kendisi hakkında çok fazla entry girmediğim, olan biten olaylardan sonra hakkında bir iki kelam etmek istediğim futbolcumuz...
sene başında transferini çok olumlu karşılamamıştım. ilk 11 oyuncusundan ziyade rotasyonun bir parçası olacağını düşünmüştüm. oynadığı maçların ardından ortaya koyduğu performans ile beni haksız çıkartmayı başardı. kendisi maçın tamamında mücadeleci, kolay kolay pes etmeyen, mağlubiyeti kabullenmeyen bir yapıya sahip. galatasaray taraftarları arasında bu kadar hızlı popüler olmasının ana sebebi bence budur. tıpkı
sabri sarıoğlu gibi...
madalyonun öte yüzünde ise çok farklı gerçekler var. sene başından beri takımın en çok kanayan fakat görünmeyen yarası
mustafa sarp olmasa bile onun bölgesinde. takımla ilgili yazdığım her yazıda bunu da belirttim. bana göre takımın üç eksiği vardı. kesici bir stoper, oyunu iki yönlü oynanan bir orta saha ve iyi bir yedek forvet. 1
* ve 3
* nolu eksikler giderildi fakat 2 numara atlandı. bunun muhtemel sebebi de kalbur üstü iyi bir orta saha oyuncusunun el yakıyor olmasıdır...
sene başından beri hocamız
frank rijkaard orta sahada yan yana mustafa sarp-
mehmet topal tercihi ağırlıklı olmak üzere
ayhan akman ve
barış özbek'in de bu ikiliye yardımcı olduğu bir rotasyon kullanıyor. bu oyuncuların önünde de
elano blumer veya
arda turan oynuyor. hatta bazı maçlarda elano'nun yukarıdaki ikiliden biri olduğunu da gördük. gelelim esas sıkıntıya. hem mustafa sarp hem de mehmet topal birbirlerine benzer bir futbolcu profiline sahipler, farklı bazı meziyetleri olsa da genellikle yaptıkları işler aynı. diğer taraftan eksiklikleri de birbirleri ile benzerlik gösteriyor. bu benzerlikleri zaman zaman birbirlerini bile bozmaya sebebiyet veriyor...
izlediğim maçların bir kısmında bu sıkıntıyı dile getirmiş ve bundan dolayı ofsayt almıştım. neydi bu: "takımızın amerikan futbolu gibi bir futbol oynadığı, savunmacılar ve hücümcular şeklinde sahada yer tutmasıydı". bazı karşılaşmalarımızda takım gerçekten orta saha çizgisinin gerisinde oynayanlar
** ve ilerisinde oynayanlar
* şeklinde diziliyordu. burada kabahati hiç bir şekilde mustafa sarp veya mehmet topal'ın üzerine ya da diğer bir oyuncumuza yüklemiyorum...
burada yukarıda söylemek istediğim bazı şeylere değindikten sonra mustafa sarp'a gelelim. kendisinin mücadele hırsını, enerjisini ve maç içerisinde gücünün son damlasına kadar savaşma arzunu taktir ediyorum. her takımda mustafa sarp'ın taşıdığı bu özellikleri taşıyan oyuncular olmalı. ama bana göre mustafa sarp galatasaray takımında ilk 11'de oynayabilecek düzeyde teknik kapasite ve oyun görüşüne sahip değildir. ondan hiç bir şekilde
xabi alonso,
daniel de rossi gibi profil çizmesini beklemiyorum ama galatasaray'ımızda bu bölgede oynayacak olan oyuncunun topu daha iyi kullanabilmesi, savunma ile orta saha arasını kısa sürede geçebilmesini, oyunu doğru başlatasını isterim. bu sayede daha kusursuz bir savunma ve daha etkili bir ofans oluşturulabilir ve forvet arkasında pozisyon alan orta alan oyuncularımız performanslarını daha yukarı çekebilirler. mustafa sarp savunma konusunda önemli bir eleman olarak düşünülebilir, fakat orta sahada görmek istediğim niteliklerin bazılarına maalasef sahip değildir. rakibin bazı hücümlarında gereksizce pozisyon kaybetmesi, zaman zaman gol atmak uğruna takım savunmasında yarattığı gedikler, topla gereğinden fazla oynamak, istenilenden fazla yan pas yapması gibi bazı olumsuz özelliklere de sahiptir...
bu akşam kötü bir performans sergilemiş olabilir ve kupadan elenmemize sebebiyet vermiş olabilir. ama unutmamak gereklidir ki kendisi sene başından beri oynadığı maçlarda elinden geleni yapmaya çalışmıştır ve çalışmaya devam edecektir.
rijkaard'ın gözünde takımın önemli parçalarıdan biridir, daha iyi bir alternatif gelene kadar kendisi 11'de yer bulmaya devam edecektir. tek bir maçlık performansı sebebiyle onu bu şekilde asmak çok doğru değildir...
kendisinin 29 yaşında olması sebebiyle "şöyle gelişebilir, böyle gelişebilir" tarzı bir şey söylemek komik olacaktır ama ilerleyen maçlarda her zamanki performansına daha farklı boyutlar kazandırırsa, takımın eksikliklerinden birini kapatabilir. bu nedenle
galatasaray'ımız gibi kendisi de kaderini belirleyecek 3 maça çıkacaktır. umarım anlının akıyla bunun üstesinden gelir...