• 56
    bir taraftarın niye umursadığını, dikkate aldığını anlamadığım kavram. oğlum madem olaya profesyonel yaklaşacaktınız, siz niye taraftar oldunuz? size ne adamın profesyonelliğinden? yeni dünyanın yarattığı salak taraftar anlayışlarından birisi bu da. her türlü ahlaksızlığı “profesyonel dünya abii” diye yediriyorlar millete. fatih terim kalkıp fenerin başına geçse “profesyonel dünya abi” diyecekler herhalde. “yaşlandı, çocuklarını düşünmek zorunda!!”

    o adam profesyonel yaklaşıp kendi işine geleni yapıyorsa siz de amatör yaklaşıp kendi işinize geleni söyleyeceksiniz. milyonları kazanan herif empati yapmıyor, bizim enayiler empati yapıyor.*

    bunun daha salak versiyonu da “abi size o parayı verseler” diye hikaye yazanlar. bana o parayı vermiyorlar güzel kardeşim. ben para veriyorum hatta bu takım için. kombinesine, ürününe, üyeliğine. oradan bakınca mantıklı bakıyor gibi görünüyor muyum bu işe? normalde selamlaşmayacağı tiplerle tribünde, metroda sarmaş dolaş olan adamlar gelmişler profesyonellik falan diye milyonluk futbolcuların ahlaksızlığını aklıyorlar. kafayı yersin.

    taraftarız biz, tarafız. tarafımız da galatasaray. profesyonel diye bir takımı tutmuyorum ben. galatasaray’ı tutuyorum, olaylara galatasaray penceresinden bakıyorum. sikmişim profesyonel dünyayı.
  • 51
    gomis’in menajerinin “önceki yönetimin sözü vardı” açıklaması ve gomis’in buna istinaden zam talebi profesyonellik değildir. profesyonellik, taleplerin sözleşme ile taahhüt altına alınmasıdır. sözleşmede yazmayan bir şeyi diretmek profesyonellik değil bayağı bir fırsatçılıktır.

    ben özel sektörde çalışıyorum. yaptığım profesyonel iş görüşmelerinde karşı taraf, bir talebime istinaden “şimdi böyle başlayalım, yılbaşında sizin dediğiniz gibi yapalım” dediklerinde iş teklifine ve sözleşmeme yazmalarını istiyorum. yazmayı reddederlerse görüşmeyi sonlandırıyorum. profesyonellik budur.
  • 47
    katır yüküyle para kazanan, fiyatlarını ödediğimiz için bizim olan, kulübü sahipleniyormuş gibi yapıp arma falan öpen hatta metin oktay selamı veren(u: en çok canımı yakan da bu. siz 2 gol atınca zam isteyen adamsınız. metin oktay'ı hiç anlayamamışsınız ki) ama gel gelelim burada hiç bir yerde kazanamayacakları paraları kazanmalarına rağmen gel maaşında 2 kuruş indirime gidelim desek gözleri dolacak, surat yapacak menajerine bana takım ara diye talimat verecek adamlara gerçekten çok fazla anlam yükleyen taraftarlarımız var. bununla da yetinmeyip bir de satılamaz, satılması teklif dahi edilemez, satan haindir, satılırsa ürün almam vs gibi muhabbetler dönüyor. taraftar olarak önce bizim profesyonelleşmemiz ve galatasaray formasını para için giyen futbolculara gereğinden fazla anlam yüklemeyi kesmemiz gerekiyor.

    çünkü en profesyonel değil dediğimiz futbolcu bile söz konusu para olduğunda gayet profesyonel davranıyor.
  • 55
    hayatının 31 yılı ben x takımlıyım deyip 32. yılında rakip y takımına birkaç milyon için imza atmak değildir. hayatının 2-3 senesinde biraz daha fazla para kazanacağım derken inşa ettiğin kariyeri hayatının sonuna kadar yerin dibine geçirirsin.

    icardi araplara hayır dediğinde asıl profesyonelliği yaptı. iki üç yılını kurtarmak yerine hayatı boyunca ona yetecek sevgiyi, saygıyı, itibarı, özgürlüğü ve parayı kazandı.

    arda turan her ne kadar sevmesek de bu camianın ferdi halen daha. henüz kariyerinin başında shaktar yaptı.

    emre belözoğlu da ciddi bir profesyoneldi. hayatı boyunca yedi sülalesine yetecek kadar nefret topladı. beddualar, hakaretler, küfürler. o dönem kazandığı para bunları geri çevirmeye yetmeyecek. nihayetinde camiası tarafından da terk edildi.

    tümer metin. aldığı birkaç milyon fazladan parayı iyi değerlendirememiş olacak ki şimdi ekran karşısında ık bık yapıyor.

