resim
Michael Heinz Skibbe
Görev:Teknik Direktör
Takım:Sanf. Hiroshima
Yaş:58
Uyruk:Almanya
  • 143
    baştan beri skibbe'ye sabredilmesi gerektiğini düşünen biri olarak(istikrar açısından) benim de kendisinden bir umudum kalmamıştır. neticede yıldız futbolcu olmak için sahada yıldız gibi oynamak gerekiyorsa bir teknik direktör için de adından kariyerinden çok, neler yaptıgı takıma nasıl bir hava kattıgı önemlidir. sezon başlangıcını çoktan geçtiğimize göre ve geride kalan zaman içinde 2-3 maç hariç dogru düzgün futbol oynamayan mücadele etmeyen ve nerdeyse 2 maç üstüste kazanamayan bir galatasaray izledik. ülkemizde bir baska takımın basına gelmis olsaydı simdiye kadar çoktan geri gönderilmiş olurdu zaten ama bizde de çok fazla bi ömrü kalmadıgı kanaatindeyim.

    bu arada dünyada baska bir örneği yoktur heralde geçen sene 5 atıp elediğin takımın hocası bir sonraki sene senin başına danışman olarak getirilsin. tarihe geçtin skibbe.
  • 467
    tarih 22 şubat 2009. bir pazar günü. galatasaray 3-2 mağlup durumda. baros penaltıyı kullanıyor, fileleri bulamıyor ve dönen top gol oluyor. ardından bir gol daha. skor 5-2. galatasaray kendi sahasında kocaelispor’a 5-2 kaybediyor ve hemen kelle isteniyor. medya, taraftarlar olmuş bir yeniçeri. yeniçeri skibbe’nin kellesini istiyor. yönetim de onlara istediklerini veriyor.

    michael skibbe..

    bu adamı yolladıkları gün içime kocaman bir yumru oturmuştu. futbola ihanet ettiğimizi düşünmüştüm. futbolu bilenleri içimizde barındıramadığımız ve osmanlı döneminden kalan şark zihniyetinin “türkiye’nin batıya açılan kapısı olan” galatasaray’da olması trajikomik bir hadiseydi.

    o esnalarda forumlarda çok faal olduğum dönemlerdi. sürekli skibbe’nin arkasında olan, onu kollayan, ona sonuna kadar sabredilmesi gerektiğini ileten bir çizgideydim. bu adamın futbolu bildiğini ama bizim onu anlayamadığımızı sürekli sayıklayıp dururdum. işler kötü gidecek gibi olurken bile bir kampanya başlatmıştım kendi çapımda; “skibbe ile 5 yıllık sözleşme imzalansın” adında.

    michael skibbe’yi çok severim. onu daha ilk günden sevmiştim. sonuna kadar da sevdim. galatasaray’da görev aldığı ve hizmette bulunduğu için gurur duydum. bugünlerde o gururum kabarmış durumda. çünkü skibbe’nin geçen sezonun ortasında antalya’da kamp yaparken yapmış olduğu bir röportajda söyledikleri, aslında benim ve futbolu bilenlerin ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu.

    skibbe’ye sürekli laf eden kişilere karşı savunmam belliydi. galatasaray yıllar sonra avrupa’da ağırlığını ortaya koyan bir oyun oynuyordu. galatasaray pas futbolu oynuyordu. kaos futbolu bırakılmış ve göze hoş gelen bir futbol ile gözlerimizin pası siliniyordu. ama skibbe tüm bunları yapmaya çalışırken yönetimin hiç onun yanında olmadığını, destek vermediğini ve bu adamın yalnız bırakıldığını, eğer ortada sorunlar varsa en az hatalı olan kişinin skibbe olduğunu söylüyordum. nihayet skibbe ilgili röportajda resmen beni haklı çıkarmıştı. ilgili röportaja şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

    http://www.footballvsfashion.com/...meli-acklamalar.html

    şu ana dönüp baktığınızda skibbe’nin ne suçu vardı diye sormadan edemiyor insan. skibbe, mental olarak değiştirilmesi ve yetiştirilmesi gereken oyunculardan yana yardım istediğinde yönetimin “değişmez o” demesi kadar aciz bir durum olabilir mi?

