• 551
    3 ekim 2023 manchester united galatasaray maçında icardi ve kerem kaleciye kadar koşarak basarken ekran başında kafayı yedim. her koşuda gitme diye yırtındım.

    ikinci yarı bile icardi 3 dal nefesiyle kaleciye koşarken "lan icardi'in, futbolu bilen adamsın, koşma" diye darlanıyordum, hatta küfür de ediyordum ki maçı kıran o hatayı yakaladı takım.

    nefesimiz yetmeyecek ve onana'nın isabetli paslarıyla arkada eksik yakalanacağız diye korkuyordum ama okan hoca ve takımın kovaladığı yer haklı çıktı.
  • 552
    son günlerde canım sıkıldıkça 3 ekim 2023 manchester united galatasaray maçına dair tepki videoları izliyorum. en son dün gece uyumadan ilgili maçta bjk ve fb'li arkadaşların bizim takımı tuttukları iki video izledim. maç anında en az benim kadar heyecanlanıyor, attığımız gollerde en az benim kadar seviniyorlardı. işin doğrusu yapmacık ta değildi verdiği tepkiler.

    rahmetli babam da bjk'liydi ama bizim avrupa maçlarında bizi tutardı ama ben bjk'nin avrupa kupası maçlarında içten içe rakibi tutardım. fb ve bjk'nin avrupa maçlarında rakip kim olursa olsun rakibi destekleyen biri olarak bu arkadaşları görünce açıkcası kendimden utandım.

    twitter'a bakınca sanki herkes bize düşmanmış gibi görünüyor da gerçek hayat hiç te öyle değil.
  • 554
    hanımın uzaklardan arkadaşları geliyor ve onlarla orta noktada buluşmak için sabah trenle yola çıkacaktık.
    e tabi haliyle bugün 2 aralık 2023 pendikspor galatasaray maçını kaçıracaktım ve canım sıkkındı.

    sonra sabah bir kalktık her yer kar, tüm yollar kapalı, bizim trenlerin tamamı iptal olmuş, dolayısıyla bizim de gezi iptal oldu.

    üzülüyor muyum? ne üzülmesi akşama evimde rahat rahat galatasaray maçı izleyeceğim.
  • 557
    çok acı. kimsenin olmadığını bilmek. ama bilmeyi diyorum. gerçekten kimsen yok kendinden başka. bunu çoğu defa görürsün ama asla itiraf edemezsin kendine. itiraf edebildiğin bir an olur. o 'an' ın gerçekliği çöker üzerine. kurduğun bütün yalanlar, o ilişkiler, seni sevdiklerini sandıkların gömülür içerisinde. o yıkıntıda elini tutacak birini, bir şeyi ararsın. o anda kimse yoktur seni çekip çıkaracak. kendi başına ıssız bir yolda olduğun hissiyatı kaplar içini. hayir tek değilsin diyen bir kişi bile olmaz. ve tekinsizlik kaplar içini. o tekinsizlik zamanını düşünmediğim tek zaman galatasaray maçları. çünkü o zaman yalnız hissetmiyorum. benimle birlikte aynı şeyden mutlu olacak bir dolu insan, benimle ayni duygulari paylasan, üzülen, sevinen, en az benim kadar seven ya da üzülen. sadece o 90 dakika. sonrasi... bir sonraki 90 dakikaya kadar olan yalnızlık hissi.
  • 558
    şu coşkulu ortamda muhtemelen linç edileceğimi biliyorum ama 29 aralık 2023 galatasaray fenerbahçe maçı ekseninde yaşananların devasa bir sahtecilik olduğunu düşünmekten geri duramıyorum.

