• 6953
    "ünal da, arda da yanlış yaptılar..
    ünal yanlış yaptı.. galatasaray arda'yı çok ucuza kaptırdı. 12 milyon euro, top atan tüccarın unutulmuş malının fiyatıdır. uzun süredir doğru dürüst sahaya bile çıkmayan arda'nın..
    terim'in elindeki arda çok ama çok daha farklı olacaktı.. galatasaray sabırlı olabilseydi, arda'yı hatta gelecek sene, bunun iki, üç misli bedelle satabilirdi.
    bana sorarsanız, bugünün piyasasında arda'nın değeri 50 milyon euro'dur.
    arda yanlış yaptı.. arda hücum futbolunun oyuncusudur. atletico madrid, savunma ağırlıklı top oynayan bir takımdır. avrupa'yı geçin ispanya'da esamisi okunmaz..
    gol yememek için oynayan bir takımda arda futbol değerlerini nasıl ortaya koyabilir?.
    zamanında ayni hatayı metin oktay yapmış, hocası remondini'ye kanıp palermo'ya gitmişti. palermo ilerde tek kişi bırakıp, 10 kişi ile savunma yapan bir takımdı. metin o futbolun içinde ne yapabilirdi ki?.
    can bartu doğru seçimler yaptığı, futboluna uygun takımlarda oynadığı için floransa ve roma'da efsane oldu. italyanlar hâlâ onu "bartu lazio" diye anarlar..
    nuri şahin, real madrid'e giderken, onu defalarca katlayacak arda'nın ikinci sınıf atletico'ya "evet" demesini anlamam mümkün değil..
    anlamam önemli de değil..
    her insan kendi hayatını yaşar ve bir defa yaşar. arda'nın kararına saygı duymalı ve ona "başarılar" dilemeliyim..
    yolun açık olsun arda!.."

    hıncal uluç
  • 6956
    liverpool have paid over the price for every player this year and yet a class player like turan goes for 12 million, the type of player we need can play on either wing or central good pace skills vision why has kenny and commoli not got involved in this. (u: bu sene aldığı oyunculara fazla fazla paralar ödeyen liverpool'un bu tipte bir adam ihtiyacı vardı, hem kanatta hem merkezde oynayabilen, temposu olan yetenekli ve saha görüşü olan arda 12 milyon euro'ya gitmiştir, kennny daglish neden onu düşünmedi acaba?)

    bir liverpool taraftarı.
  • 6958
    a.t.: "fatih hoca ile aramızda bir üzütnü oldu. o da zamanında fiorentina'ya gitmişti. belki fatih terim ile aramızda bir kırgınlık olacak ama beni en iyi anlayacak kişi fatih hocam'dır"

    giderayak fatih terime laf sokmaya çalışıyor. sen de gittin hoca ben de gidiyorum bana niye trip yapıyorsun demeye getiriyor. ulan terim 4 yıl bizi üstüste şampiyon yaptı üstüne uefayı getirdi de gitti. sen ne yaptın tam ihtiyacımız varken çekip gittin.

    a.t.: "türkiye'ye dönersem ilk tercihim galatasaray olur."

    olmazsa ne olcak ikinci tercihin fener mi?

    a.t.: "emre ağabeyi tepki göstermeleri normal. sonuçta galatasaray'dan yetişti. emre abi benim için çok özel insan. emre abi protesto edilecekse galatasaray-fenerbahçe maçında edilmesi lazım. milli maç onun yeri değil. "

    emre ağabeyine .okayım. git bundan sonra emre abinle metriste aziz başkanını da ziyaret et madride uçmadan. taraftar mı emre mi sorusuna zaten emre cevabını verdin sahada.

    a.t.: "bence spor mahkemeleri kurulmalı ve suç işleyen ömür boyu futboldan men edilmeli. kimse futbol için hapis yatmamalı. "

    aziz başkanına kıyamadın dimi. bari bizi çıldırtma da yorum yapma bu konuda.

    a.t.: "en üzüldüğüm anlar diyarbakır maçında ve antalya havalimanında yaşananlardır"

    gerçek taraftarların hepsi en az senin kadar üzüldü arda, yalnız değildin. her yerden sana destek yağdı zaten. ama sen bunu hep koz olarak kullanıp gitmek için kendine bahane oluşturdun. ne yani sinem koballa ilk kavganda onu da mı bırakıp gitcen?