    işin ilginci ise rijkaard kadar aranmayan, arkasından hiç ağlanmayan skibbe, rijkaard'a nazaran takımı daha iyi oynatmıştı. bazı maçlarda gözlerimizin pasını silmişti. o anlar rüya gibiydi. ama balık baştan kokunca o koku herkesi batırıyor.. skibbe'nin gitmesine rijkaard'ın gidişinden daha çok üzülmüştüm. içine two and a half man kaçması umurumda bile değildi.

    http://www.exposay.com/...n-benefit-L8epFp.jpg
  • 425
    en geç sezon sonunda yollar ayrılacaktı, sezon sonu beklense ne ligde ne de avrupa'da fazla bir değişiklik olmayacaktı. yerine bülent korkmaz'ın getirilmesi ise bir beklentiden falan değil, taraftarı bir müddet oyalamak içindir. takımın efsane isimlerinden birini gören taraftar yönetime sövmeyi bırakacak, hatta sezon sonunda yaşanan başarısızlığın faturasını da yönetime değil; enkaz devralan bülent korkmaz'a kesecektir...

    peki buna rağmen büyük kaptan neden görevi kabul etmiştir?

    (bkz: #262957)
  • 650
    şu aralar thomas tuchel ismi gündeme gelince taraftarlar tarafından anlamsız şekilde akıllara getirilen ve hunharca eleştirilen teknik direktör. almanyada lokal başarıları olmayabilir yada türkiye'de galatasaray sonrası macerası kötü geçmiş olabilir ama ben kendisinin galatasaray da ne derece başarısız olduğunu her daim sorgularım arkadaş. ben mi yanlış hatırlıyorum bu adam varken ankara deplasmanları, kocaelispor, hertha berlin maçı, deplasmandaki benfica maçı, içerdeki beşiktaş maçı muazzam maçlar çıkartıyorduk, şiir gibi top oynuyorduk resmen kewell, lincoln, nonda, baros ve arda'dan maksimum performans alıyordu ancak ne zaman adnan polat yardımcılarını "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" mantığı ile sepetledi işler değişmeye başladı. sonrasında da defansında bi var bi yok emre güngör, servet çetin, serkan kurtuluşlar, sabrilerle bi yere kadar götürebildi işi. garip bir kocaeli maçı sonunu getirdi. kendisinin kötü bir teknik direktör olduğuna kesinlikle inanmıyorum taraftar tuchel deyince kafasındaki "yeni skibbe" anlayışını bi sorgulamalı ve o sezon oynadığımız maçları bir kere daha anımsamalı.
  • 123
    tarihte bir söz vardır. "olayları, o zamanki şartlara göre değerlendirin" derler. tabii bunu çıkıp biri kafamıza çakmadığı sürece anlayamayacak kadar anlayışı kıt bir millet olduğumuzdan dolayı kendisinin eleştirilmesine, istifasının istenmesine, kafa, göz dalmak istenmesine şaşırmadığım teknik direktördür.

    bu sezon ligimiz böyle işte. anadolu takımlarıyla oynanan 30 maçtan 26-27 galibiyet çıkarılması beklendiği için başarısız addediliyor kendisi. ligin son 2-3 haftasına kadar sanmıyorum ki ligden kopma ihtimalimiz olsun*.
    sanki fatih terim'in ilk senesinde ligin devre arasına kadar 15 puan fark atmıştık! hani alzheimer(!) olanlar hatırlamaz belki tam tersi durumdaydık. kendi sahamızda fenerbahçe'den 4 yemiştik. hem de 4-0 falandı. psg'den de deplasmanda 4 yemiştik, yanlış hatırlamıyorsam. yani ne avrupa'da bir numara kalmıştı, ne ligde. ama her ne hikmetse o takım şampiyon olmuştu.

    nitekim gerets'in trömsö'ye elenmesi, ligin bitimine 3 hafta kala kadıköy'de 4 yenmesi falan gerets'i ve fatih terim'i efsane haline getirmişti bu sonuçlar sanıyorum!

    duruma bakılınca biz yine fener'den 4 yedik. dolayısıyla bu sene şampiyon biziz. 10 puan da, 20 puan da geriye düşsek şampiyon biz olacağız, buna inanıyorum ki durumumuz kötü bile değil bence. puanlar liderden, 7-8.sıraya kadar olan takımlarda gayet düzgün bir şekilde dağılmış durumda. bu ligde daha çok puan kaybı olacak. ümitsizliğe de gerek yok.