    (bkz: #3799583)

    şurada ali koç'un atatürkçüleri konsolide edip iktidara göz dağı verme çabasından bahsetmiştim. maçı ayarlayan koç, ilk arızayı çıkaran koç, işin sonunda kahraman olan koç.

    ali koç son zamanlarda kendisini sıkıştıran iktidara güzel bir gözdağı verdi, rakibin bile bol bol takdirini kazandı, şu saatten sonra kendisine yapılacak herhangi bir operasyonda "atatürkçü olduğu için hedef oldu" kalkanı kazandı. üstelik takımını galatasaray karşısında olası bir hezimetten, kupa kaybıyla başlayacak bir dağılma sürecinden de korunmuş oldu. galatasaray'ın ise konsantrasyonu dağıldı.

    iktidar kanadından pek ses çıkmaması da hayra alamet değil. bu sessizlikler genelde deprem, darbe, direniş vs gibi beklenmedik olumsuz durumlarda olur malumunuz.

    ergenekon ve balyoz kumpasları zamanında "yapmayın etmeyin orduyu dincilere boğdurmayın" dediğimizde "sen sus postal yalayıcı" diye azarlandık. gezi zamanında teröristlerle omuz omuza direnenlere "yapmayın etmeyin direnişi kirletmeyin" dediğimizde akp ajanı olduk. şimdi de temkinli davranmayı tercih ettiğimizde aptal fanatik ya da vatansezmez diye yaftalanıyoruz.

    kusura bakmayın da bopçu dinciler memleketin içinden geçmişken, atatürk'ün partisi teröristlerle iş tutmuşken, memleketin her tersanesine girilmiş her kalesi zaptedilmişken bir futbol maçı pankartıyla atatürkçülük şovu yapmak bana çok sığ geliyor. atatürk "en zor koşul altında bile memleketi kurtarmak için vazifeye atılmaktan geri durmayacaksın" demiş. memleket yerle bir edilirken hangimiz götümüzün rahatını bozup bir şey yaptık? hiçbirimiz atatürkçü filan değiliz kimse kendini kandırmasın, gaz çıkarma bunların hepsi. atatürkçülük böyle bir şey değil.

    bir de ali koç'u atatürkçü diye övmek zorundayız şimdi. ne biçim atatürkçülükse. memlekete hak hukuk demokrasi getirmeye çalışan atatürk'ün adı hakkı hukuku adaleti ayaklar altına alan adama mı kaldı?

    neyse sözlük. böyleyken böyle. yaşanan coşkuyu anlıyorum, şu an söylediklerimin çok tepki göreceğini de biliyorum ama dostluk naralarınız çok değil üç beş güne hezimetle sonuçlanınca çok da şaşırmayın diye anlatıyorum.

    çünkü atatürkçülük bu değil.

    türkiye sizin sandığınız gibi bir futbol maçıyla tek yürek olabilecek durumda değil.

    sizi heyecanlandıran ihtimalleri gerçekleştirmek için de hiçbir şey yaptığımız yok.

    nasıl ki halil umut meler yumruklandığında attığın hümanist sloganlar on gün sonra senin takımının sahada doğranmasıyla sonuçlandıysa bu konuda da olaylar yine bizim aleyhimize gelişecek. şimdiden kendinizi hazırlayın, boşa şaşkınlık olmasın sonra.

    ekleme: yazmayı unutmuşum. olan bitene sarı lacilerin ekseninden bakınca çok bariz fetö kokuları duyuluyor. benzer taktikler, koç'un zekasını aşan bir planlama. yakında bunun da kokusu çıkacaktır.
  • 559
    gündemden oldukça alakasız bir itirafta bulunmak istiyorum: bazen sıkılınca eski maçlarımızı, topçularımızı izliyorum. milli takım maçlarını da izliyorum, özellikle 2008. bu gayet normal, itiraf kısmına gelelim.

    itiraf ediyorum, bunları izledikten sonra bazen açıp alex'i izliyorum. hatta meşhur 2-2'lik maçta muslera'ya attığı golü görüp "ulan nasıl vuruyorsun ona allahın belası..." falan diye gidiyorum.

    fenerbahçe, keşke böyle olmasaydı, ama çok leş bir camiaya dönüştü. yine de alex büyük topçuydu. şimdi kalkıp "aç sneijder izle kardeşim alla alla" demeyin. hepsinin kendi tarzı var. onu da izliyorum bunu da.

    hatta quaresma çingenem editi de izliyorum. lige gelen izlemesi zevkli ender adamlardı bunlar, alex fenerden quaresma ise beşiktaş'tan büyük topçular...
  • 560
    10-11 ay önce genç bir yazar arkadaşımız "hükümet istifa" yazdığı için seri ofsayt terörüne maruz bırakıdığını ve ofsayt olan girdilerinin arttığını, birçok girdisinin de beğenilenler listesinden çıktığını üzülerek belirtmişti.

