126
ülke futbolunun uzun yıllardır süregelen durumunun sonucudur.
çünkü 2000'li yılların başından beri türk futbolu yıldız oyuncu transferi üzerine şekillendi. şampiyonluklar böyle geldi, başkanlar yıldız oyuncu vaadleriyle seçildi, spor gazeteleri yıldız oyuncu haberiyle satıyordu. hala da farklı formlarda devam ediyor spor gazetesi kalmadı ama haber sitesinden tıklanma oldu.
bunu sadece yıldız topçu üzerine de endesklememek lazım çok alıp az satma üzerine kurduk bir çok şeyi. bizim kuzey avrupa ülkelerinden, iskoçya'lardan farkımız buydu. ülke futbolu; taraftar - yönetim - medya 3'lüsünün yıldız, kariyerli adam alarak yürüyelim etkisiyle gitti. kimi zaman taraftar bekledi, medya şişirdi, yönetim aldı kimi zaman medya şişirdi taraftar yönetime yüklendi, yönetim aldı. kimi zaman yönetim bu vaadle geldi uçaklar inecek dedi veya internet arama motoru kullanarak dünya yıldızları gelecek dedi taraftar beklentiye girdi diye gittin mecbur kaldın aldın vs bu 3 özne birbirinden daha suçsuz değil bence. tek tek olaylara bakarsan birinde o suçlu öbüründe bu suçlu dersin ama toplamda hepsi suçlu. iskoçya'da böyle bir taraftar yok böyle bir spor medyası yok böyle yönetim de yok. en nihayetinde karar alıcı olan yönetim suçludur da 2002'de hollanda'dan yönetici getirsen koysan, fener bu kadar yıldız oyuncu transferi yapıyor biz yapmıyoruz bütün oyuncular hoca baskı altında tribünlerde uğuldama olmasın iki tane de biz yapalım bari diye yıldız alırlardı.
bu modelle zaman zaman doğru kadro/doğru hoca ile avrupa'da başarılar geldi ama sürdürülebilir olmayacağı çok açıktı. borçlar git gide arttı ve döviz kurunun artışı ile de işler içinden çıkılmaz bir noktaya geldi. bugüne bakarsak; doğru modeli uygulayacak maddi imkan kalmadı. elde ne oyuncu yetiştiren altyapılar var ne para var. scouting yapayım oyuncu buldum onu alayım diyorsun alamıyorsun brighton alıyor 1 sene kiraya veriyor. onyekuru - seri tutayım geçen seneden uyum sağladılar diyorsun olmuyor oyun devamlılığın sekteye uğruyor zamanında felipe melo'yu tutabiliyordun mesela ve devamlılık yaratıyordun şimdi ise daha düşük kalibredeki kendi takımlarında kadroya giremeyen oyuncuları tutamıyorsun. al sana makas. bugün olsa alamazdın tekrar melo'yu falan. bu sefer oyun devamlılığın olmadığı için hoca tekrar yapı kurmaya uğraşır sende modern futboldan uzaklaşmış derdin 8 sene önce de. neyse bunlar olmayınca mecburen sürekli kiralık yama veya free transfer yapıyorsun. ordan da yüksek kontratla geri dönüşsüz mal almış oluyorsun. bu ffp kalksa bunun önümüzdeki sene tff limiti var, kulübün borcu harcı var. yine istediğin gibi 5-10 milyon euroluk scout yatırımı yapabileceğin şüpheli. 5-10 milyon euro diyorum büyük liglerdeki küme düşme hattı takımları için çerez parası olmuş durumda. makas açılmakla kalmadı treni de kaçırdın. hocaya falan sallamak kolay olanı. kaç tane avrupa modeli deneyen adam gördük hepsi yarıda bırakmak zorunda kaldı. en son örnek ali koç - cocu. inanılmaz yüksek kredili başkan, hollanda'dan başarılı gelen hoca. adam ilk devreyi bitiremedi. burda da fatih terim'e laf sokup sokup simülasyon yaratmaya çalışıyorlar. çok gördük o modelleri burda kopyala yapıştır yapmaya çalışınca bir bok olmuyor.
çünkü 2000'li yılların başından beri türk futbolu yıldız oyuncu transferi üzerine şekillendi. şampiyonluklar böyle geldi, başkanlar yıldız oyuncu vaadleriyle seçildi, spor gazeteleri yıldız oyuncu haberiyle satıyordu. hala da farklı formlarda devam ediyor spor gazetesi kalmadı ama haber sitesinden tıklanma oldu.
bunu sadece yıldız topçu üzerine de endesklememek lazım çok alıp az satma üzerine kurduk bir çok şeyi. bizim kuzey avrupa ülkelerinden, iskoçya'lardan farkımız buydu. ülke futbolu; taraftar - yönetim - medya 3'lüsünün yıldız, kariyerli adam alarak yürüyelim etkisiyle gitti. kimi zaman taraftar bekledi, medya şişirdi, yönetim aldı kimi zaman medya şişirdi taraftar yönetime yüklendi, yönetim aldı. kimi zaman yönetim bu vaadle geldi uçaklar inecek dedi veya internet arama motoru kullanarak dünya yıldızları gelecek dedi taraftar beklentiye girdi diye gittin mecbur kaldın aldın vs bu 3 özne birbirinden daha suçsuz değil bence. tek tek olaylara bakarsan birinde o suçlu öbüründe bu suçlu dersin ama toplamda hepsi suçlu. iskoçya'da böyle bir taraftar yok böyle bir spor medyası yok böyle yönetim de yok. en nihayetinde karar alıcı olan yönetim suçludur da 2002'de hollanda'dan yönetici getirsen koysan, fener bu kadar yıldız oyuncu transferi yapıyor biz yapmıyoruz bütün oyuncular hoca baskı altında tribünlerde uğuldama olmasın iki tane de biz yapalım bari diye yıldız alırlardı.
bu modelle zaman zaman doğru kadro/doğru hoca ile avrupa'da başarılar geldi ama sürdürülebilir olmayacağı çok açıktı. borçlar git gide arttı ve döviz kurunun artışı ile de işler içinden çıkılmaz bir noktaya geldi. bugüne bakarsak; doğru modeli uygulayacak maddi imkan kalmadı. elde ne oyuncu yetiştiren altyapılar var ne para var. scouting yapayım oyuncu buldum onu alayım diyorsun alamıyorsun brighton alıyor 1 sene kiraya veriyor. onyekuru - seri tutayım geçen seneden uyum sağladılar diyorsun olmuyor oyun devamlılığın sekteye uğruyor zamanında felipe melo'yu tutabiliyordun mesela ve devamlılık yaratıyordun şimdi ise daha düşük kalibredeki kendi takımlarında kadroya giremeyen oyuncuları tutamıyorsun. al sana makas. bugün olsa alamazdın tekrar melo'yu falan. bu sefer oyun devamlılığın olmadığı için hoca tekrar yapı kurmaya uğraşır sende modern futboldan uzaklaşmış derdin 8 sene önce de. neyse bunlar olmayınca mecburen sürekli kiralık yama veya free transfer yapıyorsun. ordan da yüksek kontratla geri dönüşsüz mal almış oluyorsun. bu ffp kalksa bunun önümüzdeki sene tff limiti var, kulübün borcu harcı var. yine istediğin gibi 5-10 milyon euroluk scout yatırımı yapabileceğin şüpheli. 5-10 milyon euro diyorum büyük liglerdeki küme düşme hattı takımları için çerez parası olmuş durumda. makas açılmakla kalmadı treni de kaçırdın. hocaya falan sallamak kolay olanı. kaç tane avrupa modeli deneyen adam gördük hepsi yarıda bırakmak zorunda kaldı. en son örnek ali koç - cocu. inanılmaz yüksek kredili başkan, hollanda'dan başarılı gelen hoca. adam ilk devreyi bitiremedi. burda da fatih terim'e laf sokup sokup simülasyon yaratmaya çalışıyorlar. çok gördük o modelleri burda kopyala yapıştır yapmaya çalışınca bir bok olmuyor.