enteresan bir şekilde futbol direktörü gibi konuşan teknik direktör.
birinin acilen kulağına "hocam sen teknik direktörsün unuttun galiba." demesi lazım. çünkü imza attığı gün hariç sürekli şikayet, sürekli bahane, sürekli işi dışında konular konuşma yöneliminde kendisi. oysa geldiğinden beri işini yapmadığı gün gibi ortada olan bir teknik direktördür.
geldiğinden beri 3 lig maçı oynandı ülkede. 270 dakika eder. yine gelmeden önce tüm takımlar kamplarını yapıp, sona erdirmek üzereydi. yani oyuncular da hazırdı. sürekli bahsettiği yabancı sınırı işinin, yerlilerin oynamaması işinin vs. yabancı sınırının değil, yerli, göt göbek büyüten, 1.80 bile olmadığı halde 90 kilo olan türk oyuncuların problemi olduğunu anlamak istemeyecektir. oysa ki bu ligde yerli olup, yerine yabancı adam koyulamayan çok futbolcu var. ilk örnek kendisinin, yanılmıyorsam, kadroda bile düşünmediği yusuf yazıcı. yusuf avrupa'ya gidenler hariç şu an ülke içindeki futbolu en iyi oynayan genç oyuncu. hem de ersun yanal gibi futbolu öldürmeyi tercih eden bir hocanın elinde yapıyor bu işi. türkiye liginin kötü çimlerinde, rakiplerin keşmekeşe çevirdikleri futbol düzeninde bilgisini ortaya koyabiliyor.
ikincisi alanyasporlu emre akbaba. geçen sene düzenli olarak forma giydi. topla dribbling özelliği olan ki bu özelliğin ne kadar kıymetli olduğunu bu sene ki galatasaray'dan anlayabiliyoruz, maç tecrübesi olan, üstelik skor katkısı da verebilen versatil bir oyuncu var. yine kadroya alınmadı. neden? toplamda 45 dakika oynamamış selçuk alındı arda bey istedi diye.
üçüncüsü deniz türüç. geçen sene basketbol tabiriyle double double yaptı bu adam. şutu var, dribbling'i var, alan açan pasları da vasatın gayet üzerinde. ama kadroda yok. neden? anadolu takımında oynuyor. yani bu ülkenin topçusu muamelesi görmüyor. onun yerine kim var? tam olarak 7-8 aydır bir kuruş forma giymeden dünyanın sosyal medya post'unu atan arda turan var.
2 eylül 2017 ukrayna türkiye maçında girdi oyuna, yine götünü kaldıramayıp tonla top ezdi. son dakikada da bi tane laubali vuruş ile belki olabilecek tehlikenin içine etti.
dördüncüsü mahmut tekdemir. senelerdir emre ile yanyana oynuyor. büyük seviyeler hep soru işaretiydi kendisi için ama bu sene brugge ve sevilla maçlarında oralarda da sırıtmadan işini yapabileceğini gösterdi. ama alınmadı. neden? adı mahmut tekdemir. işini yapıyor diye pek sesi çıkmayan, medyada kankası falan yok diye konuşulmayan bir oyuncu.
2 eylül 2017 ukrayna türkiye maçında kim oynadı onun yerine? cihan pehlivanı, 90 kiloluk, ağır siklet sayılabilecek ozan. ne yaptı tüm maç? bir tane dönen top toplayamadı, bir elin parmağını geçmeyecek sayıda top kazandı. rakip kontralarında bir kere bile kadrajda gözükemeden maç bitirdi.
beşinci oyuncumuz yalçın ayhan. senelerdir bu ülkenin liglerinde forma giyiyor. kalitesini sabaha kadar tartışabiliriz ama tecrübesini asla. büyük takım tecrübesi bile var üstelik. lucescu
2 eylül 2017 ukrayna türkiye maçından önce uzun toplarla kontralara çıkıyorlar diye gayet yerinde bir tespitte bulunmuştu. peki senelerdir böyle uzun topları karşılayan yalçın neden kadroda bile düşünülmedi? bu adam yerine kim oynadı? mehmet topal. stoper oynadığı tüm maçların tabir-i caizse içine eden mehmet topal tek başına fenerbahçe'nin vardar'a karşı elenmesini sağladı hemen daha 2 hafta önce. çok geçmiş bir konu değil yani. buradaki beceriksizliği zaten diğer milli maçlarda da belli etmişti kendini.
şimdilik 5 tane saydım. üçü senelerce beraber oynadı üstelik savunma için bu uyum aranıyorsa ligde bu işi en kompakt yapan takımın, başakşehir'in oyuncularıydı. ve dikkat ettiyseniz sadece bizim ligde oynayan oyunculardan gittim. bunların herhangi birinin milli takıma çağırılması mı daha şaşırtıcı olurdu? yoksa çağırılmaması mı?
ki elde bir çok da yurtdışı yapmış stoperlerimiz, ortasahalarımız mevcut.
yani kısaca
2 eylül 2017 ukrayna türkiye maçı'ndaki utanç duyulacak oyunu yabancı, yerli kıyasıyla değil doğru ve formda oyuncu ile kendine bakmayan süre almamış topçu kıyasıyla açıklayabiliriz sadece. lucescu acaba hiç son 2 senedir bu türkiye ligi takımlarının en çok hangi formasyonu kullandığını, en çok nasıl bir oyun felsefesiyle oynadığını araştırmış mı? dizilimini, oyuncularına vereceği görevleri iyice incelemiş mi? takımların savunma kurgularını, hücum planlarını bir kere olsun analiz etmiş ve ettirmiş mi? lige bu kadar takıldığı için bunları soruyorum ben. 18 takımdan 1'er tane formda türk oyuncu bulamayıp rakip 2 takımla milli takımını oluşturuyor diye açık açık yalan söylemesini falan geçiyorum tabi. dün ukrayna yanlış saymadıysam 5 farklı takımın oyuncularının bir araya gelmesinden oluşmuş iken türkiye için de bu rakam yine aynıydı.
neyse.
sırf şu maç sonu toplantısı rezilliği için ben yıldırım demirören olsam "sen bu ülkeye bahane üretmeye mi geldin? yoksa teknik direktörlük yapmaya mı?" diyerek kovardım.
öyle rezil bir sahadışı performansı sergilemekte kendisi. sahaiçinde performans bile yok zaten.