başkanın dişe dokunur tek hatası 2018 yazında kiralık da olsa bir santrfor transfer edememesidir. bunun dışında zikredilen şeyler: yani ndiaye'yi satması, ozan kabak'ı satması, transferleri kampa yetiştirememesi, mert hakan'a fenerbahçe'nin verdiği astronomik maaşı vermediği için elinden kaçırması gibi olayların kulübün ekonomisi nedeniyle mecburen alınmış kararlar olduğu belli. teknik direktörün görevi talep etmek, başkanın görevi
imkanlar dahilinde bu talepleri yerine getirmektir. beş kuruşun hesabını yapan bir ekonomik durumdayken aldığı bu kararlar yüzünden kendisine kızamam.
arda meselesine gelince, eğer arda'nın gelmesi galatasaray'ın gaspedilen haklarını korumak için olmazsa olmaz bir durumsa, yani arda bir futbolcu olarak değil de galatasaray'ın saha dışındaki gücünü artırmak için bir siyaset adamı olarak bu takıma gelecekse bu başkanın acziyetinin bir numaralı göstergesidir. arda'nın saha dışı katkısını koskoca galatasaray yönetimi sağlayamıyorsa, en kısa sürede istifa edip bu görevi bırakmalılar. eğer fatih hoca "siz yönetim olarak galatasaray'ın hakkını koruyamıyorsunuz, sizin yapamadığınız işi yapsın diye arda'yı getirmek zorunda kalıyorum" diyorsa yerden göğe haklıdır. galatasaray yönetiminin fatih hocayı böyle zor bir duruma sokma hakkı da lüksü de yoktur.
yok eğer arda bir futbolcu olarak gelecekse, başkan'ın da "iki senedir topa değmemiş, skandallarıyla meşhur olmuş bu futbolcunun galatasaray'a faydası olacağını düşünmüyorum" deme hakkı elbette var. açıkçası bu iki ihtimalden hangisi doğru bilmiyorum, her kafadan bir ses çıktığı için emin olamıyorum. ama yönetimin galatasaray'ın haklarını yeterince koruyamadığı ve bu konuda daha güçlü olması gerektiği tartışılmaz bir gerçek.