    para için rakip takıma gitmek profesyonellik değildir. gideceksen siktir olup gidersin, profesyonellik diye kulp bulmana gerek yok. herkes senin ne mal olduğunu zaten hemen anlar. sana paranı veren camia dahil.
  • 25
    türkiye'de, türk insanında, türk sporcusunda olmayan özelliktir. türk insanı duygusaldır, akdeniz insanıdır, tez canlıdır. özel hayatını iş hayatına taşır. bir kısmımız öğrenciyiz, bir kısmımız çalışıyoruz. okulda, işte patronumuz ya da öğretmenlerimiz bize fırça çektiğinde ne diyoruz; "yine karısıyla/kocasıyla kavga etmiş bu." biz, sıradan insanların, yapamadığı bu davranışı da gidip sürekli göz önünde olan, her hareketi takip edilen insanlardan bekliyoruz. yok arda solda oynamadığı için küsmüş de, yok sakal bırakmış da, yok tribüne gider yapmış da... yapar arkadaşım yapar, adam profesyonel değil çünkü, olamaz da... ondan sonra da çıkıp hagi ile kıyaslıyoruz. annesi babası ölmüş de 40 gün sakal bırakmış yine de futbolunu oynamış. yahu, bu adam, rumen ordusunun takımı, steaua bükreş'ten çıkma. asker disiplini ile eğitilmiş, sen kiminle kimi kıyaslıyorsun?

    futbolcuların da insan olduklarını ve türk olduklarını hesaba katıp öyle eleştirmek lazım. zira türkiye'de profesyonellik diye bir şey yok!
  • 58
    bu tanımın da altı boşaltılmış ve yanlış bilinen versiyonu standart kabul edilmiş. bakın chatgpt nasıl tanımlamış profesyonelliği.

    --- alıntı ---
    profesyonellik, bir kişinin yaptığı işi sadece teknik olarak iyi yapması değil; aynı zamanda etik, tutarlı, sorumlu ve saygılı bir şekilde yapmasıdır.
    --- alıntı ---

    gelin barış alper yılmaz örneğini inceleyelim.

    3 yıl daha sözleşmen olan bir işte, maaşın da yatmaya devam ederken antremana katılmamak yani işe gitmemek etik midir?

    daha bir iki hafta önce, burası galatasaray, önemli olan takım için savaşmak ve formanın hakkını vermek diye tüm basına açıklamalar yapıp parayı görür görmez her şeyi yalayıp yutmak tutarlı mıdır?

    hiç bir sebebin yokken bir kaç gündür katılmadığın antremanlar için binlerce euro kazandın. bu para, harçlıklarını biriktirip forma alan çocuklardan, asgari ücretle dişinden tırnağından arttırıp forma alan insanlardan elde edilen gelirler ile ödeniyor. bu yaptığın milyonlarca taraftarı olan, vatandaşı da olduğun ülkenin en büyük camialarından birine saygılı bir davranış midir?

    bu kulüp sana hiç bir zorunluluğu yokken maaş iyileştirmesi yaptı, sen de bunu kabul edip resmi sözleşmeye imza attın. sorumluluklarını yerine getirmeyi düşünüyor musun?

    hala barış alper üzerinden "profesyonel futbolcu canım, tabii ki öyle yapacak" diyen sözde taraftarların olması komik ve düşündürücü.

    barış alper gidecek antremanına çıkacak, topunu oynayacak. neom sc ve galatasaray anlaşma sağlarsa gider "söz hakkını" menajer kardeşiyle beraber kullanır. anlaşma sağlanmazsa da hiç bir şey yaşanmamış gibi işine ve hayatına devam edecek. profesyonellik budur.
  • 46
    yıllar yılı sahada zaman geçiren, topu köşe direğinde saklayan, oyundan çıkarken yürüyen, sakatlık numarasıyla maçı yavaşlatan futbolculara, spiker ve yorumcular tarafından kullanılan tabir. futbol seyircisi de bunu böyle öğrenince, kendi katkısını yaptı, anasına bacısına küfür edilmesini normal karşılamak da buna dahil edildi. 'sadece ona mı küfür ediliyor, diğer oyuncular neden tepki göstermiyor' tarzı bir saçmalıkla savunulması da cabası. yanlış örnek, örnek değildir. şuurunuzu ne zaman kaybettiniz bilmiyorum ama umarım en kısa zamanda bulursunuz. aksi takdirde bundan sonra bizim alehimize yaşanacak hiç bir olayda savunacak yanımız olmayacak, terim'in kızına da küfür edilse, ali sami yen'e de sövülse kimseye tepki göstermeyeceksiniz(!) bizi galatasaray yapan, diğerlerinden ayıran en büyük özelliğimiz göte göt demektir, o yüzden bizde hıyar oyuncu/yönetici/hoca, diğerleri gibi barınamaz. biz şikeci başkana, sırf bizim başkanımız diye destek verip, maskelerini takıp gezmeyiz. herkesten önce biz bineri tepesine, insan içine çıkacak yüz bırakmayız bir daha. eski oyuncularımızın alayını bu sebeple, yanlış işler yaptıkları zaman sildik attık. diğer kulüplerin mideleri her şeyi kaldırıyor, kabulleniyorken, biz tavrımızı hep net koyduk. böyle bir mevzuda, böyle bir dönemde, sırf daha fazla nefret ediyoruz diye doğrudan sapmak bize yakışmaz. umarım kendine gelir herkes, şu kelimenin doğru anlamını hatırlar, ve insan olmayı da...
App Store'dan indirin Google Play'den alın