    bunlar "menajeri" ile birlikte ortaköydeki bir restaurantta yaptığı basın toplantısından bazı satır başları ve yorumlarım.

    son olarak arda, buralarda artık kimseler kalmadı...
  • 6959
    kimisi gece alemlerinde
    kimisi sinema peşinde
    g.saray ruhu yok hiçbirinde
    düşmüşler paranın peşine
    söyleyin sizden çok mu şey istedik
    formanın hakkını verin dedik
    biz 14 sene bekledik
    sizin gibi ruhsuz görmedik

    sözde galatasaray taraftarı.

    daha çok futbola konsantre olacağım. duygusal biriyim ve futbola daha yakın olabileceğim. daha az yıpranacağımı biliyorum.

    arda turan.
  • 6963
    bizim ona şu anda çok ihtiyacımız vardı. geçen seneki başarı grafiği ortada. fatih hoca, arda ile inanılmaz ilgilendi. almanya ve avusturya kamplarında üzerine titredi. burada arda 8 kilo verdi. herkesin istediği, arzuladığı arda'yı da liverpool maçında herkes gördü. kızgın değilim ama üzgünüm. liglerin başlamasına kısa bir süre kala çok önemli bir futbolcumuzu verdik. arda çok önemli bir futbolcu. ama galatasaray'ın kapıları arda'ya her zaman açık. keşke herkes arda gibi galatasaraylı olsa. ünal aysal başkanımızdan izin istedi, başkanımız da yol verdi, o da tercihimi böyle kullandı"

    abdurrahim albayrak
  • 6972
    “galatasaray seyircisinin fenerbahçe’ye gitmemden sonra tepki göstermesini anlayabiliyorum"

    "bu protestolar beni ne olumsuz etkiledi, ne de motive etti. tabii ki üzüldüm. ben f.bahçe’nin futbolcusuyum. ama g.saray için de çok ter döktüm ve başarılarına katkıda bulundum. taraftarların penaltı atarken beni ıslıklaması, sanki deplasmandaymışım hissi uyandırdı. ama sadece golü atmayı düşündüm ve attım. milli takım’da birbirimize kenetlendik. şakalaşırız, kötü durumdakine destek oluruz. en önemlisi bu ülke için ter dökeriz."

    "arena’nın akustiği çok güzel. kale arkasındaki taraftar grubunun ıslığı ve protestosu sanki bütün stat protesto ediyormuş havası yarattı. orada oynanacak diğer karşılaşmlarda daha güzel bir ortam oluşmasını temenni ediyorum. sadece ailemi, annem, babamı, eşimi düşünerek, hiç polemiğe girmedim. belki de benim o polemiklere girmemi bekleyen çok kişi vardı. ama ben sadece vazifemi yaptım ve formamı terlettim. başka söze gerek yok.”

    emre belözoğlu
  • 6974
    "mesele bambaşka. en azından ispanya'da en çok izlenen anti-futbol programında arda'nın sevdiklerine hakaret edecek 'çakma kasıkbilimciler' yok! artık arda, dini-imanı-ideolojisi 'salt reyting'den ibaret 'belaltıspor'la değil, dünyanın en güzel futbolunu oynayan barcelona, r.madridler'in birbirinden klas sanatçılarına karşı 'futbol' oynayacak. yani arda çok sevdiği galatasaray'dan değil, başka bir şeyden kaçtı aslında. necip oynatılınca beşiktaş'a 'kreşe döndü' diye hakaret eden, renklerin ötesinde ölümsüz futbol sanatçısı alex'i tartışan ama edirne'yi geçince herhangi bir spor programında masa olarak bile iş bulamayacak insan taklitlerinden kaçtı! 'meyve veren ağaç taşlanır' sözünün ösym'de anlam bozukluğu olarak sayıldığı bir futbol kültürüne kaçtı!"

    ali ece
  • 6975
    --- alıntı ---

    çok garip bir durumla karşı karşıyayız.

    ya fenerbahçe başkanı, başbakan hakkında bile yalanlar uyduran, palavra atmaktan hiç kaçınmayan biri...

    ya da başbakan erdoğan hiç üstüne vazife olmayan işlere bile karışıyor, tehlikeli ve gereksiz işler yapıyor.

    bizim gazetede bugün okuyacaksınız.

    polisin teknik takiple tesbit ettiği bir konuşmasında aziz yıldırım, başbakan erdoğan'la arasında geçen bir konuşmayı aktarıyor.

    başbakan, yıldırım'a, federasyon başkanı olarak "kimi istiyorsan, onu söyle" demiş.

