resim
Okan Buruk
Görev:Teknik Direktör
Takım:Galatasaray
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 6876
    taraftarın aklındakini sahada uygulayan hocamız sonuç kötü olunca oklar kendisine döndü. sadece yunus’un alınması ile ilgili düşünce belirtmedi taraftar. onun dışında halil çıksın, oliveira çıksın, mertens çıksın denildi çıkardı.
    bacambu girsin, morutan girsin denildi girdi. sonuç?

    ilk yarıdan daha kötü bir futbol. çok kötüyüz ve okan hoca da bunun farkında, düzeltecek kişi de kendisi. taraftara kulağını tıkadığı sürece başarılı olacaktır.

    tek bir ricam var kendisinden ne kadar az yerli futbolcu oynatırsa, oliveira’yı kesmez veya alternatif birini aldırırsa (kerem demirbay olacak mı bakalım) o kadar iyi olacak bizim için. barış, yunus, kerem, berkan bir arada olmuyor. maksimum 2’si oynamalı bence.
  • 6877
    maçta hocayı tek eleştireceğim yönü hem yunusu hem morutanı alması. oyuncular sıkıştırıyor birbirini sahada. veya morutanı sola atmak zorunda kalıyor. adama ters gelen bir nokta. oyuncu değişikliklerini bir plan dahilinde yapıyor ama ben anlamıyorum sanırım. ama oyuncu değişiklerinden sonra oyun adımıza negatife döndü. yunus kötü oynamadı ama mesela ortaya direk bir adam alabilirdi hamza gibi.
  • 6878
    geçen seneyi hatırlıyorum;
    2 fener 1 başakşehir maçı harici uçup kaçtığımız maç hatırlamıyorum.
    değişikliklerde hep geç kaldığını hatırlıyorum.
    nedense bu kalitede bir takıma istenen futbolu oynatamadığını hatırlatıyorum.
    evet kadro çok eksik ileri üçlümüz orta ikilimiz yoktu maçta ama savunma ideal kadroydu da ne oldu.
    okan hocanın hala kabuğundan sıyrılmadığını düşünmek en iyimser düşünce. umarım çabuk kendine gelir
  • 6884
    sözlüğümüz olgun ve sabırlı bir tavır göstererek, kendisini istifaya davet etmek için hazırlık maçlarının geçmesini beklemiştir. artık istifa başlığının canlandırılmasının zamanı gelmiştir. allahtan tribünlerdeki taraftarlarımız bu sözlerin bir ironi olduğunu bilmekte ve sezon başında takımın kayıpsız geçtiği her maçın kıymetli olduğunu bilmektedir.
  • 6885
    bugün* eleştirilmekte haklıdır. ancak konuyu "icardi olmasa hoca değilsin" seviyesine getirenler mircea lucescu 2000-2001 ve 2001-2002'de şampiyonlar ligi'nde çeyrek final ve son 16 oynarken ön elemelerde ne sonuçlar almış açıp baksınlar. özellikle ali sami yen stadı'nda oynanan levski sofia maçının özetine.

    (bkz: 8 ağustos 2001 galatasaray levski sofya maçı)
  • 6890
    kapalı savunmaya karşı tercihlerinin ve oyun planının kötü olduğunu düşündüğüm hocamız. barış alper, berkan gibi oyuncular kapalı savunmaya karşı etkisiz elemana dönüşür. bir tanesi açık alan topçusu iken diğeri üzerine gelen ortasahaya karşı hızlı pres yapan futbolcu.

