hani hep diyoruz ya, "sahadakiler içimizden biri gibi olsun, savaşsın, formanın hakkını versin" diye, geçerliliği falan yokmuş bunun görünüşe göre.
lorik cana dediğimiz adamın kolunda, ali sami yen'in amcasının söylediği bir sözün dövmesi var.
lorik cana dediğimiz adam, psg'de oynarken beşiktaş'ın kendisiyle ilgilenmesi üzerine kendilerine: "bir gün türkiye'ye geleceğim ama geleceğim kulüp sadece ve sadece galatasaray olabilir." yanıtını vermiş bir adam.
lorik cana dediğimiz adam, "bütün ailem şahidimdir, galatasaray tarihini bildiğimden beri hep ben galatasaray'ı desteklerdim." demiş bir adam.
lorik cana dediğimiz adam, neredeyse gittiği her kulüpte kaptanlığa yükselmiş adam.
lorik cana dediğimiz adam, adam.
ama gel gelelim, bu adamı da beğenmiyoruz. kimi beğendik ki gerçi? elano'yu da beğenmedik, misimovic'i de beğenmedik vs.
böyle yabancı bulunur mu yahu? var mıdır veya? takımda cana'nın yarısı kadar o formayı hak etmeyenler dururken cana'nın gitmesi, bir de 3 milyon euro mu ne veriliyor yanında. şaka gibi.
lorik cana gibi adamlardan teknik taktik bi' şeyler beklemeyeceksin o kadar - ki tekniği falan söylendiği kadar kötü de değil -, bülent korkmaz gibi takımın liderliğini üstlenir tekniğinden, taktiğinden önce. bülent korkmaz çok mu teknikti, yetenekliydi? yoo, gayet de sınırlı sayıdaydı yetenekleri fakat o bu eksiğini liderlik özelliğiyle, mücadelesiyle, savaşçı ruhuyla kapatıyordu, hatta fazla fazla kapatıyordu..
yoook, türkiye'de 50 tane cana gibi adam bulurum ben yaa..
alt yapıdakileri tokatlayan, sahada ruh gibi gezinen, kaybettiği maçlardan sonra galatasaray'ın durumu şeyinde bile olmayanlar bize müstehak.
daha fazla söylenecek bir şey yok.
yazık, hem de çok yazık.
http://jaimelesport.blogspot.com/...ik-cana-uzerine.html