    "mehmet ali aydınlar mı olsun, mahmut mu?"

    başbakan'la arasında geçen bu konuşmayı aktaran yıldırım daha sonra ekliyor, "benim söylemediğim adam ne başkan olur, ne bilmem ne olur, onu bilin yani".

    bu ilişki baştan sona "faul" bir ilişki.

    her açıdan sorunlu.

    birincisi, başbakan erdoğan'ın aziz yıldırım'la bu yakınlığı nereden geliyor?

    başbakan, aziz yıldırım'ın, artık resmî kayıtlarla ortaya çıkan ilişkilerini bilmiyor mu?

    federasyon'a başkan seçilecek isimlerle ilgilenecek kadar "futbol dünyasının" içine dalmış olan erdoğan'ın bunları bilmemesi mümkün mü?

    böyle biriyle niye böyle bir yakınlık kuruyor?

    başbakan erdoğan'la aziz yıldırım'ın bu yakınlığı nereden kaynaklanıyor?

    ikincisi...

    biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz?

    eğer futbol federasyonu başkanı'nı başbakan seçecekse, bütün o kurullara, üyelere, seçimlere ne gerek var?

    hepsi göstermelik mi bunların?

    başbakan, özerk bir kurumun başkanlığı için "bunu seçeceksiniz" diyor ve herkes "onu" seçiyor.

    bu nasıl bir güç?

    bu "güç" meşru mu?

    başbakanın federasyon başkanı seçme yetkisi var mı?

    hangi demokraside bir başbakan, federasyon başkanını seçer?

    hangi demokraside bir başbakan buna cesaret edebilir?

    böyle bir "demokratik ülke" olabilir mi?

    bu, bir başbakanın elindeki gücü "orantısız" bir şekilde kullanması değil mi?

    başbakan'ın, "birini tercih et" dediği iki isim de sırayla futbol federasyonu'na başkan oldular, bu bile erdoğan'ın bu dünyada nasıl egemen olduğunu gösteriyor.

    futbol camiasının ne tür ilişkiler içinde olduğu, nasıl kire bulaştığı son zamanlarda apaçık ortaya çıktı.

    başbakan'ın böylesine kirli bir dünyanın tam merkezinde ne işi var?

    niye bu işlere karışıyor?

    bir başbakanın adının, polisin izlediği "şike" olaylarının içinde geçmesi olacak şey mi?

    futbola böylesine müdahale eden, federasyon başkanlarını bile seçen bir başbakan, futbol dünyasında yaşananlardan da sorumlu olmaz mı?

    erdoğan, başka hangi alanlara müdahale ediyor, başka hangi kurumların başkanlarını seçtiriyor?

    bunlar yanlış işler.

    bugün ikiye ayrılmış gibi görünen medyanın bir ayağı başbakan'la iyi geçinmeye uğraşıyor, diğer ayağı ise başbakan'ın her yaptığını övmekle meşgul.

    bir tür başbakan medyası oluştu ve o medyanın "pişekârları" başbakan ne yapsa alkışlıyor, başbakan'ın asla eleştirilemeyeceğine inanıyor ve asla eleştirmiyor.

    eleştirenlere de saldırıyor.

    böylesine eleştiriden azade bir yapı, hata yapılması için geniş bir alan açar yöneticilere ve eleştirilmeyen yönetici elindeki gücü keyfince kullanmaya başlar.

    başbakan erdoğan iyi ve doğru işler yapmış bir siyasetçi ama yaptığı iyi işler ona "kötü işler" yapma özgürlüğü bağışlamıyor, bir alanda hukuku desteklediğiniz için bir başka alanda hukuk dışına çıkma hakkına sahip olamazsınız.

    hukuku ve demokrasiyi zedelersiniz böyle yaparsanız.

    bu halk, bu başbakana "hukuktan yana çıktığı ve dürüst olduğu" için büyük bir destek verdi.

    hukuka saygılı ve dürüst kalmasında hem kendisi, hem de bu ülke için büyük yarar var.

    benim başbakan'a dostça tavsiyem, hukuk mevzilerine çekilsin ve gücünü meşru alanlarda, meşru biçimde kullansın.

    ya da "aziz yıldırım yalan söylüyor" desin ve kimlerle dostluk kurduğuna bundan sonra dikkat etsin.

    --- alıntı ---

    ahmet altan
App Store'dan indirin Google Play'den alın