    oyun planında ise kanat organizasyonları çok başarısız. boey barış'a veriyor barış geri boey'e. oradan top stopere dönüyor ya da cezasahasi köşesinden ortaya tiki taka oynama çalışılıyor ki bu en başarısız olanı. kapalı savunmaya karşı çizgiye inip net toplar çıkarılması gerek. ya da ortadan yapılacak olan ver kaç ile forvetin kanat oyuncusuna alan yaratıp araya top gönderilmesi gerek. ama biz çok göstere göstere araya kaçmaya çalışıyoruz ve hiç alan boşaltmaya çalışan biri yok. adamlar zaten 8 kişi ile dizilmiş. nereye kaçıyorsun. kerem yaya çıkıyor forvet olduğu noktada bekliyor. kerem çıktığı anda forvet diğer yöne doğru hareketlenip kanat oyuncusuna boşluk yaratmalı.
  • 6891
    okan buruk akhisarspor'da, rizespor'da, başakşehir'de ve geçtiğimiz sezon galatasaray'da yaptıkları ile iyi bir teknik direktör olduğunu ispatlamıştır. 10 yıllık teknik adamlık kariyerinde ulusal ve uluslararası düzeyde elde ettiği önemli neticeler vardır. okan hocanın iyi bir teknik direktör olup olmadığını zalgiris eşleşmesi üzerinden tartışmaya açmak yersiz. bu noktada "icardi ile ben de şampiyon yaparım" fevri tutumu ile hocaya saldırmak yanlış olduğu gibi; "senin billurlarına kurban olayım hocam, gerekirse ölelim seninle" gibi arabesk cümleler eşliğinde koşulsuz itaat göstermek, koşulsuz bağlılık sunmak da yanlış.

    bu platformdaki her bir üye elbette ki kendi doğruları ekseninde takıma dair, hocaya dair olumlu ve olumsuz gördüğü şeyleri söyleyebilmelidir. ben okan buruk'un formsuz bir dönemden geçtiğini düşünüyorum. amacım konuyu tekrar şampiyonluk sonraki süreçte katıldığı canlı yayınlara getirip bu konu üzerinden bir değerlendirmede bulunmak değil ama 2022-2023 sezonunun başarı hikayesine kendisini çok fazla kaptırdığını düşünüyorum. 4 haziran akşamından sonraki iki ayda okan hocanın ağzından 10 cümle duyduysak; bunun 5 tanesi geçtiğimiz sezonun bütününe ait, 4 tanesi 3-0'lık sonuçlarla kazandığımız fenerbahçe maçlarına ait, sadece 1 tanesi ise 2023-2024 sezonuna aitti. bu noktada sadece hocaya suç bulmuyorum; teknik direktöründen taraftarına, yöneticisinden gs tv çalışanına kadar herkes hala 2022-2023 sezonu şampiyonluğunda. gs tv'de iki aydır şampiyonluğa dair klipler, şampiyonun golleri, şampiyonluk kutlamaları vb. başlıklar altında yayınlar gerçekleşiyor. sezon bitmiş, iki ay olmuş, 2023-2024 sezonu açılmış ama biz bütün unsurlarımızla 2022-2023 sezonu şampiyonluğunu kutlamaya, konuşmaya doyamadık. ne zaman doyacağız onu da bilmiyorum ama basının da sürekli konuyu hoca üzerinden aktif tutma ve reyting kazanma kazanma çabasının da etkisiyle, okan buruk maalesef bir türlü çıkılamayan "şampiyon galatasaray" ikliminden olumsuz etkilendi.

    zalgiris eşleşmesi üzerinden fikirlerimi belirtip entry'imi tamamlamaya çalışayım. hocanın formsuzluğu ve kafasını toparlayamaması her iki maçta da maç önü ve maç sonu basın toplantılarına yansıdı aslında. maçtan önceki basın toplantısında "ilk maçta ilk yarıda kötü oynayan, ikinci yarıda değişikliklerle birlikte oyunu ele alan bir galatasaray vardı, bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?" şeklinde bir soru yöneltiliyor, hocanın verdiği cevap "ilk yarıda da aslında iyi oynayan bir galatasaray vardı, pozisyonlar yarattık" şeklinde oluyor. zalgiris deplasmanın ilk yarısında galatasaray soyunma odasına 3-1 geride gitmiş olsaydı hiçbir galatasaraylı "bu nasıl oldu" demezdi, o kadar kötü oynadık ama hoca bunu kabul etmek istemedi. görmediğini düşünmüyorum, görmemek mümkün de değil ama çalışmalarının sonucunda kötü bir futbolun ortaya çıktığını kabul etmek istemedi iradesi. hocaya yönelik geçtiğimiz sezon sonucun iyi veya kötü olmasından bağımsız yaptığım eleştiri de hala geçerliliğini koruyor bu arada, o da izin meselesi. futbolcular robot değiller dolayısıyla dinlenmeye, izin yapmaya her bir maaşlı çalışan gibi ihiyaçları var. ancak izinin süresi hocanın insiyatifindedir ve gün sayısını arttırmak bir ödüllendirme yöntemidir. takım geçtiğimiz hafta salı akşamı zalgiris deplasmanını oynadı, rövanşın hazırlıklarına ise cuma akşamı başladı. 2-2 biten, bir rezaletin kıyısından döndüğümüz, çok kötü oynadığımız bir maçın ardından neden futbolculara iki günlük izin verildi ben anlamadım. bu gün sayısı bir ödüldür ancak bu ödülün hak edildiği bir durum ortada yoktu. her ne kadar açıklamalar farklı yönde olsa da, eşleşmenin başından itibaren teknik heyete hakim olan bu rahatlık ve lakaytlık dün akşama da yansıdı. barış-halil-kerem üçlüsü eşliğine gol arayan takım benim aklıma 2016-2017 sezonunda riekerink'in son maçı olan kayserispor maçını getirdi. riekerink o maça bruma-garry-yasin üçlüsü ile çıkmıştı ve 2-1 kaybetmiştik arena'da. barış-halil-kerem hücum hattı ile iyi oyun ve sonuç kovalamanın, şubat 2017'de riekerink'in yaptığından pek bir farkı yok. saha içinde kerem'i ve halil'i bir arada uzun süre tutmanın disiplinsizlik de dahil olmak üzere ne gibi olumsuz sonuçlar yarattığını galatasaray 2021-2022 sezonunda görmüştür. kerem ve halil bir araya getirilmesi gereken bir ikili değil. arkadaşlıkları ve florya içindeki/dışındaki yakınlıkları kendilerini ilgilendirir ancak sahip oldukları mevcut mantaliteleri ile ikisini birlikte 11'e koymak, taktiksel intihardır. saha içinde sürekli bir şekilde sadece birbirlerine odaklanıyorlar ve birbirlerini arıyorlar paslaşmak için. gerisini görmüyorlar ve umurlarında da olmuyor. bu çok tehlikeli bir şey. hoca umarım bunu dün anlamıştır.

    bütün bu uzun uzun yazdıklarım; hocanın toparlanması, 2023-2024 sezonuna odaklanması ve takımdaki eksik oyuncuların antrenmanlara dönmesi ile birlike düzelecektir. ilk yapılması gereken; taraftarından malzemecesine, yöneticisinden okan buruk'una camianın bütün unsurlarının bir an önce 2022-2023 sezonu şampiyonluğunu unutmasıdır. 4 haziran akşamı şampiyonluk kupasını kaldırdık, bitti. bugün 3 ağustos. bugün artık geçmiş yok, 2023-2024 sezonu var. hoca ve ekibi sezona odaklanırsa, önümüzde yine kimse duramaz.
  • 6892
    orta saha ve hücum hattında kerem hariç 5 adet sezonda yedek olarak düşünülen oyunculardan kurulu bir takımla zalgiris karşısında oynadık. gol atamamamızın da arkaya adam kaçırmamızın da ana sebebi bu.

    zalgiris eşlesmesi için bu sezon en çok korktuğum maçlar olduğunu daha önceden belirtmiştim. 1-0 oldu bizim oldu. bir sonraki tur da kritik ama her geçen gün yeni oyuncuların katılımıyla daha iyi olacak bir takımımız mevcut.

    bu sebeple benim hocaya olan güvenim tam. yeterki ljubljana turunu da atlatalım sonrası aydınlık.
  • 6893
    sakin kafayla gelip içimi dökmek istedim.
    takıma gelmesini, başarılı olmasını o kadar çok istedim ki anlatamam.
    galatasaray'ın başında babam bile olsa hatalı gördüğüm şeyi söylemekten çekinmem.

    kendisine zalgris eşleşmesiyle ilgili bir iki eleştiride bulunmak istiyorum.
    hocam takım hazır değildir, rakip kapanıyordur bunlara eyvallah.
    yahu 45-75 arası yayın üzerinde 1 tane santrforumuz olmadığı için 3-4'e gidecek maçı bize sinir stres harbiyle geçirttin.
    sen bunu nasıl görmezsin?
    75'den sonra oyuna müdahale ediyorsun, santrfor alıyorsun ama aldığın dakikadan itibaren zaten hücumla bir alakamız kalmadı.
    yani o santrforu oyuna almanın bir manası da kalmadı.
    iddia ediyorum bakambu değil ali sowe olsun, 45-75 arası o oyuncu sadece penaltı noktasında beklese mutlaka 1 gol yazardı.
    hücum ederken santrforu oyuna almak yerine gittin defans yaparken aldın.
    hızlı bir oyuncudur kontra kovalarım mantığıyla aldıysan daha bir üzücü.

    ikinci bir eleştirim ise diğer türk hocalar gibi açıklamalarında aralara üstü kapalı bahaneler sıkıştırmasıdır.
    ilk maç için zemin dedi, şehir dedi, sezonun açılış maçı dedi.
    hepsine eyvallah, katılıyorum da.
    ama dünkü maç için bana nem falan deme hocam ne olur ya.
    "bugün çok nemli bir havada oynadık. nemli hava, oyuncuların hızını engelledi."
    hocam gerçekten şuna gerek yok.
    ''hazır değildik, kadromuzda eksikler var, oyunumuzu oturtamadık, rakip çok kapandı açamadık.'' de gitsin canım hocam.
    türk hocalarının en büyük hastalığıdır bu.
    -x oldu.
    -y oldu.
    -z vardı.
    ''ama bu sonucun tek sorumlusu benim.''
    sen bari çık şu ekolden.
    hatalarından ders çıkaran hocamızsın, yenilikçisin, futbolu biliyorsun.
    sana güveniyoruz hocam.
  • 6895
    bu sene işi çok daha zor. şampiyon olup ikinci sezonunda patlayan teknik direktör sayısı çok fazla. özellikle bu sezon hem yapılan transferlerin beklentiyi yükseltmesi hem de camia'nın başarısızlıktan nefret etmesi nedeniyle, hoca daha çok istim üstünde olacak. şimdiden ruh haline yansımış bile.

    bu sezonun transfer politikası şu an için "çok iyi be" olarak addedilemez. eylül ayını beklemek lazım tabii ki lakin bazı bölgelerin şiştiği ve asker oyuncuların oranının azaldığı bir transfer periyodu yaşıyoruz. kadro sadece süper lig için fazlasıyla yeter ama avrupa da yemez.

    ayrıca avrupada uçmak kaçmak öyle bir sezonda olacak işler değil. illaki başarılı olunabilir ama yine de hedefleri gerçekçi tutmak lazım. bazı taraftarlara göre, şimdiden konferans ligini aldık ya da uefa avrupa liginde yarı finali gördük. ama hayatlar zalgiris'i sidik zoruyla elemek. ayakların yere basması lazım.

    hoca bu beklentileri yönetebilir umarım. yoksa fatih terim'in kapısı çalınacak çıkarımını yapmak hiç zor değil.
  • 6896
    --- alıntı ---
    milot rashica sorusuna cevap veren okan buruk, "rashica sevdiğimiz, beğendiğimiz, önemli performans göstermiş bir oyuncuydu. şartlar oluşursa yeniden kadromuzda görmek isteriz." ifadelerini kullandı.
    --- alıntı ---

    rashica alınmazsa halimiz duman olur minvalinde konuşmuş teknik direktör.

    anladığım kadarıyla yönetim özellikle zaha sonrası rashica'ya ne gerek var diyor ve okan hoca rashica'nın mutlaka alınması konusunda ısrarcı oluyor.

