arkadaşlar öncelikle şunu söyleyeyim; amacım denizli'yi savunmak değil.. babamın oğlu değil denizli, niye savunayım.. hatta "destek olmamız gerek" falan bile demiyorum ama sözlükte çok mantıksız bir yaklaşım var kendisine karşı, bunu söylemek gerek.. şunu da ekleyeyim, söyleyeceklerim çoğunlukla varsayıma dayalı..
denizli, en başından beri herkesin söylediği gibi, yönetim ile ilişkisini sözleri ile değil, davranışları ile kuran bir hoca, doğrudan söylemiyor yani, hep mesaj verme peşinde..
sinan gümüş'ü
osmanlıspor deplasmanında 60'ta oyundan alınca ben de sizler gibi anlayamamıştım sebebini.. ama daha sonra
kastamonuspor maçı'nda hat-trick yaptıktan sonra 55'te oyundan çıkarınca ne yapmaya çalıştığı netleşti.. hele bir de maçtan sonra "istediğimiz bazı transferler yapılamadı, bakalım birkaç gün daha var" gibisinden bir şey söyleyince iyice ortaya çıktı ki; denizli "bana mutlaka bir kanat oyuncusu lazım, bu iş sadece sinan gümüş'le falan yürümez, 3 gol atsa bile çıkarıyorum" demiş oldu yönetime üstü kapalı olarak..
linnes'i sağ bekte oynatmamasının sebebi de aynı; gazeteciler onu sorduğunda da "ihtiyacımız olan diğer bölgelerdeki performansına da bakmak istedik" diyor.. illa ki kanat istiyor yani adam, bu net.. ki alınması da şart zaten mk, şu an en acil bölge orası..
ha diyebilirsiniz ki; "osmanlıspor deplasmanında zaten gerideyiz, yönetime mesaj vermenin sırası mı mk", o konuda haklı olabilirsiniz, tercih ettiği yöntemi sorgulayabilirsiniz.. ama şunu bilin; "mustafa hoca niye böyle yapıyor" sorusunu sorduğunuzda
hamza'da olduğu gibi bir sinsilik, adam kayırmaca falan gibi şeyler bulamazsınız.. oyunculara karşı öyle ufak hesapların adamı değildir mustafa denizli.. niyetinden şüphe etmeyin yani, dediğim bu.. hamza hepimizi paranoyak yaptı bu konuda..
sinan gümüş ve linnes olayı bence bu.. ama
carole'un yerine
balta'yı oynatması tam bir saçmalık, o hatasından da bir an önce döner umarım..
gelelim "
burak'ın gitmesini istemeyiz" meselesine.. herkesin bildiği gibi; geçtiğimiz sezondan itibaren, taraftar burak'a ne zaman yüklense burak'ın yurt dışına gideceği yönünde haberler çıkıyordu.. bunu bir yazar arkadaş şener şen'in kibar feyzo'da "bak sataram köyü ha" diye ikide bir marabayı tehdit etmesine benzetmişti, ki durum aynen bu.. burak'a iki hafta önce
arena'da benzeri görülmemiş bir tepki gösterildi.. resmen "siktir git" dedi taraftar hep bir ağızdan.. bunun üzerine de "
west ham'a gidiyor" yalanı da şu ana kadar hiç büyümediği kadar büyüdü, artık iş son aşamaya gelmiş gibi, neredeyse gitmesi kesinleşmiş gibi bir algı yaratıldı.. bir de üstüne, çıkıp utanmadan taraftara el sallayacak kadar ileri götürdü işi burak, tüm bu yalan dolan bu sefer gerçekten çok ileri gitti, timsaha yatmayan kalmadı neredeyse..
beyaz tv'de "
muslera satılacak" diye haber yapılmasının sebebi de bu olaya gönderme yapmaktı..
rok yalandan üzüldü, bunu hem medyada yalan haber yapanlara gönderme yapmak, hem de bu yalana inanıp üzülmesi planlanan galatasaray taraftarıyla alay etmek için yaptılar.. rok'un orda muslera gitti diye üzülmesi bir anlamda "bak böyle haber çıkınca güya taraftar da üzülüyor" vs demekti.. bunun başka bir göstergesi de, aynı programda "burak gittikten sonra
luis adriano gelecek" diye aslı astarı olmayan, sıkış olduğu belli olan bir haber daha vermeleriydi..
sinan engin bu haberleri "istihbarat aldım" falan diye geyik yaparak verirken,
ertem de güya heyecanlı heyecanlı "altyazı girelim, flaş, flaş" vs. derken rok'un gözleri falan doluyordu.. hatta ben yönetimin de bu işte parmağı olduğunu düşünüyorum; burak'ın yerine adam alamazlar, daha kanat bile alamıyorlar, taraftar da burak'ın ensesine binmiş, bu işe çare bulmak lazım.. zaten medyadaki
levent tüzemen vs. gibi tipler sezon başından beri hep bu işler için kullanıldı, hepsi güya karşı çıktı falan burak'ın satılmasına, sürekli koruyorlar..
