• 51
    gomis’in menajerinin “önceki yönetimin sözü vardı” açıklaması ve gomis’in buna istinaden zam talebi profesyonellik değildir. profesyonellik, taleplerin sözleşme ile taahhüt altına alınmasıdır. sözleşmede yazmayan bir şeyi diretmek profesyonellik değil bayağı bir fırsatçılıktır.

    ben özel sektörde çalışıyorum. yaptığım profesyonel iş görüşmelerinde karşı taraf, bir talebime istinaden “şimdi böyle başlayalım, yılbaşında sizin dediğiniz gibi yapalım” dediklerinde iş teklifine ve sözleşmeme yazmalarını istiyorum. yazmayı reddederlerse görüşmeyi sonlandırıyorum. profesyonellik budur.
  • 52
    galatasaray idari yöneticilerinde uzun bir süredir göremediğimiz, kulübümüzü aslında ayağa kaldıracak olan gereksinimdir.

    bu ülkede herkes işine gücüne profesyonelce yaklaşsa, hiçbir sıkıntı kalmayacak.

    herkes metin oktay değil, profesyonel olmalı. o hem daha kolay, hem de daha iyi.

    bu söylediklerim galatasaray ve spor dışında, bütün şahsi ve kurumsal işlerimiz için de geçerlidir.
  • 53
    futbol ile ayrılmaz bir parça olduğunu artık anlamamız gereken davranış. sadece futbol değil tüm spor dallarında geçerli bu konu. türk halkı olarak bunu sindiremedikçe daha çok kalpler kırılır. bunun a veya b futbolcuyla alakası yok kısacası. artık kolay kolay hiçbir futbolcu “aman ben bu takımın taraftarıyım. onlarla imzalayalım.” diyemiyor. diyeni de menajerleri zaten yola getiriyor. maddi açıdan tatmin eden, başka bir deyişle parayı veren alır bahsi geçen futbolcuyu. emre örneğini verip (bkz: emre akbaba) başka futbolcuyu eleştirmek bu sebepten dolayı yanlıştır. o gün sponsor desteğiyle alanya başkanını tatmin eden meblağ bulunmasa emre şuan malum takımdaydı. zaten yaklaşık 2 milyon euro civarı kazanan bir adamdan bahsediyoruz. karın tokluğuna imzalamış gibi oyuncu övmenin hiçbir amacı yok. herkesin kendi çapında tutarlı bulduğu bir karakteri vardır. bu konuda bir karara varıp övmek veya yermek başlıca sorundur kısacası.
  • 55
    hayatının 31 yılı ben x takımlıyım deyip 32. yılında rakip y takımına birkaç milyon için imza atmak değildir. hayatının 2-3 senesinde biraz daha fazla para kazanacağım derken inşa ettiğin kariyeri hayatının sonuna kadar yerin dibine geçirirsin.

    icardi araplara hayır dediğinde asıl profesyonelliği yaptı. iki üç yılını kurtarmak yerine hayatı boyunca ona yetecek sevgiyi, saygıyı, itibarı, özgürlüğü ve parayı kazandı.

    arda turan her ne kadar sevmesek de bu camianın ferdi halen daha. henüz kariyerinin başında shaktar yaptı.

    emre belözoğlu da ciddi bir profesyoneldi. hayatı boyunca yedi sülalesine yetecek kadar nefret topladı. beddualar, hakaretler, küfürler. o dönem kazandığı para bunları geri çevirmeye yetmeyecek. nihayetinde camiası tarafından da terk edildi.

    tümer metin. aldığı birkaç milyon fazladan parayı iyi değerlendirememiş olacak ki şimdi ekran karşısında ık bık yapıyor.

    para için rakip takıma gitmek profesyonellik değildir. gideceksen siktir olup gidersin, profesyonellik diye kulp bulmana gerek yok. herkes senin ne mal olduğunu zaten hemen anlar. sana paranı veren camia dahil.
  • 56
    bir taraftarın niye umursadığını, dikkate aldığını anlamadığım kavram. oğlum madem olaya profesyonel yaklaşacaktınız, siz niye taraftar oldunuz? size ne adamın profesyonelliğinden? yeni dünyanın yarattığı salak taraftar anlayışlarından birisi bu da. her türlü ahlaksızlığı “profesyonel dünya abii” diye yediriyorlar millete. fatih terim kalkıp fenerin başına geçse “profesyonel dünya abi” diyecekler herhalde. “yaşlandı, çocuklarını düşünmek zorunda!!”

    o adam profesyonel yaklaşıp kendi işine geleni yapıyorsa siz de amatör yaklaşıp kendi işinize geleni söyleyeceksiniz. milyonları kazanan herif empati yapmıyor, bizim enayiler empati yapıyor.*

    bunun daha salak versiyonu da “abi size o parayı verseler” diye hikaye yazanlar. bana o parayı vermiyorlar güzel kardeşim. ben para veriyorum hatta bu takım için. kombinesine, ürününe, üyeliğine. oradan bakınca mantıklı bakıyor gibi görünüyor muyum bu işe? normalde selamlaşmayacağı tiplerle tribünde, metroda sarmaş dolaş olan adamlar gelmişler profesyonellik falan diye milyonluk futbolcuların ahlaksızlığını aklıyorlar. kafayı yersin.

    taraftarız biz, tarafız. tarafımız da galatasaray. profesyonel diye bir takımı tutmuyorum ben. galatasaray’ı tutuyorum, olaylara galatasaray penceresinden bakıyorum. sikmişim profesyonel dünyayı.
  • 58
    bu tanımın da altı boşaltılmış ve yanlış bilinen versiyonu standart kabul edilmiş. bakın chatgpt nasıl tanımlamış profesyonelliği.

    --- alıntı ---
    profesyonellik, bir kişinin yaptığı işi sadece teknik olarak iyi yapması değil; aynı zamanda etik, tutarlı, sorumlu ve saygılı bir şekilde yapmasıdır.
    --- alıntı ---

    gelin barış alper yılmaz örneğini inceleyelim.

    3 yıl daha sözleşmen olan bir işte, maaşın da yatmaya devam ederken antremana katılmamak yani işe gitmemek etik midir?

    daha bir iki hafta önce, burası galatasaray, önemli olan takım için savaşmak ve formanın hakkını vermek diye tüm basına açıklamalar yapıp parayı görür görmez her şeyi yalayıp yutmak tutarlı mıdır?

    hiç bir sebebin yokken bir kaç gündür katılmadığın antremanlar için binlerce euro kazandın. bu para, harçlıklarını biriktirip forma alan çocuklardan, asgari ücretle dişinden tırnağından arttırıp forma alan insanlardan elde edilen gelirler ile ödeniyor. bu yaptığın milyonlarca taraftarı olan, vatandaşı da olduğun ülkenin en büyük camialarından birine saygılı bir davranış midir?

    bu kulüp sana hiç bir zorunluluğu yokken maaş iyileştirmesi yaptı, sen de bunu kabul edip resmi sözleşmeye imza attın. sorumluluklarını yerine getirmeyi düşünüyor musun?

    hala barış alper üzerinden "profesyonel futbolcu canım, tabii ki öyle yapacak" diyen sözde taraftarların olması komik ve düşündürücü.

    barış alper gidecek antremanına çıkacak, topunu oynayacak. neom sc ve galatasaray anlaşma sağlarsa gider "söz hakkını" menajer kardeşiyle beraber kullanır. anlaşma sağlanmazsa da hiç bir şey yaşanmamış gibi işine ve hayatına devam edecek. profesyonellik budur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın