ben passolig uygulamasını sevmiyorum ama türk futbolundaki nasıl bir kanseri temizlediğini ya da tribünlerdeki sosyoekonomik değişimi anlamanız için şu haberi bırakıyorum.
http://arsiv.ntv.com.tr/news/24933.asp---
alıntı ---
galatasaray, 2000-2001 futbol sezonunda erzurumspor maçıyla istanbul’da ilk kez taraftarlarıyla buluştu.
geçen sezonki kadrosunu hakan şükür ve arif dışında koruyan, bunun yanı sıra avrupa’nın sayılı golcülerinden mario jardel, türkiye gol kralı serkan aykut’u kadrosuna dahil eden sarı-kırmızılılıların, bu sezon ali sami yen stadı’ndaki ilk maçına taraftarlar ilgi göstermedi.
özellikle kapalı ve numaralı tribünlerde büyük boşluklar göze çarparken, açık tribünler de tamamıyla dolmadı. galatasaraylı taraftarların 5, 20, 25 ve 40 milyon lira olan bilet fiyatlarının yüksek olması nedeniyle karşılaşmaya ilgi göstermedikleri öne sürüldü.
bu arada galatasaraylı amigoların, yöneticilerin kendilerine bilet vermemesi nedeniyle, stat dışında bekledikleri ve tribünlere girmeyerek, yönetim kurulunu protesto ettikleri öğrenildi.
---
alıntı ---
bu maçbir önceki sezon uefa kupasını alan, yazın da süper kupayı müzesine götüren galatasaray'ın ali sami yen'de oynadığı ilk lig maçı ve biz bu ilk maçta tribünleri doldurmayı başaramamışız.
neden çünkü karaborsacıların, reislerin vs. gönlü hoş edilmemiş...
bilet fiyatları da dolar bazındaki enflasyonu da dahil edip bugünün fiyatlarına vurduğunuzda en ucuzu 400 liradan başlıyor. zalgris maçına yakın. aşırı pahalı değil yani.
(bkz:
19 ağustos 2000 galatasaray erzurumspor maçı)
"uefa kupasındaki sportif başarı mali başarıya çevrilemedi" şeklinde ezbere bir laflar etmeden önce bu takımın taraftarının uefa kupasının ertesi sezonundaki illk iç saha maçında 20 küsür bin kişilik ali sami yen stadını dolduramadığını hatırlayın.