hürriyet'te falan burak'ın ne kadar fedakar, ne kadar hayırsever bir insan olduğu yazıldı çizildi, hepsinin danışıklı dövüş olduğunun hepimiz farkındayız zaten..
mustafa denizli de tabii ki en başından beri bunları görüyor, burak da mustafa denizli'nin bunları bildiğini biliyor, herkes biliyor amk, mustafa denizli bu durumda çıkıp "teklif gelirse düşünürüz" veya "kendisi gitmek isterse gider" falan diyemez, çünkü burak'ın gitmesi gibi bir durum yok zaten ortada, yani burak'ın ve yönetimin oynadığı bu tiyatroya dahil olması şart.. zaten santrfor alınmayacak belli, burak'a muhtaç, ama dediğim gibi en azından kanat oyuncusunu kesinlikle istiyor.. zaten onu da almazlarsa daha hesap sorma hakları kalmaz denizli'ye.. diyelim ki bu oyuncu alınmadı; mustafa denizli'nin ilk tercihi
yasin,
olcan,
umut falan değil direkt sinan gümüş olacaktır, ona şüphem yok.. biz burada 1 görüyorsak mustafa denizli 100 görüyordur, merak etmeyin.. tekrar söylüyorum; hamza'yla vs. karıştırmayın bu adamı.. mustafa denizli'ye şu anda aşırı yüklenenlerin yaşı biraz küçükmüş gibi geliyor bana, tanımıyorlar yani, belki de yanılıyorumdur..
bu
denizli istifa meselesi için de şu an çok erken.. her şeyden önce
uefa'dan gelebilecek cezayı beklemek gerek.. gerçekten 2 sene men cezası falan alırsak, direkt denizli'yi yollayıp yeni hocayla yeni sistem, yeni kadro kurmak en mantıklısı.. ama ceza gelmeyecek diyorlar.. o zaman da
lazio maçları ve arena'daki
fener maçına kadar beklemek gerek.. burada sıçışlar olursa, takımda da herhangi bir düzelme olmazsa zaten ya sezon sonuna doğru ya da sezon sonunda yollar ayrılır.. şu an istifa etse nolacak zaten mk, bu sezon yalan oldu zaten, hamza'nın bitik takımını toplamaya gelen hoca da beceremeyip kaçıp giderse onun yerine gelecek yeni hocanın kucağına bombayı bırakmış olursun.. zaten şu an iyi bir hoca bulup bulamayacağın da meçhul, yine sezon sonuna kadar beklemen gerekebilir.. bir de gelen hoca da bir sürü transfer isteyecek, ona da para yok.. eğer mustafa denizli ikinci yarıda takımı biraz toparlarsa; kondisyonda, moralde, hırsta, heveste, mücadelede, performansta artış olursa; takım iyi oynamaya başlarsa, puan farklarını 6'ya 7'ye falan indirirse, arena'da derbileri kazanırsa, sezon sonuna doğru da gerçekten oturmaya başlamış bir sistem görürsek seneye de kalmasını isterim, yine
ffp cenderesine girmeden, 2-3 transferle sezona başlanabilir.. öyle bir durumun altından kalkabilecek en ideal hoca da gene mustafa denizli olur zaten.. lazio maçları için de ne bekleyeceğimi bilmiyorum açıkçası, rezil kepaze olmayalım yeter..
tüm bu dediklerime rağmen şunu da söyleyeyim; önümüzdeki birkaç hafta içinde yine puan kayıpları yaşarsak bende de direkt biter zaten, ağzımı açıp da bir şey söylemem daha.. dediğim gibi; derdim mustafa denizli'yi korumak değil.. işler böyle kötü gidince insanların siniri tepesinde olduğu için bu söylenenleri ters anlayıp ilk fırsatta "hani nerde o denizli savunucuları" falan diye tavır yapmaya başlıyorlar.. olay o değil.. benim için de çok büyük yanlışları var; mesela
atletico madrid maçına çıkmaması tam bir skandaldı, benim gözümde direkt 1-0 yenik başladı zaten.. carole'u oynatmamaya devam etmesi kadar yakınım silip atmaya.. linnes ve sinan gümüş'ü zaten söyledim.. umut'un
kasımpaşa'ya gitmesine izin vermemesi olayı da şöyle; "yedek forvetim yok, geri düştüğüm maçlarda kenarda hamle oyuncusu lazım" diye düşünmüştür büyük ihtimalle.. umut sonradan girip karambolden falan atıyor çünkü.. eğer hamza da umut'u böyle kullansaydı başına bu kadar bela açılmazdı zaten.. zaten şu anda takımda kötü giden ne varsa hala hamza'nın suçu bence.. o yüzden çok kızamıyorum yeni hocaya.. bir de hala yardımcı antrenör almama olayı var, onun sebebini ben de çözemedim.. falsoları var yani, ben de biliyorum..
dediğim bu yani; istifa falan demek için, her hatasını deşmek için, yerin dibine gömmek için çok erken.. kötü gidişin onca sebebi varken de tüm tepkinin mustafa hoca'ya yöneltilmesi saçma oluyor.. biraz fren yapalım, birkaç hafta içinde neyin ne olduğu iyice belli olur zaten..