    skibbe eğer sezon sonuna kadar kalırsa bu yazdığımı da "aha buraya yazmıştım" şeklinde tekrar gündeme getireceğim. umarım skibbe kalır çünkü avrupa'da son 7 sezondur en iyi halimizdeyiz. skibbe'nin gönderilmek istenmesini anlamak hem mümkün, hem değil.

    anlamak mümkün, çünkü şımarık bir galatasaray taraftarı var. vakti zamanında 14 sene şampiyonluk hasretiyle tutuşmuş taraftarların anlattıkları bunu en güzel şekilde açıklıyor. galatasaray takımını fazlasıyla şımarttı. 1996-2000 yılları arasında gelene 3 gidene 5 atan takımın taraftarları şimdi büyüdü. 20'li yaşlarına vardılar. akılları halen gelene 3, gidene 5 atmıyorsan iyi takım değilsindir mantığıyla işliyor.

    anlamak mümkün değil, çünkü basın tarafından galatasaray'ın hakkı yendiğinde galeyana gelenler aynı şeyin bin beterini kendileri yapıyor. skibbe'yi, futbolcuları infaz ediyor. ve daha birçok şey var anlamanın mümkün olmadığı.

    sonuç itibariyle bu sezon skibbe ile devam edilmeli. bana kalsa fatih terim gibi 4 sezon kalsın ama bu ortamda zor. skibbe'nin arkasında öyle bir yönetim olmalı ki skibbe'ye kovmak isteyene tekmeyi basmalı. bu taraftar mı misal? demeli ki gelmezsen gelme, çok da umrumdaydı. senin gibi taraftara ihtiyaç yok! aynen bunları yapmalılar.
    sonra basından biri abuk subuk eleştiriler mi yapıyor**? bağlanacaksın canlı yayına, öyle bir rezil edeceksin ki onları daha sesini çıkaramayacak.
    bak o zaman kimse adam gibi ses çıkarabiliyor mu! emin olun kimse birşey yapamaz. fatih terim bu işi kendi yapardı. o yüzden taraftardan pek ses çıkamadı. gerets'in arkasında da müthiş bir başarısızlık vardı, milletin konuşmaya mecali kalmamıştı. ama geçen sene şampiyonluk geldi, yine herkesin çenesi düştü. skibbe'nin en büyük dezavantajı budur. yönetim kendisini savunmuyor. taraftara da, basına da kendisini ezdiriyor.
  • 138
    eger gonderilecekse de gonderilme sekli asla boyle olmamasi gereken teknik direktor.
    galatasaray'i diger kluplerden ayiran ozelligi kendi icinde ki klasi, kendi kulturudur. ve su ana kadar yapilan; skibbe'den habersiz yardimcilarinin kovulmasi, bir anda karl heinz feldkamp'in altinda calismaya baslamasi; eger onu istifaya zorlamak icin yapiliyorsa cidden cok ayiptir. bize yakismaz.
    biz 1.5 yildir sakat olan, artik galatasaray formasi giyerken hatirlayamadigimiz linderoth'a bile sahip cikiyorken, teknik direktorumuzu bu kadar sahipsiz birakmamaliyiz.
    kotu olabilir, vizyonu dar olabilir, daha binlerce kotu ozelligi olabilir ama boktan bile olsa o suan galatasaray teknik direktoru sifatina sahiptir. bu kadar kolay harcatmamamiz lazim.
  • 37
    zamanında ünlü türk düşünürü fatih hoca'nın da belirttiği gibi ülkemizde 70 milyon teknik direktör bulunmasının zararlarını çeken ve böyle giderse de tez zamanda ipi çekilecek teknik direktörümüz.nedense 'birşeyler hemen olsun' şeklinde beklentilerimiz oldugu için çabuk galeyana geliyoruz.futbol malesef şunu koy sağbeke ileriye de bunu koy şampiyonsun işte demekle olmuyor.elbette lige daha iyi başlayan takımlarımız oldu,sezona bomba gibi girip sonrasında kötü bitirdigimiz yıllar da oldu.yakın tarihte tromso yenilgisinin ardından olanları düşünün.gerets yönetiminde o sene çok iyi bi takım olup rekor puanla da şampiyonlugu almıştık.ben de isterim şu güzel kadromuz varken takır takır top oynayalım gelene geçene 5 atıp resital yapalım.hatta şöyle içimizden yetişmiş türk bi teknik direktörle şöyle herkese 'vaybe ne takım' dedirtip presli bol hücumlu hızlı futbolumuz olsun.ama futbolun içinde sakatlıgı da var formsuzlugu da var hataları da var.dünyada bütün sezon süper top oynayıp her maçını kazanan bi takım oldugunu hatırlamıyorum.neticede ligler yeni yeni oturmaya başladı ve kaybettiğimiz maç ligin en zor deplasmanlarından bursa maçı.herkes daha bi sakin olup 'istikrar' kelimesinin anlamını öğrensek güzel günler görcez inşallah.
  • 238
    bir allahın kulu çıkıp da skibbe istifa diye bağırsa elini ayağını öpeceğim.iki sene önce konya deplasmanı sonrası havaalanında go home gerets diye bağıran taraftarlar yeniden ortaya çıksın da almanca bir şekilde bu adama kapıyı göstersinler.ama kabahati skibbede değil,onu getiren zihniyete sahip yönetimde bulmalıyız.lincoln,kewell,baros gibi yıldızların olduğu bir takımın başına teknik adam seviyesi olarak amatör biri getirilir,sonra bu adam size ilk kazığı şampiyonlar ligine kalamayarak atar görmezden gelirsiniz,sonra her maça bahane arar hatta faturayı utanmadan yardımcılarına keser bunu da görmezden gelirsiniz,takım fenerden fark yer yine görmezden gelirsiniz,sivasla 10 günde 3 kez karşılaşmasına rağmen bir kez bile kazanamaz yine görmezden gelirsiniz,bugünkü maçın kaybedilmesi ve diğer takımların kazanmasıyla puan farkı iyice artacak ve lig treni de kaçmak üzeredir bilmem kaçıncı kez görmezden gelirsiniz,gençlerin hiçbirinden faydalanamaz görmezden gelmeye devam edersiniz.bari şu yazdıklarımı görmezden gelmeyin de anlayın artık yüzyılın teknik direktör rezilliklerinden birisini gerçekleştirdiğinizi.
  • 90
    sadece yapamadıklarıyla değil, söyledikleriyle de hareketleriyle de ne kadar saçma sapan bir teknik direktör olduğunu ispatlamış zat-ı muhterem...

