uzun vadede başarılı olup olmayacağı konusunu bir tarafa bırakırsak, galatasaray için -özellikle yerli adaylar arasında- en uygun isim kendisiydi. ve görevi de hamzaoğlu'ndan sonra devralarak ateşten gömleği giydi. hocama üstün başarılar ve kolaylıklar dilerken, onun yanında olmamız gerektiğini, ona ve takımını gereken desteği esirgememenin önemini hatırlatmak istiyorum.
lucien favre'ı da kapsayan, ancak konunun özünün plan&proje dahilinde olduğu bir yazım vardı, orada naçizane fikirlerimi açıkladım.
(bkz:
lucien favre/#1849300)
mustafa hoca'nın 1.5 sene sonunda ise artık bu işi temelli bırakacağı konusunda hemfikiriz değil mi? hoş, bu süre 1.5 seneden daha evvel de olabilir. zira artık denizli 66 yaşında ve bu topraklarda yaptığı son iki teknik direktörlük görevini 'sağlık problemleri' nedeniyle bırakmak zorunda kalmıştı. hoş, şimdi devralacağı görev, son iki döneminden kat be kat daha zor ve stresli olacağı için pek bir anlam ifade etmiyor aslında ya. ancak bunun için de başkan dursun özbek ile beraber yaptığı basın açıklamasını hatırlatmak isterim.
https://www.youtube.com/watch?v=eCb79hhW_kw açıklamalarda hala ne kadar hırslı, hala ne kadar istekli olduğunu görebilirsiniz. kendisi bile ifade ediyor açık açık; 'hala çocuksu heyecan içerisindeyim' diyerek. fakat her ne kadar hırslı, ne kadar istekli, ne kadar -hiç sanmasak da- uzun süreli bir iş için gelmiş olsa da artık ne buna kendisinin durumu, ne de bizim artık gelenekselleşen 'sabırsızlık' statükomuz izin vermez. o konulara tekrar detaylı değinmek istemiyorum, işin içinden çıkılamaz bir yere geliyor yoksa.
mustafa denizli akıllı adamdır. pragmatisttir, yaptığı işlere bakarsanız bunu görürsününüz. 3 büyük takımla da şampiyonluk yaşamış tek teknik direktör olması bu zihniyette olmasının bir neticesidir. hatta bazı noktalarda fatih terim'den bile daha mantıklı ve zekice hareket eder. motivasyon ve insan yönetimi konusunda yeterince kabiliyetlidir. sonuca odaklı düşündüğü için onu kısa yoldan bu sonuca götürecek kararı da vermesini bilir. bu noktada aslında galatasaray için doğru olan şeyin ne olduğu konusunda bir tartışma çıkabilir, haklılık payı da var, kabul ediyorum. ancak kısa vadede, hem kendi koordinasyonu altındaki takımı, hem de kendi adını kurtarma adına bunu yapmasından da daha doğal ne olabilir ki? sanki daha öncesinde toz konduramadığımız teknik direktörlerimiz her zaman galatasaray için en doğru kararları mı aldı?
kendisinin takımın başında bulunduğu süre zarfı içerisinde en doğru şekilde hareket etmesini bekliyor ve istiyorum. bu süre zarfında oyuncu kadrosunun da böylesine büyük bir isimden faydalanması gerekiyor. kendisinden sonraysa işte o zaman doğru bir planlama ve mantıklı hareket dahilinde güzel bir proje için kaliteli bir isimle anlaşılması en doğru karar. artık lucien favre olur, marcelo bilesa olur, herve renard olur, jose mourinho olur, pep guardiola olur, hamza hamzaoğlu olur, ahmet olur, mehmet olur, hiç sıkıntı değil. yeter ki artık vizyonu geniş bir isimle ve aynı paralellikte bir proje için adım atalım ve sonunu bekleyelim.
sözün özü, mustafa denizli şu raddede getirilebilecek en değerli ve doğru seçimdir. başarılı olur ya da olmaz, orası başka bir şey. kağıt üzerinde, teoride yapılması gereken yapılmış, galatasaray önündeki hedeflere ulaşabilmesi adına en doğru ismi tercih etmiştir.
allah yardımcısı olsun, işini kolaylaştırsın.