    şevki kırılmasın diye ve adaleti sağlamak adına ofsayt verilen yaklaşık 45-50 girdiye "on" vererek güne devam etmiştim.

    sonuç olarak bugün gördüm ki; bu arkadaş benim en beğendiğim yazarlar listesine 1. sıradan giriş yapmış. 10 saattir kim bu arkadaş diye düşünüyordum, yeni uyandım. benim her işim böyle ama, hafif bir mallık var bende.

    ama yapilan iyilikler karşına çıkmaz diyorlar ya, yok öyle bir şey. çıktı işte.

    ne demiş atalarımız;

    iyilik yap denize at. balık bilmezse hagi bilir.
  • 570
    galatasaray sözlük anketlerinde oy kullanırken aslında doğru bulmadığım ama az oy alacağını düşündüğüm seçeneğe oyumu veriyorum. troll bir yapım da yok aslında. sanırım küçüklükten kalan bir dürtü. şirinlerde gargameli, ninja kaplumbağalarda shredder'ı, batman dark knight filminde de joker'i tuttum. kaybedeceklerini bile bile ve aslında bana uymasalarda onları desteklemiştim. bu loser destekleme dürtüsüyle fenerli değil de galatasaraylı olmam da işin ironik yanı olmalı.
  • 573
    bazı maçlardan önce içim daralıyor. santra'yı kaçırıyorum, böyle hayalet gibi maçı takip ediyorum. eşim de fark ediyor durumumu. sonra o maç bize ömür törpüsü oluyor.

    eşim de bana takılıp " senin yüzünden böyle oldu" diyor. bazen diyorum ki haklı mı? benim yüzümden mi böyle oluyor? eğer daha şevkle izleseydim herşey daha mı güzel olurdu?

    bu arada aksi bir durumda var bu aralar. malum bazı arkadaşlar görmüştür yazılarımda 5 aylık bir kızım var. hatta 23 ağustos 2023 molde galatasaray maçını izlerken eşimin sancıları tuttu ve hastane'ye gittik. radyo'da maçı açtım hastane'ye giderken sakinleşmek için. kızımın şansına biz bu maçı alırız diyerek kullandım arabayı yol boyu. ertesi gün öğlenden sonra doğdu prensesim. şimdi o gün bugün her maç öncesi kötü hissettiğimde o benimle konuşamasa da onunla konuşup manyak gibi totem yapıyorum. o da sağ olsun beni anlıyormuş gibi yapıp "ne anlatıyor bu deli" dermiş gibi gülüyor.

    işin garibi işe yarıyor da. o maçları zor da olsa kazanıyoruz. aslan kızım benim. seni çok seviyorum.
  • 574
    haftaici galatasaray maci varsa evden calisiyorum. evden calisma pattern'imi tamamen galatasaray belirliyor.

    mac saatine toplanti/esimle date veya herhangi bir sey koymuyorum. olana da gitmiyorum.

    yaslandikca bu isin boku cikmaya basladi. yaslandikca fanatiklik gecer derlerdi ben de iyice kontrolden cikti bu galatasaray sevgisi. belki de gurbette olmak, istanbul'u ozlemek, staddan uzak olmak da etkiliyor, bilmiyorum. su an hayatimda iki-uc tane gundem var, biri ilk goz agrim mart sonu kucagimiza alacagimiz kizim ve canim esim, biri de galatasaray.
App Store'dan indirin Google Play'den alın