    birçok saçma açıklaması var da, fenerbahçe maçından sonra kendileri hala diyor ki "golümüz verilmedi"...ya insaf skibbe, hakkatten insaf...defansta zaaflarımız vardı demiş...defansta zaafımız hep vardı ve sen hep sakatları bahane ediyordun ve biz hep hücum gücümüzle övünüyorduk..peki neredeydi o hücum fenerbahçe maçında skibbe? ikinci yarı kalenin önüne gelebildin mi bu son yılların en kötü fenerbahçesi karşısında?

    takım mı kötü? sadece şanssızlık mı? teknik direktör mü kötü? takım kötü değil, çok ortada...kadromuz şu anda türkiye ligini rahat rahat şampiyon olacak kalitede...şanssızlık mı? bursa şanssızlık olabilirdi, eskişehir de olabilirdi ancak üçüncü de şanssızlık demek abes kaçar..kaldı ki saydıyım üç maçta da ciddi anlamda kötü oynadık...geçen sene 34 haftada 3 mağlubiyetimiz varken, bu sene 10. haftada 3. mağlubiyetimizi aldık ve hala bazı arkadaşlar skibbeye şans verilmesi gerektiğinden dem vuruyorlar..

    skibbenin kariyerinde doğru düzgün başarısı yok, ve kime, niye zaman tanımamız gerekiyor anlamadım...

    not: kimse şimdi benfica maçıdır, olimpiyakos maçıdır diye bik bik konuşmasın lütfen..bu takımda skibbe zerre disiplin sağlayabilse, takımı zerre organize edebilseydi bunun meyvesini kadıköyde rahat rahat görürdük..benfica maçı, kadronun kalitesidir, fenerbahçe maçı teknik direktörün kalitesizliğidir..nokta.
  • 730
    13 ağustos 2008 galatasaray steaua bükreş maçı'nda, maç istanbul'da oynanmasına rağmen elindeki tüm stoperleri sahaya sürmüş tekmik direktör.

    kadromuz şöyleydi:

    aykut erçetin

    emre güngör - emre aşık - servet çetin - hakan balta

    fernando meira - mehmet topal

    hasan şaş - lincoln - arda

    nonda

    78. dakikada gol ümidi erhan şentürk'ü sahaya sürmüştü.

    bunun dışında mehmet güven'i sol bekte oynattığı bir maç hatırlıyorum.

    ben çok beğenmezdim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın