sabri'yi bugün herkesinde söylediği bilinen sebeplerden dolayı yıllarca eleştirdim. orta açamıyor, şut atamaz, çok sakarlık yapmıştır. bazen rakibi güldürmüş, bazen kendi seyircisi bile onun üzerinden espri yapmıştır.
ama bugün yine kötü olmasına rağmen eleştirmeyeceğim buranın adı galatasaray sözlük ve iki sayfa entrylerde adamcağız hakkında bir tane olumlu yazı yok onu da ben söyleyeyim de bir de o pencereden bakın olaya.
1 aralık 2013 kasımpaşa galatasaray maçında sabri taç atışını hızlı kullanmak için rakipten topu almaya çalışırken adam topu vermiyor üstüne üstlük boyuyla dalga geçer gibi topu havaya kaldırıyor, başını okşuyor sonra olay itiş kakışa varıyor. işte beyler sabri sorumsuz bir adam olsa gurur yapıp kendisinin üstüne oynayan oyuncuya altta kalmamak için bir tane patlatsa takım eksik kalsa ne derdiniz? onu seçmedi işte sinirlerine hakim oldu, daha da hırslandı ikinci yarı.
bir diğer olayda melo rakip oyuncuyla tartışıyor, sabri melo'nun tartışmayı bırakmasını sinirlerine hakim olmasını istiyor. melo da sen kimsin lan diye sahanın ortasında takımın kaptanıyla rakip takım, seyirciler, maçı izleyenler önünde net şekilde taşşak geçiyor. şimdi siz olsanız ne yapardınız ?
oyunu berbat, yeteneksiz de ama sorumluluk ve takımını satmamak, sahiplenmek konusunda olumlu işler yapmıştır. kendi iş hayatınızla kıyaslayın yöneticisi olduğunuz bir grupta arkadaşınızı işinize odaklanması için uyarıyorsunuz o da size sen kimsin amk ? tepkisi veriyor. ayıptır, yazıktır.
gündüz kılıç "kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin,hep birlikte üzülüp,hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." demiş ya ben isterdim ki rakip oyuncu sabri'ye o hareketleri yaptıktan sonra bütün takım başına çullansın haddini bildirsin. gel gör ki kendi takım arkadaşı bile kafa buluyor adamla.
neyse, artık açıkça belli olmuştur ki sezon sonunda hizmetlerinden dolayı teşekkür edilmesi gerekenlerden. ama başkalarına da eyvallah deme vaktidir.