arboleya" dedi.
• 910

  ''anlat hocam ne yapalım *''dedi.
• 911

  nihat bunun üzerine çıldırdı ve 'inin lan arabamdan' dedi.
  
  demi güntekin?
• 912

  içten bir ses ; ''vay anasını nereye gidiyor lan bu roman?'' dedi
• 913

  güntekin aniden çıldırdı. ve haykırdı: "bitir demediniz mi lan?"
• 914

  aha güntekin konuştu. ama içten. hem içten hem dıştan.
  
  neyse bunun üzerine rıdvan dilmen kapıyı açtı ve inmek istedi.
• 915

  ve rıdvan arabadan atladı... acaba ölmüş müydü?
• 916

  "biz de çevik oyuncuyduk, iyi atlarız arabadan" dedi rıdvan.
• 917

  sağlık görevlileri arabanın yanına geldi. rıdvan hoca ufak bir sakatlık geçirmişti.
• 918

  ölmemişti.
• 919

  ''hocam manyak mısın?'' dedi kulaklarıyla güntekin.
• 920

  uzaktan birisi olanları izliyordu. galatasaray sağlık kurulunun başındaki doktor. kıs kıs gülüyor ve 'gel rıdvan ım gel' diyordu.
• 921

  '' kaç *!! '' dedi rıdvan ile güntekin.
• 922

  bu sırada her şeyden habersiz florya da türk dansları üzerinde çalışan jo yaklaşan ankaragücü maçı için ankara havası çalışıyordu.
• 923

  ankaralı turgut'un şarkıları ona eşlik ediyordu.
• 924

  turgut a odaklanmışken bir anda klasik müzik duydu. bu güzel müziğin nereden geldiğini merak etti. sese odaklandı ve yürüdü. ses giderek yükseliyordu. en son bir odanın kapısında durdu. kulağını kapıya dayadı. müziği dinlemeye başladı.
• 925

  o da ne? beethoven'dı bu...