    hayırlısı olsun bakalım. bütün transferler ilk kez ideal sürede tamamlanırken rashica'nın bu kadar uzaması beni üzmüyor değil.
  • 6897
    şu ana kadarki galatasaray teknik direktörlüğü döneminde çok net şekilde ortaya koyduğu bir şey var hocanın: sinik karakterli, düşük profilli, mental anlamda güçsüz ve savaşa hazır olmayan futbolculara tahammülü yok. yerlilerden taylan, emre kılınç, emre akbaba, ömer bayram, alpaslan; yabancılardan cicaldau, morutan, mostafa gibi isimler hoca için bir seçenek bile olmadı hiçbir zaman. morutan dahil hiçbirini sezon içinde kullanmayı bir an olsun düşünmedi bence. muhtemelen daha ekran başında takımı izlerken ''bu adamların ne işi var galatasaray'da?'' diye düşünmüştür.

    galatasaray kariyeri kupalarla, yüksek hedeflerle, lider ruhlu ve savaşçı futbolcularla geçtiği için belki de bu konuda çok net hoca. yani yüksek hedefler için mücadele etmeyi bilmeyen, iki ha hu duyduğunda toptan kaçan adamlarla işi yok. bu yüzden berkan, kerem, barış, yunus gibi isimleri tutuyor. buna bence kazımcan gibi cesur, forma rekabeti için her zaman savaşa hazır bir görüntü veren genci de katabiliriz.

    bu yüzden hoca buradaki birçok kişi gibi ''o gelmesin şunu küstürmeyelim, bu gelmesin onu küstürmeyelim'' gibi düşünceler içinde değil bence. aksine kaliteye asla hayır demiyor hatta kısmen sıkıntılı olabilecek topçularla ilgili de çekincesi yok. onlardan da faydalanacağını düşünüyor. bu konuda bir korkusu yok.

    tabii bu zor ve riskli bir iş. ilk senesinde bu durumu mükemmel yönetti. bu yönetimin taç takma töreni, ''gelmesin bu çok sorunlu topçu'' denilen icardi tarafından şampiyonluk sonrası omuzlara alınma anıydı. umarım bu sezon da aynı başarıyı gösterir okan hoca. gerek erden timur'un, gerek okan hocanın içi fazlasıyla dolu bu cesaretlerini kutluyorum.
  • 6899
    açıkçası beni endişelendirmeye başladı. kadro mühendisliğiyle ilgili transfer sezonu bitmeden yorum yapmak istemiyorum fakat yapılan transferlerle kendi açıklamaları direkt birbirinin zıttı şeklinde ilerleyince işler biraz tuhaf gözüküyor.

    oynadığımız sistemden tamamen bağımsız oyuncular transfer edip(bunu da öyle 3-5 kuruşluk oyuncularla değil, direkt tarihi bonservis ve maaşlar verilerek), daha sonra da sanki bu transferleri biz yapmamışız, bunlar bize zaten hiç gelmemiş de her şey son derece normal ilerliyormuş gibi ''rashica'yı bekliyoruz'', ''aynı sistemde devam edeceğiz'' gibi açıklamalarda bulunuyor ki, daha o sistemde zaniolo'ya bile yer bulamadığından bahsederken hemen ardından aynı profilde başka bir oyuncu(zaha) daha transfer etmişken hala her soruya ''oturmuş bi sistemimiz var, ondan devam edeceğiz'' demeye devam edince olaylar korkutucu bir hal alıyor.

    daha kötüsü, evet daha da kötüsü var. geçen seneki takımın geçiş savunmasını dahi kazım ve boey'in fiziksel kabiliyetleriyle çözebilmişken bir de 4'lü savunmanın beki olsun diye yıllardır 4'lü görmemiş ofansif bir sol kenar oyuncusu transfer edince, sürecin sağlıklı yürüdüğünü düşünmek imkansızlaşıyor.

    kendi transferleriyle, kendi kendini 4-3-3'e mahkum bıraktığının farkına varır umarım bir an önce. zira geçen seneki gibi deneme yanılma yöntemiyle bir şeyleri oturtabileceği bir ortam kalmadı. elinde türk futbol tarihinin en pahalı, en potansiyelli kadrosu var. bir şeylerde inat ederken diken üstünde olduğunu unutmamalı, kendisine ihtiyacımız var. çünkü günün sonunda 75 puanla şampiyon olsa, şu takımla da 100 göremediyse falan diye eleştirilecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın