dünyanın sayılı hakemlerindendi.
almanya'da yetişmiş, oranın havasını suyunu koklayarak ve oranın huyunu alarak adam olmuştur.
buraya kadar dünya çapında son derece saygıdeğer bir insan örneği çizmektedir.
ancak bozuk düzenin bireyi nasıl dejenere ettiğinin de örneğidir bu kişi. türkiye'ye gelmesi, ranta ortak olması ve bu rantta payının devam etmesi için yine birilerinin ağzından çıkmış yorumları kendi adına dillendirmesi bu dejenerasyonun kanıtıdır. bozuk bir düzenin parçası olmak için bozulmanız, dejenere olmanız gerekir. bu durumda galatasaray'ın önünde iki seçenek var. ya bu düzeni değiştirecek ki türkiye'nin başında düzenin yaratıcısı bu hükümet varken becerebilir mi o da ayrı bir konu, ya da bu düzenin bir parçası olacak.
ben taraftar olarak ilerleyen yıllarda galatasaray'ın önünün kesilmesine, ekonomisine devlet tarafından bilinçli olarak zarar verilmesine ve başarısızlıklara hazırım. zaten mevcut sistemde elde edilecek hiç bir başarı bana çok da sevindirici gelmeyecek. ancak dejenere olmasını hiç bir şekilde kabul edemem.
bir stadda oynayabilmek için fikret orman gibi galatasaray başkanı'nın spor bakanının peşinde koşmasını,
şikeden aklanabilmek için resmi sitemizin akp yayın organı gibi davranmasını sindiremem.
ünal aysal'ın avrupa'da oynarız fikri sadece basketbolda değil, tüm branşlarda kuvvetli bir alternatif olmalı.
ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin diye bir ata sözünün olduğu memlekette o deveyi gütmemeyi temenni ediyorum.